When you visit our website, if you give your consent, we will use cookies to allow us to collect data for aggregated statistics to improve our service and remember your choice for future visits. Cookie Policy & Privacy Policy
Dear Reader, we use the permissions associated with cookies to keep our website running smoothly and to provide you with personalized content that better meets your needs and ensure the best reading experience. At any time, you can change your permissions for the cookie settings below.
If you would like to learn more about our Cookie, you can click on Privacy Policy.
Gözlerimi açtığımda karşımda beni beyaz bir tavan bekliyordu, başımı yana çevirdiğimde her yanımda bir sızı dolandı. Gözlerimi yumdum ağrıdan dolayı, daha sonra tekrar açtım ve sakin bir şekilde etrafı incelemeye başladım. Hastanedeydim. Sağ kolumda bandaj vardı, boynumda da boyunluk vardı. Gözlerimi göremesem bile şiştiğini anlıyordum. Yavaş bir şekilde yan tarafıma dönünce babamın koltukta uyukladığını gördüm. "Baba..." Konuşacak halim yoktu nedense, o yüzden sustum. Babam duymuştu, uyandı ve yanıma geldi. "Çok şükür uyandın Serra, ne oldu sana böyle, iyi misin, bekle doktor çağırıyorum," dedi ve benim birşey dememe fırsat bırakmadan odadan çıktı. İki dakika sonra yanında bir doktorla beraber geldi. Doktor nasıl olduğumu, ağrım olup olmadığını ve benzeri sorular sordu. Ağrım hareket ed