-Böyle yüzüme bakmaya devam mı edeceksin?
Erdem bu sabah ne olduğunu anlamıyordu. Normalde kimseyi takmayan adamın kavga edesimi tutmuştu. Eski Serkan’ı özledim demişti, ama bu da ortamı fazla geriyordu.
Kayra hiçbir zaman altta kalan biri olmamıştı. Karşısındaki ukala adam konuştukça onu gıcık etme isteği de artıyordu. İnadına da uzatmak istiyordu.
-ne o rahatsız mı oldun?
Baştan aşağı süzerken “Gerçi biraz giderin var.” diyerek iyice sinir etmek istedi.
Serkan da artık kimse umurumda değil dese de kıza bir kere gıcık kapmıştı. Kimle uğraştığını göstermekten geri durmayacaktı.
-Sana fazla gelir boşuna bakma.
Erdem ortamda dönen konuşmanın gittiği yönün çok tehlikeli olduğunun farkındaydı. Mesele çocukları aşmış laf üstünlüğüne dönmüştü.
Kayra duyduğuna gülerken “Bende sana fazla gelirim. Onun için çekil aradan.” dedi. Erdem’e döndüğü anda “Yeğenim hakkında konuşacaksan çekilmeyi düşünmüyorum.” geldi.
Serkan arabasına gidebilecekken inat etmişti. Kız susmuyor aksine her seferinde bir cevap veriyordu. Öz güvenin nereden geldiğini elbet öğrenirdi, ama anında vaz geçti. Eskisi gibi birini taktığını fark etse de bunun sebebinin şımarık kız olduğuna emindi.
Kayra susmayacağını anlayınca tekrar muhatabına döndü. “O zaman seninle görüşelim.”
Erdem meselenin kesinlikle çocuklar olmadığına artık emindi. Serkan’ı geri çekip kızın karşısına kendi geçti.
-Siz en iyisi bana anlatın. Dayısı bir anda heyecanlandı.
Serkan ne alaka diyemeden Erdem sus işareti yaptı. Sonunda ağzını açmıştı, ama sorun büyümeden de durabilirdi. Kayra’ya döndüğünde de dinliyorum dedi.
-Oğlunuz kızımızı rahatsız etmiş. Onu söyleyecektim.
Serkan ağzının içinde ‘yanıma geldiğinde bu kadar sakin değildin’ dediğinde Kayra tabi ki de duydu. “Oradan konuşma bir şey diyeceksen gel önümde konuş.” Erdem’in kibar yaklaşınca farklı konuşmuştu, ama kaba bey anlamıyordu. Zaten ilk o da doğru düzgün tepki verseydi bu noktaya gelmezlerdi.
Serkan konuşurum demeden Erdem kolundan tutup arabaya yolladı. İkisi de birinden beterdi. Birini yollamak zorundaydı.
Serkan kıza baktıktan sonra daha fazla muhatap olmamak için doktorun dediğini yaptı. Tam bir terbiyesizdi. Çenesi de hiç durmuyordu. Doktorun yerinde olsa bir güzel cevap verirdi, ama kibar adam her zamanki gibi dinliyordu. Oturduğu yerden izlerken konuşma uzayınca inadına kornaya bastı. İkisinin bakışları kendini bulduğunda kızın öfke saçan bakan bakışlarına karşılık saatini gösterdi. Onun yüzünden işe geç kalıyorlardı.
Erdem meseleyi tatlıya bağlayıp Kayra ile vedalaştı. Arabaya yaklaşıp bindiğinde Serkan’ın kıza bakışlarını gördü. Uzun zaman sonra birine sinir olduğuna sevinmek isterdi, ama biraz abartı geliyordu. Yanına oturduğunda kızın da ona aynı baktığını gördü. Bunlar beş dakika bir yerde dursa kedi köpek gibi kavga ederlerdi.
-Hadi gidelim.
Serkan arabayı çalıştırdığında inadına kızın yakınından geçti. Aynadan baktığında yine gözlerini kıstığını gördü. Bunların hepsi çocukça geldiği kadar neler döndüğünü bilmesi çok zor değildi. Yine de aldırmayacağım diyerek yola baktı. Doktor konuşmadığı içinde “Derdi neymiş?” diye sordu.
-Asıl senin derdin ne? Bir kadın ile öyle konuşulur mu?
-Konuşmaktan anlasa bende adam gibi davranırdım.
Erdem bir an durduğunda Serkan’ın çıkışı hoşuna gitti. Aynı şeyi Kayra’nın yanında da yapmıştı. Mesele yanlış olsa da bu iyi bir tepki olmalıydı. Biraz daha üstüne gitmeliydi.
-Bizim oğlan kızın saçını çekmiş. Kızda haklı olarak biraz kızmış.
-Bunlar çocuk. Hem Vural onun yeğeninin saçını neden çeksin?
Erdem de oğlunun neden yaptığını merak etse de akşam soracaktı. Asıl mesele şu anda Serkan’dı. Yeğenini mi koruyordu yoksa kızın dediğini mi kabul etmiyordu anlamalıydı.
-Kız bizim oğlanı göstermiş.
-Yapma doktor bu çocuklar dört yaşında. Kız birini göstermiştir bu da hemen atlamıştır.
-Serkan senin kızgınlığın kime?
Bir an doktora bakınca gülümsediğini gördü. Gerçekten kızgınlığı kimeydi? Değmeyecek biriyle uğraşmayacaktı. Gaza basıp hastaneye vardı. Arabayı durdurduğunda bir şey demeden indi.
Erdem de arkasından indiğinde önce danışmaya uğrayı son durumu almasını izledi. Gün içinde işlerini ve varsa randevularını alıp odasının yolunu tutmuştu. İlk zamanlara göre veterinerlik kliniğine de baya gelenler olmaya başlamıştı. Serkan da kendini baya geliştirmiş yaralı hayvanlara ameliyat bile yapmaya başlamıştı. İşinde iyi oldukça da gelen hastası çoğalmıştı. Erdem yardımcı alması gerektiğini düşünse de Serkan bunu hiçbir zaman kabul etmiyordu.
Odasına girdiğini görünce telefonunu çıkardı. Karısını ararken de kendi odasına yöneldi. Uzun çalışlar sonrası açılınca “Sevgilim.” sesini duymak güzeldi. Odasına girip masasına geçti.
-Zamanın var mı?
-Sana her zaman var.
Duyduğu gülümsetirken “Serkan az önce bir kızla kavga etti.” dedi. Bunu karısı da duymalıydı. Dünkü az da olsa konuşma sonrası bu tepki bir gelişmeydi.
Alara bilgisayardan uzaklaşırken “Kiminle?” diye sordu.
-Kızın adı Kayra Diker’miş. Yeğenini getirmiş.
Alara kim olduğunu elbet biliyordu. Kızın babası ve abisi ile daha önce birçok kez karşılaşmıştı. Küçük görüşmeleri de olmuştu. Asıl merak ettiği ise kardeşinin uzun zaman sonra neden kavga ettiğiydi.
-Aralarında ne geçti?
-İşte bizim oğlan kızın saçını çekmiş. Halası da bunu yanlış kişiye söyledi. Sevgilim görmen lazımdı. Serkan bir an geri geldi sandım. Kızda onun tam aynısı. Yani eski hali gibi. Aralarına girmesem neler olurdu söylememe gerek yok.
Alara’nın yüzünde gülümseme belirirken “Yani bizimkinin sonunda kuyruğuna basan biri oldu.” dedi. Aklında çoktan bir plan oluşurken kocasının anlattıklarını dinledi.
-Hem de ne basma. Neyse olay tatlıya bağlandı. Akşam bizim oğlan ile konuşalım.
-Tabi konuşalım sevgilim. Vural’ı ben kreşten alırım. Hatta küçük kızında ailesini yemeğe davet edelim. Bizzat konuşalım daha güzel olur.
Erdem karısının planından habersizdi. “Doğru diyorsun. Çocuk bunlar uzatmaya gerek yok.” Tabi telefonun ucunda bildiği gülümsemeyi duyunca bir an durdu.
-Bir dakika senin asıl amacın bu değil.
Alara kocasının tepkisine daha çok güldü. “Yani halayı da çağıralım diyorum.”
Erdem bununla bitmediğini artık bilecek kadar karısını iyi tanımıştı. “Eeeee”
-Bir de sen bizim oğlanı getireceksin.
Karısının isteği karşısında gerilmeden edemedi. “Serkan ve Kayra aynı ortama gelirse ne olur biliyor musun?”
Alara da tamda onu görmek istiyordu. Kocasının anlattığı gibi bu kız kardeşini sinir ettiyse bu güzel bir durumdu. Akşamki duruma göre de görüşmelerinin devamını sağlayabilirdi. Madem kardeşini eski haline onlar döndüremiyorlardı, o zaman yapabilene biraz yardım sorun olmazdı.
-Bence sen abartıyorsun kocacığım.
Karısının onu ikna etme kelimelerini de biliyordu. “Kavga çıkarsa ben karışmam.”
-Sen sadece Serkan’ı getir yeter. Öpüyorum sevgilim.
Karısına hayır demek şansı olmadığı için tamam diyerek telefonu kapattı. Bu yemeği Serkan’a söylerse kesin gelmezdi. Mecburen çocukları kullanıp bugünde bize gel diyecekti. Eve vardığında da kaybolmak en iyisiydi.
“””
Alara telefonu kapattığı gibi Ediz’i odasına çağırdı. Uzun zaman sonra heyecanlanmıştı. Kardeşini ve Kayra’yı görmese de kocasının anlattığı gibiyse kesin düşündüğü olacaktı. Kapı çalınca hemen gel dedi.
Ediz içeri girdiğinde patronun sabırsız bakışlarını gördü. Hemen önünde durduğunda “Buyurun Alara Hanım.” dedi.
-Bana Kayra Diker hakkında bilgi toplamanı istiyorum. En hızlı şekilde. Birkaç saatin var.
Ediz de artık bu işleri uzun zamandır yapmadığı için bir an anlayamadı. “Neden araştırıyoruz?”
Alara’nın planı için ortaklara ihtiyacı vardı. Artık eskisi gibi gizleme tek başına hareket etmiyordu. Kocası zaten biliyordu. Ediz de bilirse baya yardımcı olurdu. Duru konusunda zaten o da pişmandı. Serkan onun hakkında hiç konuşmadığı için Handan’a yanlış bilgi verdiğini söylemişti. Daha sonra o da hatasını telafi etmek için çok uğraşsa da geç kalmıştı. Alara bunun bir fırsat olduğuna emindi.
-Serkan için kız bakıyoruz.
Ediz şaşkın olduğu kadar sevinmişti. Sonunda biri ile olduğunu sanacağı anda “Tabi bizim oğlan daha bilmiyor.” gelince kaldı. Patronun aklından bir şeyler geçtiğini bilse de kardeşi artık eskisi gibi değildi.
-Alara Hanım emin miyiz?
-Sen bana güven ve hızlı ol. En önemlisi kızın sevgilisi var mı öğren bakalım.
Bu sefer kardeşinin hayatından hiçte uzak durmayacaktı. Kendi nasıl doktorunu bulduysa onunda bulmasını sağlayacaktı. Tabi önce kızdan emin olmalıydı.
Ediz patronuna güvense de kalp işi kolay değildi. Yine de elinden geleni yapacaktı. Geçmişte yaptığı hatasını da telafi etmiş olurdu. Bende diyerek hızla odadan çıktı.
Alara da bilgisayarına döndüğünde Kayra hakkında genel bilgilere şöyle bir baktı. Ekrana yansıyanlar gülümsetmişti. Yeni mezundu ve daha yirmi iki yaşındaydı. Olayları hiç eksik değildi ve ailesine baya çektirdiği belliydi. Kardeşinden alışkın olduğu haberleri okurken Kayra’yı izledi. Gözlerinde neşe dolu olan kız tamda aradığı kişi olabilirdi. Her şeye akşam karar verecek olsa da o enerjiyi fazlasıyla almıştı.
“””
Serkan dün fazla içtiği için bugün mesaisi erken bitirmişti. Masasını toplayıp kaçmayı düşünürken kapısı çaldı. Bir yandan işini yaparken “Gel” dedi.
Erdem kafasını kapının arasından soktuğunda ayakta olduğunu görünce içeri girdi. “Hayrola bugün erkencisin.”
-Eve gidip dinleneceğim.
İşte bu mümkün değildi. Karısı mutlaka getir demişti. Oğlunu alıp eve giderken yemek işi tamam tüm aile bize geliyor diye uyarmıştı. Götürmezse sorun çıkardı. Gerçi götürse de ayrı sıkıntı çıkacak gibiydi.
-Tamam o zaman bize gidelim.
Serkan işini bitirmişti ki doktora baktı. Biraz tedirgin olduğunu görse de takılmadı. “İki gündür aynı kıyafetle geziyorum.”
Erdem hemen çözüm bulurken “Benden giyersin. Dün düzgün oturmadık. Çocuklarda seni göremedi.” dedi. Bu bahaneleri daha önceden hazırladığı için mutluydu.
Serkan başka bir şey olduğunu görse de sormak istemiyordu. Geçiştirmek için “Daha sonra gelirim.” dese de doktor önüne geçmişti.
-Eve gidip ne yapacaksın? Gel işte.
Sonunda patlayıp “Doktor asıl amacın ne?” diye sordu. Bu kadar belli ederse susamazdı. Artık insanların davranışlarına aldırmayacağım dese de olmuyordu.
Erdem bir değişim daha olunca güldü. Her zamanki gibi koluna girip sürükledi. Tekrar ciddi olurken biraz gergin de olmaya çalıştı. Gerçi gerçekten gergindi. Serkan’a yalan söyleyecekti. Karım için diyerek “Ablanla kavga ettik.” dedi. Öyle olmasa da aklına başka yalan gelmemişti.
Serkan koluna girmiş adama baktı. Bana ne dese de gözlerinde ki telaşı görünce kayıtsızda kalamıyordu. “Konu ne?”
Erdem konuya ilgiyi gördükçe hem seviniyor hem de şaşırıyordu. Karısının dediği gibi sabah ki kavga tetiklemiş olabilir miydi? Dün gece de konuşmasını eklerse belki eskiye dönüyordu. Bunları bir ara Ferman’a anlatıp fikir almalıydı.
Serkan hala konuşmayan doktorun neyi beklediğini merak ediyordu. Dışarı çıkmışlardı arabayla bekleyen Ediz’i gördü.
-Geliyorsun değil mi?
Sorusuna yanıt vermeyen adam arabaya sürüklemişti. Bu hallerine alışmış olsa da bu akşam başka bir durum var gibiydi.
Erdem kapıyı kapattığı gibi Ediz’e baktı. Gözleri ile konuş dediğinde diğer tarafa geçene kadar vaktin var diyordu.
Ediz doktorun peşine takıldığında “Kız hakkında araştırma yaptık. Alara Hanım kafaya takmış durumda.” dedi.
Erdem kapıyı açmadan önce durdu. “Bu kadın bir gün beni kalpten götürecek. Serkan bilmiyor sakın evde kimler olduğunda bahsetme.”
Ediz tamam diyemeden doktor binmişti. Kendi adına uzun zaman sonra tekrar küçük planlar yapmak hoşuna gitmişti. Bir ara karısını da arayıp neler oluyor anlatmıştı. Yıldız da duyduklarından sonra ilk tepkisi eskisi gibi olmuştu. Evet öyleydi, ama bu sefer mutlu bir son olmalıydı. Direksiyonun başına geçtiği gibi evin yolunu tuttu.
Serkan yola çıksalar bile doktor hala konuşmayınca bir kere daha “Ne oldu anlatacak mısın?” diye sordu.
Erdem bir kavga konusu bulamayınca “Ne olduğu önemli mi? Ablan bana şu anda çok kızgın. Ben ne yapacağım?” dedi. Eve kadar Serkan’ı oyalamalıydı. Ediz çabuk olursa iyi olurdu. Hayır direk misafir var demek isterdi, ama o zaman yolun ortasında arabayı durdurur ve inerdi. Kesin yapardı.
Serkan baya telaşlı olduğunu görünce baya ciddi sandı. “Tamam, konuşur halledersiniz.”
Erdem yalan söylediği için verdiği tepkiler işe yaramış Serkan inanmıştı. Mecburen devam ettirip “İşe yarar mı?” diye sordu.
-Sizde yarar.
Erdem bunun öylesine söylenen teselli kelimeleri olmadığını anlamıştı. Zamanında kendi konuşamadığı için belki içinde birikenlerdi. Bazen keşke ne olursa olsun kızı bulup konuşsaydı diyordu. Onu bulmak hiç zor değildi, ama Serkan nedense silip atmıştı. Nedenini bir bilseler onu dahi iyi anlayacaktı.
Ediz gaza bastığı gibi eve vardı. Bahçeye girdiğinde park etti. İndiği gibi doktorun kapısını açtığında Serkan da inmişti. Eve doğru yürüyeceği anda iki arabanın bahçeye girdiğini gördü. Durup baktığında kimlerin olduğunu anlaması uzun sürmedi. Bakışları hızla doktoru bulduğunda kandırıldığına inanamıyordu.