Diyar diyar dolanıp aradığı madeni bulamayan defineciydim rüyamda. Her bulduğum mücevher boşa çaba gösterdiğimi düşündürüp umutsuzluğa kapılmama sebep oluyordu. Sonundaysa aradığımı bulamamanın verdiği üzüntüyse aralamıştım gözlerimi. Hiç rüya görmeyen ben şu sıralar her uyuyuşumda bir rüyayla uyanır olmuştum. Gerçi gördüklerime ne kadar rüya denir orası ayrıydı. Bana bıraktığı hisler o kadar kötüydü ki kabustan öteye gitmiyordu gördüklerim. Gözlerimi kırpıştırıp etrafa bakındığımda aydınlanan havayla odanın içini daha net görebilmiştim. Büyük yatağı, iki köşede safran rengi hala yanmakta olan büyük lambaları, lambalarının altına konulmuş farklı şekilde heykeller, gri bir kapı ve çaprazında dar, karanlık bir koridor görünüyordu. Uzun tülle kapanmış pencerelerin iki köşesine denk getirilm