BEDEL (+18)

BEKLENMEDİK GELİŞMELER

' Evlendim baba. Önce size söylemek isterdim ancak şartlar uygun değildi. '

' Zinhar böyle bir şeyi kabul etmem. Bunu sadece benim istediğim kızla evlenmemek için yaptın değil mi? Ne yaptın? Kıza sahte karın olması için para mı teklif ettin?'

Aslında durum pek öyle değil amca ama gidiş yolun iyi. Gerçekten zeki adamdı. Tabii ortada şöyle bir durumda vardı ki Rüzgar sadece bana ya da Güngör' e iyilik yapmamıştı. Kendini de istemediği bir evlilikten kurtarmış görünüyordu.

' Baba o kızla evlenmeyeceğimi zaten söyledim. '

' Koskoca Sayılı' ların kızını beğenmeyip bu ne idiğü belirsiz kızla mı evlendin?'

Sayılı vermişler adama istememiş demek ki. Bir de toptan vermeyi deneselermiş. Bu zenginlerin de soyadı ile anılması resmen gavur icadıydı. Rüzgar haklı çıkmıştı. Kimse sende kimsin demiyordu.

' Evet baba evlendim. Hatta bir kaç saat önce evlendim. '

' Ne iş yapıyor bu kız? Neyin nesi?'

' Gündoğdu' ların sekreteri. Zaten o sayede tanıştık. '

' Hemen boşanıyorsunuz. Hemen. Kızı da çağır şoförü götürsün evine. Bu ne saygısızlık! Adam mı oldun sen ?'

Olmadı amca. Sen bunu yapamamışsın. Malzemeden çalmışsın. Hamurunda adamlık yok oğlunun.

' Hayır baba. Buraya elinizi öpmeye geldik. Benim Eylül' den ayrılmak gibi bir niyetim yok. '

' Ben senin derdini biliyorum. Sana doğru adam olmak ağır geliyor. Gittiğin yol yol değil ama belli ki dönmeye niyetin yok. Sana önerdiğimiz kızlar ağır geldi tabii. Onlarla evlenirsen nasıl istediğin gibi at oynatacaksın?'

' Seninde derdin bu değil miydi baba? Saygın bir ailenin kızı ile evleneyim. Sadece onların ve senin işlerini devam ettireyim. Senin bir uzantın olayım. Sen bunu istemedin mi?'

' Evet. İstedim de fena mı ettim? Gittiğin yol yol değil. Şimdi evladın yok tabii, beni anlamıyorsun ama bir gün sende baba olacaksın. O zaman bu gittiğin yollardan dönmek istersin de dönemezsin. Bu koca servet yetmedi sana. '

' Baba Eylül hamile. '

Rüzgar ne yolundan gidiyordu merak etmiştim. Adam sert ve sinirliydi ama yine de kötü biri gibi gelmemişti. Sadece oğlunun iyiliğini isteyen bir babaydı işte. Sonuçta beni tanımıyordu. Güngör' ün babası tanıdığı hatta sözde değer verdiği halde oğlunun beni harcamasına ses etmemiş, basit görmüştü de bu tanımayan adam mı hakkımda iyi düşünecekti?

' Ne dedin sen?'

' Eylül hamile. Benimde istediğim böyle evlendim diye karşınıza çıkmak değildi ama böyle bir durumda ne yapmamı bekliyordun? '

' Yine de gelinir bir icazet alınırdı önce ama nerede sende o düşünce. Rabbim seni bana sınav vermiş. Cana kıyacak halimiz yoktur. ' diyerek elini uzattı. Rüzgar bana kalkmamı işaret etti. Önce o sonra ben öptük elini. Sonra da annesinin elini öptük.

' Böyle mi evlenecekti biricik oğlum?' dedi kadın haklı olarak.

Babası biraz dindar gibi gelmişti bana. Evde kapalı kimse yoktu ama yine de öyle hissetmiştim. Kız kardeşi tebrik etti. Uzanıp yanağımdan öptü.

' Alışırlar merak etme. ' diye fısıldadı kulağıma. İyi birine benziyordu. Bu beni daha da yaralıyordu. El öpme faslından sonra Rüzgar;

' Biz gidelim. ' dedi.

' Öyle şey olur mu? Yemek yiyeceğiz. Öyle evlendik diye bitmiyor bu iş. Bunu duyurmak için bir davet düzenlemek gerekir. '

' Ne gerek var?'

' Olmaz öyle. Zaten yapacağını yapmışsın.'

' Eylül' ün babası hastanede. Onun ailesi gelemez. O yüzden de düğün gibi bir şey istemiyoruz. '

' Adamda haklı tabii. Ona da böyle söylediyseniz. Kaldıramamıştır. Yine de olmaz böyle. Yakın bir kaç aile ve akraba çağırıp duyurmak gerekir. Münasip olan budur. '

Annesi kalktı ve mutfağa haber vermeye gitti. Sanırım bunu Rüzgar' da beklemiyordu. Ortam sessizdi. Annesi bir süre sonra geldi.

' Senin odan uygun değildi. Misafir odasını hazırlattım size. Bir ara kontrol edin. Bir eksiği varsa Sude' ye söylersiniz. ' dedi. Aynı odada mı kalacaktık? Anlaşmada bu yoktu.

Babası; ' Bunların dini nikahı yoktur. Benim evimde dini nikah olmadan aynı odada kalamazlar. Yarın hoca efendiye haber veririz. Nikahları kıyılır. ' dedi.

Bu iyi haber miydi kötü haber miydi emin olamadım. Annesi ' O zaman Rüzgar kendi odasında kalır.' dedi ama tanımadığım herifle ikinci kez evlenecektim.

...

Yemekte de kimse konuşmadı. Yemekten sonra yukarı çıktık. Sude denen kızı peşime takmışlardı. Bana sıfır bir gecelik verdi. Bir eksiğim olursa seslenmemi istedi. Yatıp uyudum. Kapımı da güzelce kitlemiştim.

Sabah kahvaltısından sonra hoca geldi. Tanımadığım iki insan ve tanımadığım Rüzgar' ın tanımadığım ailesi eşliğinde dini nikahım kıyılıyordu. Mehir olarak ne istediğimi sordular.

' Bir şey istemiyorum. ' dedim.

' Öyle olmaz. Bir şey istemen gerekir. '

' En az ne isteyebilirim?'

' En azı beş gram altındır. '

' O zaman beş gram altın olsun. '

Rüzgar' ın babası söze girdi.

' Olmaz öyle. Beş gram münasip değildir. Beş kilo altın olsun en azından. '

' Sizin hatırınız için elli gram olsun. Lütfen daha fazlası için ısrar etmeyin. ' dedim.

Sonunda nikah kıyıldı. Hoca benim dediğimi geçerli saydı. Kendimi bir garip hissettim. Ağlamaya başladım. Güngör' e Allah 'ından bul diyip duruyordum içimden. Yaptığı şerefsizliğe bir de dini nikahı alet etmişti. Nikahtan sonra herkes odadan çıktı.

' Neden ağlıyorsun? Dini nikah oldu diye üstüne atlayacak değilim. Sana dedim. Hamile kadınla işim olmaz. '

' Neden ağlıyorum bilmiyorum. Ayrıca merak etme. Bu iş bittiğinde bir şey istemeyeceğim senden. Zaten bu nikahın geçerli olduğunu sanmıyorum. Her şeyimiz yalan. '

' İçin öyle rahatlıyorsa öyle düşün ama geçerli haberin olsun. Çocuktan haberim var, çocuğun babasının haberi var. Hamile kadın imam nikahı kıydıramaz diye bir şey yok. '

' Sağol ya. İçimi çok rahatlattın. '

Başımdaki örtüyü asıldım. Yere atacaktım ama onun ne suçu vardı. Ayağa kalktım. Dolabın üzerine koydum. Gidip elimi yüzümü yıkadım. Rüzgar aileme gideceğimizi söyledi. Önce hastaneye gittik ama babam çıkmıştı. Eve gittik. Babam zar zor elini verdi. Kırgındı. Ben daha kırgındım. Beni beş dakikada kapı önüne koymuştu. Yine de Rüzgar' a kimsin kimlerdensin gibi sorular sordu. Annem şaşkındı. Bize çay yapmaya mutfağa gitti. Giderken bana kaş göz etti.

' Güngör' e ne oldu?'

' Biz Güngör ile ayrılalı çok oldu. Sen onu seviyorsun diye sana söyleyemedim. ' dedim. Yolda aklıma sadece bu yalan gelmişti.

' Dalga mı geçiyorsun? Kim ne yapsın sümsük Güngör' ü. Aferin kız. Uyanık kızsın. Soyluhan' ların yanında senin Güngör çaycı bile olamaz. '

Annem zenginlerin hepsini bilirdi. Büyük ihtimalle o kadar parası olsa neler alacağını hayal ediyordu hayatlarını okuyup okuyup. Rüzgar davetten hiç bahsetmedi. Bende etmedim. Gerek yoktu. Annem zaten beni de kendini de rezil eder ve sonra da orada gördüğü her şeye sahip olmak için babamın gırtlağına çökerdi.

Fazla kalmadık. Bir çay içip kalktık. Rüzgar pek efendi duruyordu. Bu hali beni şaşırttı. Üstten bakan bir tavrı olur diye düşünüyordum.

Rüzgar' ın ailesinin evine döndük ve akşam yemeği yendi. Asıl sürpriz akşam yemeğinden sonraydı. Artık dini nikahta olduğu için aynı odada kalacaktık. Buna uyduracak hiçbir mazeretim yoktu. Evliydik ve hamileydim. Mecburen yukarı çıktık. Asıl sürpriz yukarıda duruyordu. Beyaz dantelli bir gecelik alınmıştı. Tam yeni evli geceliğiydi. Odada bir tek yatak olduğunu söylemeye gerek bile yoktu. Yanımda da sen uyu ben sabaha kadar otururum diyecek bir centilmen yoktu. Bu gece kesinlikle zor geçecekti. En kötüsü uykum vardı.