O günün ardından tam iki hafta geçmişti. Doruk’la sürekli karşılaşmış ve köşe kapmaca oynamıştık. Tabi bu oyun tek başıma oynadığımı da söyleyebiliriz. Çünkü kaçan sadece bendim. Camdan dışarıya bakıp kapalı havayı izliyordum. Annemi kaybedeli tam bir buçuk ay olmuştu. Kırk beş gün. Kâbus gibi bir geçen kırk beş gün. Geceleri bana iyi geceler diyen annem, sabah o sıcacık gülümsemesiyle günümü aydınlatan annem artık yoktu. Son nefesimi verene kadar da olmayacaktı. Acı iyice içime işliyordu. Annemi çok özledim. Artık acısı kalbimin kanamasına neden olmuyordu ama ruhum ölüyordu. Onun o sert ama tatlı sesini özlemiştim. Bana her gece iyi geceler demesini özledim. Her sabah kahvaltı masamıza bir güneş gibi doğmasını özledim. Bu derin özlemler içimde dağlanırken derin bir nefes aldım. Bugün kons