YAĞMUR
Yağan yağmuru dindiremeden gittiği günden en başından yaşadıklarımı anlattım bir tek onu sevdiğimi söyleyemedim öfkesinden odanın içinde volta atıp durdu. Hiç ummadığım anda kollarının arasına alıp sardı hıçkırıklarım kesilmemiş kollarının arasında saçlarımı okşayarak sakinleştirmeye çalışıyor ne bu şimdi bana acımış mıydı? Yoksa vicdanını rahatlatmaya çalışıyor? Her ne ise umurumda değil bana sarılışındaki sıcaklıktan ayrılmak istemiyorum hep beni böyle sarıp sarmalasın kokusunu içime çektim. Biraz geri çekilip önüme düşen saç tutamımı kulağımın ardına yerleştirdi
“ geçmişi geri getiremem ama bundan sonra kimse sana zarar veremez söz veriyorum bilirsin beni sözümü tutarım “
Başımı hafifçe salladım elimden tutarak yataktan kaldırdı banyodan içeri girdik suyu açtı ne yapacak diye beklerken yüzümü yıkadı
“ sakinleş artık hepsi geride kaldı “
Yüzümü kuruladı
“ biran önce hazırlan amcam bizi aşağıda bizi bekliyor “
Banyodan çıkarken ellerim tezgâha koydum sakinleşmeye çalışıyordum bakışlarımı aynaya değdi banyo kapısından bana baktığını fark ettiğimde gitti. O bakışların ne anlatmaya çalışıyor bilemiyorum oda dan tamamen çıktığında bende hazırlanmak için harekete geçtim…
Basamaklardan aşağı indim amcasını çok küçüktüm hayal meyal hatırlıyorum isyan ederek konağı inletmiş gitmişti. Bir daha geri dönmedi kendine yeni bir dünya inşa etmiş mafya olduğu haberini almıştık o günden sonra kimse onun adını konakta almamıştı. Arada Devran ile görüştüğünü biliyorum babası öğrendiğinde kıyamet kopmuştu o umursamadan görüşmeye devam ediyordu. Tepkisini bilmediğimden korkuyorum bahçeye adım atmamla gözler benim üzerime çevirdiler. Ayaklarım bir adım atamazken Devran yanıma geldi elimden tuttuğunda kısa bakış attım hadi dercesine birlikte yanlarına gittik.
“ evine hoş geldin kızım “
Tayfun amcadan böyle sıcak bir karşılama beklemiyordum eline uzandım ama o bana sarılmayı tercih etti
“ hoş geldin kızım “
Yanındaki kadın eşi olmalıydı o da sarılmıştı
“ ben Ceylan “
Alaycı bakışları ile elini uzattı sadece parmak uçları ile elimi sıkmakla kaldı
“ hadi kahvaltıya oturalım “
Devran sandalyemi çekti oturduğumda yanımdaki sandalyeyi çekip oturdu Ceylan gözlerimi üzerimden çekmezken diğerleri sohbet ederek kahvaltılarını yapıyordu
“ Yağmur tabağına dokunmamışsın kızım beğenmedin mi? “
“ her şey çok güzel pek iştahım yok “
“ aa öyle olur mu kızım? “
Tam ağızımı açarken Tayfun amca
“ olanlardan haberim var kendine iyi bakman gerek “
Sert tonda söylemişti
“ Devran nikah işlemlerini biran önce hallet uzamasın “
“ tamam amca yakında geri döneceğiz “
“ o niye miş? “
“ son sınavlarına girmesi gerek “
“ tamam kısa tutmaya çalışın gerekirse hocalarla görüşür bir günde sınavlarını verir geri dönersiniz “
“ hangi bölüm? “
“ sen işine bak “
Ceylan ‘ın sorusuna terslemişti
“ ne dedim alt tarafı hangi bölüm okuduğunu sordum sizin gizli saklı işlerinize akıl erilmiyor “
“ bu yüzden kendi işine bak gerisi seni ilgilendirmiyor “
Ceylan ‘dan hoşlanmadım ama aralarındaki bu diyalog anlam veremiyorum kahvaltıdan sonra onlar kahvelerini yudumlarken içeri girdim.
“ Yağmur “
“ efendim “
“ bak Devran ile aramda… “
“ Yağmur “
Arkamı döndüm Devran yanımıza geldi
“ ne oluyor? “
“ konuşuyorduk bende tam seninle anlaşamadığımızı ama birlikte arkadaş olabileceğimizi söylüyordum “
“ aklından ne geçiyorsa silip at Yağmur ‘un senin arkadaşlığına ihtiyacı yok “
“ onun adına neden karar veriyorsun? Bel…”
“ kocası olarak iyiliğini istiyorum diyebiliriz yengem seni arıyordu yanına gitsen iyi olacak “
Devran ‘ın gözlerinin içine alev saçarak bizi bırakıp gitti
“ bu ne demek… “
“ sakın onunla arkadaşlık kurmaya kalkma oyunlarına gelme “
Yanımdan çekip gitti aralarında bu sürtüşme neden? Aklımı bulandırmayı başarmıştı….
Aradan kaç gün geçti dediğini yapmış son sınavlarıma yetiştirdi ayaklarım geri gitse bile okulumu bitirmem son sınavlarımı vermem gerekiyordu. Sınav bitimine kadar okulun bahçesinden ayrılmamış hocalarımla tek, tek görüşmüştü küçük kasaba olduğundan töreye kurban edilişimden haberleri vardı.
“ Yağmur “
“ hocam “
“ sınav kağıdını inceledim yine başarılı bir sonuç elde etmişsin “
“ teşekkür ederim “
“ lafı uzatmayacağım okulun en başarılı öğrencisisin başına gelenlerden hepimiz haberdarız biliyorsun ne zaman istersen yanındayız son olaylarda malum kararını değiştirdiysen söylemen yeterli boyun eğmek zorunda değilsin “
“ Selçuk hocam biliyorum hiç desteğinizi esirgemediniz tek bir sözümle gerekeni yapacağınızı biliyorum inanın şuan buna ihtiyacım yok “
“ emin misin? resmi olarak evleneceksin hayatının heder olsun istemem yol yakınken hayatını baştan kurabilirsin istediğin gibi özgürce yaşayabilirsin “
Elini omuzuma attı
“ çek o elini “
Tıslayarak yanımıza geldi kendimi bir adım geri attım
“ sende kimsin? buranın okul olduğunun farkında mısınız? Elinizi kolunuzu sağlayarak içeri girerek emir veriyorsun “
“ hocam… “
“ kısa kes hoca sen benim karıma nasıl elini uzatırsın ilk önce onun hesabını ver “
Selçuk hoca bana bakarak
“ kendini ona laik mi görüyorsun? “
Demesi ile Devran hocaya kafa attı
“ sen kim oluyorsun da? Laik bulmamı yorsun? “
“ Devran dur “
Araya girmem nafile gözü bir kere dönmüştü zor bela koluna girip çekiştirdim ellerimi göğsüne koydum yapma der gibi gözlerine baktım elimi tuttu peşinden beni götürürken hocaya üzgünüm diye bakış attım. Okulun basamaklarından inmiş kapısından çıkınca
“ bin arabaya “
“ gelmiyorum “
“ ne demek gelmiyorum? “
“ sen ne yaptığının farkında mısın? “
“ ne yaptığımı sorgulayamazsın “
“ sorgulayamam doğru sende bana ne yapacağımı söyleyemezsin seninle gelmiyorum “
Arabanın ters yöne doğru birkaç adım attım bedenimin havalanması ile kendimi onun omuzunda buldum
“ bırak beni zorba “
Arabaya bindirdi yanıma oturduğunda arabadan inmek istedim bana engel oldu
“ bunun adına zorba diyorsan öyleyim şimdi uslu dur “
“ bana ne yapacağımı söyleyemezsin “
“ Yağmur dilin fazla uzadı “
“ bu zamana kadar susup yuttuklarıma say “
“ Yağmurr “
Kendine çektiğinde yüzlerimiz birbirine yakındı ki dudaklarımda hissettiğim sıcak nefesi gözlerime sonra dudaklarıma kaydı bakışı kalbim firar etmiş durumda kendimi toplayarak ondan uzaklaşmayı başardım ama kalbimin atışını dizginleyemiyorum….
Otelin yolunda ikimizde sessizdik gözlerim dışarıya bakıyor gibi aslında arabanın camına yansıyan görüntüsünü izliyorum. Araba otelin önüne gelmiş durduğunda arabadan indim içeri girip dört duvar arasında kalmak istemiyorum yürümeye devam ettim
“ nereye gidiyorsun? “
“ senden uzak bir yere nefes almaya “
“ Yağmur “
Ardımdan seslenişine aldırış etmeden yürümeye devam ettim peşimden geldiğini biliyorum ses etmeden ben nereye gidiyorsam takip ediyordu. Yeşilliklerin olduğu banka geçip oturdum banka yaslayarak başımı gökyüzüne kaldırdım bir yanım korkak bir yanım cesaret hangisi ortaya çıkacak belli olmuyor ağır basan taraf korkaklığım başımı hafifçe yana yatırdım benim gibi banka başını dayamış o yeşil gözlerini bana bakarken yakaladım acımdan ne de kederimden ödedim sana olan aşkımdan sensizliğin bedelini haberin yok sen, sen gerçeklerimi söylüyorsun? Gerçek duyguların bana yardım etmekse peki bugün bundan önce ki yaptıkların ne demek oluyor? Düşün, düşün aşamıyorum engelleri bırakıp gidemiyorum uzaklara senden vazgeçemiyorken bana hiç yardımcı olmuyorsun seni seviyorum desen hemen boynuna atlayarak seni seviyorum diye haykıracağım. Bu çok mu abartmış olurum? Eli yüzüme değmiş saçlarımı geriye attı gözlerimiz bir birine kilitlendi ondan kopamam diye düşünürken yüzlerimiz yakınlaşmış dudağı dudağına temas ettiğinde istemsiz gözlerimi kapattım…