17/Part 3

2130 Words
Yiğit arabayı kocaman, masmavi dalgaların vurduğu sahilde durdurdu. Ben de, arabadan inmeden şaşkınlıkla Yiğit 'e bakarken ' 'Ortaköy.' ' dedim. O da, başını salladı. Hafta sonu olduğundan; kocaman meydan boyunca insanlar vardı. Kimi yürüyüş yapıyordu, kimi de; bankta oturmuş sohbet ediyordu. Hepsi güzel havanın tadını çıkarıyordu. Burası; çok güzel, şipşirin hediyelik dükkanların bulunduğu bir caddeydi. Yiğit arabayı park edince birlikte cadde boyunca yürüdük.  Camiye baktığımızda sanki; suyun üzerinde yüzen bir gemiymiş gibi bir izlenim veriyordu. Çok ilginç bir yapıydı. Hayranlıkla bir süre camiye baktım. Yiğit benim buranın önünde fotoğrafımı çekti. Ben de, teşekkür ederek telefonu elime aldım. Ondan sonra Esma Sultan Yalısına gittik. Burası da; kocaman, güzel, o televizyonda gördüğüm şaşalı düğünlerin yapıldığı bir yerdi. Altın rengi kaplamalı bir binaydı.  Burası da; Sultan Abdulaziz'in kızı Esma Sultan için Çerkez Mehmet paşayla evlenmesi sonucunda düğün hediyesi olarak yaptırılmış bir binaydı. Görünce hayran kalmıştım. Büyük bir manevi değeri vardı. İçeriye girmeden sadece; dışından baktık. Vaktin nasıl geçtiğini anlamamıştık. Neredeyse akşam oluyordu. Yiğit bana bakarken, karşıda bulunan lokantalardan birini göstererek, '' Acıkmadın mı? '' diye sordu. Bende, '' Hem de; çok! '' dedim. Yiğit de, '' O zaman bir şeyler yiyelim. Hadi, gel. '' dedikten sonra önden ilerledi. Ben de, heyecanla peşinden gittim. Cadde üzerinde bulunan lokantanın önünde durduğumuzda, '' Kumpir. '' diye Yiğit 'e baktım. O da, bana, '' Buraya gelmişken, yemeden dönmeyelim diye, düşündüm. '' dedi. Bende mutlulukla, '' İyi düşünmüşsün. Çok severim. '' dedikten sonra dükkana girdik. Burası; kocaman güzel, şipşirin bir dükkandı. Oturmak istemediğimiz için hemen görevliye kumpir sipariş ettik. O da siparişlerimizi verdikten sonra Yiğit'le dükkandan çıktık. Denize bakan banklara oturduğumuzda hemen kumpirimi yemeye koyuldum. O kadar acıkmıştım ki, neredeyse iştahla yiyordum. Yiğit 'in beni izlediğinden habersizdim. Başımı kaldırıp ona baktığımda, o da bana gülerek baktı. ' ' Ne? '' dedim. O da ' ' Hiç, sadece; yemek yerken çok tatlı görünüyorsun.. '' demesiyle ben de gülümsedim. ' ' Daha önce de buraya gelecektim ama kısmet olmadı. Ne yapayım, içimde ukde kaldı. '' dedim. O da, gülümsedi. En sonunda kumpirlerimiz bitirince ağzımı sildim. Yiğit bana bakarken, '' Gitmeden bir de, boğaz turu yapalım ne dersin? '' diye sordu. Bir yandan da karşıdaki yakamozun denize vurduğu tekneleri gösterdi. Sonra da, '' Tabii, işin yoksa. '' dedi. Benden de heyecanla başımı iki yana sallarken, '' Yok. Gidelim. '' diyerek ayağa kalktım. Yiğitle birlikte denizin kenarında bulunan park edilmiş teknelere ilerledik.  Kocaman bembeyaz ışıl ışıl donatılmış teknenin önüne geldiğimizde teknenin sahibi Yiğit 'i gördü' '' Hoş geldiniz, Yiğit bey. '' dedi. Anladığım kadarıyla tanışıyorlardı. Yiğit de, gülümseyerek 30 yaşlarında; siyah saçlı kısa boylu adama bakarken, '' Nasılsın, Fırat? '' diye sordu. Fırat bey de, '' İyiyim, çok şükür Yiğit bey.'' dedikten sonra tokalaştılar. Birkaç dakika sonra Yiğit de, beni işaret ederek, '' Biz, tekneyle gezecektik. '' dedi. Fırat bey de, '' Tabii, buyurun. Ben, size eşlik edeyim. '' diye önden ilerledi. Yiğit önden bindikten sonra binmem için bana elini uzatırken. '' Hadi gel. '' Dedi. Ben de, gülümseyerek elini tuttum. Birlikte kocaman teknenin içinde; bulunan simsiyah yumuşak koltuklara oturduk. Tekne güzel olduğu kadar konforluydu da. Salih bey bize bakarken, '' Siz, rahatınıza bakın. Ben de, tekneyi çalıştırayım. Birazdan da, bir şeyler ikram ederim. ''' diyerek kaptan bölümüne gitti. Yiğit de koltuğa otururken ben de, şaşkınlıkla ayakta kaldım. O kadar güzeldi ki, gözlerimi alamadım. Etrafı incelerken Yiğit '' Rüya, gelsene '' ' diye yanındaki yeri oturmam için işaret etti. Ben de, bir süre düşündükten sonra gülümseyerek yanına oturdum.Bir süre ikimiz de konuşmadık. Yiğit derin bir nefes aldı. O sırada beklemediğim bir şey oldu, Yiğit bir anda bana dönerek ellerimi ellerinin arasına aldı. Şaşkınlıkla ona bakarken o yüzünde gülümsemeyle, '' Sen, hayatıma girmeden önce '' ' dedi. Ben de, merakla tek kaşımı kaldırarak onu dinlemeye koyuldum. Yiğit de bunu bekliyormuş olacak ki, sözlerine, '' Ben, hayattan zevk almayan, sadece; o gece senin, bu gece benim, tek gecelik ilişkiler yaşayan bir adamdım. Seni, tanıdığım günden beri; o sert acımasız kişiliğim gitti. Yerine eğlenceli, hayattan zevk alan biri geldi. Senin yanındayken zamanı unutuyorum, Rüya. '' dedi. Ben de yüzümde gülümsemeyle onu dinlemeye devam ettim. Allah 'ım bu, adam neler diyordu böyle? Yiğit ellerimin üstünü okşarken, bana, '' Hiç olmadığım kadar; özgür oluyorum. Sen, beni çok değiştirdin. '' dedi. İnanın onun bu sözleri üzerine eriyip gidebilirdim. Ama kendimi tuttum. Ona bakarken, '' Çağla? '' Diye sordum. Çağlayla geçmişlerini merak ediyordum. Yiğit de, bana, '' O, sadece; iş ortaklığı. Aile olarak çok yakın dosttuk. Babamlar iş yapmak için beni ,Çağlayla nişanladılar. Annem de iki de bir bana, '' Torun, istiyorum. '' deyince ben de çenelerini kapamak için sesimi çıkarmadım. Çağlayla nişanlanmayı kabul ettim. Bir nevi ders vermek istedim. '' dedi. Ben de, başımı salladım. Yiğit bana, '' Çağla'yı bunca zaman boyunca hiç sevmedim. Hatta; ondan ayrılmaya çalıştım. Ama o, bunu koz olarak kullandı. Kendini öldürmekle tehdit etti. Ona gösterdiğim sadece; şefkatten başka bir şey değil, inan bana. '' dedi. Sanki; beni aralarında bir şey olamadığına inandırmaya çalışıyordu. Bana neydi ki, ilgilendirmezdi. Bende omuz silkerken ona, '' Açıklama yapmak zorunda değilsin. '' diye gülümsedim. Kendini zorunlu hissetmesini istemezdim. Yiğit de bana '' Zaten; evine gittiğimde ona da, ayrıldığımızı söyledim. Bence bunu anlamış olması gerekiyor. Artık; ben de, yanımda bana güvenen, inanan bir kadın olsun istiyorum. Beni, sıkmayacak, iki de, bir ölümle tehdit etmeyecek biri. '' dedi. Ben de gülerek ona, '' Ben de, ilk başta şirketi bastığım gün sizi, şirketinizi başınıza yıkmakla tehdit etmiştim. '' dedim. Yiğit de, bunun üzerine güldü. O sırada kaptan da ikramlıkları getirerek, ' İyi geceler. '' dedikten sonra yanımızdan ayrıldı. Yiğit içeceklerimizi doldururken bana gülümsedi. Bir içeceği bana uzattıktan sonra diğerini de kendi aldı. Ben de, içeceğimden bir yudum aldım. Yiğit meyve suyunu masaya bıraktıktan sonra bana '' Bundan sonraki, hayatımda seninle olmak istiyorum Rüya. '' dedi. O anda içeceğimden aldığım yudum boğazıma kaçtı. Bir anda öksürmeye başladım. Yiğit panikle '' İyi misin? '' Diye sordu. Ben de art arda birkaç öksürdükten sonra ''İyiyim merak etme dedim. Sonra da, Yiğit 'e ' 'Ben de, kabul ediyorum.' ' diye gözlerim dolu dolu baktım. Bir anda ona sıkıca sarıldım. Yiğit de bana sımsıkı sarılmış, saçlarımı kokladı. İkimiz de, gözlerimizi kapatıp bu anı aklımıza kazıdık. Tepemizde, ışıl ışıl yıldızlarla donatılmış gökyüzü, altımızda yakamozun düştüğü masmavi deniz ve öylece birbirimize sarılmış olan biz... O kadar huzurluydum ki, bu anı hiçbir şey bozamazdı. Yiğit bana çıkma teklifi ettiğinde, ayaklarım yerden kesilmişti. Hayatımda; daha önce hiç aşktan yana yüzüm gülmeyen ben, ilk kez aşık olmuştum. İlk aşkım Yiğitti. Aşkı onunla tadacaktım. Yiğit içeceğinin kalan son yudumunu da içtikten sonra telefonunu çıkardı. Ben de, merakla ona baktım. Telefonundan şarkı bölümünden Raviş –' ' 'Güzel kadın ' ' şarkısını açtı. Ayağa kalkarak bana elini uzattı. Ben de, şaşkınlıkla ona baktım. O da bana, '' Bu dansı bana lütfeder misin? ''' diye gülümsedi. Ben de, gülümsemeyle elini tuttum. Birlikte teknenin ortasında dans ettik. Şarkıda '' Sen, aşk ile kutsanan güzel kadın '' ' diyordu Yiğit te, bana baktı. Birbirimizin gözlerinde öylece kaybolduk.  Sonra şarkı '' Ne güzel, şey varlığın dilime duadır adın. '' diye devam etti. Yiğit de, benim yanağımı okşarken bu nakarata eşlik edince ben de kıkırdadım. Şarkı, ' ' Olduğun yer, gönlümün mabedidir. Sanadır, kalbimdeki her adım. Sevilmek, ne çok yakışır sana. Adının yanında, ne güzel durur adım. Al, cennetine kabul et sen beni. Seni, çok seviyorum güzel kadın. '' demesiyle Yiğit de, bunu söyledi. Ağzıyla sessizce,' ' Seni, çok seviyorum güzel kadın. '' dedi. Ben de gülümsemeyle ona daha sıkı sarıldım. Yiğit de, alnını alnıma dayadı. Gözlerimizi kapatarak bir süre daha öylece dans ettik. Hatta; bir ara başımı omzuna yasladım. Şarkı bitince de, yerimize oturduk. O an hiç beklemediğimiz bir şey oldu. Bir anda; gök gürlemeye, şimşekler hiç olmadığı kadar güçlü çakmaya başladı. Ondan sonra da, sanki bardaktan boşanırcasına yağmur bastırdı.  Yiğitle güldük. Ondan sonra da, iç çekişle, '' 'Ya, ama ben eve gidecektim. '' diye sızlandım. Yiğit ayağa kalktı. Elimden tutarak, '' Hadi, gel ıslanacağız, içeriye geçelim. '' ' dedi. Ben de elinden tutarak onun peşinden gittim. O sırada kaptan da, '' Yiğit bey ' ' ' diye koşarak geldi. Yiğit kaptana '' Ne oldu, Fırat? '' diye sordu Fırat bey de üzgü bir yüz ifadesiyle, '' Bu gece, çok yağmur varmış. Yani; kıyıya dönemeyiz. '' diye cevap verdi. Bende, '' Ya. '' diye sızlandım. Yiğit bana başını olumsuz anlamda sallarken '' Bu gece, buradayız. '' dedi. Bu, nasıl olurdu? Annemler'e geç kalacağımı haber vermemiştim, böyle olacağını nereden bilebilirdim ki. Yiğit 'e ' 'Tamam, o zaman. Bari annemler'e haber vereyim. '' ' diye cevap verdikten sonra aramak için telefonu elime aldım. Tam arayacaktım ki, şarjı bitti.. Telefon bir anda kapandı. Elimi alnıma vurarak, '' Hayır ya! Of! '' diye yerimde tepindim. Yiğit de, odanın kapısından kafasını uzatarak, '' Ne oldu? '' Diye sordu. Ben de çantamdan şarj aletimi çıkartıp prize takarken bir yandan da Yiğit 'e' '' Tam arayacaktım ki, şarjı bitti. '' dedim. Yiğit de, banyodan eline aldığı bir havluyu uzatarak, '' Kurulanmak istersen? '' diye sordu. Ben de, gülümseyerek havluyu elime aldım. Yağmurdan kaçarken azıcık ıslanan saçlarımı kuruladım. Yiğit yatağı göstererek, '' Hadi, keyfine bak. '' dedi. Sonra da tam kapıdan çıkıyordu ki, '' Sen, nerede yatacaksın? '' diye sordum. O da kapının kolunu açmak için kavradığı an, benim sesimle durdu. Sonra arkasını dönerek, '' Ben, yukarıda yatacağım. İyi geceler '' ' dedi. Bende gülümseyerek, '' Sana da. '' dedikten sonra kapıyı kapattım. Yiğit' in yukarıya çıkan ayak sesleri duyuldu. Ben de odayı inceleme fırsatı buldum. Oda; küçük, şipşirin, beyaz ağırlıklı bir odaydı. Kapıdan girişte hemen çift kişilik bir yatak vardı. Onun yanında küçük bir komodin dışında başka bir şey yoktu. Odanın yanında ise; kaptanın odası bulunuyordu. Onun ortasında ise; küçük şipşirin bir banyo vardı. Burası da; kahverengi ağırlıklıydı. Başka oda olmadığı için Yiğit yukarıda yatacaktı. Belki de; beni rahatsız etmek istememişti. Ne düşünceli bir adamdı. Yorganı açarak içine girdim. Biraz olsun ısınmıştım. Gece yarısı olmuştu, uyku bir türlü tutmamıştı. Yatağın içinde oflayarak bir, o yana bir bu yana, döndüm durdum. Aklım Yiğit'deydi. Acaba uyuyabilmiş miydi. Yattığı koltukta rahat mıydı? En sonunda uyuyamayacağımı anlayınca telefonu elime aldım. Şarjı biraz dolmuştu. Can sıkıntısını gidermek için sosyal medyaya girdim. O sırada telefondaki bir sürü cevapsız arama gözüme çarptı. Annemler merak etmiş olmalıydı. Arayanların çoğu; Melisa, annem, Seray, babamdı. Hepsi; defalarca kez aramıştı. Hatta sesli mesaj bile atmışlardı. Mesajlardan birini açarak telefonu kulağıma tuttum. Melisa '' Abla, neredesin ya? Telefonun da kapalı. Açınca hemen; bizi, ara. '' diye konuştu. Ben de, saat geç olduğundan onları aramamayı tercih ettim. Melisa'ya '' Şarjım, bitmiş ablam! Biz, Yiğit beyle gezerken yağmur bastırdı. O yüzden; gelemedim. '' diye, sesli mesaj yolladıktan sonra tekrar yatağa yattım. Öylece; tavana birkaç saat baktıktan sonra uyku yavaş yavaş bastırdı. Göz kapaklarım uyumak için direniyordu. En sonunda uykuya yenilerek uyuyakaldım. Yiğit de, o sırada teknenin üst katındaki koltukta yıldızları seyretti. O da benim gibi; uyuyamamıştıı. Oflayarak sağına döndü. Acaba; uyumuş mudur, diye içinden geçirdi. En sonunda rahat edemeyeceğini anlayınca yavaşça yerinden kalktı. Beni uyandırmamak için parmak ucunda merdivenden indi. Kapıyı yavaşça açarak odaya baktı. Çoktan uyumuş olduğumu görünce gülümsemeyle odaya girdi. Uyandırmamaya özen göstererek yatağın bir ucuna yattı. Ben de, o sırada kımıldadım. Kımıldamayla birlikte saçım alnıma düşmüştü. Yiğit bana bakarken, yüzüme düşen bir tutam saçı çekti. Bana, gülümseyerek baktı. Ben de uyku sersemiyle de onun göğsüne yattım. O da, sarılmamdan memnun bir halde uykuya daldı.  Sabahleyin... Gözlerimi camdan sızan güneş ışıkların yüzüme vurmasıyla açtım. Işık o kadar kuvvetliydi ki, gözlerimi kırpıştırdım. Yattığım yer sertti. Neyin üstünde yatıyordum ben! Gözlerimi açarak, Yiğit 'in göğsünde yattığımı görünce şok oldum. Nasıl ya? Ben, Yiğit 'in göğsünde mi uyumuştum. Yanaklarım alev alev yanıyordu. Yattığım yer yumuşacık yatak değil Yiğit 'in bedeniydi. Kendimi utanarak geri çektiğimde o da bana gülümseyerek, '' Günaydın. '' dedi. Ona bakamıyordum bile. Sesim titreyerek, '' Günaydın. '' diyebildim. Sonra da ayaklarımı yataktan sarkıttım. Ayakkabılarımı aceleyle giyerek yataktan kalktım. Yiğit de, yatağın içinde oturmuş bana baktı. Ben ise ondan tarafa bakmadım. Yiğit şaşkınlıkla, '' Nereye? '' diye sordu. Onun sormasıyla gözlerimi kapattım. Derin bir nefes alarak, '' Gidiyorum. '' dedim. O da, yataktan kalkınca bana '' Tamam, gidersin ama; önce güzel bir kahvaltı edelim. Sonra; ben, seni bırakacağım. '' '' diye cevap verdi. Ben de, ağzımı açacaktım ki, onun '' Lütfen! '' demesiyle sustum. Sadece; başımı salladım. Birlikte teknenin yukarısına çıktık. Kahvaltı çoktan hazırlanmıştı. Yiğit oturmam için sandalyemi çekince ben de, gülümsedim. Yiğit de, karşıma oturdu. Tabağıma kahvaltılıklardan koydum. O zaman da bile; Yiğit 'e bakamıyordum. Yiğit de, bana bakarken, '' Bir şey mi, oldu? '' diye sordu. Bende, omuz silkerek, '' Yok, bir şey. '' dedim. O da daha fazla üstelemedi. Neşe içinde kahvaltımızı etmiş, kahvemizi içiyorduk. Yiğit 'e dayanamayarak' 'Dün, gece?' dedim. Daha da devam edemedim. Yiğit de, anlamış olacak ki, '' Merak etme. Aramızda; bir şey olmadı. İçin rahat olsun. '' dedi. Ben de, derin bir oh çektim. Biraz olsun rahatlamıştım. Yiğit 'e bakarken,' ' Gidelim mi, artık' '' diye sordum. O da, başını salladı. Birlikte arabasına bindik.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD