Ortaya Dökülen Gerçekler

1578 Words
Serkan salona girdiğinde düşündüğü gibi herkes vardı. Gözleri ilk annesini bulduğunda neler oluyor bakışlarının farkındaydı. Leman’ın keyifli halini izlerken hepsinin karşısına geçti. Çetin ve Çiçek’in gergin bakışları arasında babalarına döndü. Haliyle ikisi de fazla sinirliydiler. Onların gözünde nasıl bir konumda olduğunu biliyordu. Ortam aşırı gergin olsa da sakindi. Bugün her şey bitecekti ve temiz bir hayata başlangıç yapacaktı. -Hoş geldiniz. Çiçek’in babası Asaf ayağa kalktı. Sinirli bakışlar ile yaklaştı. “Hiç hoş gelmedik. Çıkan haberler ne?” Çetin’in babası Şenol tek kelime etmese de aynı durumda olduğu belliydi. Handan her zamanki gibi oğlunun yanında olmak için ayağa kalktı. Telaşla ikilinin arasına girdiğinde “Asaf Bey lütfen. Biraz sakin olun.” dedi. En son yemekte Çiçek ile aralarında bir şey döndüğünü anlamıştı. Kız Çetin ile birlikte olduğunu duyunca yine mi demeden edemedi. Oğlu neden her seferinde zor olanı seçiyordu? -Sakin filan olamam Handan Hanım. Kızımın adını oğlunuz ile anılamaz. Asaf’ın sert çıkışına karşılık Şenol da susmayacaktı. “Hem burada mağdur olan benim oğlum. Resmen aldatılmış.” Leman konuşmaları keyifle izlerken bir yandan nişanlısının elini tutmuş destek olmaya çalışıyor gibi davranıyordu. İstediği kaos oluşmuştu ve herkes Serkan’ın üstüne gidiyordu. Kanıtta çok sağlam olunca kurtulabileceğini sanmıyordu. Çiçek daha sabah hallettikleri mevzunun haber olmasına sinir olmuştu. Çetin arasında ilişki var diyen kendisiydi. Aralarında ki anlaşma ve Serkan’ın ilk zamanlar yaptıkları yüzünden bu noktaya gelmişlerdi. Asıl bilmek istediği ise o haberi kimin yaptırdığıydı. İlk anda Çetin’den şüphelenmişti, ama kendi ile birlikte telaş yapmış ve babasının karşısında yanında olmuştu. Onda ki değişim gözünden kaçmasa da hala şüphesi geçmemişti. Sonuçta fotoğraf onun elindeydi. Çetin ise Çiçek’e kendini anlatmaya çabalasa da suçlu Leman diyemiyordu. Eğer onu ele verirse başta yaptıkları ortaya çıkardı ve o zaman sevdiği kadını tamamen kaybederdi. Yanında olarak Çiçek beni aldatmadı dese de büyükler buna inanacak gibi değildi. Serkan sesler yükselince artık konuşması gerektiğini görüyordu. “Asaf ve Şenol amca kızmakta çok haklısınız.” Söyledikleri herkesi şaşırtmıştı. Serkan her zaman daha sert kelimeler seçerdi. Bu sefer yapıcı olunca tansiyonda biraz olsun düşmüştü. Leman bu durumdan hiç hoşlanmamıştı. Ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışırken “Çiçek ile aramızda düşündüğünüz gibi bir durum yok. Zaten bu fotoğrafta ki olay da çok önce oldu. Ben hatamı anladım ve geri çekildim. Hatta Çetin’e de açıkladım.” dedi. Üstüne baktığı gözler onay verince sinirlenmeye başlamıştı. Çetin’in Çiçek aşkı işlerini bozuyordu. -Evet ben biliyordum. Biz görüştüğümüzden beri Çiçek’in bir yanlışı olmadı. Kendini savunan adamı izlerken ister istemez aklı karışıyordu. Önce Serkan’ı seviyorsan aranızdan çekilirim demesi, şimdi de bu. Çetin ne yapmaya çalışıyordu? Asaf hala ikna olmamıştı. “Belki hala görüşüyorlar. Sen nereden bileceksin oğlum?” Sonuçta hala görüştüklerini herkes biliyordu. İlişkileri net olmadığı içinde fazla şüphe vardı. Leman biri peşini bırakmıyor diye sevinemeden Serkan “Benim sevdiğim biri var. Bu mümkün değil.” dedi. Hayretler içinde izlerken kim olduğunu merak ediyordu. Çiçek ile mutlu etmeyeceğim derken kimi gözden kaçırmıştı? Bir diğer şaşıranda Handan’dı. Oğlunun hayatında birinin olduğunu sevinmişti. Karşısındaki adamlara döndü. “Beyler duydunuz. Herkes kendi yoluna bakmış.” Çiçek ile olanların geride kaldığına mutlu olamadan Şenol “Buna nasıl inanalım?” diye sordu. -Baba lütfen! Daha neyi anlamıyorsunuz? Ben sevdiğimi ellerim ile toprağa verdim. Kalbimi öylesine birini almam mümkün mü? Çiçek’in çıkışı herkesi üzerken en çok etkilenen Çetin’di. Onun sevgisine ulaşmak çok zordu. Pes etmeye niyeti olmasa da duydukları ağır geliyordu. -Kızınızı duydunuz. Hem benim sevdiğim kişiyi de yakında görürsünüz. Serkan asıl konuya geçmeden önce elindeki dosyayı açtı. “Neden bu haber ile tadımızı bozan kişiyi konuşmuyoruz?” Herkesin dikkatini başka bir yere çekmeyi başardığında elindeki ilk fotoğrafı tuttu. Asaf gördüğünü anlamaya çalışırken Şenol da ayağa kalktı. Leman eli bırakılınca telaşla fotoğrafa baktı. Uzaktan gördükleri bile tedirgin olmasına neden oldu. Korkuyla ayağa kalktığında tahmin ettiğiydi. -Hakkımda çıkan bir önceki haberi de bildiğinize eminim. Şimdi de bu. Fotoğrafı çektiren ve bizzat yaptıran kişi bu fotoğrafta ki kişi. Şenol elinden çektiği gibi daha dikkatli baktı. Nişanlısını görmenin şaşkınlığı ile döndü. “Bu ne demek?” Leman panikle yaklaşırken üzgün bakmayı ihmal etmedi. “Canım bu konuyla benim ne alakam olabilir?” Serkan duyduğuna gülerken Leman’ın haber yapanlara para transferlerini kanıtlayan belgeleri çıkardı. Tek kelime etmeden Şenol’a uzattı. -O zaman bu para ne için? Şenol gördükleri karşısında yıkılmıştı. Nişanlısına baktığında Serkan’ın sorusuna bir cevap vermesini bekliyordu. -Bunlar sahte. Hem ben neden böyle bir şey yapayım? Sonuna kadar inkar etmesini zaten bekliyordu. Hiç sorun değildi. Telefonunu çıkarırken “Şenol Bey Alpaslan diye birini tanıyor musunuz?” dedi. Leman’a baktığında hayır diyen bakışlarını görse de durmayacaktı. Yıldız’ın gönderdiği videoyu açıp herkese tuttu. Koray’ın temiz bir dayağından sonra Alpaslan patronun bütün planını ortaya döken bir konuşma yapmıştı. Ses odanın içinde dağılırken adam Duru’nun yanına yerleştirilmesine kadar anlatmıştı. Şenol nişanlısının yanına verdiği Alpaslan’ın söylediklerini dinlerken kanı donmuştu. Her istediğini anında yerine getirdiği kadın bunları mı yapmıştı? Diyecek bir kelime bulamıyordu. Serkan son nokrayı koymaya hazırdı. Adam her şeyi bilse iyi olurdu. “Nişanlınız benim üniversitede eski sevgilim. Onu terk ettiğim için benden intikam almak istiyor. Bugüne kadar sustum. Durur dedim ama durmadı.” Şenol yerin dibine girmiş gibi hissediyordu. Tek kelime etmeden odayı terk ettiğinde Leman öfkeyle Serkan’a yaklaştı. Yüzüne tokadı yapıştırmak istese de bileğinden tutuldu. -Sana benden uzak dur dedim. Dinlemeden. Anlaman için bir kere daha söylüyorum. Benden ve özelikle Duru’dan uzak dur. Yoksa bir dahaki sefere bu kadar kolay kurtulamazsın. Serkan sıktığı bileği bıraktığında Leman sevdiği kişiyi de öğrenmişti. İçinde ki hırs, yenilme acısı o kadar büyüktü ki durmayacaktı. Önce Şenol’a yetişmek için hızla ayrıldı. Handan da oğlunun söylediği ismi duymuştu. Duru demişti. Kim olduğunu elbet bulacaktı. Yalnız bir şey daha dikkatinden kaçmamıştı. Oğlunun dinlettiği videoda ki adam da aynı isimden bahsetmişti. Aklına gelenler hoşuna gitmese de önce kalan misafirleri ile ilgilenmeliydi. Asaf’a döndüğünde “Bir sorun kalmadı sanırım.” dedi. Kızına döndüğünde üzgün gözlerini ve yanında duran Çetin’i görünce daha fazla uzatmak istemedi. Hem her şey eski bir sevgilinin ortalık karıştırması olduğu belliydi. Sessizce onayladıktan sonra “Biz gidelim.” dedi. Serkan Çiçek ayrılmadan önce seni arayacağım işareti yaptı. Bir an önce Duru’ya geri dönmek istese de annesinin kolunu tutması yüzünden durmak zorunda kaldı. -Bana bir açıklama yapman gerekmiyor mu? Acelesi vardı ve yeterince zaman kaybetmişti. “Anne zaten her şeyi duydun. Bak oğlunda halletti. Beni bıraksan mı?” Handan tam aksine oğlunu koltuğa sürükledi. Oturmasını sağladıktan sonra karşısına yerleşti. “Bu olanları hiç bana anlatmadın.” -Çokta önemli değildi. Çocukların olayları böyle basit görmesine alışmış olsa da kızıyordu. “Oğlum ben senin annenim. Neden bana Leman’ın seninle uğraştığını söylemedin?” -Çokta önemli değildi. Oğlunun rahatlığı iyice sinirlendiriyordu. Sesi sert çıkarken “Yanına birini yerleştirmiş. Hem adı da Duru.” diye bastırdı. Bu sevdiğin diye bahsettiğin kızla aynı kişimi mi demekti. Serkan annesinin ne demek istediğini gayet iyi anlamıştı. “Evet anı kız.” Devam edemeden “Ne yani yanına sekreter diye yerleştiren kıza mı aşık oldun?” tepkisi geldi. -Anne bir dinler misin? -Neyini dinleyeyim oğlum? Cemre’yi seviyorum dedin tamam dedim. Kızın peşinde neler yaptığın ortada. Sonra Çiçek olmuş anlaşılan. Şimdi de sekreter kız. -Onun bir adı var. Duru! -Hiç umurumda değil. Bu saçmalığı bitir. Her seferinde birine takılıp kalman yetmedi mi? Bu kızın neyi var? Yine sana hayır mı dedi? Annesinin hissettiklerini anlamamasından daha ağırı sarf ettiği kelimelerdi. Sakin kalmaya çalışsa da olmuyordu. “Aşırıya gidiyorsun.” -Asıl sen aşırıya gidiyorsun. Ben seni bir sekreter parçasını sev diye yetiştirmedim. Aklını başına topla. Serkan öfkeyle ayağa kalktı. “Sana sevdim diyorum. Neresini anlamıyorsun?” Handan da ayağa kalktı. Oğlunun bağrışına karşılık “Daha önce de sevdin. Hani neredeler? Cemre kendi yuvasını kurdu. Çiçek az önce Çetin ile gitti. Bu kızı da iki gün sonra bırakacaksın.” Daha önce yaptıkları yüzünden kalbinin asıl sahibini bulduğuna annesini inandıramıyordu. Bu kadar ağır konuşması da canını daha da yakıyordu. Oysa ablası her şeyi bilmesine rağmen çok farklı karşılamıştı. -En iyisi ben gideyim. Handan sinirle giden oğlunun arkasından “Serkan!” diye bağırsa da boşunaydı. Çoktan kapıyı çarpıp çıkmıştı. Bu sefer duracağını düşünüyorsa çok yanılıyordu. Telefonunu aldığı gibi Ediz’i aradı. Birkaç çalıştan sonra açıldı. -Buyurun Handan Hanım. -Bana Duru denilen kızı buluyorsun. Hatta bildiğine eminim. Kız ile ilgili her şeyi de bana getir. Cevap bile beklemeden telefonu kapattı. Oğlunun bu kez hata yapmasına kendi engel olacaktı. Geçen sefer kızına kızmıştı ama bunu hak ediyordu. Serkan ise evden çıktığı gibi arabasına atladı. Duru’ya gitmek için yola çıktığında bir yandan aradı. Telefonun açık olması tüm sinirini almıştı. Açılmasını beklerken meşgule alınmak canını sıktı. Tekrar arayacağı anda mesaj geldi. Duru’dan olduğunu görünce arabayı hızla kenara çekip açtı. Şu anda açamıyorum. Ev biraz karışık. Sana dönüş yapacağım. Okuduğu gibi ‘yanına geliyorum’ yazdı. Heyecanla cevabı beklerken “Lütfen şimdi değil. Bekle beni.” yazdığını gördü. Tüm hevesi yerle bir olurken yolun ortasında kalmıştı. Yüz yüze görüşemiyorlardı. Aramasını açsa neler olduğunu anlatabilirdi, ama onu da yapamamıştı. Mesajla da olacak iş değildi. Can sıkıntısı ile arabayı çalıştırdığında şu anlık kendi evine geçip beklemeye karar verdi. Bu karar hiç hoşuna gitmese de bu sefer kırmadan ilerlemeye çalışıyordu. Oysa Duru gelmesine engel olurken eşyalarını toplamaya başlamıştı. Gördüğü haberden sonra içi kan ağlasa da gitmenin en iyi fikir olduğuna karar vermişti. Olmayacak bir sevdanın peşine düşmeye gerek yoktu. Göz yaşları içinde devam etmeye çabalarken telefonu bir kere daha çalmaya başladı. Ekrana baktığında bu sefer de Leman’ın aradığını gördü. Bitmiyordu. Her şey Serkan’ı hatırlatıyordu. Artık onunda işine yaramadığı için meşgule aldı. Birkaç sonra gelen mesaj buradan gitmeden kurtulamayacağını kanıtıydı. Yarın sabah attığım adrese gel. Yoksa evine gelirim. O zaman ailen neler yaptığını birde benden dinler. Leman telefonu atıp yola baktığında nişanlısına yetişmek için gaza bastı. Serkan yüzünden yine her şeyini kaybediyordu. Yalnız bu sefer üzülen tek kendisi olmayacaktı. Madem asıl sevdiği Duru’ydu, o zaman vedasını onunla yapacaktı.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD