23

2298 Words
23 Aras elindeki kitabın bir sayfasını daha çevirdikten sonra telefonunun çalması ile gözleri masanın üzerine kaydı. Gördüğü isim ile yüzünü buruşturdu. Buse yine arıyordu. Bir kaç gündür olan sessizliğini sonunda vazgeçtiğine yormuştu ama görünen o ki yanılmıştı. “ Ne inatçı çıktı bu da ya “ Telefonun melodisi sustuğunda tekrar gözlerini kitabına çevirdi ama bir kaç saniye geçmeden tekrar duyulan zil sesi ile gözlerini kapatıp sabır dilendi. Artık sinirlenmeye başlıyordu. Fazla ısrardan nefret ederdi ama bu kız tam da bunu yapıyordu . Her ne kadar onunla konuşmak istemese de bir anlık sinirle telefonu için eline aldı ve cevaplamak için parmağını kaydırdığında telefon sustu. Çağrı sonlanmıştı. “ İnatçı olan kim ?” Aras sesin geldiği yöne baktığında kapıdan girmekte olan Ezgi’yi görünce telefonu bırakıp ayağa kalktı. İyi ki de sinirine yenilip telefonu cevaplayamadan buse aramayı sonlandırmıştı. Ezgi’nin keskin kulaklarının onun söylediklerini duyduğunu fark eden Aras gülümseyerek yalnız olan kıza doğru adımladı ve “ Hoş geldin .” Diyerek ona sarıldı. Önceden sadece selamlaşırken şimdi birbirlerini gördükleri her yerde sarılmalar başlamıştı. Bu durum tabiki Arasın hoşuna gidiyordu. Sarışın kızın kokusunu duymak için burnunu saçlarına daha da gömdü ve onu biraz daha sıkıp geri çekildi. “ Hoş buldum. Ee cevap vermedin ?” Aras kızın az önceki sorusunun cevabını merak ettiğini anlayıp eliyle geçiştirirce “ Eski bir arkadaş. Konuşmak istemediğim halde aramaya devam ediyor.” dedi. Eliyle kıza sandalyelerden birini gösterirken Ezgi’nin yüzünün düştüğünü farketti. Kız elindeki defterini önündeki masaya bırakıp oğlana döndü. “ Konuşmak istemediğin halde seni arıyorsa eski arkadaş değil eski sevgilidir Aras. Bunu bilecek yaştayım .” Ezgi tek kaşını kaldırarak oğlana baktığında Aras utanarak onu onayladı. Yalan söylemenin anlamı yoktu. “ Haklısın. Ama dediğim gibi . Benim için eski birisi ve ne kendisini ne konusunu hayatımda istemiyorum . O yüzden konuşmak istemediğim bir konu . “ Ezgi oğlana bakarak “ Anladım “ dedi. “ Onur nerede ?” “ Onun bir dersi daha vardı. Ben erken geldim .” “ İyi yapmışsın . Aç mısjn ? “ Kız onu onaylarken Aras telefonu tekrar eline aldı. “ Ne yemek istersin ?” diye sordu. Ezgi “ Fark etmez “ derken Aras “ Pizza söyleyelim. Onur seviyor “ dedi. Ezgi de onu onaylayarak ayak uydurdu. Eline telefonunu aldığında ise amacı sadece Arasa bakmamaktı. Aklına takılan eski sevgili sorunsalı yüzünden kendine kızdı. Adı üstünde eskiydi işte. Üstelik oğlan tamamen bitirmişti ki kızın telefonlarını bile açmıyordu. Ama içini kemiren kıskançlık başlamıştı ve bunu kendine hiç yakıştıramadı. Hem Aras ile aralarında bir şey de yoktu. Sadece platonik bir şeydi. Ya da değildi. Ezgi son zamanlarda geçirdikleri zamanları düşündü. Aras geldiği ilk güne göre daha yakın davranıyordu ona . Her fırsatta sarılıyor , iltifat ediyordu. Dokunuşları asla aşırı değildi ama bunun saygıdan olduğunu biliyordu. Ezgi daha önce Aras gibi düzgün bir erkekle pek karşılaşmamıştı. Kendi arkadaşları bile onun kadar düşünceli değildi. O zaman oğlan da ona karşı bir şey hissediyordu. Bu davranışları flört olabilirdi. “ Nerelere daldın papatya “ Ezgi irkilerek Arasa döndüğünde bir an söylediğini düşündü . “ Papatya ?” Aras kaşlarını çatarak dilini ısırdı. Ona nasıl hitap ettiğini anlayınca derin nefes aldı. “ Öyle mi dedim ? Farkında değilim. Seni ilk gördüğümde papatyaya benzetmiştim. Aklımda kalmış .” Aras kızın gözlerine bakarak konuşurken onun an be an kızarışını izledi. Ablası gibiydi Ezgi. İltifat edildiğinde , utandığında hemen kızarıyordu. Üstelik Ezgi’nin sarışın ve beyaz tenli olması onun daha çabuk kızarmasına neden oluyordu. Ama Arasın hoşuna gidiyordu bu durum. Geldiği günden beri ondan etkilendiği ortadaydı. Gün geçtikçe de aralarında bir çekim olduğunu da fark etmişti. Üstelik bu çekim Ezgi’nin ona işaretini gösterdiği günden sonra artmıştı sanki. Eh EZginin kendisine bakışlarının da farkındaydı. Bir şeyleri beklemenin anlamı yoktu. “ Selam gençler .” Aralarındaki bakışmayı kesen Onur sırıtarak Ezgi’nin karşısına oturduğunda Aras kızdaki gözünü çekip Onura çevirdi. “ Çok yorgun görünüyorsun .” Onur başını aşağı yukarı salladı. Gerçekten de öyleydi ama onun yorgunluğu fiziki değildi. Kendini toparlayıp karşısındaki arkadaşlarına döndü. “ Siz n’aptınız?” “ Pizza söyledik . Yersin değil mi ?” Onur tabiki de başını sallarken “ İdil abla nasıl ? “ diye sordu. Aras sabah çıkarken odasının kapısından baktığında uyuyordu . Onu uyandırmadan çıkmıştı. “ Daha iyi. Aslında sizinle kokuşmak istediğim de bununla ilgiliydi. “ Onur ve Ezgi bu konu açılınca dikkatlerini Arasa verdiler . Oturdukları yerde dikleşip oğlanın yüzüne bakmaya başladılar . Aras da öne doğru eğilip “ Dün geceki olay kaza değildi. Simay yaptı. Onun da gücü var .” dediğinde Onur kaşlarını kaldırarak Ezgi’ye döndü. Elbette bu ilçede işaretliler vardı ama hepsinin tek tek kim olduklarını bilmiyorlardı. Ezgi kuşku ile “ Nasıl yani ? Nerden biliyorsun ?” diye sorunca Aras ona döndü. “ Gördüm Ezgi . Gözlerini. Ateşe yön verdi resmen .” Onur “ Element yönetebiliyor .” diye fısıldadı. Ezgi korkarak “ Bu kötü oldu. O simayı hiç sevmiyorum ama gücü gerçekten çok büyük ve kötü. Avcıların tarafına geçerse hepimiz yanarız .” Diye yorumda bulundu. Aras “ Avcıların arasında gücü olanlar var mı ?” diye sorduğunda onu Onur yanıtladı. “ Tabi ki. Avladıkları kişiler aslında kendileri gibi . Ne kadar ironik değil mi ? Aras bir şey diyeceksen Ezgi elini kaldırıp onu susturdu. Oğlan ne oldu dercesine ona bakarken kapıda görünen kurye ile ayağa kalktı. Gelen pizzaları alıp geri döndüğünde Üçü kalkıp yuvarlak masaya oturdular . Onur aç karnı ile hızla yemeğine saldırırken Aras diğer konuyu açmaya karar verdi. Her ne kadar ablasını ele vermek istemese de onunla ilgili çok fazla bilinmeyen vardı ve arkadaşları ona yardım edebilirlerdi . “ Size bir şey sormam gerek .” Ezgi oğlana bakıp “ Ne oldu ?” diye sorunca Aras kuruyan dudaklarını yalayıp tekrar konuştu. “ Birinin işareti olmadan güçleri olabilir mi ?” Onur konu dikkatini çekmiş gibi kafasını yemekten kaldırdı. “ Nasıl yani ?” “ Bayağı. Güçleri olan birinin işaretinin olmaması . Bu daha önce oldu mu ?” Onur kaşlarını çatarak Ezgi’ye baktı. Kız başını iki yana salladı. Daha önce böyle bir şey duymamıştı. Onur tekrar Arasa döndü. “ Bilmiyorum . Daha önce hiç duymadım. “ Aras omuzları çökerek önüne döndüğünde Ezgi ona üzüntü ile baktı. Onun derdini biliyordu ama dillendirmeye cesareti yoktu. “ Neden sordun ?” Aras Onura bakarak söyleyip söylememek konusunda kararsız kaldı. Onlara güveniyordu ama bu ablasının özeliydi. Ezgi “ Onura da bana da güvenebilirsin Aras . Ablanı asla tehlikeye atmayız .” dediğinde Aras hızla Kıza baktı. Yüzünde şaşkın bir ifade vardı. Ezgi ise söylediği şeyle hemen dilini ısırdı. Ağzından kaçırmıştı işte. Yutkunarak gözlerini kaçırdı . Aras ise “ Nerden biliyorsun ?” diye sorunca çaresiz bir şekilde oğlana baktı. “ Ben . Duydum . Özür dilerim Aras . Gerçekten bilerek dinlemedim. Ama biliyorsun bazen duyduklarımı seçemiyorum . Hem Sinan abi ve İdil abla da hiç dikkat etmiyorlar konuşmalarına . Benim suçum yok .” Ezgi’nin kendisini savunması ile Aras başını aşağı yukarı salladı. Ne olduğunu anlamayan Onur ise “ Ne olduyor bana da açıklasanız . dediğinde Aras kısaca ablasının durumunu anlattı. Oğlan da diğerler gibi şaşırarak durumu değerlendirdi ama ellerinde herhangi bir bilgi yoktu. Ortaya çöken sessizliğin sonunda Onur aklına gelen fikir ile birden kafasını kaldırdı. &&& Ezgi kararmış hava ile yanındaki Arasa biraz daha sokuldu. Bu işi pek ala gündüz de halledebilirlerdi ama Onur da Aras da yarını bekleyememişti. Onları yalnız bırakmak istemeyen Ezgi de mecbur peşlerine takılmıştı. Ormanlık yolda yürürken ayağına takılan dal ile adımını şaşıran kız ufak bir çığlık attı. Saniyeler içinde yüz üstü yere çakılacakken gelmeyen darbe ile kapattığı gözlerini açtı ve bir kaç santim ötesindeki toprak ile burun buruna olduğunu fark etti. Fark ettiği diğer şey ise havada asılı olduğuydu. Aras elini sallayarak kızı ayağa kaldırdığında Ezgi ayakları yere değer değmez şaşkınlıkla oğlana baktı. Aras düşmeden onu havada yakalamıştı. Tabiki güçlerini kullanarak . “ Sen insanları da yönlendirebiliyor musun ? Onurun sorusu ile Aras başını iki yana salladı. Canlı organizmaları hareket ettiremiyordu. Şimdilik. “ kıyafetler . Kıyafetlerini tuttum . Eğer çıplak olsaydı yere çakılmıştı. “ Ezgi tekrar anında kızardığında havanın karanlığına bu sefer şükretti. Onur ise sadece sırıtmakta yetinip önüne döndü ve yürümeye devam etti. Aras kızın yanına gelip kolunu uzattı. “ Bana tutun . Bir daha düşmeni istemem .” Ezgi utanarak oğlanın koluna girdi ve Onurun arkasından yürümeye başladılar . Onurun fikri ile buraya gelmişlerdi . Büyük annesinin eski tesiste çalışan bşr doktor olduğunu biliyorlardı. Kadının sonra dan bu ilçede kalıp araştırma yaptığını ve bu araştırmayı da devletten gizli yaptığını Onur daha önce onlara anlatmıştı. Büyük annesinin dosyalar halinde yaptığı araştırmaları ise yanan tesis yakınlarındaki bir gizli depoda olduğunu söyleyen Onur ile ayaklanıp ormana gelmişlerdi. İdilin durumunu belki de bu araştırma sonuçları arasında bulabilirlerdi. Yürüye yürüye sonunda geldikleri eski tesise baktılar. “ İçeriye girmeyeceğiz değil mi ?” Arasın sorusu ile Onur gülerek kendisini takip etmelerini istedi. Yanan binayı geçip yürümeye devam ettiler . Yaklaşık on dakikalık bir yürüyüşten sonra Onur birden durdu. Eski ve kullanılmadığı belli olan bir maden girişinin önündeydiler . “ Burası mı ?” Ezgi’nin meraklı sesi ile oğlan başını aşağı yukarı salladı. Evet burasıydı. Üçü birlikte karanlık madenden içeri girdiler . Onur büyük annesinin anlattığı yollardan geçip Demir bir kapının önüne geldi. Günlüklerde okuduğu şifreyi girdiğinde açılan kapı ile Üçü de bilinmezliğe adım attı. Önlerine çıkan koridoru geçtiklerinde resmen yer altında başka bir tesis ile karşılaştılar. Ayrı ayrı odalar , eski tarz bilgisayarlar yatılı olanlar için düzenlenmiş odalar ve iki oda dolusu dosya . “ Sanırım uzun sürecek.” Ezgi’nin sözleri ile üçlü birbirine bakıp onu onayladılar . Bir saatin sonunda beyni çorba olmuş olan Aras gözlerini okuduklarından kaldırdı. Hepsi kucaklayabildikleri kadar dosyayı alıp tesisin merkezindeki , toplantı odasındaki masalara benzeyen oval masaya oturmuş birer birer araştırmaları incelemeye başlamışlardı. Aras okuduğu her kelimede şaşkınlık yaşadı. İnsanlar üzerinde yaptıkları deneyler , çektirdikleri acılar sanki kendi acısıymış gibi hissetmişti . İki eli ile yüzünü sıvazlayıp kendisi gibi dosyalara gönülmüş olan iki arkadaşına baktı. Ezgi’ye odaklandığında kızın verdiği tepkileri izlemeye başladı. Okudukça bazen kaşlarını çatıyor bazen ifadesi düzleşiyordu. Hatta bir ara gözleri dolu dolu olmuştu. O da üzülmüştü insanlara yapılanlara. Onur elindeki dosyayı kapatıp ayaklandığında Arasın bakışları onu buldu . “ Bunda da yok . Halen anlamıyorum . Nasıl olurda yıllarca hiç bir şey yokken birden güçlere sahip olur. Üstelik işareti de yok. “ Ezgi iki oğlana bakıp aklındakileri söyledi. “ Belki de burası ile ilgili bir şeydir .” Aras “ Nasıl yani ?” derken Ezgi az önce okuduğu satırları düşündü. Aklına yatmıştı bazı şeyler . “ Burada baskılanmış güçlerle ilgili bir bölüm var.” İki oğlan da harekete geçip kızın iki yanına oturdu . Üçü de dosyaya bakıp aynı satırları okudular . “ Bazı insanların DNA’ların da güçler baskılanabiliyormuş. Ta ki tetikleyici bir olay yaşayana kadar.” Aras kaşlarını çatarak kıza baktı. “ O zaman ablam buraya geldiğinde bir şeyler oldu ve güçleri tetiklendi. “ Ezgi olumlu anlamda başını salladı. Onur ise “ Ama halen neden işareti olmadığını açıklamıyor. Burada güçler baskılanmış da olsa mutlaka işaret taşıması gerektiğinden bahsediyor . “ dedi. Ezgi ise “ Belki de var işareti kendi göremedi. Hem Sinan abi de öyle düşünüyor .” dedi. Ancak son sözleri Arasın canını sıktı. Onur ayağa kalkarak “ Ben diğer dosyalara bakmaya devam edeyim .” diyerek yanlarından ayrıldığında Aras ile yalnız kalan Ezgi yutkunarak önüne döndü. Aras ise az önce duydukları ile kaç saattir kafasını kurcalayan soruyu sordu. “ Ezgi. Sen başka neler duydun ?” Ezgi yan gözle hemen dibinde olan oğlana bakıp önüne döndü. “ Pek bir şey değil.” Aras gözlerini kısarak Vücudunu kıza döndürdü. Elini yavaşça salladığında da aynı hareketi Ezgi’nin oturduğu sandalyeye de yapmış oldu. Kız ani sarsıntı ile korkarak ufak bir çığlık attı. “ Aras ?” Aras yüz yüze durduğu kıza ciddiyetle baktı. “ Ablam bana pek bir şey anlatmadı o konuda . Belli ki sen bir şeyler duymuşsun .” “ Onların özel hayatı Aras .” “ Sen dinlemişsin ama .” “ Bilerek yapmadım .” “ O ikisi ne kadar yakın ?” Ezgi sıkıntı ile derin bir nefes aldı. Sinan abisini severdi ama onun ve İdilin aralarındaki edepsiz konuşmalara tanık olmuştu ve kesinlikle o sözleri ağzına alamazdı. “ Aras lütfen .” Aras iyice Kıza doğru eğildi . Yüzlerini birbirine iyice yaklaştırdı. “ Sevgililer değil mi ?” Ezgi mecbur kalarak sadece başını salladı. Zaten birbirlerinden hoşlandıkları dışarıdan bakıldığında da çok belli oluyordu. Aras da bunu fark etmiş olmalıydı. “ Ne kadar yakınlaşmışlar ? Duydun mu ?” “ Aras “ Ezgi gözlerini açarak oğlana bakarken Aras sadece omzunu silkti. Eğer o adam ablasına dokunduysa onu dövebilirdi. Ya da Sinan onu döverdi . Bu konuda pek emin olamadı. “ Tamam. Öğrenmek istemiyorum .” Ezgi uzun bir nefes verdi. Oğlanın soruları onu terletmişti. zaten yakınlıkları aklının bulanmasına neden oluyordu. Gözlerini oğlana çevirdiğinde onun susmuş kendisini incelediğini gördü. Gözlerinin tonu farklılaşmıştı sanki. Arasın gözleri kızın gözleri ile dudakları arasında gidip geliyordu ve bunun farkında olan Ezgi nefesini tuttu. Ama hava isteyen ciğerlerine söz geçiremedi ve derin bir nefesi içine çekti . Aynı şekilde de geri verdiğinde dudaklarından çıkan hava oğlanın dudaklarına çarptı ve tek görebildiği Arasın hızlı bir şekilde ona eğilmesi oldu. Ezgi dudaklarının üzerinde hissettiği baskı ile gözlerini sımsıkı kapattı. Beline dolanan kolla beraber oğlana doğru çekildiğinde kendi ellerini onun omuzlarına koydu. Ağzının üzerindeki dudaklar kıpırdadığında becerebildiği kadar karşılık verdi. Aras onu yavaş ama tutkulu bir şekilde öperken Ezgi’nin tek yaptığı oğlanın kollarında erimemeye çalışmak oldu. Hiç aceleleri yokmuş gibi bir ayrılıp bir kavuşan dudakları ile kalbi göğsünden fırlayacakmış gibi hisseden Ezgi Onurun “ İki dakika yalnız bırakmaya gelmiyorsunuz “ sözleri ile hızla geri çekildi. Onun çekilmesi ile olduğu yerde doğrulan Aras önce konuşan Onura baktı. Oğlan pişkin bir şekilde sırıtıyordu. Arasın gözleri yanındaki güzele döndüğünde ise onu kızarmış bir şekilde yere bakarken buldu. Çok utangaç görünüyordu . Az önce Arasın öptüğü dudakları nı ısırıyor ve Arası ne kadar zor durumda bıraktığından bi haber görünüyordu . Aras derin bir nefesle masaya döndü. Resmen tası damağında kalmıştı. Bu konuyu daha sonra konuşacaklardı. Bol öpüşmeli bir şekilde . &&
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD