Serhat’tan,
Neyi kastettiğimi anlamış gibi konuşurken boğazını sıkmak istedim.
Bal gibi de biliyor ama inadıma ters konuşuyordu. Madem bu işi böyle çirkinleşerek çözecektik bana da başka bir yol bırakmamıştı.
“Ben seni s.meden önce bakire miydin değil miydin?”
Aynalı konsolunun önünden cam bir şişe alıp yere fırlattıktan sonra edepsizce bağırdı.
“Sen bana bu soruyu nasıl sorarsın! Ne haddine bunu sormak! Sabaha kadar s.erken iyiydi şimdi mi aklına geldi bekaret!”
Onun taklit ederek ben de elime gelen herhangi bir şişeyi tutup tüm gücümle yere savurdum.
“ŞİMDİ GELDİ! ANLADIN MI AKLIM BAŞIMA YENİ GELDİ!”
Sesim odanın duvarlarında yankılanırken ondan sadece tek bir kelime bekliyordum.
Bana bakireydim diyecekti ve ben de konuyu kapatacaktım ama beni katil etmek ister gibi inadıma inadıma konuşuyordu.
“Yedi defa içime boşaldıktan sonra gelen aklını s.eyim o zaman!”
Hala istediğimi vermediğine göre boş yere çabaladığımı hissettim. Her şey ortadaydı ama ben salak gibi beni kandırması için ona şans üzerine şans veriyordum. Aşkım gözlerimi kör etmişti. Aylardır hayatımdaki varlığını bir anda kesip atmak kolay olmasa da başka çarem yoktu. Kendini kime verdiğini bilmediğim bir kadını tutup ne konağa götürebilir ne de namusumu emanet edebilirdim.
“Sana zorla bir şey yapmadım ama bu ilişkiyi sürdüremem ben. Hoşca..”
Hızla yakama yapıştıktan sonra lafımı kesti.
“Sakın bana beni terk ettiğini söyleme Serhat!”