IV - KORKU

1356 Words
Uyur uyanık bir halde yatakta uzanıyordum, kapı aralanınca gözlerimi kapatmıştım. Adım sesleri iyice yakınlaşıyordu, üstümdeki battaniyeyi düzeltip yanıma uzanmıştı. Kolunu belime doğru atınca kaşlarım çatılmıştı, Sarp bana arkasını dönüp yerleştiğinde derin bir nefes almıştım. Sabah uyandığımda etrafta kimse yoktu, evi yavaşça gezerken komodinin altında telefonum olduğunu fark edince koşarak onu almaya çalışmıştım. Sonunda buradan kurtulabilirdim! Ufak uğraşım sonucu telefonu titreyen ellerimle sonunda alırken, şifresini unuttuğumun farkına varmıştım. Şifreyi çözemeden kilitlenmişti. Acil çağrı tuşuna basıp polisin numarasını tuşladığımda bir süre çalıp beklemişti. Sonunda açıldığında bir kadın sesi işitmiştim, -"Alo, burası Meşeköy karakolu?" Tutulmuştum, öksürerek, -"Ben bir evde zorla tutuluyorum, ismim Venüs Lâlzade!" Kadın duraksamıştı, -"Venüs Hanım? Adresi söyleyin!" -"Palas sokağının köşesindeki villa, sokak numara-" -"Sen ne halt ettiğini sanıyorsun!" Yutkunmuştum, Sarp elimdeki telefonu duvara fırlatıp, -"Sana kaç defa söyleyeceğim! Bana karşı gelme diye!" Yanağıma tokat atmıştı, ağlamaya başlamıştım, -"Bıktım senden! Bırak beni artık Sarp!" Sarp küfür ediyordu, -"Sen artık bu odadan da çıkmayacaksın!" Kapıyı çarpıp çıkmıştı, kapıyı kilitleyip, -"Yemeğini kendim getireceğim!" Yerde cenin pozisyonunda yatıyordum, dudağım kanamaya başlamıştı. Artık direnme gücüm bile kalmamıştı. Adım sesleri yaklaşıyordu, zorla gözümü açarak kapıya odaklanmıştım, Sarp kapının önünde öksürmüştü, -"Venüs, seni bir yere götüreceğim. Hazırlan." İç çekmiştim, -"Beni rahat bırak Sarp, halsizim görmüyor musun?" Kapı sertçe açılmıştı, Sarp elinde şırıngayla bana doğru yürümeye başlamıştı. Emekleyerek ondan uzaklaşmaya çalışıyordum. -"Sarp defol git! İğne istemiyorum!" Sarp eliyle bacağımı kavramıştı, -"Hadi ama sevgilim! Biraz enerji iyi gelecek söz veriyorum bu vücudunu asla morartmayacak." Tırnaklarımla yeri çiziyordum, -"Manyak herifin tekisin! Beni ne hale getirdiğine bak Sarp! Ben sana ne yaptım?" Ağlıyordum, Sarp beni yerde sürüklemeye devam ediyordu, -"Ben de seni seviyorum tatlım, gevşe lütfen." Parmaklarımla kapı eşiğini kavramıştım, beni ne kadar çekse de yerimden ayrılmamak için direniyordum. Saçlarımı çektiğinde acıyla çığlık atmıştım. -"Sana iyi gelecek diyorum Venüs!" Beni bacaklarımdan çekmeye devam ederken ona tekme atmaya çalışıyordum, kollarımı sıkıca tutup, -"Sakin ol! Sana zarar vermeyeceğim!" Çırpınmaya devam ediyordum, eliyle ağzımı kapadığı sırada parmağını sertçe ısırmıştım. Sarp acıyla inleyerek, -"Bunu sen istedin!" Kalçama şırıngayı sapladığında çığlık atmıştım, -"Seni adi herif! Seni öldüreceğim günü iple çekiyorum Sarp!" Sarp kahkaha atmıştı, -"Kes sesini ve üstüne güzel bir elbise giy! Eğer beş dakika içinde aşağıda olmazsan seni arabanın içine elimle atarım." Kalçam çok kötü bir şekilde yanıyordu, elimle biraz ovaladıktan sonra ayağa kalkmıştım. Askıdaki kırmızı elbiseyi üstüme geçirdikten sonra, masada kitapların arasına saklanmış ufak bir kağıt fark etmiştim. Etrafa hızlıca baktıktan sonra kağıdı elime alıp açmıştım, -"Venüs, bu akşam barda olacağınızı biliyorum. Saat tam 21:00'da tuvalette olmalısın. Talimatı orada bulunan beyaz saksıda göreceksin. İçinde önemli bilgi var. Umarım seni oradan alırım, tekrar tanışmaya hayır demeyeceğini biliyorum. Beni hatırlamasan da seni asla unutmadım. D. " Nefesim kesilmişti, kağıdı buruşturduğum sırada, -"Venüs, orada neden öylece duruyorsun?" İrkilmiştim, kağıdı sutyenimin içine sokuşturduktan sonra arkamı dönmüştüm, -"H-hiç, üstüme bakıyordum." Sarp gözlerimin içine bakmaya devam ediyordu, eğer gözlerimi ondan kaçırırsam yalan söylediğimi anlayacaktı. Sinirli bir şekilde ona bakmaya devam ediyordum, eliyle yolu göstererek, -"Arabaya geç güzelim, geç kalıyoruz?" Derin bir nefes almıştım. Sarp arkamdan yürümeye başlamıştı. Arabaya yerleştiğimde bana, -"Ah, önemli bir şey unuttum hemen alıp geliyorum." Kafamı sallamıştım, Sarp koşar adımlarla eve girerken, aklımdan oraya o notu kimin nasıl bıraktığıydı. Notta D harfi vardı, o kimdi anımsayamıyordum...beynimi neredeyse akıtacak seviyede zorlamıştım ama bulamıyordum. Sarp hala gelmemişti, bu fırsatı değerlendirip notu sutyenimin iyice içine saklamıştım. En sonunda sarp elinde belgeler ve bir kutuyla dönmüştü, ona bakmayarak dışarıyı seyrediyordum. Elimi kavradığında yüzüm istemsiz gerilmişti, -"Sana vurduğum için üzgünüm, öyle yapmak istememiştim." Yutkunmuştum, dişlerimi sıkarak, -"Milyonuncu kez özür diliyorsun, özür dilemen yaptıklarını asla hafifletmiyor Sarp!" Sarp elimi öpmüştü, tiksinerek elimi ondan çekmiştim, -"Venüs, ne yaptıysam senin ve bizim için yaptım, neden bana güvenmiyorsun?" Yüzüm düşmüştü, -"Güvenmek? Ah, üstümde o kadar deney uyguladın ki...Beni seks kobayı, ilaç kobayı vs. her konuda kullandığın için olabilir mi Sarp?" Sessizdik, arabayı çalıştırmıştı. Hızlıca bahçeden çıkarken boğazını temizleyip, -"İlk kliniğe uğrayacağız, sonra bara gideceğiz. İnsanlarla konuşmazsan sevinirim." Cevap vermeye tenezzül bile etmemiştim. Gözlerim bileklerime takılmıştı, bunlar da neydi böyle? Kıpkırmızı derin çizikler! -"Bunları sen mi yaptın!" Sarp gözlerini yoldan ayırmamıştı, -"Neyi?" Bağırmaya başlamıştım, -"Bileklerimdeki izleri!" Kaşları çatılmıştı, -"Bileklerini sen kestin Venüs! Ben sana neden öyle bir zarar vereyim?" Ben mi? Ben kendime zarar veremezdim ki? -"Ne zaman oldu bu? B-bunu ben yapmış olamam Sarp!" Sarp sinirle solumuştu, -"Bir hafta önce...Banyodayken tıraş jiletimi bulmuşsun. Sonra seni kanlar içinde yakaladım işte." Hatırlamıyordum...Nasıl olabilirdi bu? -"Yalan söylüyorsun, her zaman ki gibi." Sarp küfür etmişti, -"Sana neden bunu yapayım Venüs! Seni öldürmek istemedim." Koltuğa sinmiştim, bileklerime bakıp duruyordum. Çok acımış olmalı, bunu neden yaptığımı hatırlayamıyordum. Çok kısa süre sonra Sarp arabayı durdurmuştu. -"Venüs, istersen benimle içeri gel? Çok kısa süreli klinikte işim var." Kafamı olumsuz sallamıştım, Sarp kablosuz kulaklıklarını arabada bırakıp telefonunu almıştı. O biraz uzaklaşınca kulaklığı takıp hala bağlı mı diye kontrol etmiştim. Bağlıydı! Sarp fazla uzaklaşmadan, arabanın yarım metre ilerisinde beyaz önlüklü biriyle konuşmaya başlamıştı. Onu duyabilir miydim? -"Venüs idrak etmeye başladı, hafızasını kaybettirmiş olsam da vücudu artık di-rençli." Sarp'ı net duyabiliyordum ama karşısındaki adamın sesi kesik kesikti, -"Venüs......Teknik olarak." Kaşlarım çatılmıştı, Sarp burnundan soluyordu, -"Bakın, Venüs'ün biyokimya ile ilgili teknik bilgilerinden yararlanmak istiyorsunuz ama an-lıyorum yani bunu hafızasını kaybettirerek almamız ne kadar doğru?" Nefesim sıklaşmıştı, neler dönüyordu? -"Babası zaten ünlü bir mafya, her an ölebilirim!" Sarp sinirli şekilde konuşmaya devam ediyordu, -"Dozu arttıracağım, bugün bu iş biter." Kulaklığı torpidoya fırlatmıştım, -"Sen beni öldürmeden ben seni öldüreceğim Sarp." Sarp arabaya doğru yürümeye başlamıştı, bana gülümseyerek kapıyı açmıştı, -"Sürpriz için hazırlan derim! Birazdan göreceksin." Göz devirmiştim, arabayı hızlıca klinikten çıkarmıştı. Bar sokağına girdiğimizde, bana sırıtmaya başlamıştı. -"Hadi bir şeyler iç, bugün özgürsün." Kaşımı kaldırmıştım, -"İçkime zehir mi koyacaksın?" Gülmüştüm, Sarp gözlerini sonuna kadar açıp, -"Herkesin içinde seni öldürecek kadar aptal mıyım?" Gülmüştüm, -"Arabayı durdur! Burada inip yürüyeceğim." Sarp bıkkınlıkla nefes verip arabayı durdurmuştu. -"Park yeri bulup geliyorum, içeri gir seni locaya çıkartacaklar." Arabadan inmiştim, vale barın içine kadar bana eşlik edip beni locaya çıkarmıştı. Burası çok tanıdık geliyordu...Etrafı biraz daha incelerken Sarp, elinde iki kadehle yanıma gelmişti. -"İlk önce ben içeyim ki zehir olduğunu sanma..." Sırıtıyordu, mimiksiz şekilde ona bakmayı reddediyordum. -"Hadi ama Venüs, biraz eğlen benimle sonuçta eşim olacaksın." Kahkaha atmıştım, bardağı havaya kaldırıp tek yudumda hepsini içerken Sarp'ın kolundaki saate bakmıştım. Saat dokuza geliyordu! Sarp yanımda bana bir şeyler anlatmaya devam ederken ben dakikaları sayıyordum, tam dokuza beş dakika kala, -"Tuvalete gitmem gerekli." Sarp içkisinden bir yudum alıp, -"Bak tam şu tarafta." Kafa sallayarak işaret ettiği yöne doğru yönelmiştim. Ardıma baktığımda Sarp'ın içki içmeye devam ettiğini görünce adımlarımı hızlandırmıştım. Sonunda tuvalete geldiğimde kapıyı içten kilitleyerek, etrafta beyaz bir vazo aramaya koyuldum. Panikle her yere bakarken, tam muslukların orada küçük bir kağıt duruyordu! Derin bir nefes alarak kağıdı açmıştım, -"Venüs, eğer bu mektubu aldıysan tebrik ederim ilk aşamayı başardık. Şimdi üçüncü kabindeki kapıyı zorlayarak içeri gir." Ellerim titremeye başlamıştı, üçüncü kabine doğru yürürken topuklarımın sesi nefesimin sesine karışmıştı. Kapı kolunu zor bir şekilde kavramıştım, sağa sola oynattığımda kilit açılma sesi duymuştum. Ağır bir şekilde kapıyı açtığımda, klozetin üstünde bir adam oturuyordu! Tam çığlık atacakken hızlı bir hamleyle ağzımı kapamıştı, -"Sakın! Sakın ses çıkarma..." Korkmuştum, sorgulayan gözlerle ona bakıyordum. -"Çığlık atmayacaksan bırakıyorum, söz mü?" kafamı sallamıştım, iç çekip elini ağzımdan çektiğimde bana sımsıkı sarılmıştı, -"Venüs, seni kaybettiğimi düşünüp kendimi öldürmeyi düşündüm!" Simsiyah saçları burnuma değmişti, kokusu çok tanıdık geliyordu ama tanıyamamıştım. Bu adam da kimdi? Yüzümü ellerinin arasına almıştı, -"Beni hatırlamadın mı?" Yüzü solmuştu, gözlerimi kaçırmıştım. Göz yaşını silip, -"Tamam, tamam sorun değil. Şimdi sırası değil, buradan çıkacağız tamam mı?" Gözlerim dolmuştu, -"Yapamam...Beni öldürür." Kaşları çatılmıştı, -"Hayır, bunu yapamaz. Bana güven." Göz yaşlarımı siliyordu, nefesi alnıma değdiği sırada, -"Şş, her şey geçti. Artık bitti." Kulaklarımı bastırmaya başlamıştı, -"Neler oluyor?" Siyah gözleri yüzümü inceliyordu, -"Sana zarar vermeye çalışanları ortadan kaldırıyorum sadece." Kulaklarımı tamamen kapatmıştı, çığlıkları duyup irkilmiştim. Beni kendine yapıştırıp, -"Şimdi, etrafına bakmadan sadece beni takip et." Elimi sımsıkı kavradığında tanıdık bir his gelmişti, ellerinin sıcaklığı...çok tanıdıktı. Kapıyı açtığında, üç takım elbiseli adam bize bakıyordu, -"Evet efendim, bar temizlendi. Tam istediğiniz kişileri t-" Yutkunmuştu, kaçamak gözlerle onlara bakıyordum. -"Tamam beyler, kliniğe gidin. Tam planımızdaki gibi herifi oraya götürüp bu olayı çözün. Onu sağlam istiyorum." Hepsi başını eğip önden yürümeye başlamıştı. Beni elimden kavrayarak yürümeye başladığımızda, -"Venüs, uzunca bir süre izolasyona ihtiyacın var. Ailen her şeyden haberdar. Benimle yaşayacaksın." Yutkunmuştum, -"O eve dönmek istemiyorum." Kaşları çatılmıştı, -"O eve asla dönmeyeceksin. Bana güven." Başımı eğmiştim, yürümeye devam ediyorduk.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD