BÜYÜK OYUN

1001 Words
Sabah uyandığında ilk iş duş aldı Laura, odadan çıktı. Gece uyumadan önce her ihtimale karşı kapısını kilitlemişti. Mutfaktan koku gelince oraya yöneldi, oraya girdiğinde Steve'in kahvaltı hazırladığını gördü. "Günaydın," dedi soru sorar gibi. İlk günden mutfağa girmesi pekte hoşuna gitmemişti. Onun dışında yaptığı sucuklu menemeni görünce yerinde kaldı. Bunu Richard çok yapardı, Laura çok şaşırmıştı. "Günaydın," dedi Steve gülümseyerek. Tek kaşını havaya kaldırdı Laura. "Uzun zamandır evsiz olan biri sucuklu menemeni nereden getirdi aklına?" Adam olduğu yerde durmuştu. Bu Laura'yı ürkütüyordu. "Daha önce yemek yemedim gibi davranıyorsun, ayrıca bu davranışın sence de biraz kırıcı değil mi?" Bu bir rastlantı olmalıydı, ve haklıydı dediklerinde, saygısızlık yapmıştı. Konuyu değişmek istedi. "Bana tanışmadan önceki hayatından bahseder misin?" Laura bunu ondan bilgi almak için soruyordu, bu adama dair içinde bir şüphe vardı. Hem böylece kahvaltı ile ilgili söylediklerini unutturabilirdi. Steve bir süre süzdü Laura'yı, daha sonra konuştu. "Anlatacak bir şeyim yok, ilgini çekecek bir hayat yaşamadım. Tek diyebileceğim 26 yıl boyunca bir komada gibiydim, son bir yılda ise yeni bir hayatı başladım. Kimsenin olmadığı, sadece ruhların olduğu bir hayat." "26 yıldır komadayım derken ne demek istedin? zaten o yaşlarda bir insansın, sanırım başka bir şeyi kastediyorsun," diye sordu Laura merakla. "Daha fazlasını anlatamam, ama sen anlatırsan dinlerim,"diye laf oyunu yaptı Steve. Laura bu tanımadığı adam eski hayatından bahsedip bahsetmemesi gerektiğinden pek de emin değildi. Steve devam etti sözlerine. "Dün ben seni ziyaret ettiğin kişi kimdi mesela, önemli biri olmalı?" O kişinin önemini kimseye anlatamazdı Laura, derin bir nefes aldı. "Sevgilimdi. Dün ölümünün ilk senesiydi, ziyaret etmeye gelmiştim. Ve evet, çok önemli biri!" Başını salladı Steve. "Bir yıldır unutamadığına göre çok sevmiş olmalısın." "Onunla evlenip mutlu olmak isterdim, ilişkimiz çok iyi ilerliyordu. Tabii o kaza yaşanmasaydı." Dünden belliydi hâlâ o günü atlatamadığı, Steve daha fazla soru sormadı, kahvaltısına döndü, Laura da onun gibi yaptı. Etrafı topladıktan sonra salona geçti Laura, Steve de gelip koltuğa oturdu. Laura pek rahat edemiyordu bu tanımadığı adamın yanında. "Rahatsız ediyorum seni, farkındayım. Ama bir kimliğim olmadan nasıl yaşayabilirim bilmiyorum." "Birkaç gün kalabilirsin, ama bu ebediyen sürmez. Sana ev alırım, her hafta gerekli malzemeler için para da gönderirim. Onun dışında elimden bir şey gelmez, razı mısın buna?" Laura zengin bir ailenin tek kızıydı. Ailesi bu aralar Dünya turundaydı, Laura da bu evde tek başına yaşıyordu. "Neden yardımcı olmak istiyorsun?" diye sordu Steve. Cevabını Laura da bilmiyordu tek bildiği eğer söylerse rezil olacaktı hayali bir sese inandığı için. "Sebebi olmasına gerek yok, içimden geldi. Sana uyar mı bu, onu söyle." "Bir süre burada kaldıktan sonra yapsam dediğini? O kadar süredir yalnızım ki, biriyle az da olsa konuşmak iyi geliyor." Ne cevap vermesi gerektiğini bilemedi Laura, sessizleşti. "Bakarız," dedi lafı kestirip atarak. Steve de sessizleşti. Laura telefonla sosyal medyada gezinmeye başladı. Steve 'in varlığını unutmuş gibiydi. Bir süre sonra duyduğu sesle korku işledi bedenine, Richard'ın sesiydi bu. "Seni seviyorum Laura, çok özledim seni." Birşey diyemedi Laura, Steve'e baktı, tepki yoktu yüzünde. Yine hayal görmüştü, ama hayal de olsa onun 'seni seviyorum,' demesi midesinde kelebeklerin uçmasına sebep olmuştu. Sesli bir şekilde hislerini söyledi. "Ben de seni seviyorum sevgilim," dedi Laura. Bunu sesli olarak söylediğini fark edince yüzü kızardı utançtan. Steve'e bakınca tek kaşı kalkmış olarak onu izlediğini gördü, kendini açıklamak zorunda hissetti. "Şey, eski mesajlarımıza bakıyordum da Richard'la, ondan öyle dedim." "Anlıyorum, olur öyle şeyler. Ama bir yıl olmuş, yeni ilişkilere yelken açman herkesin iyiliği için olur. Hayat çok kısa, böyle şeylerin peşinden koşmamanı tavsiye ederim." Bunu zaten biliyordu Laura, ama ne zaman bir erkeği yakınlaşmak istese sanki Richard'ı aldatıyormuş gibi hissediyordu. "Deneyeceğim," dedi Laura yine kestirip atmak için. İkisi de derin düşüncelere dalmıştı. Laura'ya göre o ses gerçekten de çok net geliyordu. Bu üç olmuştu ve ilk andan itibaren hepsinde yanında Steve vardı. Bu tesadüf olamazdı, en başından beri Steve'de bir tuhaflık hissediyordu. Bunu bulmak istiyordu, onu daha yakından izleyecekti. Bunları düşünürken göz ucuyla ona baktı, onun da kendisini izlediğini fark etti. "Neden bakıyorsun öyle?" Steve gözlerini kaçırdı, Laura hâlâ merakla onu izliyordu. "Derin düşüncelere dalmışsın, sanırım benimle ilgili. Yani ben öyle hissettim, o yüzden izliyordum." "Kusuruma bakma Steve, ama tanımadığım bir adamın yanında tabii ki güvende hissedemem. Ama şu an onu düşünmüyorum, başka şeyler düşünüyorum. Konunun seninle alakası yok." Yerinden kalktı Steve'in birşey demesine fırsat vermeden. Onun yanından geçecekken Steve yerinden kalktı ve kolundan tuttu Laura'yı sıkı olmayacak bir şekilde. "Seni huzursuz etmek istemem, özellikle bana bu kadar yardımın dokunmuşken. Gitmemi istediğini anlıyorum, bana yaptığın iyilikler için teşekkürler, ben gitsem iyi olacak." Bunu dedikten sonra kolunu bıraktı, Laura ne tepki vermesi gerektiğini bilmiyordu. Steve çıkıyordu evden, bir anda yine Richard'ın sesini duydu. "Benimle ilgili sırları bilmek istiyorsan o adamı tut Laura," dediğinde Laura bunları sindirmeye çalıştı. Richard'la ilgili ne bilebilirdi bu adam, Laura arkasına baktığında Steve'in çoktan gittiğini gördü. Koşarak evden çıktı, Steve biraz ilerideydi, bağırdı arkasından. "Steve!" Bağırdığında durdu Steve, ona yetişmek için koştur Laura. Yanına vardığında Steve beklentiyle bakıyordu ona. "Ben rahatsız değilim varlığından, aksine arkadaşlık yapmamız benim için de farklılık olur." Aslında gerçek izleri bu değildi, ama onda bir şeyler vardı ve bunun açığa çıkmasını istiyordu. "Ah, ben bir an rahatsız olursun diye düşündüm. Ama madem arkadaşlık etmek istersin, bu bana da uyar," dedi gülümseyerek. Laura da sahte bir gülümseme takındı yüzüne. "O zaman kalmaya devam edebilirsin," dedi. Başıyla onayladı Steve. Eve geçtiklerinde Laura yorgun olduğunu söyleyip odaya geçti, yatağına uzanıp bugün duyduğu şey düşündü. Richard'ın sesini dördüncü kez duymuştu ve neredeyse hepsi de Steve ile ilgiliydi. Sanırım ölü de olsa Richard, Laura ile iletişim kurabiliyordu. Bu kulağa çılgınca geliyordu, ama başka bir açıklama yoktu. Steve'i bir yolunu bulup daha detaylı araştıracaktı, ve buna hemen şimdi başlamalıydı. Kalkıp odadan çıktı, Steve salonda ya da mutfakta yoktu. odasının kapısını çaldı usulca. "Steve, orada mısın?" Ses gelmeyince merakı arttı, nereye gittiğini düşünüyordu. Evden çıktı, bahçede göremeyince arka bahçeye geçti. Steve oradaydı, ama tek başına değildi. Onun yanında gördüğü kişilerle kalbi hızlıca atmaya başladı. Bunun mümkünatı yoktu, ama gözleriyle görüyordu. Yavaşça onlara yaklaştı, hâlâ onun geldiğini fark etmemişlerdi, kısık sesle konuştu. "Steve, ve siz? Nasıl burada olabiliyorsunuz?" Korkuyordu ve bunu açıkça belli etmişti, üçü de ona dönünce delirdiğini düşünmeye başlamıştı, ama emindi gördüklerinden.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD