Oyun İçinde Oyun

2008 Words
Çetin babasının evden çıktığını görünce arabayı sürüp bahçeye girdi. Durdurup indiğinde açılan kapıdan içeri girdi. Hedefi direk salon oldu. Leman’ı kahvaltı masasında bulunca karşısına geçip oturdu. Telefonunu çıkarıp ekranı açtığında bakması için önüne koydu. Leman sinirli gözlerine baktıktan sonra uzattığı telefona baktı. Gece çıkan haber olduğunu görünce keyifsizce “Yeteri kadar durmadı. Oysa Serkan’ın bir şey yapamayacağından da emindim.” dedi. Çetin duydukları karışışında öfkeleniyordu. Telefonu cebine atarken sakin konuşmayı hiç düşünmüyordu. “Haberi kaldıran Mert.” Leman onun olduğunu tahmin etmişti. Yine de Serkan’ı hedef aldıysa sorun yoktu. Hala almadıysa da devamı gelecekti. -Bu bizim sorunumuz değil. Karşısında oturan rahatlığına artık dayanamıyordu. “Birincisi bu haberi yaptıracağının neden bana söylemedin?” -Söylemem gerekiyor muydu? Masaya yumruğunu getirdiğinde Leman istemsiz sıçradı. Çetin’in tam olarak neye sinir olduğunu anlamıyordu. -Planımız bu değildi. Hedefimiz sadece Serkan’dı. Mert’i olayın içine çekmene de tamam dedim, ama bu olmaz. -Senin sorunun ne? Çetin öfkeyle ayağa kalktığında “Adamların eline kanıt verdin. Bu haberi senin yaptırdığın ortaya çıkmayacak mı?” dedi. -Ben onu hallettim. Kimi ararlarsa arasınlar cevap hep aynı olacak. Bu haberleri Serkan yaptırdı. Zaten bunca şeyi bilen kişi de o değil mi? Akıllara ilk gelen o olacak?.. Çetin sinirle araya girdi. “Sen Mert’in salak mı sanıyorsun? Ben seni baştan uyardım. Bu adamı hafife alma dedim. Adamın hayatına çomak soktun. Hem o dursa bile Harun Korkmaz duracak mı? Bu adam için Mert çok kıymetli.” -Çetin bir sakin olur musun? Neden herkesi gözünde bir anda büyütüyorsun? Hala anlamadığı için deli olmak üzereydi. “Gökçe ne dedi? Adam Mert’in rahatsız olduğunu hissettiği anda tüm ortaklıkları fes etmiş. Ne zarar umurunda ne de başka bir şey. Bu işin arkasından bizim olduğumuzu öğrendiği zaman hedef kim olacak? Babam!” Leman derdini anlayınca sinirle ayağa kalktı. “Baban o adamın ortağı değil. Asaf ile ortak. Korkmayı bırak artık. -Sen anlamıyorsun. Ben bu saatten sonra yokum. Ne halin varsa gör. Çekip gideceği anda Leman kolunu tutup durdurdu. Şaşkın şekilde bakarken “Bu nereden çıktı? Planımız gayet iyi gidiyor. Çiçek bile Serkan’ın gerçek yüzünü gördü.” dedi. Çetin kolunu kurtardığında dünkü olay sonrası Çiçek’in üzdüğünü hatırladı. Amacı onunla evlenmekti, ama yöntemleri onun canını yakıyor gibiydi. Serkan’ın yanında elini tutup ‘canım’ dese de aslında kalbini kazanamadığını biliyordu. Kendi adına sevmiyorum dese de ona değer veriyordu. Bu yüzden de kararsız kalmıştı. -Duydun. Ben yokum. Bu olanlar babamın kulağına giderse Çiçek dahil her şey gider. Leman yarı yolda bırakılmanın hırsı ile telefonunu alıp ekranı açtı. Serkan ile Çiçek’in öpüşürken çekilen fotoğrafı bulup uzattı. -Buna rağmen çekilecek misin? Adam durmuyor. Senin evleneceğin kadını öpüyor. Çetin fotoğrafa baktığında ikisini dudak dudağa görünce kendini kötü hissetti. Kendi en fazla yanağını öpmüştü. Ne kadar damarına bassa da onu istemeyen birine dokunmak istememişti. Nedense kalbin de küçük bir sızı hissetti. Tek kelime etmeden evi terk etti. Leman durdurmaya çalışsa da içini kaplayan kaybetme ve ulaşılmama telaşı yüzünden vakit kaybetmek istemiyordu. Arabasına atladığı gibi Çiçek’in evine sürdü. “”””” -Ya da daha farklı bir şey sorayım. Sarhoşken beni kim öptü? Gecenin bir kısmını hatırlamasa da dudağına değen sıcak teni çok net hatırlıyordu. Yakınında ki pembe dudaklara bakarken onun olduğuna emindi. Gözleri birleştiğinde korkulu dolu bakışlar nedense sadece hoşuna gidiyordu. Tahmin ettiği her şey çıkmıştı. Planı işe yaramış ve sarhoş olması işine yaramıştı. Duru’nun evinde uyanması da boşuna değildi. Neler olduğunu daha net görene kadar oyununa devam edecekti. Duru duvar ve adamın arasında biraz daha kalmaya devam ederse bayılacağına emindi. Dudaklarında ve gözlerinde gezen bakışlar içini okuyor gibiydi. Bir anlık boşlukta öptüğü dudaklara gözü kaydığında onunda aklında tadı vardı. Aklından geçenlere sinir olurken sorusuna cevap bulmaya odaklandı. Salak gibi davranması lazımdı, ama zaten şu anda öyle hissediyordu. -Ben anlamadım. Serkan’ın dudaklarında gülümseme belirirken “Patronunu biri öptü ve sen bilmiyor musun?” dedi. Onun olduğunu bilse de hatırlamıyormuş gibi davrandı. Duru bunu fırsat bilip “Ben geldiğimde kendinizde değildiniz. Sizi alıp buraya getirdim.” dedi. Ustalıkla kaçtığını düşünüp nefes almaya çalıştı. Oysa içine çektiği hava bile ona ait gibiydi. Sekreterinin kaçmasına izin verirken doğruldu. “Yani bilmiyorsun.” Hızla hayır gelince “Peki neden buradayım? Neden evime götürmedin?” diye sordu. -O durumda götürürsem sıkıntı çıkabilirdi. Duru ezberlediği gibi cevap vermenin sevincini yaşasa da Serkan her şeyin farkındaydı. Yüzüne bile bakamayan kıza gülümserken “Giyin, çıkıyoruz.” dedi. Hızla kalkan gözler kendini bulduğunda o anlarda gerçek onu gördüğünü biliyordu. Ne kadar saklasa da onu ne zaman zorlasa ortaya çıkıyordu. -Kahvaltı yapmayacak mısınız? Mutfağı gösterdiğinde göz ucuyla baktı. Küçük masada koyulan iki tabak dikkatini çekti. Gözleri tekrar sekterini bulduğunda hevesle beklediğini görüyordu. “Gidiyoruz. Üstünü giyin gel.” Hızla kapıya yöneldiğinde Duru seslenmek istese de vaz geçti. Sabah erkeden kalkıp ona kahvaltı hazırladığına inanamıyordu. Beyefendi tabi beğenmemişti. Hala beklediğini fark edince yattığı odaya girip üstünü değiştirdi. Bu evde kaldığı için doğru düzgün kıyafeti de yoktu. Patronun aldıkları ve kendininkileri karışık giydikten sonra koşarak çıktı. Arabaya doğru koştururken yan koltuğa oturduğunu görünce durdu. Dün bilmiyormuş gibi davranmıştı. Şimdi de aynı şeyi mi yapacaktı? İsteksiz direksiyon koltuğa otururken hala telefona baktığını gördü. Yavaşça kemerini bağlarken bakmasını umdu. Bu arada biraz dağınık saçlar dışarıda olan göleği ile baya gözüne hoş geldi. Serkan araba bir türlü hareket etmeyince “Beni izlemeyi bırak ve yola çık.” dedi. Panikle öne dönüş gülümsetti. Duru acemi sürücü gibi hastaneye vardı. Araba durduğu gibi patronu inince hızlı davrandı. Çantasını alıp peşine takıldı. “Efendim kahvaltı yapmadınız. Üstünüzde de değiştirmediniz.” Bunları ona yakın olma görevi verdiği için yapmıyordu. İstemsiz olarak onu gerçekten düşünüyordu. Geceden kalmaydı ve tek lokma yememişti. Dünkü halini de düşününce morali bozuk olmalıydı. Duruşundan taviz vermese de yaşananlar ortadaydı. Serkan arkasından koşturduğunu bilse de direk odasına doğru yürüdü. Nedense bir kere olsun haklı çıkmak istemiyordu. Keşke yanılmış olsaydı da peşinden koşan kız gerçekten bunları inanarak söyleseydi. Ne yazık ki öyle olmadığını bilecek kadar zekiydi. Odasının kapısını açıp girdiğinde Duru da arkasından girdi. Her saniye değişen tavra alıştım dese de diken üstündeydi. Yerine otururken dikkatle izledi. Yüzüne baksa da her zamanki gibi sert tavrıyla bakıyordu. -Dünkü görüşme ne oldu öğren. Telaşla söylediklerini not almak için harekete geçse de “Sonra da git kliniğe bak. Son durumu bana rapor et.” demiş ve eliyle git demişti. Öylece izlerken çıkmasını beklediğini görünce toparlanıp odadan ayrıldı. İstediklerini tekrar ederken ilk Erdem’in odasına doğru yürüdü. Telefonuna mesaj gelince mecburen baktı. Serkan’ın en sorumunu soran mesajı gördüğünde cevap vermek istemese de yapmak zorundaydı. Açık kısaca rapor verdi ve gönderdi. Serkan kapanan kapıdan sonra bakışlarını kaldırdı. Her şey istediği gibi gidiyordu. Yapacaklarından da emindi, ama içinde durduramadığı bir kızgınlık oluşmaya başlamıştı. Nedeninin üstünde durmak istemese de aslında neler olduğunun gayet farkındaydı. Etrafında ki yalanlara, sahteliğe alışkındı. Yine de bir anlık onun gerçek olmasını istemişti. Kapı çalınca ciddi bir tavırla gel dedi. Yıldız içeri girdiği gibi zaman kaybetmeden masaya yaklaştı. Dün gün boyunca çektiği fotoğrafları önüne koydu. Geri çekildiğinde aslında söyleyecek çokta şey yoktu. Daha ilk gün Alpaslan ona yaklaştığında Serkan her şeyi çözmüştü. Ona yapacaklarını söylediğinde ilk anda şaşırsa da her adımda tamda dediği gibi çıkmıştı. Etrafına konulan tüm tuzakları çoktan çözmüştü. Sadece düşmüş gibi hareket ediyordu. Ondan da neler olduğunu gözlemlemesini ve bol bol fotoğraf çekmesini istemişti. Serkan önüne koyulan fotoğrafları eline aldı. Dün mekanı hızla terke ettikten sonra Duru’nun telefonla konuştuğu fotoğrafı eline aldı. Telaşlı gözlerini izlerken “Kimi aradı?” dedi. Yıldız bir yandan Ediz’den de fark ettirmeden bilgi toplamıştı. “Erdem beyi aradı. Sizin yerinize görüşmeyi o yaptı.” Fotoğrafı en tepeye koyarken neden işi bozmadığını düşündü. Sonuçta ellerine büyük fırsat geçmişti. Görüşmeyi önden çözse de neler yapacaklarını görmek için gelmelerini rica etmişti. Adamlar zaten durumu biliyordu. İlk gün Duru’dan şüphe ettiği aklına gelince neden yaptığını anladı. Kendince dikkat çekmemeye çalışıyordu. Bar kısmına gelince geldiği andan itibaren birkaç fotoğraf vardı. Tabi en dikkatini çeken onu öptüğü an oldu. İstemsiz gülümserken “Tam olarak saate kaçta geldi?” diye sordu. -Saat bir gibi geldi. Telefonunu açıp baktığında onu aradığı saat neredeyse bir buçuk saat sonraydı. Bu da eve götürdükten sonra olduğunu gösteriyordu. En son fotoğrafa geldiğinde Leman ile buluştuğu andı. Araba binerken Yıldız iyi yakalamıştı. Azda olsa yüzü görünüyordu. Bildiklerini kanıtları ile görmek hoşuna gitmeyince geri kalanı masaya attı. -Kızı nereden bulmuşlar? Yıldız bir kere daha yaklaşıp Duru ile ilgili gerçek bilgileri koydu. “Dün sizi götürdüğü yerde oturmuyor. Evi Alpaslan tuttu. Anne ve abisi ile oturduğu adresi dosyada vardı. Biraz araştırınca abisi yüzünden kabul ettiği ortaya çıkıyor.” Yani her şey para içindi. Devamını duymaya gerek yoktu. “Peki haberler.” Yıldız konu değişse de “Kızı ne yapacaksınız?” diye sordu. Dibine kadar birini sokmuşlardı. Acımayacağını bilse de merak ediyordu. Serkan’ın bakışları kendini bulunca onun adına biraz üzüldü. Eski patronu sayesinde tanıdığı bu adam insanın aklını alırdı. Kızın ve Leman’ın şansı olmadığı çok açıktı. -Onlara istediklerini vereceğim. Bunlar aramızda kalacak ve kız işine devam edecek. Yıldız ne yapacağını anlamıştı. Leman’a yanlış bilgi gitmesini onun üstünden sağlayacaktı. Devam edip “Haberler Mert Bey sayesinde kalkmış. Erdem Bey gece aramış bizzat istemiş.” diye açıklama yaptı. Serkan bu kadar rahatken ikisinin telaşlanması biraz üzüyordu. Bu yüzden de “Onlara gelişmeleri söylemeyecek misiniz?” dedi. Kendi de sevdiği adamın arasından iş çeviriyordu. Adamın ağzından her şeyi alıyor sonra da Serkan Bey istekleri ile birleştiriyordu. Serkan güldü. “Ediz yaşlandı galiba. Seni hale yakalamamış.” Yıldız’ın yüzünü görünce “Şu anlık dursun. Onların doğal davranması benim işime yarıyor.” dedi. -Benden istediğini başka bir şey bar mı? Leman yüzünden Çiçek ile arası açılmıştı. Onunla konuşması gerekiyordu. Aklının köşesini karıştıran Duru olayını şimdilik bırakmalıydı. “Bana Çetin hakkında bilgi lazım. Bu konu çok uzadı.” -Onun hakkında daha önce bulunanlara ulaşabilirim. -Ablamın Çiçek’e verdiklerini bulabilir misin? -Bulurum. Serkan kendi planında yürürken bir konuyu çözmesi gerektiğini biliyordu. Yıldız’a izin verdikten sonra telefonunu eline aldı. Telefon numarasını tuşlarken bu konuşma biraz değişik geliyordu. Bir zamanlar nefret ettiği adama açıklama yapmalıydı. Sırf plan için dese de aralarında sorun olmaması için çabaladığının farkındaydı. -Efendim. Sesini ayarlayıp “Selam Mert ben Serkan.” dedi. Haberden dolayı tepki beklerken “Sonunda ortaya çıktın.” demesini beklemiyordu. Mert haberi kaldırdıktan sonra arkadaşından durumları öğrenmişti. O haberi yaptıran kişi Serkan ise bunu keyifle söyleyeceğini biliyordu. Bu yüzden “Bana bir açıklama yapacaksın sanırım.” dedi. -Eğer uygunsan yüz yüze görüşelim. Karşı tarafa malzeme vermesi gerekiyordu. Madem Duru her şeyini anında karşı tarafa iletiyordu o zaman bizzat gitmeliydi. Mert bu teklife biraz şaşırdı. “Telefondan da konuşabiliriz.” -Beni sevmediğini biliyorum, ama konuşacaklarım önemli. Ciddi konuşmalarına alışkın değildi. İstekli olmasa da kabul etti. Ayağına kadar geldiğine göre işin aslını da öğrenebilirdi. Serkan içinde onunla görüşmek kolay değildi. Alışmaya çalışıyordu ya da üstünde durmuyordu. Olaylar daha da büyüceği için Mert konusunu halletmeliydi. Telefonu kapattığında Üstündekilerden kurtulmak için kalktı. Aynı anda kapıda çalınca gel diyerek bekledi. Önden elinde çiçek ile Sedef’ten sonra Duru da içeri giriş yaptı. -Efendim uygun musunuz diye soracaktım, ama Sedef Hanım direk girmek istedi. Duru laftan anlamayan kadını izlerken hiç umursamadan patronuna yaklaştığını gördü. Çiçeği masaya koyduğu gibi adama yaklaşıp yanaklarını öpmüştü. Üstüne “Ben yabancı mıyım?” dediğinde aklından geçen tek şey bir güzel dövmekti. Kadının ukala bir tavrı vardı. Bir de bu samimiyet neydi? Serkan sekterine baktığında Sedef’e bakışlarını görüyordu. Leman için tutulan birinin kızgın bakışları ona pek inandırıcı gelmiyordu. Misafirine dönüp gülümsedi. -Tabi yabancı değilsin. Zaten bende seni arayacaktım. Bir görüşmem var, ama sana zaman ayırabilirim. Sen özelsin derken gözü sekreterinin üstündeydi. İzlendiğinden habersiz ağzının içinde söyledikleri gülümsetti. Duyamasa da sinirli hali hoşuna gidiyordu. Sonuçta bunu hak ediyordu. Sedef duyduğu ile masaya yaklaştı. Elini çenenin altına koyduğunda “O zaman bir yemek sözünü alırım. Dün konuşamadık.” dedi. Serkan o bakışların gayet farkındaydı. Gülümsediğinde kabul etti. “Kahve alır mısın?” -Güzel olur. Sekreterine döndü. “Sedef’e benim sevdiğim kahveden hazırla.” Makinayı gösterdiğinde odadan göndermeyi düşünmüyordu. Hem gözünün önünde olmalıydı hem de Leman’a şimdiden malzeme verecekti. Duru kadının içtiği kahveyi bilmesine sinir olurken makinaya yaklaştı. Hiç istemese de yapmak zorundaydı. Eline bardak aldığında “Dün için kusura bakma.” demesiyle döndü. Kalas her saniye zorbalık yapan patronu kibarlık biliyor muydu? -Hiç sorun değil. Benimle neden buluştuğunu merak ettim, ama yemekte de konuşabiliriz. Serkan fırsatı kaçırmayacaktı. “Sana Çetin’i soracaktım.” Sekreterine baktığında izlediğini gördü. Konu yüzünden olduğunu sandı. Oysa Duru aralarında ki yakınlığa sinir olmuştu. Konuşulan konu umurunda bile değildi.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD