YAĞMUR
Kaç gün geçti o günden sonra yine uğramaz oldu tek başıma bu koca evin içinde mekik dokuyorum karnım tok sırtım pek. Rahatım yerinde, yerinde olmayıp ne olacaktı nefes alıyorum yetmez miydi? Sonum ne olacağını bilmeden celladımın gelip ölüm fermanını imzalamasını beklemekten başka çarem kalmamış bir kere olsun hesap sorma gereğini duymadan gitti. Aramızda bir şey olmadı ama yine de karısı sayılırım tek bir kelime etmez mi insan? Beynimi kemiren sorularla beni yalnız bıraktı gökyüzüne bakıp derin nefes aldım. Gözlerimi kapatarak onu hayal ettim sanki hakkım varmış gibi halen neden onu düşünüyorum ki? sanki o beni düşünüyor benim gibi sevmiyor gururum ayaklar altında ille de Devran kalbim acıyor. Bu bir rüya olsa uyansam onun kollarında son bulsa kabuslarım çok şey mi istiyorum? Omuzuma değen el yerimde huzursuz kıpırdanışımla gözümü açtığımda karşımda bu kadar çabuk mu? Rüyadan uyandın mı? Ne saçmalıyorsun?
“ ben sadece hava…”
Heyecandan dilim dolaşmış adam akıllı cümlemi bitiremeden araya girdi
“ istediğini yapmakta özgürsün kimse burada sana zarar veremez “
Çok saol nasıl içimi rahatlattın anlatamam demeyi isterdim başımı sallamakla yetindim ardını dönmüş içeri gidecekti
“ bir şey söylemeyecek misin? “
Olduğu yerde kaldı
“ ne söyleme mi istiyorsun? “
Düz tonda sordu
“ önceden benimle konuşurdun şimdi kaçar gibi gidiyorsun bir kere olsun ne olup bittiğini sormayacak mısın? “
Ses etmedi bir cesaret ağızımdan çıkanlar
“ tamam ben sana sorayım? Neden beni ölümün eşiğinden çekip aldın? Neden buraya getirdin? Cezam ne ise bilmek istiyorum “
Bir hışımla bana döndü kolumu tuttu
“ ceza falan yok şuan sadece kendini toparlaya bak sonrasını konuşuruz ve ben ne diyorsam ikiletmeyeceksin “
Kolumu bıraktı gitmek için tekrar harekete geçti bana bakmadan
“ odana gidip dinlenensen iyi olur “
Ne demek oluyor onca şeylere duyduklarına rağmen bu kadar mı? Benden hesap sormayacak mıydı? ardına bakmadan seni cehennemin ortasına bırakıp giden adamdan ne bekliyorsun? Aklım kalbimle savaş içine girdi bundan sonra beni ne beklediğini bilmeden sürekli korku içinde yaşayacak mıyım?...
Günlerdir gelmeyen adamla şimdi yemek masasında karşılıklı sessizlik eşliğinde yemeklerimizi yedikten sonrasın da köşe kapmaca oynuyor hoş onun karşısında elim ayağıma dolanıyor ne yapacağımı bilemiyorum. Evin her bir karesinde dolanmama sesini çıkarmıyor artık benden ne istediğini bilmek istiyorum nereye kadar böyle devam edecek fikrim yoktu. Ta kii beni konuşmak için karşına alasıya kadar önüme birkaç evrak bıraktı
“ bunlar ne? “
“ evlilik sözleşmesi “
Şaşkınlıkla elimdeki kağıt parçalarına bir ona baktım
“ senin için gereken ne varsa hepsi o evraklarda okuluna kaldığın yerden devam edeceksin ömür boyu geçimini sağlayacak kadar hesabına düzenli olarak para yatacak buradaki şirkette hisse sahibi olacaksın eklemek istediğin varsa söylemen yeterli sonra dilediğin zaman özür olma hakkına sahipsin “
“ neden bunu yapıyorsun? “
“ gerekeni söyledim fazla söze gerek yok “
“ doğru hiçbir söz hakkım yok kimim ki zaten? “
Akmaya hazır yaşlarımı geri göndermeyi başararak oturduğum yerden kalkıp salondan gidecektim kollumu yakaladı duvarla bir olan bedenim kaçacak yerim kalmadı.
“ ne bu halin? Daha düne sesin çıkmıyordu “
Kolumu ondan almak isterken
“ evet çıkmıyordu çıkartmama izin vermediniz ne istiyorum ne düşünüyorum sormadınız suçum olmayan bir bedeli ödeyim istediniz “
“ Yağmur “
Dişlerinin arasından adımı tısladı
“ bu sefer susmayacağım istediğin hiçbir şeyi yapmayacağım ne olacaksa olsun artık zaten ölmüşüm kalmışım kimin umurunda? “
“ benim umurumda anlıyor musun? “
Elim onun elin üzerinde öylece kala kaldım kalbim kanat çarpıyordu
“ çekip giderken umursamadın bunca yıl arayıp sormadın orada olacakları sende biliyordun şimdi beni umursadığını mı söylüyorsun? Neden? ”
Sessiz kalmış bakışlarını benden kaçırırken boşta kalan elimle kolunu tuttum
“ söyle neden geri geldin neden peşinden buralara kadar getirdin? “
Alev saçan gözleri gözlerimi yakalamış
“ gelmeseydim ölecektin “
“ ben yaşamıyordum ki hepiniz el birliğiyle o Yağmur ‘u öldürdünüz geriye nefes alışım kaldı onunda al kurtulayım “
bende dolup taşan isyanım
“ söyle benden ne istiyorsun? Neden beni umursuyormuş gibi davranıyorsun? “
“ umursuyormuş gibi yapmıyorum umursuy….”
“neden Allah ‘ın cezası nedennnn? “
Peş peşe göğsüne indirdiğim yumruklarım
“ sen benim karımsın “
Havada kalan yumruklarım
“ karın? Hiçbir hükmü geçmeyen üzerimde hakka sahip değilken gerçek bir evlilik bile sayılmayan karınım öyle mi? “
Kanat çırpan kalbim bir kez daha kırılıp parçalandı cam kırıkları kalbime battıkça kanıyor nefes alamıyorum
“ o bedeli ikimiz ödememizi istediler ben hayatımı baştan yazdım senin de diğerleri gibi hayallerin umutların sönmesin diye çabam kimsen yok benim sana uzattığım elimi tutmaktan başka çaren de yok ister kabul et ister etme Allah katında halen karımsın yanımda olduğun sürece sana zarar gelemesin diye bu evlilik resmi olacak hayallerine ulaştığında özgürlüğünü eline vereceğim altında anlamsız sebepler aramaya çalışma “
Son sözünü söyleyip çekip gitti engel olduğum yaşlar yanağımdan süzüldü…
Sabaha kadar nereye gittiyse gelmemişti dinmeyen yaşlarımla baş başa kaldım beni sevmesini beklemek saçmalıktı. Zoraki evlendiği istemediği biriydim sadece yardım eli uzatıyor olması yediğim dayaklardan daha ağır geldi. Pencerenin önünden ayaklarımı sürükleyerek yorgun bedenimi tepemden akan suyun altına bıraktım bacaklarımı karnıma kadar çekmiş başımı dizlerime koydum içimde ona beslediğim bu sevgiyi söküp atamazken söyledikleri sahiden bir hiçmişim ben, sevmemiş beni beynimde dolanıp duruyor. Silmesin hiç kimse yaşlarımı bu bana ders olsun peki kalbimle nasıl başa çıkabileceğim? Dilimden adı düşmedikçe nasıl bu sevdan vazgeçerim? bilemiyorum güçlü olmak istedikçe bataklığın içinde çırpındıkça en dibe batıyorum. Kollarımda hissettiğim eller korkum bedenimi ele geçirmiş çığlığımı attığımda ağızım kapattı
“ sakin ol beni duymuyor musun? “
Tısladı gözlerimi açtım karşımda kaşlarını çatmış bana bakıyor aferin kızım dün son ses isyanını ederken şimdi korkuların etkisinde kalmış kendini kontrol edemiyorsun. Hem onun burada ne işi var?
“ beni duyuyor musun? “
Başımı salladım
“ tamam elimi çekeceğim bağırmayacaksın “
Onayladığımda elini ağızımdan çekti
“ iyi misin? “
“ iyim “
Şaşkınlıktan çıkan sesim gözlerimle kendime baş aşağı baktım bacaklarımı kendime sıkıca bastırdım karşısında çıplaktım ne yapacağımı bilemeden zor yutkundum ayağı kalkmış havluyu üzerime örtü arkasını döndüğünde havluyu bedenime doladım ayağı kalkmayı başardım ama ayakta durmadım sendelediğimde belimi kavramış kucağına alarak banyodan çıkardı. Yatağa yatırırken
“ senin aklında zorun mu var? “
“ ne? “
“ saatlerce kapıyı çaldım senden ses gelmeyince içeri girdim seni öylece hareketsiz duyun altında buldum “
“ sadece düşünüyordum “
“ sadece düşünüyordun? “
Sinirliydi
“ peki sana dokunduğumdaki tepkin ne demeli bu ilk defa olmuyor ağzını kapatmasam duyan zorla dokunuyorum sanır “
Sessiz kaldım bu hiç hoşuna gitmemiş sinirlenişi boyut değiştiriyor kolumu kendine çekti
“ susma cevap ver bana doğruyu söyle o piç kurusu sana… “
Gerisini getiremedi bana kilitlenmiş gözlerine karşılık akmaya hazır yaşlarımla başımı iki yana salladım sıktığı kolumu gevşetmiş gözlerini kapatmış sakinleşmek ister gibi bakışlarımı ondan çekmiş boşluğa baktım. Nefesi yüzümü okşayıp geçiyordu
“ bana ne olup bitti hepsini anlatacaksın bu hallerinin sebebi ne bilmek istiyorum sakın bana yalan söylemeye kalkma “
Yüzüne bakamazken çenemin altına elini koymuş sakince ona bakmamı sağladı gözümden düşen damla yanağımdan süzülmüş eline düşüverdi….