Sabahtan akşama kadar sürekli ziyaretçisi olmuştu Slvya'nın. Gözünü açtığında odada birileri vardı. Önce kahvaltı yapması için ısrar etmişlerdi. Yiyememişti. Ağzına tek lokma atmak istemiyordu. Minik bebeğini aç bırakmıştı. Onu, kazadan önce, açlıktan öldürmüştü. Ona içinde bir mezar kazmıştı. Ölesiye mutsuzdu. Öğlen yine yemek yedirmeye çalışmışlardı. Yine yiyememişti. Minicik bebeği ona muhtaçken, içinde ölürken onu fark etmemişti bile... Şimdi de fark edilmeden ölmek istiyordu. Bu ilgiyi hak etmiyordu. Sürekli birileri gelip gitmişti. Hiç yalnız kalmamıştı. Kimseyle konuşmamış, tek kelime etmek istememişti. Akşam üzeri koluna taktıkları serumu boş gözlerle izleyerek gözlerini kapamıştı. Uyuduğunu düşünen diğerleri gittiğinde kapattığı gözlerini açtı. Kendine ağlamak için izin verdi