BÖLÜM 11

833 Words
Sabah Nimbars kanatlarındaki titreşim ile gözlerini açtığında Güneş'in uyandığını anlamıştı. Vakit kaybetmeden geçidi açıp dünyadaki evine geçti. Bu dünyada olmanın en rahatsız edici yanı kanatlarını saklamak zorunda kalmasıydı. Elbise dolabına doğru yürüyüp dolaba asılı sarı bir tişört ile altına siyah kot pantolonunu giyip üstüne yine siyah kapüşonlu hırkasını geçirdi. Farklı bir gezegenden olsa da soğuğu ve sıcağı hissediyordu. Ayağına geçirdiği spor ayakkabıları ile gitmeye hazırdı. Evden çıkıp arabasına bindi ve yola çıktı. Evin önüne geldiğinde Güneş'in kalbine orada olduğunu anlaması için fısıldadı bu Güneş'e altıncı his denen güçlü duygu gibi gelecekti. Çok geçmeden Güneş evden çıkıp yüzündeki kelebekleri kıskandıracak gülüşü ile Nimbars'ın yanına geldi. Arabaya bindiğinde ''Günaydın,'' diyerek yanağından öptü. Nimbars'da ona aynı içtenlikle cevap verdi. ''Günaydın Mutluluk Peri'm hazır mısın?'' Güneş evet anlamında başını salladığında Nimbars gaza bastı ve araba harekete geçti. Güneş, nereye diye sormamıştı. Sevdiğiyle olduktan sonra nerede, nasıl olacağı onun için önemli değildi. O'na güveniyordu ve inanıyordu. Uzanıp radyoyu açtı ve çalan müziği dinlemeye başladı. Bu dün Nimbars ile dans ederken çalan müzikti. Şarkının melodisi kalbe dokunuyordu, aşkı hissettiriyordu ama aynı zamanda hüzün doluydu. Güneş'in kalbi de aynı çalan bu melodi gibiydi aşkı en tutkulu haliyle hissediyordu ama oluşan hüzünde hep kalbinin bir köşesinde saklıydı. Nimbars, Güneş'in kalbini hissediyordu. Oluşan hüznü biliyordu ama bunu engelleyebilecek güce sahip değildi. O bir imeyrustu, bir hüzün vericiydi ve Güneş'in hissettiği hüzne engel olamazdı. ''Bu çalan şarkı bizim şarkımız olsun mu?'' Güneş, Nimbars'a gülen gözlerle bakıyordu. Nimbars, arabayı durdurup Güneş'in yüzünü elleri arasına aldı. ''Senin isteğin benim de isteğimdir Mutluluk Perisi'' Nimbars, ellerini Güneş'in yüzünden çekip arabadan indi ve Güneş'in kapısını açtı. ''Geldik,'' diyerek elini uzattı. Güneş, uzanan eli tutup arabadan indi. Karşısında büyük bir tesis vardı. Birlikte yürüyerek içeri girdiler. Güneş etrafını dikkatle incelemeye başladı. Geldikleri yer bir buz pistiydi. Yanlarına gülerek gelen görevli gidecekleri yönü gösterdi. Buz pistine girmeden verilen ayakkabıları giymeye başladılar. Güneş, ''Ben daha önce hiç kaymadım.'' diyerek Nimbars'a baktı. Nimbars ayakkabılarını ayağına geçirip ayağa kalktı. ''Ben de kaymadım ama denemek için güzel bir gün bence.'' Birlikte buz pistine girdiklerinde ikisinden başka hiç kimse yoktu. Yanlarındaki görevli bir süre nasıl kayacaklarını gösterip daha sonra yanlarından ayrıldı. Nimbars ve Güneş birbirlerinin ellerini sıkıca tutmuş birlikte kayıyorlardı. Güneş dengesini sağlayamayıp yere düştüğünde elleri birbirine kenetli olduğu için Nimbars'da onunla birlikte düştü. Kahkahaları boş pistte yankılanıp geri geldi. Tekrar ayağa kalkıp kaymaya başladıklarında yağmaya başlayan gül yaprakları ile Güneş mutlulukla ellerini çırptı. Nimbars'a yaklaşıp kollarını boynuna doladı. ''Seni tüm benliğimle seviyorum Kıraç'' Başlarına yağan gül yaprakları birbiri için atan iki kalbin aşkıyla daha parlak bir hal almıştı. ''Seni tüm ruhumla seviyorum Mutluluk Peri'm. Eğer, bir gün ayrılmak zorunda kalırsak seni sevdiğimi sakın unutma.'' Nimbars, dudaklarını Güneş'in dudaklarına mühürlediğinde başlarından yağan gül yaprakları daha da anlamlı olmuştu. Birbiri için atan iki kalp olacaklardan habersiz sadece aşk için çarpıyordu. Bu aşk bir gün acıya dönüşecekti, kader yazılmıştı ama sonu belirsizdi. Dudakları ayrıldığında Güneş, Nimbars'ın yanağına elini koydu. ''Ayrılık kelimesi bizim için yasak Kıraç. Ne olursa olsun bu kalpler bir olacak.'' Nimbars yanağındaki eli tutup öptü. Birkaç ay öncesine kadar aşk kelimesi onun için sadece saçmalıktı. Şimdi ise aşkı tüm hücrelerine kadar hissediyordu. Saatler su gibi akıp geçmişti. Bitmesini istemedikleri dakikalar son bulmuştu. Tesisten çıktıklarında arabaya binip yola çıktılar. Yolda giderken radyoda çalan şarkıyı birlikte bağırarak söylüyorlardı. Nimbars bilmediği için aklına gelen kelimeleri uydurup söylüyor Güneş ise buna gülerek karşılık veriyordu. Eğlenceli geçen dakikalar eve geldiklerinde son buldu. Güneş, arabadan inip eve giderken kalbi hüzünle karışık bir mutluluk içindeydi. Anahtarıyla kapıyı açıp içeri girdiğinde kardeşinin kendi kendine söylenen sesini duydu. Kardeşi temizlik yapmaktan nefret ederdi ve annesinin eline tutuşturduğu süpürgeyle kavga içindeydi. Güneş, ''Ruh eşini bulduğuna çok sevindim Buğlem.'' diyerek kardeşine takıldı. Buğlem elindeki süpürgeye sarılarak ''Hayatımın aşkı abla nasıl beğendin mi?'' diyerek gülmeye başladı. ''Neriman Sultan arkadaşlarıyla gün gün gezsin biz de evde temizlikle uğraşalım. Sen de sabah erkenden çıkıp gittin zaten.'' Güneş, kardeşinin sinirliyken büründüğü ruh haliyle dalga geçmeyi seviyordu. Kardeşine yardım etmeyi düşünse de yorgunluğu ağır basmıştı. Kardeşinin arkasından söylenmelerine kulaklarını tıkayarak odasına gitti. Kendini yatağına bıraktığında geçirdiği saatleri düşünmeye başladı. Kıraç, kısa sürede tüm dünyası olmuştu. Onunla çok mutluydu ve başka biri onun verdiği mutluluğu veremezdi. Her şeye rağmen onun yanındayken hissettiği hüznü bile seviyordu. Nimbars önündeki malzemelerle uğraşıp Güneş'e vereceği hediyeyi toparlamaya çalışıyordu. Yolda gelirken aldığı küçük kar küresini parçalarına ayırmış içine Gözyaşı Diyarına geçidi açacak taşı yerleştirip tekrar birleştirmek için uğraşıyordu. Geleceğin ne getireceğini bilmiyordu ve her ihtimale karşı geçidi açacak bu taşın Güneş'te olmasını istiyordu. Son parçayı da yerine yerleştirip vidasını sıktığında küre tekrar birleşmişti. Kurma kolunu çevirip bıraktığında çalan müzikle içindeki sahte kar parçacıkları taşın etrafında uçuşmaya başladı. Müzik son bulduğunda küreyi özenle kutuya yerleştirip kapağını kapattı. Bunu yarın Güneş'e verecekti ve O'na en kısa sürede gerçekleri anlatacaktı. Aralarında sır olmasını istemiyordu. Belki başlarda kabul etmek istemeyecekti ama zamanla kabullenecekti. Kutuyu masanın üzerinde bırakıp yatak odasına giderek kendini yatağa bıraktı. Bu geceyi dünyada Güneş ile aynı gökyüzü altında geçirmek istiyordu. Yatağı kaplayan kanatları huzurla renk değiştirirken Nimbars'ın kalbi aşkla doluydu. Uykuya daldığında yüzündeki tebessüm silinmemişti ve belki de rüyasında Güneş ile Gözyaşı Diyar'ında mutlu bir hayat sürüyordu.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD