ATEŞ
Efsun kollarıma yığılmıştı bir anda ne olduğunu anlamadım kafamı kaldırıp baktığımda can yoldaşım olan adamla karşı karşıya kaldım
" ne halt yediğini sanıyorsun sen?"
Berk
"teşekkür etmene hiç gerek yok"
"saçmalamayı kes"
Berk
"elindeki bıcağı fark etmedin sanırım ? bu kadar kör mü etti bu kız senin gözlerini? senden kaçmazdı boğuşma esnasında sana saplacaktı kim bilir nerene isabet edecekti"
onun sözlerinin üzerine baktığımda elinin arasında bıcak daha duruyordu. Beni bıcaklacakmıydı?
Berk
" anlaşılan etkisinden kolay kurtulamıyacaksın"
" sus artık"
Berk
" neden gerçekleri yüzüne vurduğum için mi? bana teşekkür etmelisin dostum sen bu kızdam hoşlanıyorsun belki de sev..."
" kes artık böyle birşey olmadı olmayacak"
tıslamıştım ben kimseyi sevemem kimsede beni sevemez onu kucağıma alıp evden çıkıyordum
Berk
" nereye götürüyorsun onu?"
dediklerimde haklıyım bakışı vardı pis sırıtması beni deli ediyor.
" onu bayıltın bu halde burada bırakamam bana öyle bakmayı kes artık arabanın kapısını aç"
arabaya yerleştirip evin yolunu tutmuştum kendimi onu izlemekten alı koyamıyordum Berk'in söylediklerinde haklı olabilir mi ? hayır hayır bunun olmasına asla izin veremem şuan ne kadar masum gibi dursada diğerlerinden farkı yoktu benim için.
Sonunda eve geldiğimizde odalarda birine yatırdım neden kendine daha gelemedi. O güzelim yüzüne elimle hafif gezdirmeye başladım ona iyice yaklaştım onda beni çeken birşey vardı dudaklarına bir buse konduracağım sıra kendine gelmiş beni yanına fırlatmıştı üstümde yerini almıştı bu kızda nasıl bir güç vardı böyle?
" sakın bana dokunmaya kalkma nerdeyim ben buraya niye getirdin?"
adeta içinden canavar çıkmış peşpeşe sorularını sıralıyordu bir taraftan delirmiş gibi saldırıyordu tüm gücüyle kendimi toparlayarak üstümden atıp o güzel vucüdun üstünde yerimi almıştım direnmesi durmuyordu dudaklarına mühürlenecekken tiksintiyle başını yana cevirdi bu kadar iğrenç bir adammıydım? beni red etmişti oysa bütün kadınlar altımda inlemek için can veriyorlardı.
" sakin ol sadece bayındın o evde seni yalnız bırakamadım"
Efsun
" gerçekten mi? baygın olduğum için bırakamadın? yoksa beni kaçırıp dokunmak için mi? "
sinirliydi ama yüzüme bile bakmıyordu konuşurken üstünden kalktım kapıya doğru giderken ona bakmadan
" nasıl inanmak istiyorsan ona inan bir süre burdasın"
kolumdan tutup kendine çevirdi
Efsun
" ne demek burdayım? sen kendini ne sanıyorsun? beni zorla tutamazsın"
" her yerde karşıma çıkıyorsun beni neredeyse öldürecektin asıl sen kimsin? burda kalacaksın benim sözümden çıkmayacaksın sakın kaçmaya kalkma bedelini ağır ödersin anladın mı?"
gömleğimin yakalarını öyle bir yapıştı ki gözlerinden alevler çıkıyordu hiç kimse şimdiye kadar bana kafa tutmaya cesaret edemezdi resmen bana meydan okuyordu ben düşüncelerimle boğuşurken söylediklerinin çoğunu duymamıştım
Efsun
" heyyy sana söylüyorum duyuyormusun beni ? seni öldürürüm kim olduğun ne yaptığın umrumda değil beni durduramazsın"
yakamı bırakıp odadan çıkacaktı gitmesini istemiyorum ama onu tutmam için bir sebep yoktu gitmesine engel oldum
" hiç bir yere gitmeyeceksin burda kalacaksın gidebilirsin dediğimde gidebilirsin sakın bir delilik yapmaya kalkma sonra olacaklardan ben sorumlu değilim"
kahkaha attı
" gerçekten mi ? ne yapacaksın yoksa beni de öldürecekmisin?"
ciddileşti biran devam etti
"öldür ne duruyorsun hadiii ölümden neden sen korkuyorum beni burda tutamazsın ben senin o emirler yağdırdığın adamın değilin sakın bana engel olma "
Aramızdaki tartışma alevlenip yakmıştı galip gelen ben olmuş onu odaya kaptmıştım.Şimdi ne olacaktı onu ne kadar hangi bahane ile burda tutacaktım işim oldukça zordu kapıyı kıracak gibi zorluyordu bir çözüm bulmam gerek ama ne?...
EFSUN
Olanlara inanamıyorum nasıl bu hale geldim ? zorla beni burada tutmak istiyor bilmiyor ki beni burda tutamaycağını. Ortalık sakindi odadaki saate baktığımda gece yarısı olmuş camdan etrafa baktığımda kaçmam kolay olacaktı ilk defa yapmıyordum babamın adamlarını atlatmayı başardıysam yine başaracağım pencerin alt tarafında çatıya atladım bu kadar yakın olması işimi kolaylaştırmıştı en kolayıda çatının hemen dibinde olan ağaç harika ötesiydi ağaçın dallarının merdiven basamakları gibi kullaniyordum bu benim için çocuk oyuncağıydı. Ateş beyimizin suratının ne hâl alacağını görmek isterdim doğrusu ayaklarım yere bastığımda dikkatlice adamlara yakalanmadan uzaklaşmaya başladım tüm gücümü kullarak koştum yokluğumu bu süre içinde fark etmemesi gerek hatta şehrin tam neresindeyim bilemiyorum ama burdan gitmem gerek.
::::::::::::::
" offf lanet olsun burası nasıl bir yer git git bitmiyor dağ başındamı yaşıyor bu adam? ana yola çıkamaz oldum sanki rabirent gibi her yer aynı biran önce gitmeliyim"
" ne oldu küçük kız yolunu mu kaybettin?"
demesiyle ensemde hissettiğim nefes bir kez daha lanet ettim bu nasıl olur ona doğru dönüp baktığımda o benden kurtulamazsın ifadesi vardı.Bende pes edecek değildim burdan kaçamazsam bile beni bulmaya gelecekler buna eminim.
" ne istiyorsun benden?"
ATEŞ
" ben ne istiyorsam onu yapacaksın"
" kimle dans ediyorsun bilmiyorsun uzatma ve ben birdan gideceğim asla senin dediklerini yapmayacağım anladın mı Ateş Arslan şimdi kaybol yoksa kan gölüne dönecek"
söylediklerimi ciddiye almadı beni omzuna attığı gibi yoluna devam etti direnişlerim söylediklerim onun için boşunaydı
" indir beni bu yaptıklarının bedelini ödeyeceksin sanmaki senden kurtulamayacağım elbet benim için gelecekler sende mecbur beni bırakacaksın"
cevap vermemesi beni çıldırtmaya yetmişti. Eve geri geldiğimizde
" indir diyorum sana seni öldürcem"
beni bir anda çimlerin üstüne attı
" seni benden almaya kimsenin gücü yetmez anladın mı? kim var arkanda bilmiyorum ama öğreneceğim"
elini kirli sakalında bir sinirle gezdirmişti sonra kolumdan tutup yerimden kaldırdı
" eğer uslu durmazsan ilk o Kerem midir nedir ? ondan başlarım"
" onun kılına bir zarar verirsen o zaman öldür beni diye yalvarırsın ve asıl seni kimse benim elimden alamaz"
kahkaha atıyordu
" demek ona çok değer veriyorsun güzel ona birşey yapmamı istemiyorsan dediklerimi yapacaksın"
benim birşey söylememe izin vermeden evin içine sürükledi ama salonun ortasına geldiğimiz afallamıştı. Karşımızda duran bir kadın ve bir adam vardı gözleri bizim üzerimizdeydi şaşkınlıkları geçtiğinde adam.
"Ateş bu kız kim?"
hadi ver bakalım cevabını
ATEŞ
" gelinin yani evleneceğim kız"
dediği bende şok etkisi yaratmıştı bu gerçek olamazdı ona baktığımla bana bakmıyordu bile kadın sevinç çığlıkları atarken adam sakin kalmıştı. O sırada anne ve babası olduğunu öğrendim annesiyle kısa sarılmanın ardından koltuklara geçip oturmamızı istemişlerdi o sırada
" sen ne halt yediğini sanıyorsun? asla seninle evlenmem"
güldü
" senin gibi basit biriyle zaten evlenmem merak etme"
ağızım açık kalmış cevap veremeştim...