Üzüntü değildi en kötü his, ya da kızgınlık. En kötü his pişmanlıktı ve Laura bunu sabah çok iyi anlamıştı. Bir anlık tutkuyla hiç tanımadığı adamla yapmadığı şey kalmamıştı.
Steve hâlâ arkası dönük bir şekilde uyuyordu. Laura yataktan kalkmış bir vaziyette dün gece olanları düşündü, hata etmişti ve bu canını yakıyordu.
Richard'a ihanet etmişlik hissi bir saniye bile çıkmıyordu aklından. Oysa o ölmüştü, ama bu gerçeği kabullenmek istemiyordu bir türlü.
Yatakta kıpırdanma olunca dönüp baktı, Steve uyanmış ona bakıyordu gülümseyerek. Üzerinde sadece şort vardı, Laura ise geceliğini giymişti.
"Günaydın," dedi uyku mahmuru bir sesle. Laura cevap vermedi, en azından gülümsemeye çalışmak istese de onu da yapamadı.
Steve gözlerini ovalayıp yerinden kalktı. Onu izliyordu dikkatli gözlerle, böyle olmasının sebebini tahmin ediyordu. Hâlâ onu izlediğinin farkındaydı Laura, ters ters dönüp baktı ona.
"Dün gece kendimde değildim, neden bu kadar şeyin yaşanmasına müsaade ettin? Sana sevdiğim biri olduğunu anlatmıştım, buna rağmen sen aramızda böyle şeylerin olmasına müsaade ettin Steve, bu yaptığın hiç hoş değil!"
Bir anlık öfkesiyle nefes almadan döktü dertlerini ona. Steve sanki yara almış gibi hissediyordu, bakışlarını ayırmadı Laura'dan.
"Sana şunları soracağım, eğer birinde bile cevabın evet olursa hata bendedir. Birinci sorum, seni bu geceki ilişkinin olmasına ben mi ittim? İkinci sorum, ilişki sırasında seni bir şeylere zorladım mı? Son sorum, bunlar yaşanırken sende zevk almadın mı?"
Nasıl vuracağını çok iyi biliyordu, Laura homurdandı. Vereceği cevap yoktu, ne yazık ki haklıydı, bu gayet belliydi. Steve cevap vermediğini görünce güldü buruk bir şekilde.
"Bende böyle tahmin etmiştim. Sıkıntı yok, cevap vermeme hakkın var tabii. Ama şunu unutma Laura, böyle konuşarak beni zan altında bırakıyorsun, bana tacizci gibi davranma. Ayrıca gayette kendindeydin, sarhoş falan değildin, hatalıysam bile tek benim hatam yok."
Bunu dedikten sonra yerinden kalktı ve odadan çıktı. Laura sessizce arkasından baktı. Aslında onun zerre hatası yoktu, tek suç kendindeydi. Bunları düşünmek ona birşey kazandırmıyordu, bir hata yapmıştı ve bunu unutmak zorundaydı.
"Özür dilerim Richard, sana ihanet etmediğimi biliyorum. Belki de beni izleyip bu kız tam bir aptal diyorsundur, ben sevgimize ihanet etmiş gibi hissediyorum. Bu herşeyden daha ağır geliyor bana, tekrar özür dilerim," dedi hüzünle.
Şehvet onun bedenini anlık olarak sarmıştı, ya da bir büyü yapılmıştı. Bu düşünceyle durdu Laura, bu doğru olabilir miydi? O anı düşündü son kez, hiç çekinmemişti, sanki bir güç onu buna itmişti. Bunun da tesadüf olması imkansız geliyordu kulağına.
Önce Steve'le tanışınca Richard'ın sesini duymuştu defalarca. Daha sonra onun arkadaşlarını gördüğünü sanmıştı, ve sonrasında Steve'i onlarla görüşürken gördüğünü hayal etmişti. Ve bu gece yaşanırken az da olsa utanma ya da geri çekilme yaşamamıştı. Delirdiğini düşünüyordu ilk başta, ama bunun açıklaması bu kadar kolay yapılamazdı. Steve farklı biriydi, o normal biri olamazdı, bu yüzden daha detaylı araştıracaktı.
Bu düşünceyle duş alıp odadan çıktı. Dün öğlenden beri yemek yememişti ve bu yüzden karnı gurulduyordu.
Mutfağa geçtiğinde Steve iki tane sandviç ve onun yanına da kahve yapmıştı. Kendi tabağını aldı ve hiçbir şey demeden Laura'nın yanından geçip salona gitti. Sanırım taciz gibi görünmesi onu rahatsız etmişti, Laura onu kast etmek istemedi, ama sanırım dedikleri yanlış anlaşılmıştı. O da tabağını alıp Steve'in yanına gidip oturdu.
"Bir anlık sinirle konuştuğumun farkındayım, gece sanki aklımı ben değil bir başkası yönetiyordu. Steve, sanırım ben deliriyorum, kafayı yemekten korkuyorum. Bir sürü hayaller görüyorum, ya da olmayan sesler. Ama şunu bil ki seni suçlamak istemedim, sadece o an üzüntüden o kelimeler çıktı ağzımdan. Sana sadece şunu söyleyeceğim, evet dün gece çok güzeldi, kabul ediyorum bunu ben. Ama bunun tekrarı olmamalı, sana açıkça kafamın iyi olmadığını da söyledim zaten, eğer sana bir daha böyle bir teklifle gelirsem lütfen kabul etme."
Aslında hayal görmediğine çok emindi, ama ona böyle düşünüyormuş gibi göstermek işine gelecekti, böylece Steve ondan şüphe ettiğini asla anlamayacaktı. Ona baktığında düşünceli durduğunu gördü, neyi düşündüğünü bilmeyi çok istiyordu, zaten o da konuşarak bu konuyu döktü.
"Neden ilişki yaşamaktan bu kadar çok korkuyorsun, sevdiğin kişi farkındaysan bir ölü. Belki de şu an çürümekte biridir. Laura, artık geçmişi silip geleceğine bak. Duygusal olarak kimseyle ilişkin olmasını istemiyor olabilirsin, ama bu fiziksel bir dürtüydü. Dün sevişirken ne sen, ne de ben kalbimizde birşeyler hissettik, ikimizin ki de sadece cinsel doyumsuzluktan ibaretti. Ona kalben ihanet ettiğini asla düşünme, çünkü sen o an kalbinle hareket etmedin. Fiziksel olaraksa o zaten senin yanında yok, bu yüzden bu aldatmaya girmez. Artık kendi yolunu çizip kendini bu fikirlerle zehirlemeyi bırak!"
Bu doğruydu, ikisi farklıydı. Laura o an cinsel ihtiyacını karşılamaktan başka birşey hissetmemişti, ve çokta zevk almıştı sevişmelerinden.
"Steve, ya sen bana dokunduğun zaman ben Richard'ı düşündüysem, bu senin için sence önemli olur muydu?" Bunun çok saçma bir soru olduğunun farkındaydı, ama nabzını ölçmek istemişti. Steve'e baktığında yutkunduğunu gördü, gözlerini kaçırdı konuşurken.
"Az önce de söylediğim gibi, ben o an duygusal birşey hissetmedim, dürtülerimle hareket ettim. İkimiz de yalnızız, ve ikimiz için de iyi geldi gece olanlar. Bundan sonra istemiyorsan keyfin bilir, karar tamamen sana ait. Ve ben sana dokunurken kimi düşündüğünün hiçbir önemi yok!"
Bu adam bu kadar mantıklı konuşmak zorunda mıydı gerçekten, Laura onu dinledikçe verecek cevabı bile bulamıyordu. Ama haklıydı, ikisi de yalnızdı ve Laura kendini ne kadar bu konuya kapatmak istese de buna illa ki ihtiyaç duyuyordu. Bu yüzden öyle ya da böyle sekse devam edecekti.
"Gece korunmayıp içime boşaldın, bir dahakine unutmayalım. Bugün alışveriş yapıp prezervatif alalım sana, ilaç, ben ilaç kullanmakta biraz zorlanıyorum." Bunu dediğinde Steve gülümsedi.
"Bir dahakine derken, yani gerisinin de geleceğini mi söylüyorsun böyle diyerek?" Gece olan deneyimleri gerçekten de ikisi için de süperdi. Yatak odasında birbirleri üzerinde denemedikleri şey kalmamıştı. Steve, Laura'yı masanın üzerine yatırıp orada devam etmişti seksine. Laura onun bu kadar dayanıklı olmasına inanmakta zorlanıyordu, Richard'la günde en fazla beş kez yaparlardı bunu ve Steve o rekoru kırmıştı. En sonunda duşa girdiklerinde yine durmamıştı seksleri, Laura bunu düşününce dudakları kenara kıvrıldı.
"Az önce doğru söyledin, ikimizin de buna ihtiyacı var. Bazı geceler bunu yapabiliriz, tabi bu geceye göre daha yumuşak olman lazım. Beni çok yordun ve sen hâlâ dinçtin, bu nasıl oluyor?"
Steve'in gülüşü soldu bir anda. Laura onun bu tavrına şaşırdı, böyle tepki vereceği birşey dememişti, aksine bunu başka bir erkeğe söylese büyük bir ihtimalle bundan gurur duyardı. Steve konuşmadan önce boğazını temizledi.
"Sana başlamadan önce söyledim, yıllardır kadınlardan uzak duran biriyle ilişki yaşamanın pekte güvenli olmayacağını bilmen gerekirdi diye, unuttun mu?" Şakaya vurmaya çalışmıştı ama Laura bir kere kötü enerjiyi almıştı. Yine de onun gibi gülümsedi, her ne olursa olsun ondan şüphe eder gibi davranmayacaktı. Hem bu seks bahanesiyle ona daha yakın olup belki de bilgi alabilecekti ondan. Bu düşünceyle ayağa kalktı.
"Haydi bugün alışveriş yapalım. Hem sende kendin için birşeyler seçersin, ev için de alışveriş yapılacak, sen de dediğim gibi prezervatifte alırsın."
"Bu kadar çok paran var mı gerçekten Laura, yani dediğin kadar zengin misin?" Bunu söyleyip söylememekte bir an kararsız kaldı Laura, ama daha sonra böyle yaparsa Steve'in ona güvenmeyeceğini düşünerek itiraf etti.
"Düşündüğünden daha fazla param var, ailem çok zengin. Belki evimi zengin bir kadına göre küçük buldun, ama ben zengin ailenin fakir kızı gibi takılmayı seven biriyim." Steve kıkırdadı, ayağa kalktı ve Laura'ya yaklaştı. Aralarında hiçbir mesafe kalmayınca eğildi ona.
"Evle alakalı değil, ya da zenginliğini ölçmek için sormadım. Asıl sorma nedenim benimle gece ilişkisine başlamaya kararlıysan kutu yetmez bize, senin direkt bunun fabrikasını satın alman gerekecek!" Bunu başka bir erkek söylese gülüp geçerdi Laura, ama dün geceki o performanstan sonra inanmıııştı Steve'in dediklerine. Yorulmak nedir bilmiyordu sanki, bu yüzden aynı tutkulu tonla konuştu.
"O zaman biz de gereğini yapar ve fabrikasını alırız," dedi göz kırparken. Steve gülümsedi, Laura sanki onun ne kadar yakışıklı olduğunu yeni fark ediyordu. Steve'e yaklaştı ve boynuna sarılıp öpmeye başladı tutkuyla. Steve de belini sarıp karşılık verdi.
Laura nefes nefese kaldığı için ondan ayrıldığında Steve'de nedense nefes sıkıntısı olmadığını gördü. Yine de bünyedendir diye düşünerek tepki vermedi ve ona sarıldı.
"E, hadi gidip fabrikamızı satın alalım," dedi gülerek. Steve de onun gibi güldü. İlk defa birlikte dışarı çıkacaklardı, zaten o da alışveriş içindi. Ama bu ikisi için de bir başlangıçtı.