Kötü anlar

1584 Words
Tek, tek yapraklarımı koparıp üzerine basıp çiğnemeye ant içmişler. Kime güvenip, inandıysam bir yaprağımı kopardı. Kimi sevmeye kaktıysam dalımdan koparıp attı. Oysaki bir yudum sevgiyle çiçekler açacakken soldurmayı tercih ettiler. En başında hata yapmıştım. Babamı dinleyip kaçmayacaktım. Belkide beni evlendirmek istediği kişi bunların yaptığının verdiği acının hiç birini yaşatmayacaktı. Sonuçda onunda amacı beni becermekti. Sevgi, aşk sözleri olmadan olacaktı. Ama sonuç olarak hepsinin derdi oydu. Çiçek ne ister, çiçek ne sever hiç birinin umrunda değildi. Hepsinin tek derdi aynıydı. Bu saatten sonra sevgi sözünü duyduğum yerden beş bin kilometre uzağa kaçacaktım. Giyinip, süslendim madem o kadar emek verip şaç yaptırmıştım değmeyecek bir şerefsize. Şimdide gidip bugünü kutlamalıydım. Şule'ye gideceğim barın ismini atıp evden çıktım. Merdivenlerden inip abartmandan çıkarken Necla teyze ve Eray la karşılaştım. Hiç bir şey bilmiyormuş gibi davranarak selam verip yanlarından ayrıldım. Necla teyzenin bu saatte nereye kızım sorusuna da sevgili yaptım onunla buluşmaya diyerek dalga geçtim. Sevgili yaptım dediğimde Eray'ın suratını görmek miğdemi bulandırdı. Şerefsiz birde kıskandı numarası yapıyordu. Sen daha adam olup annene söyleyemedin benle olduğunu, şimdi karşımda birde sinirleniyordı. Tabi diğer yaptıklarını söylemiyorum bile. Çağırdığım taksiye binip gitmek istediğim yeri söyledim. Bu gece bir kez daha her şeyi bitirecektim. Yine aynı şeyleri yaşayıp ağlamak, sızlamak yoktu. Bu gece bir kez olsada kendime şans verecektim. Ben değil kaybeden onlar olacaktı. Bardan içeri girip kendime bir yer aradım. Aslında gerek yoktu. Bu gece bolca içeceğim için barmenin yakınında olmak en iyisiydi. Oturduğum yerden herkesi dikizleyebiliyordum. Belki şansıma kendimi becertecek birisini de bulurdum. Çünkü bir tek onu yapabiliyormuşum. İşim, kariyerim, duygularım, hislerimin hiç bir önemi değeri yokmuş. İnsan olmak bile işe yaramıyormuş. Öyleki insan olduğumdan bile utanır olmuştum. "Ne istersiniz" sorusuna. Unutmak istiyorum. Unutmamı sağlayacak ne var sende diye sordum. "Mevzu ağır diyorsun. Tamam bir kaç saat unutmana yetecek bir şey var. Sonrası beni ilgilendirmez" diyerek bir, kaç şişeden ayrı, ayrı döküp kattığı sıvıyı önüme bıraktı. Sonrası beni bile ilgilendirmiyor ki seni neden ilgilendirsin. Bak sana güveniyorum diyerek bardağı kafama diktim. Bir kaç saat bile olsa unutmazsam gebertirim seni diyerek içmeye devam ettim. Telefonum çalınca arayanın Şule olduğunu görmemle cevap verdim. Oturduğum yeri söyleyip kapattım. Geldiğini fakat beni göremediğini söylemişti. Bak bardakdaki bitti ama ben hala her şeyi hatırlıyorum. Bana bir tane daha diyerek bardağı uzattım. Yanımdaki sandalyenin çekilmesiyle Şule' nin geldiğini sanarak baktım. Fakat bir erkeğin oturduğunu görünce hemen bakışlarımı çektim. Erkek görmek bile istemiyordum. Biliyordum ki böyle yerlerde yanına biri oturuyorsa kesin tanışmak, konuşmak sonrası da belli zaten gerçek amaçları olan becerme kısmına geçmek istiyorlar dı. Barmenin uzattığı bardağı alarak tekrar dudaklarımın arasına götürdüm. Şule'yi görünce elimi kaldırarak yerimi belli ettim. Beni görünce yanıma geldi. "Çiçeğim ne oldu çabuk anlatıyorsun. Akşama kadar aklım sende kaldı." Boşver Şulem ya önce otur biraz kafayı bulalım. Zaten herkes bizle kafayı buluyor. Birazda biz kafa yapalım diyerek tekrar bardağı elime aldım. Bak bitmiş ama yine unutmadım diyerek bardağı barmene doğru uzattım. Sen bu işi bilmiyorsun bana daha ağır bir şeyler ver. Bunlar hafif kaldı. "Tamam nasıl isterseniz. Fakat sonrası için ben sorumlu değilim" diyerek başka bir şişe çıkartıp bu kezde onun içindeki sıvıdan koydu. Şule bir bana, bir barmene bakarak neler olduğunu anlamaya çalışıyordu. "Artık anlatırmısın neler olduğunu Çiçek. Sen bu kadar içemezsin ne oldu güzelim anlat." Tamam, tamam anlatıyorum dedim. Barmenin uzattığı bardağı alarak. Şule bil bakalım bu salak arkadaşına yine ne oldu. Bu salak arkadaşın yine aynı boku yedi diyerek kahkaha attım. Sanırım bu son verdiği unutmama yardımcı olacaktı. "Çiçek kafanı kıracağım artık ne olduysa anlat." Bu arkadaşın varya bu, elimle kendimi göstererek bu salak arkadaşın yine yanlış kişiye şans verip hayatına almış. Kızım senin bu arkadaşından bir cacık olmaz valla bak diyerek bir yudum daha içkimden aldım. Şule elimdeki bardağı çekerek "Çabuk konuş anlat bak valla artık sinirlenmeye başlıyorum" deyince istemeden olsada ağlamaya başladım. Aslında ağlamak istemiyordum ama olmuyordu. Şule ben hiç iyi değilim diyerek sarıldım. İyi değildim hemde hiç. "Şştt ağlama Çiçeğim anlat bakalım şimdi ne oldu?" Kendimi toparlamaya çalışarak anlatmaya başladım. Şule ben yine aldatıldım biliyor musun? Bütün her şey yine yalan çıktı. Yine bir şerefsiz tarafından aldatıldım. Ama biliyormusun her aldatılmam da level atlıyorum. "Geberteceğim o şerefsizi. Sakın üzülme güzelim. Hem tipsizin biriydi yanına da yakışmıyordu. Ben sana kaç kez bırak demiştim. İyi tarafından bakalım Çiçeğim bak en azından kurtuldun" Haklısın kurtuldum demi. Beni sevmeyen hak etmeyen birinden daha kurtuldum demi. Yine göz yaşlarımı tutamadım. Beni hak eden kimse yok zaten demi dedim. Şule biliyormusun ben onun için neler yaparken o başkasıyla nişanlanıyormuş. Birde ne var biliyor musun. Düğünüde benim araba almak için çektiğim kredi varya onunla yapacakmış. "Oha şerefsize bak. Nasıl öğrendin sen bunları peki?" Valla Allah'ın sevgili kulumuyum yoksa tam tersimi bilmiyorum ama sadece tesadüf eseri öğrendim diyerek anlatmaya başladım. Ben anlattıkca Şule saydırıyordu. "Orospu çocuğuna bak sen. Yok kızım öyle bir şey alırım ben o parayı onun elinden. Sen kredi çek senelerce ödemek için. O şerefsizde yuvamı kuracakmış?" Boşver umrumda değil benim para. Benim derdim hakkımda düşündükleri. Sırf benle sevişmek için seviyor numarası yapmış. Ben sevilmeyecek birimiyim Şule ya. Ulan sırf sikmek için o kadar da uğraş verilmez ki. Birde arkadaşlarına ballandıra, ballandıra anlatıyor. Neymiş kapılarım açıkmış diye yanaşmış. Ulan şerefsiz peki evleneceğin kişinin de kapılar açıksa o zaman ne bok yiyeceksin. Ben bakire olmuş olsaydım da sevdiğim için birlikte olabilirdim ki. Ulan birini seversin evlenirsin. Hevesini aldıktan sonra başkasına gider. Hayat devam ediyor dersin yine seversin. Bu ondan da şerefsiz çıkar sırf sikmek için yakınlaşır. Bendeki şansı görüyorsun değilmi? "Sus be iki de bir sikmek için deyip durma, duyacaklar" diyerek etrafa bakınıyordu. Ne susacağım be onlar yaparken sorun yokda, ben konuşurken mi sorun oluyor. Hem kim duyarsa duysun. Emin ol o duyanlarda aynı şeyi yapmak istiyorlar dedim. Barmene bakarak bu iyiymiş bundan bir tane daha ver dedim. "Emin misiniz?" diye sorunca sanane lan emin yada değilim. Ver diyorsam ver işte ne uzatıyorsun. Ulan barmenin bile manyağı beni bulmuştu. Şule neden beni kimse sevmiyor diye yeniden ağlamaya başladım. Birini sevdim benden doğmamış bebeğimi aldı. Canımın, canını aldı benden. Hemde hiç acımadan. Bir diğeri ise insanlığa olan güvenimi öldürdü. Şimdi söylesene hangisi daha suçlu. Ben artık insanlara nasıl güveneceğim? Hayatıma tekrar nasıl başlayacağım? "Tamam güzelim halledeceğiz üzülme sen. Gerekirse tekrar en baştan başlayacağız ama bunuda atlatacaksın." Atlatacağım demi Şule. Telefonumu çıkartarak Şule'ye gösterdim. Bak, bak görüyor musun? Birde utanmadan sürekli arıyor. Bak mesajlara bak. Görüyorsun değilmi beni ne kadar da çok sevip, düşünüyor. Şerefsiz köpek ne olacak. " Sakın açma mesajlara da cevap verme. Yarın onun hesabını göreceğim ben. Ama önce hiç bir şey çakmadan şu senin parayı alalım. Sonra ben ona yapacağımı biliyorum, merak etme." Sen olmasan ben ne yapardım. Senden başka kimse sevmiyor beni. Şule telefonum çalıyor bunu açmam gerek, iki dakika gidip, geliyorum diyerek yanımdan ayrıldı. Barmene bakarak bak bu güzel kafa yapıyormuş. Artık buraya ne zaman gelirsem bana bundan ver. Bundan sonra sık, sık geleceğe benziyorum. Yanımda oluşan seslerle kafamı çevirip baktım. " Bir kadehte benle içmek istermisin güzellik" sorusuyla bana mı diyorsun diye sorma gereği duydum. " Evet sana diyorum güzellik. Korkma hesaplar benden. " Hadi ya öylemi? Peki diğer içtiklerimin de parasını vercekmisin? " Neden olmasın sen bana istediğimi ver, bende hesabı ödeyim. Nasıl fikir." Süper fikirmiş çok sevdim. Yani karşımda bonkör bir şerefsiz duruyor öylemi? Orospu çocuğu birde istediğini verirsem hesabı ödeyecekmiş. Sen kim oluyorsun da hesabımı ödüyorsun lan şerefsiz diyerek güzelim içkimi suratına doğru döktüm. İçkime de yazık oldu diyerek konuşmaya başladım. Bir anda bileğim de hissettiğim acıyla bağırdım. " Seni sürtük!!! sen kim oluyorsun lan. " diye öküz gibi bağırıyordu. Benimde ondan aşağı kalır yanım yoktu tabi. Ortalığı bir birine kattım. Şerefsiz adam yüzüme indirdiği tokatla daha çok bağırmaya başladım. Arkamda akşamdan beri oturan kişi kalkıp bana tokat adama önce kafa atmış, sonrada yumruklarıyla devam etmişti. Şule'nin koşar adım yanıma gelmesiyle birlikte kargaşadan yararlanarak dışarı çıkmaya başladık. Beni o şerefsizin elinden kurtaran adam da peşimizden geliyordu. Dışarı çıktık ama ayakta duracak halim yoktu. Şule adamla bir şeyler konuşup duruyordu. Ben ayakta bile duramazken o ne konuşuyordu acaba. Hey beni burada unuttunuz Şule ben düşeceğim sanırım diyerek kendimi düşmeye bıraktım. Fakat son anda birinin beni tuttuğunu fark ettim, ama sonrası yine yoktu. *** Çiçeği kucağında arabanın arkasına bırakan adama ne kadar teşekkür etsem azdı. Bende yanına geçip oturdum. Nereye bırakması gerektiğini sorup arabayı çalıştırdı. İnşallah bir şerefsizden kurtulup, diğerinin eline düşmeyiz. " Ben burayı bilmiyorum hanımefendi bana tam olarak yolu tarif etmeniz gerekiyor? " Çiçeğin evine gidemezdik, o yüzden benim evin adresini verdim. Eve gelince arabadan indim fakat Çiçeği nasıl çıkartacaktım bilmiyordum. " Ne oldu bir sorun mu var" diye soran adama. Aslında sorun yok ama var gibi de. " Nasıl yani anlamadım. Var mı, yok mu?" Şöyleki oturduğum daire beşinci kat. " Eee... " Beşinci kat ve asansör yok. Ben şimdi Çiçeği nasıl çıkartacağım? Adam Çiçeği boş çuval gibi omzuna alıp merdivenlerden çıkmaya başladı. Hay maşallah analar neler doğuruyordu böyle. Sanki omzunda yük yokmuş gibi merdivenleri çıkmıştı. Tabi Çiçeğin tacizlerine de mahrum kalıyordu. Çiçek gözlerini açmış ve kendini adamın omzunda görünce aklına ne geliyorsa fütursuzca konuşuyordu. Ayıp olmayacağını bilsem telefonu çıkartıp bu görüntüyü kameraya alırdım. Sonra izler, izler dalga geçerdim. Kapıyı açıp içeri girmesine izin verdim. Işıkları açıp Çiçeği kanepeye koymasını izledim. Adam Çiçeği kanepeye bıraktıktan sonra kapıya doğru yöneldi. Arkasından giderek teşekkür etmek istedim. Yaptığınız her şey için çok teşekkür ederim beyefendi. İsminizi dahi bilmiyorum ama gerçekten çok teşekkür ederim. " Önemli değil. Ama arkadaşınızı bir daha yalnız bırakmayın. Hele böyle kafası bir milyonken." deyince. Aslında normalde asla bu kadar içmez. Bugün morali bozuk o yüzden. " İsmim Çağhan" diyerek merdivenlerden inmeye başlamıştı ki tekrar geri dönüp. " Bu arada arkadaşınızın parasını yetirtmeyin o şerefsize " diyerek tekrar gitti. Ne yani her şeyi duymuşmuydu bu adam.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD