EFSUN
Kerem'in sorgusundan sonra kendimizi eğlenceye vermek için meşhur Aslan gece kulübüne gitmiştik arkadaş grubuyla burası geceleri kulüp olarak bilinsede gündüzleri boks ringide rakipleriyle dövüşüyor egolarını tahmin eden adamlarla doluyordu ve dans eden stipriz yapan kızlarla meşhur iş adamlara şov yapıyorlardı aslında bana göre mide bulandırıcı buraya gündüz elini kolunu sallayan herkes giremiyordu. Girmek kolay olamazdı sahibi Ateş Arslan nam-ı diğer Aslan o bir mafya babası bunlar bana korkutucu gelmiyor bende bir mafyanın kızıyım içlerinde büyümüş olsamda uzak duruyordum tabii söylenenler gibi organ, uyuşturucu v.b. gibi işlerle uğraşmıyorlardı bu pisliklerle uğraşıp mafyayım diye gezen züppeleri pisliklerini temizlemek için mücadele ediyorlar. Bende böyle bilmezdim içlerine giresiye kadar herşeyi öğremmiş oldum Ateş Arslan o da pis işlerle uğraşmaz herkes onun gölgesinden korkar.
Düşüncelerimden arınırken eğlencenin dibine vuruyordum takii onu göresiye kadar tesadüfünde bu kadarı olmazdı sanırım onu fark ettiğimi anlayınca bana doğru geliyordu.
" bana karşıma çıkma diyorsun ama geride durmuyorsun"
" beni mi takip ediyorsun"
güçlü bir kahkaha attı neden gülüyor? sinirli bakışlarımın ardından kendini toparladı
" takip ettiğim yok sen bana kendi ayaklarınla geldin"
" ne saçmalıyorsun ? sabrımı zorlama benim şimdi defol git"
bir kez daha kahkaha attı ukala
" kimin mekanından kimi kovuyorsun burası benim mekanım ve sen benim mekanımdan beni kovuyorsun senin derdin ne ? tabi kim olduğumu öğrendin soluğu burda aldın "
aklıma gelen değildir umarım
" offf senin kim olduğunu nereden bileyim kimsin sen ?"
" Ateş Arslan bu mekanın sahibi nam-ı diğer Aslan"
şakamı bu? cevap vermden çantamı aldığım gibi çıkışa doğru hızlı adımlarla ilerledim kolumdan tuttuğu gibi duvarla arasında kaldım ne olduğunu anlamadım bir an dudaklarıma mühürlemişti şokun etkisinden kurtulup tokatın verdiği o ses koridorda çınlamıştı yüzü yana doğru dönmüş elini yüzüne koymuştu öfkeyle ona bakarken tekrar koluma sarıldı aklı sıra guruğuna yedirememişti ama öyle birşey söylediki donup kaldım
"senin aklını öyle bir alırım ki hazdan altımda adımı inlersin"
kendime geldiğimde onun elinden kurtulmuş yumruğumu geçirmiştim sadece biraz sendelemişti adamları görüp yanımıza gelmeye çalıştı ama engel olmuştu
" sen beni ne sanıyorsun ? kendini ne sanırıyorsun ? seni öldürürüm ruhun duymaz sakın sakın bana bir daha dokunuyum deme o güç gösterinide başkasına göster bana sökmez sakın"
ters bir şekilde uyarmıştım olduğu yerde duruyordu gidecekken birden durdum ona öyle bir bakışımla uyarırken
" kusura bakma burası senin olduğunu bilsem kapının önünden geçmezdim görüşmemek üzere "
diye bastırarak söyledim mekandan çıkıp arabama bindiğim gibi dağ evine gitmeye karar verdim
" o kendini ne sanıyor ? ona karşı koyamayacağımı ? beni beni ne ile hitap ediyor oofff... beni nasıl öper aaa... seni piç kurusu meşhur Ateş Arslan seni defterini dürerim haberin yok asıl ateş benim yakar geçerim resmen orospu yerine koydu bana bana dokunmanın bedeli her zaman ölüm olmuştur aklın varsa karşıma çıkmazsın mafya bozuntusu. Tamam kızım sakin ol sakin"
yoluma devam ederken beni takip eden var mı diye kontröl ediyordum sakinleşmem kolay olmayacaktı derin nefes alıp versemde işe yaramayacaktı. Telefonum çaldığında çantamdan çıkartınca Kerem onu unutmuştum
" nerdesin sen ? her yerde seni aradım"
" o mekandaysan çabuk çık"
KEREM
" ne oldu söylesene nerdesin?"
" o adam" durdum
KEREM
" ee.. yoksa burda mı? takip mi etmiş"
" takip etmemiş lanet olsun biz ayağına gitmişiz o adam Ateş Arslan"
KEREM
" hassiktir.. nerdesin sen?"
" dağ evine gidiyorum"
ne diye kulağımı sağır etmişti resmen
KEREM
" sen kolay kolay oraya gitmezsin birşey mi yaptı? söyle"
öfkesini telefonun bir ucundan hissediyordum bunu ona söyleyemezdim bu benim meselem
" beni sinir etmeyi başardı sakinleşmem gerek sadece bir kaç güne dönerim sen idare edersin cafeyi"
KEREM
" Efsunn.. bak"
" Kerem gerçekten birşey olmadı sadece sakinleşmek istiyorum beni rahat bırak"
KEREM
" tamam dediğin gibi olsun ama en ufak birşey olsun durmam bilesin"
telefonu kapattı ne kadar onu durdurabileceğimi bilmiyorum babam öğrenirse ortalık karışırdı.
ATEŞ
Kim olduğumu söylediğimde birşey söylemeden çantasını alıp gitti peşinden gittiğimde kolundan tutup biranda onu öptüm neden bunu yaptım bilmiyorum cevabı okkalı bir tokadı olmuştu sinirlenmiştim sonra tekrar köşeye sıkıştırdığımda yumruğunu indirmişti yüzüme gülmemek için kendimi zor tutuyordum onu delirten bendim beni tehtih edişi beni daha çok ona çekiyor haberi yoktu adından başka elimde bilgim yok. Neredeyse sabah olmak üzereydi gözlerimi kapatmış onu hayâl ediyordum kapının çalmasıyla hayâlerimden ucup gitti.
" gel"
" abi o şerefsizi bulduk seni bekliyoruz"
" tamam arabayı hazırlayın gidiyoruz"
şimdilik hayâllerimden uzak yine görüşeceğiz mavişim o şerefsizin işini bitirmeliyim.
::::::::::::::::::::::::::::
" affet beni bir daha yapamayacağım acı bana canımı bağışla"
" senin gibi şerefsizi bağışlamam o küçük çocukları zehirlerken hiç acımadın şimdi benden acımamı istiyorsun sen o aşamayı çoktan geçtin öleceksin"
yalvarışlarını duymuyordum duymak istemiyorum silahımı kafasına dayadım tek seferde öbür tarafı boylamıştı tam o sırada bir ses gelmişti. Adamlara işaret edip sesin geldiği yere doğru bakmaya gitmişlerdi çok geçmeden geri döndüklerinde
" abi birini bulduk"
demesiyle döndüm karşımda Efsun şüphelenmeye başlamıştım burada ne işin vardı.
EFSUN
" adamlarına söyle bıraksın kolumu"
" kimsin sen? ajan falan mısın?"
sorumün karşılığında şaşırmıştı
EFSUN
" ne saçmalıyorsun ? ne ajanı? söyle adamlarına bıraksın beni"
" soruma cevap ver sürekli karşıma çıkıyorsun kime çalışıyorsun?"
offfluyordu cevap vermeyecek gibiydi
" ne ajanım ne de birine çalışıyorum son kez söylüyorum adamların üstümden çeksin ellerini"
bir tarafım inanmak istesede diğer tarafım inanmıyordu ben bunları düşünürken "günah benden gitti "diyerek tek tek adamlarımı yere seriyordu bu kadın beni bu kadar etkileyenşey neydi kendimi toparlayıp silahımı ona doğru tuttuğumda korkmadan yanıma yaklaşıp tam önünde durdu
EFSUN
" Beni bunla korkutacağını sanıyorsan yanılıyorsun beni durduramazsın bunu aklından çıkar eğer burdan sağ çıkmak istiyorsan adamlarını al git"
" son kez soruyorum kimsin kiminle çalışıyorsun?"
EFSUN
"ya sabır kimseyle çalışmıyorum ister inan ister inanma"
arkasını dönüp gidecekken
" burda ne işin var o zaman"
EFSUN
" bana bak ilk mekanımı sen bastın seni tanımam bilmem bilmediğimden mekanına gelmiş oldum adamın birine kafasından sıkıp öldürüyorsun şimdide ne işin var diyorsun adam öldürmek için kafamı dinlediğim evimin etrafından başka bir yer bulamadın mı? başka sorun varsa cevaplamayacağım kaybol "
ona tepkisiz kalıyordum bu beni çıldırtıyordu adamlar ortalığı temizlerken ben onun peşinden takip etmiştim dediği gibi burası bir dağ eviydi içeri girdiğinde peşinden bende eve girdiğinde ufak bir çığlık attı gözlerim gözlerinde boğluyordum kollarımın arasına aldığımda direniyordu ama bu sefer kolay kolay onu bırakmayacaktım....