Dudak Dudağa

1729 Words
Serkan ayaklarının ucuna dizilmiş adamları bir süredir izliyordu. İki gün önce yediği dayağın fazlasını yaşatmış olsa da daha onlarla işi bitmemişti. Bu adamları Duru'nun hayatından tamamen silecekti. -Şimdi bana ne kadar istediğinizi söyleyeceksiniz. O gün yakasını tutup kime bulaştığına dikkat et denilen adamı gösterdiğinde Ediz yaklaştı. Adamın kafasını kaldırdığında patronunun görmesini sağladı. Diğer adamlarının kafaları hala yerdeydi. Zaten baya dayak yedikleri içinde hareket edecek halleri kalmamıştı. Eli yüzü dağılmış olan adam "Senetler çekmecede" diyebildi. Ediz kafasını bırakıp masasına yaklaştı. Mekanlarını basıp hepsini rehin aldıkları için kendi yerleriymiş gibi davranıyorlardı. Çekmeceyi açtığında bir sürü senet buldu. Eline aldığında aradığı kişiyi bulması çok uzun sürmedi. Darcan Derin olanı alıp patronunun yanına yürüdü. -Ne yapıyoruz? Serkan kağıda bakmaya gerek duymadı. "Ne kadar yazıyorsa getir." Ediz bir an kararsız kalsa da patronunun baya ciddi baktığını görünce parayı ayarlamak için ayrıldı. Bir süre sonra da elinde koca bir zarfla da geri geldi. Serkan'ı işareti ile de adamın önünde attı. -Bundan sonra bu ailenin karşısına çıkmayacaksın. Bugün burada olanlar da unutulacak. Haa uzatmak istiyorsan bende uzatırım. Yedikleri dayak sayesinde uyarı gayet iyi anlamıştı. Hiç itiraz etmeyi düşünmedi. Döverken böyle bir karşılık alacaklarını hiç beklemiyorlardı. Adam sabah erkenden mekanlarını bir sürü kişiyle basmıştı. Bir sopa dayak yemişlerdi. En azından parasını aldığı için uzatmayacaktı. Serkan anladığını görünce Ediz ile önden ayrıldı. Adamlar birazda daha duracaklardı. Bu mahalleyi terk edince de adamları bırakacaklardı. -Senedi ne yapayım patron? Durduğunda "Yok et." dedi. Yüzü düzelsin diye iki gündür tembellik yapmıştı. Artık devam etme zamanı gelmişti. Zaten biraz daha işe dönmezse delirecekti. Duru inadına iş dışında konuşmuyordu. İki gündür mesajla geçiştirildiğinin farkındaydı. İşle ilgili bahaneler sunup yanına gelmesini sağlamaya çalışsa da her seferinde Ediz gelmişti. Artık geri dönüp neler oluyor bizzat görmeliydi. Bu kız neden ondan kaçıyordu? En azından merak edip bir kere olsun geleceğini düşünmüştü. Ediz kağıdı cebine koydu. Aklında dönen soruyu daha fazla tutamayacaktı.” Biz bu kızın borcunu neden ödedik?” Bir tek ihtimal olduğu içinde "Leman'ın elinden kurtarıp kendiniz için mi çalışmasını sağlayacaksınız?" diye sordu. Serkan'dan başka bir şey beklenmezdi. Evet akla ilk gelen buydu, ama asıl sebep çok farklıydı. Duru'nu artık para ilgili sıkıntı yaşamasını istemiyordu. Leman ile arasında kalmasını bitirmeye çalışıyordu. Ona çalışmasının tek nedeni de ortadan kaldırmış oluyordu. Bunları şu anlık konuşmak istemediği için "Öyle olabilir." diyerek geçiştirdi. Ediz'in gözünden kaçmamıştı. Her zaman net olan adam biraz geveliyor gibiydi. Başka bir planın içinde olduğunu sanıyordu. -Doktora söylerim diye mi anlatmıyorsunuz? Olanları anlama çabası Serkan'ı gülümsetti. Duygularının değişimini asıl sahibine söylemeden başkasına anlatmayacaktı. Hem kimle ilişki yaşadığını şu anlık bilinmesine gerek yoktu. Yoksa gizlemek onun işi değildi. -Sen ben yokken neler oldu onu anlat. Ediz cevap alamayacağını anlayınca "Yolda anlatayım." diyerek önden yürüdü. Kapıyı açacağı anda patronun gelmesini beklerken yanına bir kadının yaklaştığını gördü. -Darcan içeride mi? Serkan duyduğu sesle yana baktığında telaşla bakan kadının içeride ki birinin annesi olduğunu düşündü. Şu anda içeri girmesi pek doğru olmadığı içinde "Kimi arıyorsan sonra gel." diyerek arabaya doğru yürüdü. Kadın giden adamın arkasından bakarken tavrı canını sıktı. Oğlu yine ortalıktan kaybolmuştu. Bu adamların yanına gelmesinden korktuğu içinde bakmaya gelmişti. Mecburen evine geri dönerken o kapıda düzgün birine rastlamayacağını biliyordu. Serkan arkaya binmek yerine direksiyonun başına geçince Ediz kapıyı kapattı. Koşturuyordu ki yan koltuğu gösterdiğini görünce binmek zorunda kaldı. Bu da pek alışkın olduğu durum değildi. Serkan arabayı çalıştırıldığında hiç uzatmadan "Dinliyorum." dedi Ediz az önceki kadını soramadan durum değerlendirmesine geçti. "Leman tarafında bir sakinlik var. Daha haber yaptırmadı. Çetin işi gidip gelme dışında bir şey yapmıyor. Çiçek Hanımla da buluşmuyor." Serkan karşı tarafa bir şeylerin değiştiğini anlamıştı. Kendi de ortalıkta olmadığı için Leman bekliyor olmalıydı. "Elimizde ne var?" -Adamın eski yaptıkları var. Yıldız ile küçük bir plan yaptık. Eğer tamam derseniz harekete geçeceğiz. Anlatacağı anda "Şimdilik dursun." gelince şaşkın gözlerle baktı. Beklemek ve Serkan hiç mantıklı değildi. Karışmak haddi olmasa da sunmakta zor geliyordu. -Neden duruyoruz Serkan Bey? Ediz'in sesinde ki tepkiyi anlıyordu. Ondan beklenmedik hareketler yaptığı için herkes şaşırıyordu. Çetin şu anda kendi dünyasına çekilmiş gibiydi. Çiçek ile de konuşmadan harekete geçmeyecekti. Çetin’e ablasına yaptıkları yüzünden sinir olsa da bu sefer ikisini arasına girmeyecekti. Mert ile Cemre de bir zoraki evlilik ile başlamışlar sonra aşık olmuşlardı. Çiçek de belki mutlu olacaktı. Kendi Duru ile ilgilendiğine göre onları rahat bırakabilirdi. -Sen şu anlık takip işine devam et. Ben sana ne yapacağımızı söyleyeceğim. Ediz konuşacağı anda telefon araya girdi. Serkan kulaklığını taktığında bakmadan açtı. -Günaydın kayınço. Doktorun sesini duyunca istemsiz gülümsedi. Adam iki gündür durmadan aramıştı. Kaytardığını sanıp işe döndürme çabası da ayrı bir olaydı. Her seferinde ablan burayı basmadan hemen dön demişti. Yine aynı konudan dolayı aradığına emindi. -Merak etme hastaneye geliyorum. Erdem duyduğuna sevinirken "O zaman Duru'ya haber vereyim. Kız kahvaltı molası vermişti." dedi. Serkan sonunda merak ettiği ismi duymuştu. "Bırak yapsın. Hastanede değil mi zaten?" -Yok değil. Umut ile yakında ki kafeye gitti… Doktor konuşmaya devam etse de Serkan için an durmuştu. İki gündür sesini duymaya çalıştığı kız şimdi başka bir erkekle miydi? Yanlış hissetmiş olamazdı. Bu sefer sevgisinin karşılığı vardı. Peki bu neydi? Ediz sıkılan direksiyon ve kızgın yüzü görünce kötü bir durum olduğunu sandı. Bu kadar sessizlikten sonra çok normaldi. Patronunu da bir şey yapmıyordu. Yandık derken ilk işi haber sitelerini gezmek oldu. Leman'ın yine haber yaptırdığını düşünerek dolaşsa da hiçbir şey yoktu. Erdem sessizlik oluşunca "Serkan!" diye seslense de telefon aniden kapandı. Tekrar arayamadan da kapısı çaldı. Hastası gelince konuşmayı sonraya bırakmak zorunda kaldı. Serkan gaza yüklenirken içinde koca bir öfke patlaması vardı. O gün gördüğü sahne aklına geldikçe daha çok hızlanıyordu. Bir başkasına gülen yüzünü düşünmek bile istemiyordu. Bunu Leman istediği diye yapıyorsa bile izin veremezdi. Ediz hızlanan araba ile "Serkan Bey ne oluyor?" dese de bir cevap alamayacağı belliydi. Onu neyin bu kadar öfkelendirdiğini bulmaya çalışırken araba ani bir frenle durdu. Patronu sinirle inince arkasından hemen indi. Hastaneye doğru değil başka yere gittiğini gördü. Peşine takıldığında kafeye girdiğini gördü. Serkan'ın gözleri masalarda dolaşırken sonunda aradığını buldu. Duru'nun yine gülümseyen yüzünü görmüştü. Kay benine sıçrarken iki adımda masanın başına dikildi. Duru kafasını kaldırdığında gördüğü kişiyle hızla ayağa kalktı. İki gündür yanına gitmemek için kendiyle büyük savaş vermişti. Karşısında gayet iyi görünce sevinse de onun bakışları baya korkutucuydu. Hoş geldiniz diyemeden “Peşime düş!” uyarısı ile kaldı. Umut da ayağa kalkmıştı ki geldiği gibi giden adamın arkasından izledi. Duru’ya döndüğünde korku ve telaşla izlediğini gördü. -Bir sorun mu var? -Umut ben gideyim. Geldiniz için çok sağ olun. Ateş abiye gitmek zorunda olduğumu söylersin. Duru hızla ayrılırken lavaboya kadar giden Ateş de dönmüştü. Kapıdan telaşla çıktığını görünce Umut’a yaklaştı. -Ne oldu? Umut da tam anlamasa da “Serkan geldi. Peşime düş dedi gitti.” diye anlattı. Oysa patronunu hastaneye getirmişken çay içelim demişlerdi. Duru’nun ısrarı ile de buraya gelmişlerdi. -Neyse adamı biliyorsun dengesiz. Yine bir şeye kızmıştır. Ateş masaya otururken arkadaşına karşısını gösterdi. “Asıl sen ne oluyor onu anlat.” Umut otururken gelen soruyla “Anlamadım.” dedi. Ateş’in bakışları ve gülümsemesi durumu kavramasına neden olurken güldü. -Aklından geçen bir durum değil. Kız teşekkür etmek istedi o kadar. Ateş onu da baş göz etme derdinde olduğu için “Aslında fena kız değil.” diye başlasa da Umut kalktı. -Biz en iyisi hastaneden abiyi bekleyelim. Kaçar gibi gidişi Ateş’i güldürdü. Bu adamın evlenmeye gönlü yoktu. Kıza da hiç o gözle bakmadığına emindi. “”””” Ediz kafede olanları ve devamını izlerken dengesiz bir öfke görüyordu. İkili hastaneye girdiğinde yalnız bırakmak için nişanlısını bulmaya koyuldu. Bu sırada Serkan ile buluşmaya gelen Çiçek hastaneye giriş yapmıştı. Hızla giden Serkan’ı gördüğünde peşine takılsa da yetişmesi kolay olmadı. Odaya girerken de arkasından telaşla yürüyen sekreterini fark etmişti. İkiliye yetişmeye çalıştığında daha kapıdan girmeden bağırmaları duymaya başladı. Serkan öfkeden bir şey görecek ya da duyacak durumda değildi. Kendini odasına attığında Duru’ya döndüğünde sinirden her şeyi yerle bir etmek istiyordu. -O adamlar ne işin vardı?! Duru bağırma ile geri adım attığında korkudan saniyelik gözlerini kapattı. İşe döndüğü gibi eski haline de dönmüştü. Zaten ne bekliyordu? Leman için çalıştığını biliyordu ve Umut ile de o yüzden buluştuğunu sandığına emindi. Oysa ondan uzak durma çabasındaydı. Kapana sıkışmıştı ve iki gündür yanına gitme baskısına karşı çıkıyordu. Mazeret olarak da Serkan Bey beni görmek istemiyor diyordu. Oysa tam tersiydi. Her fırsatta ayağına çağrılmıştı. İki tarafla ayrı bir savaş veriyor gibiydi. Serkan ise ilk defa hissettiklerine karşılık bulduğuna sevinirken gördükleri dengesini bozuyordu. Yine mi yanılıyordu? Yine mi ona ait olmayan bir şeyi istiyordu. Bunu düşünmek sinirlerini daha da bozarken “Bana cevap ver! O adamla ne yapıyorsun?!” diye bağırdı. Çiçek bu bağırma ile daha fazla dayanamayıp içeri daldı. Hızla kızın yanına gittiğinde önce onu arkasına aldı. Önünde zaten bir kere zarar vermişti. Başkalarına böyle davranma hakkı yoktu. Serkan olanları izlerken şaşkındı. Ne yani Duru’yu ondan mı koruyordu? Oysa kendi onu korumaya çalışmıyor muydu? -Serkan sana durmanı söylemiştim. Hala aynı hatayı yapıyorsun. Duru önünde duran kızı izlerken iyice kötü oldu. Patronun sevdiği kişi tarafından savunuluyordu. Acizliği daha da canını yakarken Serkan’ın sakinleşip görmek canını yakıyordu. “Çiçek bu konu seni ilgilendirmiyor.” demesini tamamen yanlış anladı. Onu görünce değişmişti ve kırmaktan korkuyordu. Demek bu kadar çok değer veriyordu. Oysa Serkan, Duru’yu korkuttuğunu anlayınca tavrını değiştirmişti. Üzgün gözlerle Çiçek’in arkasından izlediğini görünce “Sadece konuşuyoruz.” diye açıklamak istedi. Onu deli gibi kıskanmıştı ve bir anlık öfke ile de gözü hiçbir şey görmemişti. Yaptığını fart etmişti, ama Çiçek inanmıyordu. -Kıza az önce bağırıyordun. Bu nasıl bir konuşma? Daha önce de canını acıttın. Serkan bunları yapan sen olamazsın. Çiçek konuştukça yaptıklarını yüzünden kötü hissediyordu. Duru’nun kaçan bakışlarını yakalamaya çalışırken kapı bir kere daha açıldı. Döndüğünde Çetin’i görmeyi hiç beklemiyordu. O da Çiçek ile konuşmaya karar verdiğinde Serkan’la görüşeceğini öğrenmişti. Bu konuşmayı ikisi ile yapmanın daha doğru olacağına karar verdi. Bu yüzden gelmişti, ama onları birlikte görmek aslında onu da baya zorluyordu. -Uzun kalmayacağım. Bir konuya açıklık getirip gideceğim. Çiçek, Çetin’in gelişine şaşırırken üzgün olduğu kadar yorgun gözlerini gördü. Birkaç gündür hiç sesi çıkmayan adamın burada ne yaptığını merak ediyordu. Serkan da neler dönüyor diyemeden Çetin “Çiçek ile ayrılıyorum. Yani artık aranızdan çekiliyorum.” dedi. Duyduğu saçmalığa sinirden gülmek istese de gözleri anında Duru’yu buldu. Onun gözünde nasıl bir durum olduğunu söylemek bile istemiyordu. Yaptıkları resmen ayağına dolaşmaya başlamıştı. Çiçek de şok içinde bakarken “Bu nereden çıktı?” diye sormadan edemedi. O kadar tehdit eden adam öylece vaz mı geçmişti? Hem Serkan ile birlikte olduğunu düşündüren neydi? Çetin konuşmak istemediği için telefonunu çıkardı. Ekranı açtığında görmeleri için döndürdü. İkisinin dudak dudağa olduğu fotoğrafı Duru da görmüştü. İçinde ki her şey yıkılırken bu aşkın karşısında yapabileceği tek şeyin geldiği yere dönmek olduğunu anlamıştı.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD