3.Bölüm

2337 Words
Mira karşısındaki adamın bağırmasıyla irkilerek geri çıktı.Öfke ateşiyle alev alev yanan gözlerden bakışlarını çekip seri bir şekilde odayı terk keti. Aras arkasından öfkeyle "Hadsiz!"diye söylenip yeniden çalışma koltuğuna oturdu. Odadan çıkan Mira'nın içinde fırtınalar kopuyor, sebep olduğu şeyden dolayı içine sığmayan hüzün gözlerinden taşıp yanaklarına doğru süzülüyordu. Önünden geçerken henüz kovulduğundan haberi olmayan asistana ıslak gözlerle kaçamak bakışlar atıp "Özür dilerim!"diyerek yanından hızlıca geçti.Binadan çıkarken güvenlikten tarafa bakamadı bile. Şirketin biraz ilerisindeki bir parkı gözüne kestirdi, parka geçip banklardan birine oturdu.Kendini tutamayıp dakikalarca ağladı. Kafasını toparlayıp"Onlar için ne yapabilirim ki?Acaba yaşadıkları maduriyeti dergide haber mi yaptırsam?Ama Melih Bey,Aras Demirkan'la uğraşmak istemeyeceği için asla böyle bir işe girişmez.Mahkemeye falan mı başvursak?Ama buna da Nesrin Hanım'la güvenlik yanaşmaz.Böyle güçlü bir adamı karşılarına almak istemezler."Usançlı bir nefes verdi,telefonunu çıkarıp dergiyi arayarak röportajı yapamadığını söyledi. Biraz daha düşünüp banktan kalkarak otobüs durağına gitti. "Elif'in yanına gidip cinsiyet değiştirmeliyim ve yeniden duygusuz robocopun yanına gelmeliyim."diye mırıldanıp otobüse atladı.Önce eve geçip evdeki babaannesine acelem var diyerek peruğu, sakalı falan alıp bir poşete koydu.Bir de Emre'nin küçük beden kıyafetlerinden bir kombin yapıp yanına aldı.Ayağına göre aldığı erkek ayakkabısını da alıp hızla Elif'in çalıştığı kuaföre geçti. Kuaföre geldiğinde Elif saç kesimiyle meşguldü .Mira koltuğa oturdu. "Kolay gelsin." "Sağ ol,hoş geldin." "Hoş buldum." İşini bitiren Elif müşteri gidince Mira'nın karşısındaki koltuğa oturdu. "Ee nasılsın, bar macerası nasıl geçti? Birden gözleri dolan Mira "Hiç iyi değilim."deyip dün barda olanları ve bugün yaşadıklarını anlattı. Elif arkadaşına üzülerek "Üzülme artık sen nereden bilebilirdin, basit bir şey için adamın iki kişiyi birden kovacağını." "Her şeyi hesap etmeliydim.Ama haklısın bu kadar sert,katı ve vicdansız olacağını düşünemedim.Kötü bir niyetim yoktu.O insanlarla yaptığım konuşmayı dergide gerçekten yayınlayacaktık. Melih Bey'in onayını almıştım.Bu durumu meşe kütüğünün odasına girmek için kullanmış olsam da kimseyi kandırmadığım için çok da sorun etmemiştim." Elif ağlayan arkadaşına bir bardak su uzatıp "Yeter artık ağlama, sen nerden bilebilirdin ki adamın minicik bir şey için gözünü kırpmadan iki kişiyi birden işten atacağını?Madem İsmet olmaya devam etmek zorundasın müşteri yokken hemen seni hazırlayalım.Serpil abla geç gelecekmiş gelen herkese ben bakacağım." Mira gözlerini silip "Haklısın."diyerek arka tarafa geçip, yanına aldığı şerit şeklindeki beyaz ve uzun kumaşı sıkıca göğüslerinin üzerine sardı.Emre'nin kıyafetlerini giyindi sonrasında.Beline bol gelen pantolonu kemerle daraltıp üzerine giydiği gömleği pantolonun üzerine bıraktı. Tekrar salona döndüğünde Elif seri şekilde yüz hatlarını değiştirici makyajı yapmaya başladı.Sonrasında peruk ve sakal ve bıyığı da taktı.Aynada kendine bakan Mira "Elif anlamazlar değil mi?" Elif kendinden emin bir şekilde "Ben bu işin eğitimini alıyorum.Asla anlayamazlar.İsmet'le Mira'nın alakası yok.Sen kendini görmüyor musun?Mira beyaz tenli,İsmet esmer;Mira yeşil gözlü, İsmet siyah.Makyajla burnunu daha büyük gösterdim.Kaşlarını değiştirdim.Erkekler makyaj hilelerini anlayamazlar.Zaten saç,sakal ve bıyık orijinal insan kılı, hiç takma olduğu anlaşılmıyor,eğreti durmuyor.Zaten taklit yeteneğin sayesinde erkek sesini de çıkarıyorsun,İsmet'in sadece boyu ve kilosu uyuşuyor Mira ile ona da yapacak bir şeyimiz yok." "Onlar için de bir şeyler yapılabilir aslında ,ne bileyim gizli topuklu spor ayakkabı falan.Ama birkaç santim için gerek yok." "Neyse gayet iyi duruyorsun, hiç endişelenme.Kadınlar makyajla evrim geçiriyor,sen de cinsiyet değiştirdin.Erkekler bile kadına dönüşüp neler neler yapıyor... Mira kalınlaşmış kaşlarını havalandırarak "Kıl yumağı olmam dışında bir sorun yok diyorsun yani." Elif,Mira'nın takma saçını düzelterek "Evet yok,çok da kıl yumağı değilsin.Hem erkek dediğin kıllı olur."deyip kahkaha attı. Mira bıkkın bir ifadeyle "Ama peruğun altında başım çok kaşınıyor, adım bitli İsmet’e çıkacak." "Senin kendi saçın çok uzun, kalın telli ve yoğun o yüzden onu toparlayıp peruğun altına saklama şeklinden kaynaklanıyor biraz da." "Ben yine de yüzüme maske takayım, sakalımı falan ayrıntılı inceleyemesinler.Parmaklarımda çok ince elime de temizlik eldiveni takayım.Muhtemelen bana temizlik yaptırır o donuk surat.Temizlik yapan birinin de maske takıp eldiven giymesini kimse yadırgamaz." "Sen bilirsin eldivene okeyim ama maske takmasan da olur bence. "Sen yorgun görünüyorsun çok mu müşteri geldi?" "Yok müşteri değil annem... Kadın durmadan temizlik yapalım istiyor.Hatta her yeri yalayalım istiyor.Temizleyecek yer kalmayınca da temizlediğimiz yerleri kirletip yeniden temizleyelim istiyor.Buraya gelmeden günlük ev temizliğini yapıp geldim." "Bu zaten anne türünün karakteristik özelliği.Haziranın başındayız daha yaz temizliği yapmadık diye annem gerim gerim geriliyor.Kopmasına az kaldı.Her an sarı bezi elime verip temizlik halay başı ilan edebilir beni." "Ay daha bizde yapmadık, prizlerin içindeki kalorifer isini kulak çubuğunu çamaşır suyuna batırıp deliğe sokmak suretiyle temizleme gibi bilimum saçmalıklar barındıran yaz temizliği operasyonunu.Annem halı yıkayanları,cam silenleri gördükçe sinirden bize bağırıyor. "Allah'tan annem öyle şeylere dikkat ediyor da temizlik yaparken Azrail'le horon tepmiyoruz." "En azından cenazeme katılanlar; yağmurda, çamurda ölüp de onları kış günü rezil etmedim diye arkamdan küfretmeyecekler.Beni yaz temizliği kefenleyecek gibi." Mira bir taraftan gülerken "Tarihin içine dalıp ev temizliği işini ilk kez, kadına kitleyen haini bulup önce misafir temizliği ile yorup,yaz temizliği ile kendinden geçirip, ölümcül darbe bayram temizliği ile de yorgunluktan öldürüp geldiği yere geri gönderesim var." "Kadınlara en büyük kötülüğü yapmış kimse o hain." "Neyse ben gidiyorum.Balta girmemiş ormanlara dalacağım, Kız İsmet için dua et." "Ne diyeyim baltan keskin olsun,acıma dal budak giriş her taraftan." ****** Aras, Mira yüzünden gerilen sinirlerini yatıştırmıştı, odasına çağırdığı Fırat'la konuşuyordu. "İtalya'ya gidecek olan gemiyle sen ilgileneceksin.En ufak bir sorun çıkarsa muhatap alacağım tek kişi sensin, ona göre ilgilen." Fırat usançlı bir nefes verip "Abi nereden çıktı şimdi? Ben böyle bir sorumluluk alamam." Aras sesinin tonunu daha da sertleştirip "Alabilir misin diye sordum mu?Sormadım.Yani işe koyul!” "Abi gerçekten yapamam,hiç tecrübem yok ki…" "Böyle kaçarsan nasıl tecrüben olacak? İş dümen çevirmek olunca senden iyi kaptan yok ama.Git kaptanlığını biraz da işin üzerinde kullan." Fırat sinirli bir nefes verip "Öyle olsun elimden geleni yaparım." "Elinden gelenin fazlasını yap! Geminin yakıtından mürettebatın kumanyasına kadar her şeyden sen sorumlusun." Fırat oturduğu koltuktan kalkıp, üfleye püfleye odadan çıktı. Fırat çıkarken odaya Yavuz ve Yakup girdi, Aras'a selam verip oturdular. Yavuz merakla "Fırat'ın neyi var?"diye sordu. Aras alayvari bir tonlamayla "İşi var.Sıkıntısı işinin olması.İtalya'ya gidecek gemiyi o koordine edecek.İşi sizin üzerinize yıkarsa karşınızda beni bulursunuz." Yavuz sırıtarak"Beni kandıramaz ama Yakup'u kandırabilir." "Beni hiç kandıramaz oğlum.Ben patronu karşıma almayı göze alabilir miyim." Yavuz sırıtmaya devam ederek "Aras bu Kız İsmet hâlâ gelmedi." Aras tek kaşını kaldırarak "Geleceği saati söylemedim ya aklınca onu kullanıyor, değişik gevşek." Onlar konuşurken telefon çaldı.Telefondaki sekreter"Efendim İsmet diye biri gelmiş, kendisini bekliyormuşsunuz.Güvenlik “İçeri alalım mı?” diye soruyor. Aras"Alsınlar."deyip telefonu kapattı. Beş altı dakika sonra da odanın kapısı çaldı. Aras'ın "Gel!" emriyle İsmet sırıtarak içeri girdi.Yavuz ve Yakup'a bakınca Pişekâr ve Kavuklu da buradaymış."diye mırıldandı.Sağ elini kaldırarak havalı bir hareketle "Selam gençlik ben geldim."dedi. Aras'ın kaşları çatılırken Yakup "Hoş geldin İsmet abla."dedi, gülerek.Yavuz Yakup'un sözüne gülerken İsmet "Oturabilir miyim?"diye sordu erkeksi bir sesle. Aras ifadesiz bir şekilde kendine bakarken "Sükût ikrardan gelir, demek ki oturabilirim."diyerek rahat bir tavırla kendini koltuğa bıraktı.Koltuğa uzanır gibi yayılıp ayaklarını da koltuğun üzerine uzatmıştı ki Aras "Kalk!"diye kükredi.Bir an boş bulunup panikleyen İsmet pat diye koltuktan düştü. Yavuz ve Yakup kahkahayla gülerken İsmet hızla yerden kalktı. Üstünü düzeltip lakayt bir tavırla"Kalktık işte, benim öyle koltuk sevdam falan yoktur.Bir koltuk sadece oturma organımı ele geçirebilir.Beynimi asla."dedi, ciddiyetle. "Kes lan zırvalamayı!"diye tekrar bağırdı Aras. "Ben yeterli diyene kadar yarım gün burada temizlik yapacaksın."diye ekledi sonrasında. İsmet kaşlarını havalandırıp "Ben; geçişli, edilgen çatılı fiili öğrenmiş bir şahsiyetim temizlik bana vız gelir.Annemin kalbine giden yol temizlikten geçiyor ayrıca." Yakup söze girip "Aras da sayısalcıdır.Adamı ikiye böler beşle çarpar,seni havuz problemine çevirip öfkesinde boğar." Yavuz alkışlayarak"Oovvv Yakup önermen çok iyiydi." Yakup sırıtırken ,Aras gömleğinin kollarını katlayarak "Ben daha çok bu gevşek fonksiyonun türeviyle ilgileniyorum."deyip ayağa kalktı. İsmet korkuyla yutkunurken"Madem matemetik üzerinden savaşıyoruz, ben komşuya onluk almaya kaçar."deyip hızla koltuğun üzerinden atlayarak arkasına saklandı. Aras uyarıcı bir sesle "Negatif sayı, komşuda onluk kalmamış hemen buraya gel."dedi. İsmet kafasını koltuğun arkasından çıkarıp sırıtarak"Koltuğun arkası tozlanmış mı diye baktım."deyip kapıya yakın bir yere geçti. Aras tepeden baktığı İsmet'e "Soytarılık yapacaksın demedim.Yarım gün temizlik yapacaksın dedim." İsmet elini artistik bir hareketle saçlarının arasından geçirdi."Madem yarım gün saçımı süpürge edeceğim o zaman öğleden sonra çalışırım." Aras yüzünde esrarlı bir ifade ile "Tamam öğleden sonra çalış."dedi kaşlarını havalandırıp. İsmet şaşkın bir şekilde "Ama benimle nasıl aynı fikirdesin?" "Noldu Aslında öğleden önce çalışmak istiyordun değil mi?Söylediğin zamanın zıttını söyleyeceğimi zannettin böylece kendi istediğin zaman çalışacaktın." İçinden"Çokbilmiş züppe kontenjanı."diye geçiren İsmet "Çok da fark etmez."dedi,rahat bir tavırla.Sonra cebinden çıkardığı maske ve eldivenleri taktı. Yakup "Tipe bak."derken Yavuz "Altı sinek sıklet boğazından itibaren tır şoförü sıklet."dedi.İkisi kahkahayla gülmeye başladılar. Aras tepeden tırnağa İsmet'i inceleyip "Bu gevşek de bir tuhaflık var ama ne?"diye düşündü. "Ne biçim erkeksin oğlum sen? İmalat hatası gibi bir şeysin.Sanki kız doğacakmışsın da son anda karar değişririp erkek olmuşsun gibi.İnce ve çelimsiz bir vücut, küçük ama kıllı bir kafa, kabasakaldan ödünç alınmış bir ses..." İsmet'in iç sesi "Şüpheci başı robocop."derken rahat bir tavırla "Ne var inceysem?Aras'ın vücudunu inceleyerek "Bütün erkekler uzun boylu,kalıplı ve de kas yığını olmak zorunda diye bir kural mı var?Önemli olan beyin kası.O da bende fazlasıyla var." Aras alayvari bir tonlamayla"Frontal lop hiç gelişmemiş, senin beyin kasının çoğunu arka lop oluşturuyor.Neyse bu kadar şamata yeter herkes işinin başına!"deyip çalışma masasına geçti. Yavuz ve Yakup görüşürüz deyip kapıya doğru yürürken Aras İsmet'in cılız bedenini tekrar süzüp "Çubuk kraker temizlik malzemelerini bulup bu katın her yerini sil!Ama önce bana buzlu bir kahve getir."dedi. Dişlerini sıkarak"Emredersiniz!"diyen İsmet odadan çıktı.Aras önündeki dökümanları incelemeye başladı. Bir süre sonra İsmet elinde kahveyle çaldığı kapıyı açmıştı ki odadan çıkmak üzere olan Aras'a çarpı.Kahveyi bir dikişte Aras'ın göğsü içerken fincan yere düşüp parçalara ayrıldı. Aras dişlerini sıkıp İsmet'i yakasından tutarak kendine doğru çekti.İsmet korkuyla kendine bakarken "N'apmaya çalıştığının farkındayım.Yıldırma operasyonu... Ama yemezler, böyle yaparak kendini kovduramazsın." İsmet zorla sırıtarak"Yok vallaha benim doğal halim böyle.Hem çarpışmadan, onda dokuz sen kusurlusun.Ben kapıyı çalıp girdim içeri.Senin yüzünden oldu çarpışma.Zamanı falan iyi ayarlamışsın yani ,harbiden sayısalcısın sen." Aras sinirle yakasına daha çok asılıp "Bana bak sabrımın sınırındayım." İsmet telaşeyle"Tamam sinirlenme."dedi. Cebinden aldığı peçeteyle kahve dökülmüş yeri silmeye başladı.Sonra bir anda kendine gelip "Napıyorum, ben Mira'yım! Elim adamın göğsünü tavaf ediyor.” diye sessiz bir çığlık atıp, tam elini çekerken Aras birden sert bir şekilde elini tuttu ve İsmet'in eli göğsünün üzerinde kaldı. Bir taraftan tutulan eli bir taraftan da elinin altında kalan sert göğüs ile gözleri kocaman açılan İsmet, adamın göğsüne"Taş gibi mübarek ,gözlüklü emoji."diye yorum atan iç sesine kızıp hızla elini çekmek isterken Aras sinirle tuttuğu eli çekip ittirdi. "İyiki ikizleri bezle sıkıca kat kat sarmıştım,yoksa."dedi, Mira içinden yutkunup kızararak. Sonra kısık bir sesle "Özür dilerim."dedi. Aras öfke dolu bakışlarını kendi üzerine çevirip gömleğin düğmelerini açmaya başladı.İsmet yutkunarak, ona bakarken Aras üzerindeki gömleği kollarından sıyırdı. İsmet hızla eliyle yüzünü kapattı.Parmaklarının arasını açıp adama kaçamak bakışlar atarken çalmak üzere olduğu ıslığı son anda ağzına hapsetti. Sonra gözleri kendi sol omzuna kaydı.Gördüğünü varsaydığı sol omzundaki meleğe"Azıcık baksam yazmazsın değil mi?"dedi.Sağ omzundaki meleğin sitemkâr bakışlarını fark edip "Ne var insanım sonuçta arada küçük günahlar işleyebiliyorum.Hem adamın haram yerleri görünmüyor bakabilirim."derken melek kaşlarını çattı.Mira da hızla arkasını döndü."Aman be döndük işte bari İsmet baksaydı."dedi. Aras giydiği gömleğin düğmelerini iliklerken İsmet "Ben paspası getirip yerleri sileyim."diyerek dışarı çıktı. ***** Ahmet Bey avukatı Rasim Bey'le birlikte ne zamandır yapmak istediği şey için arabaya geçmiş istediği güzergaha doğru gidiyordu. Ahmet Bey elindeki Labirent dergisini okurken Rasim Bey "Ben Aras Bey'in bu işe razı olacağını hiç zannetmiyorum efendim."dedi. Ahmet Bey düşünceli bir şekilde "Elimde Aras'ı ikna edecek çok güçlü bir koz var.Beni asıl kız ve ailesi düşündürüyor." "Haklısınız onları nasıl ikna edeceksiniz?" "Aras ikna olursa her şey çok daha kolay olur.O bir yolunu mutlaka bulur.Bu kız tam da benim istediğim gibi bir kız. Dergi için yazdığı yazılar onun hakkında çok şey söylüyor bana.Şu yazısını çok beğendim mesela."diyen Ahmet Bey Mira'nın dergi için yazdığı yazılardan birinden bir kesit okumaya başladı. " Boğazına kadar pisliğe batmış insanlık, günahkâr ellerdeki esir kalemler çirkin bir kader yazıyor dünyanın alnına. Şairler susmuş, kağıt kaldı aşksız Şiirler boğuluyor ,yürekler iyilik morgu. Yine bir tuğyana seyirci mahlukat, koptu tufan. Dünya günah denizinde boğuluyor, gemi yapacak Nuh diyor Peygamber yok. Herkes kendi gemisini kendi yapsın." MİRA ERDEM ***** Aras çalışma masasında işine konsantre olmuş bir şekilde çalışıyordu.Koridorda kopan gürültüyle irkilip yerinden kalktı."Noluyor?"diyerek kapıya doğru yürüdü.O sırada odanın kapısını hızla açan İsmet elindeki paspası yere atıp koşarak Aras'ın arkasına saklandı. Yakup'ta koşarak peşinden geldi. Hırsla dişlerini sıkıp "Gel lan buraya öldüreceğim seni."dedi. İsmet iyice Aras'ın arkasına sinip gayri ihtiyari adamın gömleğinden tuttu.Aras sinirli bir nefes verip "Derdiniz ne, noluyor?"diye bağırdı. Yakup "Bu manyak kafama paspasla vurdu.Sadece masamı sil demiştim.Neymiş sadece senin aynanı kırmış,sadece senden emir alırmış." İsmet rahat bir şekilde "Ne var kafana vurduysam zaten beyin kanaması geçirme ihtimalin de yok."dedi, alay ederek. İyice sinirlenen Yakup "Seni gebertirim lan!"derken Aras sinirli bir nefes verip "Doğru söylüyor o sadece benim kölem.Masanı silecek temizlik görevlisi mi yok?" Aras'ın sözleri ile İsmet'in gözleri parlayarak kocaman açıldı.Zevkten dört köşe olmuştu. Aras'ın arkasından kafasını çıkarıp Yakup'a bakarak sırıttı.Sonra da işaret parmağıyla önce Aras'ı gösterip sonra da kendi kulağını göstererek duydun mu demek istedi. Yakup elini uzatıp kolundan tutmak isterken Aras Yakup'un elini durdurup "Yakup uğraşma şu gevşekle,odana git."dedi.İsmet arkadan baş parmağını burnuna koyup diğer parmaklarını sallıyordu sırıtarak." Yakup öfkeyle"O manyak da yerinde dursun, bana nanik yapıyor."dedi, delirerek. İyice sabrı taşan Aras "Nanik ne oğlum? Şirketi iyice sirke çevirdiniz."deyip İsmet'in kolundan tutup arkasından çıkararak "İkinizde defolun,işinizin başına!"diye bağırdı.Onlar odadan çıkarken Aras sinirli nir nefes verip "Bu değişiğe esaslı bir ders vermek lazım."diye mırıldandı. ***** Ahmet Bey istediği yere gelmişti.Şoförü arabayı lokantanın önündeki uygun bir yere park etti.Yavaşça arabadan çıkan yaşlı adam lokantanın kapısına önüne gelip, açarak içeri girdi. İçeride sadece iki tane müşteri vardı.Bir de Nilgün Hanım. Nilgün Hanım içeri giren adama yaklaşıp "Buyurun, hoş geldiniz."dedi. Gözleri adamın suratında dolaşırken hafızası bu adamı nerden hatırlıyorum diye kendini sorguluyordu.O hafızasını zorlarken yaşlı adam "Merhaba kızım, ben Ahmet Demirkan beni hatırladın mı?"dedi,Mahcup bir şekilde. Duyduğu isimle irkilen Nilgün Hanım'ın kaşları çatıldı birden.Geçmişe gidip geldi bir an.Gözlerinden taşan öfkeylenkonuştu"Niye geldiniz buraya, ne istiyorsunuz bizden?" Ahmet Bey yumuşak bir sesle "Geçmişte yapılan şeyleri telafi etmek istiyorum.Ne zamandır sizi arıyorum nihayet buldum,Soyadınızı değiştirmişsiniz o yüzden bulmak zor oldu." "Hemen gidin buradan sizinle konuşacak hiçbir şeyim yok." "Lütfen sakince konuşalım , oğlumun hataları için ben özür dilerim." "Bazı hataların telafisi yoktur.Sizin hata diye geçiştirdiğiniz şeyler bizim hayatımızı mahvetti. "En azından çocuklarınız için bir seyler yapmama izin verin.Hem ben kızınızı torunuma istiyorum.Kızınıza talibiz." Duyduğu şeyle Nilgün Hanım şoke oldu.Sinirden eli ayağı titremeye başladı.Gerilen dudaklarını araladı "Ne saçmalıyorsunuz siz, delirdiniz mi?Böyle bir şeyi nasıl düşünürsünüz?Benim Efe Demirkan'ın oğluna verecek kızım yok! Şimdi hemen çekip gidin bir daha da rahatsız etmeyin bizi."
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD