BENİ AZAD ET

1076 Words
" Konuşabilir miyiz?" diye sordum. Bir sorun çıkarmak istemiyordum. Daha doğrusu burada kalmak istemiyordum ve bu nedenle kızın moralini bozmaya hiç gerek yoktu. Azad beni azad etmeliydi. Bu kadarı haksızlıktı. Hem o kıza hemde bana. Abartısız bir makyaj vardı yüzünde. Belli ki doğal güzeldi. Açık kumral saçlara sahipti. Saçları belki de omuz hizasından biraz daha uzundu ve katlı kesilmişti. Gözleri iri ve etkileyiciydi, belki de ela veya yeşil renkteydi. Kirpikleri uzundu. Kaşları belirgin ve düzgündü. Sanki özenle çizilmiş gibi. Cilt tonu açıktı. Aydınlık bir yüzü vardı. Yüzünde belirgin yanak kemikleriyle çok tatlı görünüyordu. Işıl ışıl sağlıklı bir cilde sahipti. Kısa boylu sayılırdı ama benden uzun olduğunu tahmin ediyordum. Azad' ın yanında kısa kalıyordu. Bu kızın yüz hatları hassas ve güzel bir dengeye sahipti kesinlikle. Onu inceleyip duruyordum. Alın bölgesi bile düzgündü. Burnu zarif ve orantıydı. Burun ucu hafifçe yukarı doğru kalkıktı. Dudakları dolgun ve şekilliydi. Dudağına doğal tonlarda bir ruj sürmüştü. Çene hattı zarif ve belirgindi. Çene ucu hafifçe yuvarlaktı. Genel olarak yüz hatları yumuşak ve uyumlu bir görünüm sergiliyordu. Bu kız oyuncu olabilecek kadar güzeldi. Azad hiçbir şey söylememişim gibi kıza doğru yürüdü. Saçından öptü. O an gözlerimi yüzünden ayırıp ilk kez komple baktım. Karnında bir şişlik vardı. Hasta olduğunu ya da kilolu olduğunu sanmıyordum. Zaten kolları falan epey zayıftı. Bu kız hamileydi. Bebek üç aylıktan daha büyüktü sanırım. Yani o bebek dünyaya gelecekti. Onların bir bebeği olacaktı. O an ellerim soğuk soğuk terlemeye, başımdan kaynar sular dökülmeye ve başım dönmeye başladı. Bu kadarı çok fazlaydı. Hamile bir sevgilisi vardı. Baba olacaktı ama benimle evlenmişti. Bu çok kötüydü, bu çok berbattı, bu çok acımasızcaydı bu durum gerçekten çoktan çoktu. Bir an nefesimin sonuna kadar bağırmak, hesap sormak istedim ama yapamadım. Bana zerre kadar saygısı olsaydı zaten böyle bir şey yapmazdı. Benim öfkemi çekeceğini hiç sanmıyordum. Sakin ve mantıklı olmalıydım. Olamıyordum. Kız Azad' a baktı. " Gerçekten hoş geldin demek isterdim ama anlamaya çalışıyorum. " dedi. " Birazdan konuşacağız güzelim. Şuna odasını göstereyim. Geliyorum hemen. " Ona güzelim bana ise şu. Onun kadar güzel değildim ama sürekli o, bu, şu olmayı da hak etmiyordum. En azından bir adım vardı benim. Gerçi bu saatten sonra ne dediğinin hiçbir anlamı yoktu. Bana buz gibi baktı. " Al valizini beni takip et. " dedi. Kızın yanından ayrılacak olmamız iyiydi. Kızın yanında bir şey demek istemiyordum. Onun durumu benden bile zordu. Bebeğinin babası başka bir kadınla gelmişti. O bilmiyor olsa da bebeğinin babası başka biriyle evliydi. Valizi alıp Azad' ı takip ettim. Alt katta mutfağın yanında bir odaya girdi. Bende peşinden girdim. Ben girince kapıyı kapattı. Bu işime gelmişti ama kızın yerinde ben olsam rahatsız olurdum. " Sana dediğimi sakın unutma." dedi. " Azad bırak beni gideyim ben. Boşan benden. O kız. O kız hamile. " " Deren. " dediğinde anlamaz bir ifadeyle yüzüne baktım. " Adı Deren. Sen Deren Hanım diye hitap edeceksin. " Tamam sakin olup boşanmaya ikna etmeliyim. Gerçi şu durumda onun beni ikna etmesi bile daha mantıklıydı. Baba oluyordu baba. Neden evlenmeyi kabul etti bilmiyorum ama yine de boşanmamız onun içinde daha iyiydi. Derin bir nefes aldım. Bana şu bu diyordu ama benim tanımadığım birinden sevgilisinden o diye bahsetmemi kabul etmiyordu. " Deren hamile. Sizin bir aileniz var. Boşa beni. " " Hayır. " diye kestirip attı. " Boşa beni Azad. Bu şekilde olmaz. Bırak beni. Gönder aileme. Bul bir bahane. Bulduğun her bahaneye razıyım. " " Seni buradan sadece namussuzluk etti diyerek gönderirim o zaman babanın sana ne yapacağını biliyorsun değil mi? " Öldürürdü. Babam beni öldürürdü. " Azad lütfen. Ben bunu kabul edemem. " " İnsan neleri kabul etmiyor ki. Babam böyle uygun gördü böyle olacak. " " Azad ben buna katlanamam. Bu herkes için kötü bir durum. Eğer sen kabul etmezsen babana söylemek zorunda kalacağım. Torunu olacağını bile bile benimle evli kalmanı istemez herhalde. " Azad öfkeyle üzerime yürüdü. " Kimsin sen? Kendini ne sanıyorsun? Sen bir dene bakalım neler oluyor. Ben yakında ağa olacağım. Benim lafımın karşısında senin lafının hükmü mü olur sanıyorsun? Bu durum böyle ve bir yıl daha böyle kalacak. " Bir yıl mı demişti o? Bir yıl sonra boşanacak mıydık? Gözlerim doluyordu ama onun karşısında ağlamak istemiyordum. Elbisemin eteğini tutup sıktım. " Azad bak senin maddi durumun iyi. Bir yıl için bana bir ev tut. Orada kalayım. Böyle olmaz. Bir iş bulunca kendi masraflarımı kendim karşılarım. " " Babamlar seninle konuşmak istediğinde peşinden mi koşacağım senin? Hiç uğraşamam. Ayrıca cahilin tekisin. Yol bilmezsin iz bilmezsin. Ne kadar istemesem de soyadımı taşıyorsun. Üç güne kötü yola düşersin. Bu evde kalacaksın ve Deren' in hizmetini göreceksin. Bu konu da burada kapandı. Bir daha sakın açmaya çalışma bu kadar iyi niyetli olmam. " " Azad yapma. " " Ben sana ne dedim az önce. Konu kapandı. Azıcık kafanı kullan ve sesini kes. Mümkün olduğunca da gözüme görünme. Neyden şikayet ediyorsun sen? Ne hakla? Bizden fazla para verse seni 50 yaşında beş çocuklu bir adama bile satardı baban. Baban yaşında adama kadınlık ederdin bir de. Şans ayağına geldi. Alt tarafı Deren' e yardımcı olup yan gelip yatacaksın. Aklını başına al. " dedi ve odadan çıktı. Kapıyı çekmişti ama kapı kapanmamış aralık kalmıştı. Kendimi yatağa attım ve sinirden ağlamaya başladım. Herhalde sinirden ağlamam bitince bir de üzüntüden ağlardım. Babam beni satmıştı. Satın aldığı ve beğenmediği bir maldım gözünde sadece. Söylediği ne kadar ağır ve acı olsa da doğruydu. En azından benden kadınlık beklemiyordu. Ailesi gelip yatak odasında başımızda dikelmeyeceğine göre bana bir daha elini sürmezdi. Aslında en başta babamdan benimle konuşmak için izin istese babam izin verirdi. Efendi gibi durumu anlatabilirdi. Başkasını seviyorum ve bir çocuğum olacak, seninle evlenmek zorundayım falan deseydi anlayış gösterirdim. O zaman böyle yıkılmazdım. Tabii ilk gece için başka bir yol bulmak kaydıyla. İnsan olsaydı ben çalışır, para biriktirir kendime bir hayat kurardım o da bir yıl sonra sevdiği kadınla, çocuğunun annesiyle evlenirdi. Gerçi neden böyle olmuştu ve bir yıl sonra ne olacaktı bilmiyorum ama yine de yolu, yöntemi en önemlisi tavrı bu olmamalıydı. Uzanmış bir şekilde ağlarken kızın sesini duydum. " Gerçekten evlendiğin kadını buraya mı getirdin Azad? Bunu nasıl yaparsın? Hemen göndereceksin onu! Böyle söylememiştin. Diyarbakır' da kalacak demiştin. Onu getirip hayatımıza sokmana inanamıyorum! Burası bizim evimiz! Bizim!" diye bağırıyordu. Benim duymam umrunda bile değildi. Gerçi neden umrunda olacaktı ki? O rahat bir şekilde Azad' a bağırabiliyordu. Sonuçta Azad onu seviyordu. Onunla çok şey paylaşıyordu. Onun hakkı vardı. Asıl şaşırtıcı olan ise evleneceğini biliyor olmasıydı. Bunu nasıl kabul etmişti? Bir insan böyle bir şeyi nasıl kabul ederdi? Bu kız nasıl biriydi böyle? Azad' la parası için mi birlikteydi?
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD