Akşam yemeği için duşunu almış ve üzerine incecik, şifon kumaştan mini elbisesini giymişti. Birlikte son gecesini geçireceğini düşündüğü adamın yanına gitmeden önce olabildiğince güzel gözükmek istiyordu. Yıllar sonra, yaşlandığında bile onu anımsadığında hayallerinde güzel bir yüz görmesini istiyordu. Saçlarını uzun uzun fırçaladı, gözlerini ilk karşılaşmalarında olduğu gibi siyah kalemi ile belirginleştirdi. Aynadaki yansımasına bakıp dudaklarının da nemlendirilmeye ihtiyacı olduğunu fark ettiğinde çantasını karıştırdı. Uzun süredir eline almadığı telefonunu bulduğunda durakladı. Yatağına yeniden otururken hareketleri mekanikti. Kapalı telefonunu açarken kimsenin onu aramamış olacağından neredeyse emindi ancak açar açmaz şarjının yarısını sömüren bir bildirim yağmuruna tutuldu. Gözleri