Steve ilk başta çıkmaya hevesliydi, ama şu an gelmemekte ısrar ediyordu. Laura bunu umursamadı, her ne olursa olsun birlikte çıkacaklardı alışverişe.
"Laura lütfen, gelemem diyorum. Bak sana en başından kimliğim olmadığını söyledim, buna rağmen inatla beni götürmek istiyorsun. Eğer orada sıkıntı çıkarsa halletmek o kadar kolay olmaz!" Bunu defalarca söylemişti, ama Laura inatla kabul etmiyordu.
"Aynı konuları konuşup durmayacağım Steve, iki dakika içinde dışarıda ol, seni bekliyorum arabada," dedi Laura çantasını alıp çıkarken. Onu her ne olursa olsun evde tek başına bırakmayacaktı, ayrıca Richard'ın kıyafetlerini görmeye bir türlü alışamıyordu. Bu yüzden bu şarttı, alışveriş yapmaları gerekti. Bir süre bekledi, dakikalar geçmesine rağmen hâlâ çıkmamıştı Steve, o bunu düşünürken çıktı evden ve homurdanarak bindi arabaya.
"Dediğin gibi olsun, umarım sorun çıkmaz," dedi. Laura onun neden bu kadar tırstığını anlamamıştı, yine de bunun nedenini sormadı. Arabayı çalıştırdı.
Bir kasabada oturuyordu, dediği gibi zengin ailenin fakir ruhlu kızıydı o, istediği herşeyi elde edebilirdi bu kadar parayla, ama o huzuru seçmişti. Burada mutluydu, evine yakın başka bir ev yoktu, bu yüzden yalnız olmak hoşuna gidiyordu. Tabi bazen de korkutuyordu, bazen geceleri çıkan uğultu onu korkutuyordu. Bu düşünceyle bir markete vardılar, kasaba denmeyecek kadar gelişmiş bir yerdi burası, hem AVM, hem de marketleri vardı ve çok hoştu.
"Önce market alışverişini yapalım," dedi Laura arabayı durdururken. Arabadan indi, Steve'e baktığında hâlâ inmediğini görünce ona baktı ters ters, bu inat işini çok fazla abartmıştı. Steve onun yan yan baktığını görünce sıkıntılı bir şekilde indi arabadan. Laura, Steve'in ona ayak uydurduğunu fark edince içeriye doğru yöneldi, Steve konuşarak onu durdurdu.
"Laura, lütfen benden içeriye girmemi isteme, bunun için emin ol ki önemli bir sebebim var, ama bunu sana söyleyemem." La orayı onun yüzüne baktığında korkmuş gibi olduğunu fark etti, bu onu geriyordu.
"Eğer bana içeriye girmemenin nedenini doğrularıyla anlatırsan o zaman ben de senin gibi dinlerim, ama illaki söylememekte ısrar ediyorsan o zaman gelmeye mecbursun!"
Laura bunu kesin bir kararla söylemişti, ya her şeyi ona anlatacaktı, ya da onunla birlikte gelecekti. Steve'in anlatmayacağı bariz bir şekilde belli olmuştu, bu yüzden sıkıntı ile nefesini bırakarak Laura'yı takip etti. İçeri girdiklerinde Steve korkuyla etrafa bakıyordu, sanki hayatı boyunca ilk defa insan içine karışmış gibi bir davranış sergiliyordu. O daha bunu anlamadan bir kadının çığlık sesini duydu ve o yöne baktı. Kadın tam karşılarında duruyordu ve Steve'e bakıyordu. Siteyi bunu görünce hemen marketten koşarak kaçtı, Laura şaşkın bir şekilde bir Steve'e, bir de onu görünce çığlık atan kadına bakıyordu. Kadına yaklaştı ve sordu.
"Neden o adamı görünce öyle çığlık attınız, yoksa tanıdığınız birine mi benzettiniz?" Kadın nedense bembeyaz kesilmişti, korkuyla Laura'ya baktı.
"Sen neyden bahsediyorsun, o adamın kan revan içindeki halini görmedin mi, beyni dışarı çıkmış gibiydi," dediğinde Laura bir an nefessiz kaldığını düşündü. Bunun olması imkansızdı, Steve günlerdir onunlaydı ve hiç böyle bir sorun yoktu.
"O günlerdir benim yanımda, siz iyi misiniz, tertemiz biri işte!" Kadın ona aptalmış gibi baktı. Korkudan titriyordu.
"O adamın kim olduğunu bilmiyor musun sen, o adam bizim kasabamızda yaşıyordu geçen sene, adı Richard'dı. Trafik kazasında vefat etmişti ve şu an onu gördüm!"
Laura bunu duyunca bir anda midesine bir yumru oturdu. Bu imkansızdı, kadın ona kendi sevgilisinden bahsediyordu. Bu kadının psikolojisi bozulmuş olmalıydı, o bunları düşünürken yanlarına bir kasiyer geldi ve korkuyla kapıya bakan kadına yaklaştı.
"Hanımefendi, bir sorun mu var," dedi kadına. Kadın korkarak ona döndü, Laura o sırada onun dediklerini sindirmeye çalışıyordu. Ya kadının aklında, ya da kendisinde bir sorun vardı.
"Kamera kayıtlarını açın, bu kadının yanında az önce geçen sene ölen bir genci gördüm!" Kasiyer kadın karşısında bir deli olduğunu düşünmüştü, ama kadın o kadar çok ısrar etti ki kamera kayıtları açıldı. Laura da onlarla birlikte izliyordu, ne çıkacağını bilmiyordu ve düşündüğü şeyin olmaması için içinden dua ediyordu.
Kayıtlar açıkladığında hem Laura, hemde diğer kadın şok içinde kalmıştı, çünkü kamera kayıtlarında Laura'nın yanında hiç kimde görünmüyordu. Kadın bunu ne kadar iddia etse de kasiyer inanmamıştı, kadın Laura'yı şahit göstermek istedi.
"Bakın, bu kadın da yanında biri olduğunu söyledi. İnanmıyorsanız ona sorun," dediğinde Laura vereceği cevabı bilmiyordu. Ortada bir tuhaflık vardı ve bunu kendisi öğrenmeden kimseye anlatamazd. Başından biliyordu Steve'de bir tuhaflık olduğunu, ama böyle bir iddia beklemiyordu. Kasiyerin kendisine sorgular gibi baktığını görünce kendini toparlayıp konuştu.
"Benim yanımda hiç kimse yoktu, hanımefendi kendi hayal etmiş olmalı. Öyle iddia ettiği için bekledim bende, eğer böyle birşey yoksa müsaadeniz olursa gitmek istiyorum!" Bir an önce Steve'i bulması ve bu olanları ona sorması gerekiyordu.
"Yalan söyleyerek beni aptal yerine koymayı kes, sende yanında biri olduğunu sende biliyorsun!" Laura hiçbir şey demeden oradan çıktı. Kadın arkasından bağırsa da o bunları duymazdan geldi. Richard yaşıyor olamazdı, eğer yaşasaydı zaten kan revan içinde olmazdı. Bu düşünceyle arabaya bindi, onun gidebileceği tek yer evdi, bu yüzden arabayı oraya sürdü. Kamera kayıtlarında yoktu, bu onu endişeye düşürmüştü. Artık deli olmadığını ve bir oyun döndüğünü çok iyi anlamıştı. Eve vardığında koşarak bahçeye bakındı, ama o yoktu. Korkuyla geziniyordu, başka nerede olabilirdi ki?
"Seni elbette bulacağım, o zaman benden sakladığın sırrı da öğreneceğim!" Bunu söylerken nereye bakacağını düşündüğü esnada aklına mezarlık geldi. Başka nerede olacaktı ki, orasını yuvası olarak düşünüyordu sonuçta. Bu düşünceyle hızla arabaya geri bindi ve mezarlığa doğru sürdü arabayı. Bir an önce oraya varıp bu olan herşeyin hesabını soracaktı. Mezarlığın girişine park etti arabayı, daha sonra Richard'ın mezarına koştuğunda orada gördü onu. Oraya oturup boş gözlerle izliyordu, yanına yaklaştı yavaşça. Steve ona dönünce sakin bir sesle konuştu.
"Steve, sence de bana artık bazı şeyleri anlatmanın vakti gelmedi mi? Bana açık ol ve herşeyi konuş. Bak, oradaki kadın seni kan revan içinde gördüğünü ve ölen sevgilim Richard olduğunu söyledi ve bunda çok emindi. Kamera kayıtları açıldığında sen orada yoktun, benim yanımda değildin." Bunları dinlerken tekrar mezara döndü, daha sonra konuştu.
"O kadının dediklerini doğruladın mı, yani kamera kayıtlarını izledikten sonra?"
"Bana sordular, ama dediklerini reddedip buraya geldim. Bak Steve, bana herşeyi anlatmak zorundasın artık, bu işe bende karıştım. O kadın neden seni Richard'a benzetti ve neden kan revan içinde diye gördü? Ben seni farklı biri olarak gördüm, o kadın da farklı gördü, ama sen yoksun, kayıtlarda görünmeyen birisin!" Artık gerçekleri öğrenmek istiyordu.
"Eğer gerçekleri öğrenirsen senin hayatın tehlikeye girer ve bir daha toparlamak çok zor olur Laura. Buna rağmen öğrenmek istiyor musun?" Gerekirse bunu öğrenmek için canını verirdi.
"Sonucu her ne olursa olsun bilmek istiyorum neler olduğunu," ddediğinde Laura Steve yere çöktü ve herşeyi anlatmaya başladı.