Seni görmeye ihtiyacım var

999 Words
Aron anlatımı Laura'ya gerçeklerin bir kısmını anlattığımda biraz olsun içim rahatlamıştı. Ona abimi babasının öldürdüğünü söyleseydim benden uzaklaşabilirdi. Bunu istemediğim için bir süre daha susmak zorunda kalacaktım. Onu gerçekten seviyordum lakin intikamım için onu bile harcayabilirdim. Babasının dizlerinin üzerinde çökerek canı için merhamet istediğini hayal ettiğimde sikim intikam ateşi ile kalkıyordu. Tabi onu kaldıran bir şey daha vardı, Laura. Altımda kıvrandığı geceyi bir türlü unutamıyordum. Gözümü kapattığım an tatlı kalçaları gözümün önüne geliyordu. İştah kabartan cinstendi. Kutudan bir sigara aldığımda dudaklarıma götürerek yaktım. Önümdeki adamın fotoğrafına bakarken sigaranın ucunu yüzünün tam ortasına baştırmıştım. Bay Monte birkaç gece önce kızını iştahlı bir şekilde siktiğimi duysaydı acaba tepkisi ne olurdu. Yine yemek masasında karşımda oturarak küstahça yemek yiyebilir miydi? Ya da umursamadan hayatına devam mı ederdi? Laura'yı bu işe karıştırmaya pek niyetim yoktu ama gerekirse hiç çekinmeden onunla tehdit edebilirdim. Bu hastalıklı düşünce beynimi yiyip bitirirken kalbim tamamen zıttını söylüyordu. Onun için canımı bile verebilirdim. Gözlerinden akan tek bir damla yaş için içimin nasıl da sızladığını bilseydi. Sigaradan son bir nefes daha alarak izmariti odanın ortasına fırlattım. Bütün dengem bozulmuştu. Onu ve güzel tenini düşünmeden edemiyordum. Daha önce hissetmediğim bir his göğsümün tamamını kaplıyordu. Bu alışık olmadığım duygunun adına aşk mı deniyordu? Ben aşık olamazdım. Laura anlatımı: Dün gece olanlardan sonra bugün odamdan hiç çıkmamıştım. Vücudum halsiz düşmüştü, öğrendiğim şeylerin ağırlığı fazla geliyordu. Aron birkaç kere mesaj atmıştı ama cevap vermedim. Bir süre için yalnız kalmak ve düşünmek istiyordum. Babam birkaç kez odanın önüne gelmiş ve bir sorun olup olmadığını teyit etmek için bana bakmıştı. Hasta olduğuma dair yalan söylerek onu geçiştirmiştim. Çok üstelemeden işleri olduğunu söyleyerek evden çıkıp gitmişti. Aniden aklıma gelen şey ile ayağa kalkarak bilgisayarımı yatağın üstüne koydum ve yatağa tekrar oturdum. Arama motoruna Aron North yazdığımda önüme gelen bilgiler ile şaşırdım. İş dünyasında iyi bir yere sahipti. Bazı haberlerde karanlık işlerle uğraştığına dair bilgiler görmüştüm. Bunlar varsayımlardı. Dikkatimi çeken en alttaki haberle şaşkınlıkla kalmıştım. Haberin içeriğinde Aron'un abisinin nasıl öldürüldüğünü anlatıyordu. Kafasına tek el ateş edilmiş, soruşturmada intihar olabileceği yazarken cinayet şüphesi olduğu ve suçlunun hâlâ bulunamadığı yazıyordu. Derin bir nefes alarak haberin devamını okumaya devam ettim. Kayda değer bir şey bulamadığımda ekranı kapattım. Aron doğru söylüyordu. Abisi acımasızca öldürülmüş ve katili hâlâ bulunamamıştı. Aklıma gelen şey ile titredim. O gece babası odaya geldiğinde abisinin Katilinden bahsetmişti. Bu demek oluyordu ki babası ve Aron Katilin kim olduğunu biliyorlardı. Kafamda büyük soru işaretleri oluşmaya başlamıştı. Neden katilin kim olduğunu açığa çıkarmaya çalışmıyorlardı ve neden Aron bunu saklıyordu? Bacaklarımı kendime çekerek düşünmeye devam ettim. Bundan ona bahsetsem sinirlenir miydi yoksa bana her şeyi anlatır mıydı? Kafamdaki düşünceleri dağıtmaya çalışarak başımı yastığa koydum. Aniden telefonum çaldığında elime alarak kim olduğuna baktım. Aron arıyordu. Beklemeden Telefonu açarak konuşmasını bekledim. "Alo." Soğuk bir tonda konuştuğunda iç çektim. Garip bir durumun içerisindeydik ve böyle olmak beni rahatsız ediyordu. "Selam Aron nasılsın?" "Ben iyiyim, seni merak ettim. Neden mesajlarıma cevap vermiyorsun?" "Uyuyordum, yeni uyandım. Biliyorsun garip bir gece geçirdim." Anladığına dair mırıldandığında devam ettim. "Şu anda neredesin?" "Bardayım. Birkaç işim vardı halletmek için erkenden geldim. Bugün görüşme şansımız var mı?" "Bilmiyorum Aron." "Lütfen, seni görmeye ihtiyacım var." Bir süre ikimizde sessiz kaldık. Garip havayı bozmak için konuştum. "Pekala bugün akşam üzeri görüşelim." Sesi daha neşeli geliyordu. "Tamam o halde, akşam seni alacağım." "Ama biri bizi görebilir." "Laura, inan sikimde değil. Akşam 8 de hazır ol." Telefonu kapattığında başımı yastığa gömerek ofladım. Saat 7 buçuğa doğru çoktan hazırlanmaya başlamıştım. Beyaz göğüs dekolteli bir elbise giyerek Altına kırmızı stilettolar giymiştim. Saçlarımdaki bigudileri çözmeye başladığımda kıvır kıvır olan bukleler omuzlarımdan düşmüştü. Dudaklarıma topuklu ayakkabılarım ile aynı tonda olan kırmızı bir ruj sürerek makyajımı tamamladım. Aynanın önünde etrafımda dönerek kendime baktım. Elbise dizlerimin üstünde kalçalarımın tam altında bitiyordu. Telefonum çaldığında yatağa doğru yönelerek onu elime aldım ve açtım. Aron gelmişti ve aşağı inmemi istiyordu. Çantamı elime alarak hızlı adımlar ile odadan çıktım. Onu bekletmek istemiyordum. Beni Görür görmez arabadan inmiş ve boydan boya beni süzmüştü. Bu hareketine gülerek ona yaklaştım ve dudaklarına ufak bir öpücük kondurdum. "Tanrım, Fıstık gibi olmuşsun." Elimi tutup dudaklarına götürdüğünde gözlerinin içine bakarak gülümsedim. Sonunda ben de onu süzme fırsatı bulmuştum. Yakası açık bir gömlek ve takım giymişti. Dövmeleri her zamanki ellerinin üzerinde harika bir şölen sunuyordu. "Gidelim mi?" "Gidelim." Arabanın etrafında dönerek oturacağım yerin kapısını açmış ve binmemi beklemiştim. Ufak bir reverans yaparak bindim. Kapıyı kapatarak hızlıca dolaşmış ve yanımdaki koltuğa geçmişti. Arabayı çalıştırırken bakışları üzerimdeydi. "Neden öyle yiyecek gibi bakıyorsun?" "Belki de yiyeceğim içindir." Söylediği şey ile ufak bir kahkaha attım. En iyi fırsatını bulduğunda beni sıkıştıracağını biliyordum. Uzanarak dudaklarına tekrar bir öpücük kondurup ardından yaslandım. "Nereye gidiyoruz?" "Yalnız olabileceğimiz bir yere." "Yani neresi?" "Sürpriz küçük ceylan." Daha fazla üstelemeden önüme dönmüş ve yolu izlemeye başlamıştım. Arada bana anlamlı bakışlar atıyor ve elini bacaklarıma koyarak dokunuyordu. Bacaklarımı onun için hafifçe aralayarak elinin daha derinlere girmesi için alan açtım. Bu hareketime şaşırmış olacaktı ki dik dik suratıma bakmıştı. Rahat bir gülümseme ile ona karşılık verdiğimde gözlerindeki karanlığı hissedebiliyordum. Yol boyunca Aron bana asılmış ve müstehcen imalar yapmıştı. Gideceğimiz yer hakkında hiçbir fikrim yoktu ama şehir yolundan çıkmış ve ormanlık alana sapmıştık. Sonunda durduğumuzda karşımdaki taştan eve büyülenmiş gibi bakıyordum. Tepkimi ölçmek için bana bakan Aron ile Göz göze geldim. "Burada tek mi olacağız?" "Evet, sadece ikimiz güzelim." Beklemeden arabanın kapısını açmış ve hızlıca inmiştim. Topuklu ayakkabılar ile taş yolda yürümek epey zordu. "Böyle bir yere geleceğimizi bilseydim daha rahat bir şeyler giyerdim." "Harika gözüküyorsun." Yaklaşarak sert eli ile elimi nazik bir şekilde tuttu. Parmaklarımı eline sararak ilerlemeye başladığımızda onu takip ettim. Anahtarı çıkararak kapıyı açtı ve içeriye girdi. Ben de içeriye girdiğimde etrafa bakmaya başlamıştım. Bana doğru dönerek tepkilerimi inceliyordu. Taş duvarlar ile kaplı evde deri mobilyalar vardı. İçeriye girip bakmaya devam ederken ikinci katta duran yatak odasını görmüştüm. "Burası çok güzel." "Birkaç gün burada dinlenebiliriz diye düşündüm. Bu süreçte beni daha iyi tanımanı istiyorum." Yaklaşarak kollarını arkamdan doladı ve yüzünü boynuma sürttü. Soluklanmasını derinden duyabiliyordum. Islak dudaklarını boynumda gezdirmeye başladığında derin bir nefes aldım. Ellerinden biri bacaklarıma inmeye başlamıştı. Kendimi ona iyice bırakarak sessizce bir sonraki hareketini bekledim. Bu gece uzun olacaktı.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD