Bugün artık İstanbul’da son günümdü. Hatta son saatlerim bile denilebilirdi. Doruk’un o günden beri ne aramıştı ne de onu görme fırsatı bulmuştum. Bana gitme demesini beklemiyordum. Zaten bundan artık emindim. Demezdi. Demek de istemezdi. Ama yine de içimde bir umut vardı. En azından bugüne kadar... Herkes Bora amcamların evindeydi ve herkes çok üzgündü. Ben de üzgündüm ve tüm aile ile vedalaştıktan sonra Melek-Mert ve Savaş-Rüya mükemmel çiftleri tarafından alana götürülmek üzere yola çıktım. Trafik yoktu ve alana epeyce erken gelmiştik. Orada Savaş’ın şebeklikleri, Mert abimin esprileri, Melek ve Rüya’nın gözyaşlarıyla zor anlar yaşıyordum. Bir yandan onları bırakıp gitmek çok zor geliyor, bir yandan burada kalmak gözümde büyüyordu. Doruk hâlâ ortalıkta yoktu ve vazgeçersem onu her gördü