Hazal’dan Sabahın ilk ışıklarıyla kocamın yanından kalkıp koşuya çıktım. Kafam karmakarışıktı. Ecevit’in dengesiz tavırları beni mahvetmişti. Bugün Türkiye’ye gidecektik. Ecevit, bensiz gitmek istemediğini baskılı bir şekilde söyleyip dayıma bunu açıkça belirtmişti. Onun pek hoşuna gitmese de bir şey dememişti. Koşmaya devam ederken kulaklığımdan yükselen Hadise-Küçük Yol şarkısıyla tempom düştü çünkü istemsiz kendimi depresif bir hale soktum. Ormanlık bir alanda çoğu kişi benim gibi koşarken aralarındaki en acı çeken bendim, belki de. Şarkıda da söylediği gibi küçük bir yolun en başındaydım ve o bana o kadar uzun görünüyordu ki… Asla sonuna gidemiyordum. Ecevit’i sevmek benim için sıfırda kalkmaktı. Beni hiçbir zaman sevmeyecek bir adam için boşa kürek çektiğimi düşünürken birden öyle