"LADİN"

1435 Words
Uzun ağaçların ortasını ayıran ince yolda ilerleyen arabada Elis arka koltuktaydı. Vuslat arabayı sürerken Arkun yan koltukta elinde sıkı sıkıya tuttuğu kutuyu bacaklarının arasına kıstırmıştı. Yol boyu üçlü arasında hiç bir ses çıkmamış sadece yolu izliyorlardı. Elis yarım açık camı sonuna kadar indirerek kafasını usulca dışarı çıkardı. Gözlerini kapattı,ellerini camın pervazına yaslayıp çenesini üstüne kondurdu. Hava miss gibi çam ağaçları kokuyordu. Uzun zamandır hasret çektiği doğanın zevkini bile çıkaramadı genç kadın. Oysa böyle hayal etmemişti. Her sabah kahvaltıdan önce yürüyüşe çıkacaktı. Kahvaltısını yaptıktan sonra küçük bahçesinde kahvesi ve tableti ile masal kitabına başlayacaktı. Aklının ucunda bir baykuş ailesinin yaşantısını kendi hayal gücüyle resmetmişti bile. Baba ve anne baykuşun tüy rengi hazırdı . Anne kuşu altın ve beyaz renkli ahenkli tüyleriyle , baba kuşu koyu mor ve lacivertin birbirine karışmış büyüleyici tüyleriyle hayal etmişti. İçinde bir yerlerde çizmek, yazmak istiyordu yazdıkça meraklanmak.. Elis kafasında kurmadan plansız şekilde yazardı. Daha doğrusu çizerdi ve o çizimine göre konuştururdu masalını. O yüzden kendi masalının sonunu hep merak ederdi.... Karanlık yolun ilerisinde ışıklar ilişti gözlerine, yerinde hafif hareketlenerek dikkatle baktı. Kasabaya geldiklerini . arabanın fener ışığından görebildiği kadar 'LADİN' tabelasınından anladı. Arkun'un sıklaşan nefesini duymuştu. Anılarının artık ona mutluluk getiremiyor oluşu onu üzmüştü. Arkun'u sevmişti ilk başta , şu sıralar nefret etmiyordu ama suçlanması iki adama karşı mesafe koydurmuştu. İlk önce Yaren'in küllerini dökmek için Vuslat ile ikisi Arkun'u yalnız bırakmayıp eşlik edeceklerdi. Kasabaya girdikten sonra çok geçmeden ıssız bir yerde durdular. Evler uzakta kalmış ve etrafta sadece cırcır böceği, kurbağa ve ağaç yapraklarının rüzgardan çıkan sesleri geliyordu. Kadının en sevdiği ortam şuan ona korkutucu gelmişti. Çünkü yanlarında bir bedenin külleri vardı. Arkun arabadan diğerlerinden sonra inerken usulca nehirin kıyısına yaklaştı . Elindeki kutunun kapağını açtı ve porselen bir kavonoz vardı. Kavonoz kısa ama eni genişti. Bir insan vücudunun o küçük eşyaya sığdırılması onu sanki yaralamış gibiydi. Eline aldığı kavanozu sıkıca tuttu ve kutuyu yanına usulca bıraktı. Bir süre nehire uzun uzun baktı. Sanki içinden sakin sulara konuşuyordu. Sevdiğine iyi bakmalarını , ruhunu huzurla gitmesine yardımcı olmalarını istemiş gibiydi... Elis Arkun'un gözlerinden dökülen tane tane damlalrı göürnce oda göz yaşlarını bıraktı. Yaşadıkları kolay değildi ve içlerinde susmayan bir vicdan azabı vardı. Arkun kavanozun kapağını açarak yere bıkratı. Acıyla nefes alarak gökyüzüne ardından nehre baktı. Elini nazikçe (sanki Yaren hissedecekmiş gibi ) içine daldırdı ve avuçlarına küllerini aldı . Uzun kolunu nehre uzatarak yavaşça ince uzun parmakları ardından dökülen külleri izledi. Elis'i bu sahne derinden etkilemiş olcak ki gözlerini sıkıca yumdu , ellerini birbirne kenetleyip çenesinin altına götürdü. " Lütfen, lütfen..huzurla git. Bize kızma..affet bizi! " fısıltıyla çıkan sözlerini iki genç adam da duymuştu ve onlarda aynı şeyi içlerinden tekrar etti. Vuslat gözlerini Elis'e kaydırıdğında kızın gözlerinden deli gibi yaşlar çenesinin altındaki ellerine dökülürken tanımadığı bir insan için üzülmesi ya iyi kalbindendi yada onu rahat bırakmayan vicdanıydı diye düşündü. Asıl vicdan azabını Arkun ve Vuslat çekmeliydi ama bu kız sanki onların yerine de azabı yaşıyordu. Arkun kavanozun dibinde kalan külleri ellerine alamadığı için nehre serpti. Elleri kül olmuştu,bir süre eline baktı. Usulca dudaklarına götürdü ve kızın eline bulaşan küllerini öptü. Belliki çok seviyor, özlüyor diye düşündü Elis. Dudaklarından elini uzaklaştırdı ve nehrin serin sularında gezdirdi. 'Acaba üşümüş müydü ' diye aklından geçirdi ve daha çok canı yandı. Ellerindeki küllerin tamamının gittiğine emin olduktan sonra kutuyu aldı elindeki kavanozun kapağını kapatarak arabaya ilerledi . Sanki Arkun'un kalbi biraz hafiflemiş gibiydi, daha iyi hissediyordu. Vuslat ve Elis de arabaya binerek Elis'in taşınmak için tuttuğu eve geldiler. Tek katlı ve küçük bahçesi olan müstakil bir evdi. Ahşam giriş kapısından bahçeye girdiklerinde etrafına bakındı genç kadın. Tam istediği gibi şirin ve ferahtı. Yanında evler çok yakın değildi. Vuslat'ın cebinde çalan telefon melodisinden kendi telefonu olduğunu anlamıştı. Ev sahibini cevaplayan Vuslat'tı. Eve geldiklerini ve onu beklediklerini söyleyip kapattı. Ev sahibi gelene kadar kadın biraz daha göz gezdirdi bahçede. Artık bu evi tutamazdı ve şu olayların bitiminde eski evine dönmeyi düşünüyordu. "Merhaba!" sese dönen üç genç karşılarında duran 50 yaşlarında ki orta boylu esmer adamı selamladı. "Geç geldiniz ?" adamın ona yönelten sorusuyla Elis mahçup ifadeyle " Kusura bakmayın anca gelebildim, işlerim çıkmıştı ." Adam kadını sıcak tebessümle anlayışla karşılayarak elindeki anahtarla evin giriş kapısına yöneldi, ardından onlarda giderken ; "Ev temiz, parkeler geçen kış döşendi. Doğal gaz yok ama şöemine sistemi gayet güzel kışın size zorluk çıkarmaz,ısınrsınız" Kapıyı açarak içeri gençlerin girmesine izin verdi. Ayakkabıları ile içeri geçen gençler lambanın odayı ışıtmasıyla inceledi evi. Girişte onları ufak bir koridor karşıladı. Sağda mutfak solda salon vardı. Karşılarında iki kapı vardı biri yatak odası diğeri oturma odasıydı. Mutfakta bahçeye açılan kapı vardı ,dolaplar güzel kullanılmış idare edilebilecek düzeydeydi. Salona herkes girince Arkun pencereye yanaştı. Yaren'in evi burdan uzakta görünüyordu. Zaten küçük bir kasabaydı yürüsen 20 dk da biterdi . Gözleri evde asılı kalırken Vuslat ve Elis onu rahatsız etmeyerek ev sahibi ile mutfağa geçtiler. "Aslında ben evi tutmayacağım ama yinede bakmak istedim " adam biraz hayal kırıklığı yaşamıştı ,bozuntuya vermeden gülümsedi. "Siz bilirsiniz ev burda fikriniz değişirse aramanız yeterli " Elis mahçup gülümseme ile teşekkür etmişti. "Sessiz bir kasaba " kadının sorusuyla ev sahibi hem cevaplayarak hemde mutfaktan bahçeye açılan kapıya yönlendirdi ikisini. "Öyledir zaten nüfusu yok gençler hep gitti. İşte bir Yaren kızımız vardı bilirsiniz Arkun'u görünce hatırladım onu hemen " Yaren ismini duyunca Vuslat ve Elis kısa süre birbirine baksada bir şey belli etmek istememek için adama tekrar bakışlarını çevirdiler. "Evet öyle. "diyebilmişti. "Siz evli misiniz?" Elis Vuslat'a fırsat vermeden cevapladı. "Hayır arakadaşlarım ikiside. Bana eşlik etmek istediler etrafı gezdirdiler biraz" adam başıyla onaylarak anladığını belirtti. Arkun'u biliyordu ama abisini ilk defa görmüştü. "Tutmamakta emin misiniz peki ?" "Şuanlık evet, kusura bakmayın sizide bu saate rahatsız ettik " "Yok canım ne demek evim zaten hem yanda sorun olmadı . Yaren kızımız nerde kaç gündür göremedik?" Bu sefer sohbete Vuslat dahil oldu. " Kendisi iş görüşmesi için şehir dışına gitti bizdende bir kaç eşya istedi onu almak için geldik. Gelmişkende arkadaşım evi görmek istedi." "Öyle mi hiç haber de vermedi . İş görüşmesi için mi?" Yaren iç mimarlık okumuştu adam da o yüzden sormuştu. Vuslat bozuntuya vermeyerek onayladı. "İyi bakalım hakkında hayırlsı olsun , benden de selam söyleyin "dedi. "Tabi elbette "diyerek Vuslat Elis'i mümkün oldukça konuşturmamaya çalışıyordu. Kısa bir muhabbetin ardından kardeşini merak eden adam salona doğru ilerledi arkasından onlarda geliyordu. "Arkun!" Hala pencereden sevgilisinin evin izleyen kardeşine seslendi. Arkun abisine dönerek "Gidelim mi?" demişti. "İşimiz bitti gidebiliriz " diyerek hep birlikte evden çıktılar. Ev sahibine tekrar teşeşkkür ederek arabalarına geçtiler. "Beni Yaren'in evine bıraksana " Vuslat denileni yaptı ve eve doğru ara sokaktan ilerledi. "Neye bakacaksın " Arkun başını cama yaslamıştı, yorgundu ve konuşmak çok istemiyordu. Abisi bunun farkındaydı ama kardeşinin haline çok güvenemiyordu. Yanlış bir yapmasını istemezdi. "Orda kalacağım yarın ararım gelir alırsın beni . Yaren'in eşyalarını toparlayıp çıkaralım ordan. " Evi eşyaları ile birlikte tutmuştu Yaren o yüzden kişisel eşyalarını alması yeterliydi. Ev sahibi ile de daha önce konuşmuştu haberi vardı. Yaren'in iş için şehir dışına çıktığını o yüzden eşyalarının kendisinin almasını istediğini söyledi. Arkun Yaren'in eşylarını da yakacaktı. Ona dair bir şey görmeyi kaldıramazdı. O işi yarın sabah evlerinin bahçesinde abisine yaptıracaktı . Bu konuları da abisiyle konuşmuştu ve abisi Arkun ne derse yapmaya hazırdı. Bir kaç dakikada Yaren'in evine gelmişlerdi . Arkun bir şey demeden inerken abisi eve girene kadar kardeşini bekledi. Onu yalnız bırakmak istemesede bazı şeylerle yüzleşmesi gerektiğini de biliyordu. Arabasıyla evin yolunu tutarken dikiz aynasından arkada oturan kıza gözü kısa süreliğine ilişti . Dışarıyı izliyordu ve düşünceliydi. "Yaren sizin yüzünüzden mi öldü Vuslat?" "Ne demek o şimdi?" " Siz öldürdünüz demiyorum, ne bileyim böyle her şeyi gizli saklı tek başınıza hallediyorsunuz. Yani bir düşmanınız falan, canınızı yakmak için böyle bir şey yapmış olabilir yada işte nasıl desem.." kız cümlelerini toparlamaya çalışırken Vuslat sözünü kesit. " Düşmanımız yok diyemem ama bu derecede ileri gidebilecek daha doğrusu cesaret edebilecek bildliğim bir düşmanım yok. Onu araştırıyoruz.Taşınalı 2 ay olmadı ve burada kimseyi tanımıyoruz adam akıllı. Senin ihtimal verdiğin şeyleri bende düşündüm ve hala araştırıyorum. Şuan ona dair bir iz yok. " "Peki Yaren'in bir düşmanı yada takıntılı bir sevgilisi var mıydı?" Vuslat sıkıntılı iç çekerek bir sigara yaktı ve paketti Elis'e uzattı. Elis bekletmeden bir dal içinden aldı ve "Çakmağım var" diyerek sabah ondan aldığı zippoyu cebinden çıkarıp yaktı. Vuslat biran Çavuş'u tutulmuş gibi hisetti. Sonra zihninde ki görüntüleri içine çektiği dumanla sildi. Arabanın içi dumanla dolarken Vuslat kızın sorunu yanıtladı. "Şuan bizde ondan şüpheleniyoruz ama Yaren bu kasabada 6 aydır yaşıyormuş. Arkun da buraya evin bakımı için gelip giderken Yaren ile tanıştı. 2 aydır birlikteler o yüzden Arkun'da bilmiyor o kısımları...bakalım ne çıkacak " Elis daha fazla soru sormak istemedi şuanlık ve sigarasını içmekle yetindi sadece. Sabah bahçede yaşadıları olaydan dolayı pek muhabbet etmek istemiyordu çünkü konunun oraya varmasından çekiniyordu.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD