- SAFRAN Hukuk Bürosu -

1022 Words
Gecenin bir vakti uykumdan uyanmıştım yine. Aklımda hala Katibe'nin o görüntüsü vardı. Kadına bir kez daha dokunsam acaba daha ayrıntılı bir şey görebilir miydim merak ediyorum. Ama kadınla nasıl buluşacaktım, orasını hiç ama hiç bilmiyordum. Eğer davayı açsak onunla yan yana gelebilirdim ve bir şekilde boynuna dokunabilirdim. Bunun içinde Yağız abiyi ikna etmem gerekti. Tekrar uyuma çalışırken yarın bu konuyu konuşacaktım. ********* " Yağız abi ne olursun ya! Ne olur Hakan'ın avukatı ol. " " Umay, hayır dedim . Gerçekten sinirimi bozmaya başlıyorsun artık." Yarım saattir adama dil döktüm ama bana mısın demedi. " O zaman şöyle yapalım. Al bu davayı, eğer ben haklı çıkmazsam söz veriyorum bu bürodan gideceğim. Daha da başını ağrıtmayacağım. " Yağız abi söylediklerimin ciddiyetini yüz ifademden anlamış olacak ki gölzerini kısarak baktı. " Bir ihtimal için, kariyerini mahvedeceksin öyle mi?" " Evet." demiştim. Uykularımı kaçıran bu olaya sırtımı çeviremezdim. Hem Hakan'ı da ümitlendirmiş oldum, yarı yolda bırakmak bana yakışmazdı. " Peki Umay, seni yolcu edelim öyleyse. KORALP Hukuk Bürosunda stajyerlik işin bugün bitmiştir. Şimdi çıkabilirsin." Yağız abinin söyledikleri beni şok etmişti. Bu sefer rol keseceğim diye duvara toslamıştım. " A-ama Yağı-" " Aması yok , bana rest çekebilecek bir konumda değilsin. Ne kadar babalarımızın hatır gönül ilişkisi de olsa ben sana bu kadar tavizi gösteremem. Bir saat içinde ayrılmış ol." dedi ve odadan çıkıp gitti. Aslında kendince çok haklıydı ve yapması gerekeni yapmıştı ama bende kendimce haklıydım. Gözlerim dolaraken boğazım düğümlenmiş gibiydi. Burada çalışmak benim için büyük bir şanstı ve resmen bile isteye elimden kayıp gitmesini sağlamıştım. Şimdi ise eşyalarımı toplamak için odama geçecektim. ************* Elimde ki koliyi evime getirdim. Babam bir kaç gün evde olmayacaktı o yüzden bu benim işime gelmişti. Kendimi salonun koltuğuna atarken kara kara düşünmeye başaldım. Şimdi ne yapacaktım ben?! Telefonumu aldım ve stajyer avuktlık yapacağım yerleri araştırmaya koyuldum. Sonra baktım ki KORALP bürosuna rakip olan SAFRAN Hukuk Bürosunun ilanını gördüm. Yağız abiyi pişman etmek istiyordum ve buna Safran'a girmek ile başlayabilirdim. Elindekilerinin kıymetini bilmemesi onun suçuydu. Seri katil davasını çözen bir stajyeri bu şekilde silip atamazdı. Hemen çantamı alarak Safran Hukuk Bürosuna gitmek için yola çıktım. Büroya gelmiştim ve içimde yine anlamsız bir heyecan vardı. Giriş kattaki sekreterliğe gittiğimde stajyer ilanı için CV bırakmaya geldiğimi söylemiştim. Bana üçüncü kata çıkmamı söyleyen kadına gülümsedim ve asansöre binerek denilen kata çıktım. CV'mi Ahsen hanıma bırakmıştım. Ne zaman dönüt alırdım bilmiyorum. O kadar çok CV bırakan vardı ki koridorda , kazanma şansım varmıydı acaba. Asık suratla asansöre bindiğimde karşımda Baran SAFRAN vardı. Elinde tableti ile bir şeyler okuyor gibiydi. Allah'ım keşke başka şey isteseymişim dedim içimden. Hemen onun yanına geçtim ve göz ucuyla ona baktım. " Baran bey, KORALP Hukuk Bürosunun almaya korktuğu dosyayı siz almaya ne dersiniz?" aslında korktuğu değildi önemsemediği davaydı. Sözlerimden sonra özellikle cümlemin içinde rakip büronun adını duyunca hemen bakışlarını bana çevirdi. Tek kaşı havaya kalkarken beni baştan aşağı süzdü. Sarışın ve uzun boylu biriydi. Bir Yağız abi kadar olamasa da karizmatik ve başarısı küçümsenemeyecek kadar büyüktü. 32 yaşındaydı. Yağız abi avukat olmadan önce Baran beyin hukuk bürosu zirvedeydi. Ama sonrasında Yağız abinin piyasaya giriş yapması ve yıldız ekibini kurup bütün önemli davaları aç kurt gibi toplamasıyla SAFRAN bir dönem çöküş yaşamıştı. " Sen kimsin?" " Umay DENİZ ben memnun oldum." diyerek elimi selamlaşmak için ona uzattım. Biraz tereddüt etti ve elimi sıktı. " Odama geçelim." dediğinde sevinçle çığlık atmak istedim ama kendimi tutarak özgüvenli duruşumdan taviz vermedim. Baran bey ile odasına geldiğimizde karşılık oturduk. Sıradan bir avukatı ağzından KORALP'lere rahatça meydan okuyan cümle kurması ilgisini çekmiş olmalıydı. " Sizi dinliyorum ." " Ben bugüne kadar orda iki ay staj yaptım ama bazı sebepten dolayı kovuldum gibi bir şey oldu.. Şu seri katil davasını biliyorsunuz. O davayı çözen stajyer avukat benim. Haberim illaki size geldiğini düşünyorum." " Evet geldi ama isminizi öğrenmemiştim. Lafı uzatmasak da direk konuya girsek. KORALP neden seni kovsun ki , bu kadar önemli bir davayı çözmene rağmen." Salık saçlarımı toplayarak sağ omzuma bıraktım. " Ben bir tane dosyaya baktım Baran bey. Bir anne 8 aylık bebeğini öldürdü fakat bu suçu üvey oğluna attı....." Ben olanların hepsini anlatırken konu Baran beyin hiç ilgisini çekme. Sanırım oda reddecekti. " Umay hanım anlıyorum fakat biz böyle basit davalara bakmıyoruz şu sıralar. Yanlış anlamayın basit derken bebeğin vefatına üzgünüm onu kastetmiyorum ama bir sonuç alamayacağımız davayı üstlenmek istemem. Hakan ise bizim ücretimizi karşılayabileceğini sanmıyorum. " Her şeyin para ile yürdüğünü biliyordum. Sağlık, adalet, mutluluk... " Bakın Baran bey ben gayet açık konuşacağım. Ben bu davayı herhangi bir avukatın yanında çalışarak yapabilirim ama Yağız KORALP'in beni küçümseyerek kovması gruruma dokundu. O yüzden sizin yanınızda bu davayı halledip onun pişman etmek istiyorum. Ben bu davayı kazanacağıma eminim ama stajyer olduğum için hiç bir şey yapamıyorum. Ücret kısmına gelirsek, evet sizi tatmin eden parayı alamaya bilirsiniz belki ama sosyal medyada bu büyük yankı uyandıracaktır. Kazandığınız dava X'de ilk sıralarda alacak. " Birilerinin acısı bazısının menfaatine dönüşebiliyordu maalesef, ama başka şekilde Baran beyi ikna edemezdim. " Nasıl bu kadar eminsin kazancağından? " " Kazanacağımızdan!" dedim kararlı bakışlarla. Bu tavrım Baran beyin hoşuna gitmiş olacak ki hafif gülümsedi. " Eğer dediğin gibi olmazsa , bana bırakmadan büroyu terkedersin diye düşünyorum." Bu beni kabul etmek demekti ve sevinçle elimi ona uzattım. " Çok teşekkür ederim, merak etmeyin başınızı ağrıtmadan halledeceğim. Davayı kazansak bile beni kovabilirsiniz hatta kendim bile giderim. " " Gerçekten bu kadar önemli mi senin için ?" dedi Baran. Gözlerimn önünde ölmüş gibiydi o bebek. Her ne kadar duygusallıkla yaklaşmamaya gayret etsemde bir meleğin ruhunu huzura erdirmek istiyorum. Adım gibi Umay'dım ben. Kadınların ve çocukların koruyucusu olan tanrıça olmak istemiştim. Annem bunu düşünerek koymuş adımı. " Çok önemli, gerekirse son davam olacaksa bile. " dedim. Baran bey havada kalan elimi sıktı ve benimle birlikte ayaklandı. " Eğer bu davayı kazanırsak Umay hanım, sizinle çalışmaya devam etmek isterim. Bence güzel bir ekip oluruz." dedi. " Sizinle çalışmak benim için gururdur Baran bey . Bencede güzel ekip olacağız." dedim. Kolay işi hallettim şimdi iste en zor olanına geçtik. Nasıl bir kanıt bulacağımı düşünmem lazımdı ve bu işe Katibe ile yan yana gelerek sağlayabilirdim. Ben Hakan'ın tarafındayken nasıl o kadınla aynı ortama girecektim bilmiyorum. Girmek kolaydı ama boynuna dokunacak kadar yakınlaşmak sorundu. Onu da bir şekilde halledecektim artık.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD