III - KANLI DUŞ

574 Words
Duşta bir süre vücudumdan akan suyla karışık kanı izledikten sonra, saçlarımı şampuanlayıp çıkmıştım. Bornozuma sarınarak aynanın önüne geldiğimde solgun beyaz tenim, mosmor göz altlarımla resmen uyum içindeydi. Sarı saçlarım solgun tenimden dolayı daha ön plana çıkmış gibi görünse de, kendimi çok çirkin hissediyordum. Saçlarımı tararken, el bileklerimin daha da inceldiğini fark etmiştim. Bornozun yakasını biraz yana kaydırdığımda köprücük kemiklerimin alenen ortaya çıktığını görünce irkilmiştim. Aynaya biraz daha yaklaşıp kendime baktığımda çok zayıflamış olduğumu fark etmiştim, koyu kahverengi gözlerim artık ışık saçmıyordu...Tarağı dolaba koyup banyodan çıkmıştım. Sarp kapının biraz çaprazında durmuş bana bakıyordu, göz devirerek kıyafetlerimi almaya yöneldiğimde, -"Bak bunlar daha uygun, kuaför de şimdi geliyor." Dediğinde kahkaha atmıştım. -"Şimdi de kıyafetlerime mi karışıyorsun? Hayatıma yeterince müdahale ettin, yetmedi mi?" Sarp sinirle solumuştu, -"Kıyafetine falan karışmıyorum, sadece düzgün giyin ki insanlar ters bir şey olduğunu anlamasınlar!" İç çekmiştim, -"Keşke anlasalar!" Sarp elime siyah şifon kollu uzun bir elbise tutuşturmuştu, odadan kapıyı çarparak çıkarken omzumu silkmiştim. Güçsüz bir şekilde elbiseyi üstüme geçirmiştim. Elbisenin üstümde nasıl durduğunu bile önemsemiyordum, yatağın kenarında duran siyah topuklularımı alıp odadan çıkmıştım. Salona indiğimde Sarp koltukta oturuyordu. Oturuşunu bozmayarak bana sandalyeyi işaret etmişti, bir boğaz temizleme sesi duyunca irkilmiştim, -"Venüs Hanım! Sizi gördüğüme o kadar sevindim ki, uzun zamandır görüşemiyorduk bile." Bakışlarımı ses gelen tarafa yönelttiğimde uzun boylu bir hanımefendiyi görmüştüm. Tanıyamadığımı belli etmek istediğim için, -"Af edersiniz tanıyamadım?" Yüzü düşmüştü, moralinin bozukluğunu gizlemek istercesine bana sandalyeyi işaret ederek, -"Gelin saçınızı yapayım, hafif makyaj yeterli olacaktır." Sandalyeye oturduğumda hemen saçımı yapmaya başlamıştı, gürültüden yararlanıp benimle konuşmaya başlamıştı, -"Venüs, beni hatırlamadın mı?" Başımı olumsuz şekilde sallamıştım, iç çekmişti. Saçıma fön çekip, hızlıca makyajımı yapmaya başladığında Sarp yanımıza gelip, -"Acele eder misiniz? Misafirlerimiz gelecek." Kuaför başını sallayarak sessizce devam ediyordu, Sarp bir yandan ayakkabılarımı giydirirken bana dokunmasından rahatsız olduğumu belli etmek için ona tekme atıyordum. Kuaförün işi bittiğinde Sarp onu hızlıca dışarı çıkarmıştı. İç çekip kanepeye oturmuştum, Sarp sinirle salona girmişti, -"Kuaför sana ne dedi!" Kaşlarımı çatmıştım, -"Ne saçmalıyorsun yine!" Sarp hışımla çenemi kavramıştı, -"Gözlerime bak! Sana ne dedi!" Eline tükürmüştüm, küfür edip elini temizlerken kapı zili duymuştuk. Sarp omzumu tutup, -"Eğer ağzından tek bir yanlış cümle çıksın...Seni mahvederim Venüs." Beni ayağa kaldırıp, yemek masasına doğru itip uzaklaşmıştı. Sendeleyerek ayakta durmaya çalışırken zor bir şekilde sandalyeye tutunup son anda ayakta durmuştum. Sarp, misafirlerini teker teker masaya yönlendirirken hepsiyle selamlaşmak zorunda kalmıştım. En sonunda Sarp elimi zorla tutarak beni masada hemen yanı başına oturturken, yemek servisine başlanılmıştı. Suyumdan bir yudum aldığım sırada, -"Venüs Hanım, Sarp Bey okulunuzu bitirdiğinizde evleneceğinizi söyledi...Umarım çok mutlu olursunuz." Boğazıma kaçan suyu öksürerek çıkartmaya çalışırken, Sarp bacağımı sıkıyordu, -"Evet Gökhan Bey, Venüs'le bu kararı aldık tabii evlenme teklifi falan daha etmedim, sürpriz olacak." Gökhan Bey gülümseyerek yemeğine devam etmişti, Sarp kulağıma fısıldayarak, -"Mimiklerine ve davranışlarına dikkat et Venüs." Bacağını cimciklemiştim, -"Ah, iş arkadaşların ne kadar da başarılı isimler Sa-sevgilim..." Sarp gülümseyerek beni izliyordu, -"Açıkçası harika bir iş ortamınız vardır eminim ki.." Herkes pür dikkat beni dinliyordu, Sarp boğazını temizleyip, -"Venüs haklı, her birinize minnettarım." Herkes yemeğine döndüğü sırada, Sarp'ın ayağına sertçe basmıştım. Kolumu sıkarak, -"Venüs sabrımı en son sınadığında ne olduğunu biliyorsun?" Gülümsemiştim, tam yemeğimden bir parça aldığım sırada, -"Siz neden içmiyorsunuz Venüs Hanım? Yoksa sarhoş olmaktan mı çekiniyorsunuz?" Gülüşmeler çoğalmıştı, gözlerimi Mete Bey'e yönelttiğim sırada, -"Bir masa dolusu psikiyatrist varken sarhoş olup dağıtmak istemem açıkçası." diyerek tebessüm etmiştim, Gökhan Bey boğazını temizleyip, -"Venüs Hanım haklı, her birimiz bazen tehlikeli sayılırız dostlarım." Yemekler bitmişti, konuklar evden ayrılırken ben de halsiz bir şekilde odaya çıkmıştım. Sadece uyumak istiyordum, uyuyarak tüm günlerimi unutmak...
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD