Mirza, annesinin öldüğünü söylediği an Güneş başını yasladığı dizlerinden kaldırdı. Kendi duyabileceği tonda “Yalan” dedi, gözlerini silerek. Duyduğu şeye inanmayı reddetti. İçine düşen ateşle ellerinden destek alıp titreyen bacaklarıyla ayağa kalktı. Annesinin ölmesine ihtimal bile vermiyordu. O, çok yaşlı değildi. Elli yaşında bile yoktu. Sağlıklı bir kadındı. Kolay kolay grip bile olmazdı ki. Sinirle ellerini kapıya yasladı “Kapıyı açmam için yalan söylüyorsun” dedi. Kapının diğer tarafındaki Mirza “Böyle bir konuda yalan söylenir mi” dedi. “Aç artık kapıyı” Güneş, Mirza konuştukça kapıdan uzaklaştı. Kalbini saran acıyla “Sana inanmıyorum” diye bağırdı. Az önce yaşların aktığı gözünden şimdi tek damla yaş düşmüyordu. İçi yansa da dışı buz gibiydi. Mirza kulağını kapıya yaslayarak “