Araba konağın önünde yavaşça durduğunda, Zöhre'nin aklından bir sürü düşünce geçiyordu. Güneş’in yüzü hâlâ solgundu, baygınlığın etkisi tam olarak geçmiş gibi görünmüyordu. Zöhre, arabadan inerken göz ucuyla Güneş'e baktı, sanki genç kadının her hareketini tartmak ister gibi. İçindeki karmaşa yüzüne vurmasa da, Güneş’e olan öfkesi ve içinde büyüyen şüpheler beynini kemiriyordu. “Ya gerçekten hamileyse?” diye düşündü yeniden. Bu ihtimal bile onun için felaketti. Hemen ardından başka bir düşünce ile kendi kendini teskin etmeye çalıştı: “Yok canım, değildir. Güneş Mirza’nın yatağına girseydi Güneşin bakire olduğunu öğrenir, şimdiye kadar çoktan konağa bunun ne demek olduğunu sormak için gelirdi. Salih’le İlgili sır da ortaya çıkardı” Zöhre vaktinde Güneş’i ortadan kaldırmadığına bin pişman o