19

2014 Words
19 İdil gözlerini açtığında yatağının deli gibi sarsılması ile korkuya kapıldı. Amagözğnğn önündeki suratı gördüğünde sakinleşmeye çalıştı. Biliyordu ki bu sefer ki deprem değildi. Bu sarsıntı gerizekalı kardeşi Arastı. “ Uyandın mı ?” “ Hayır .” İdil başını çevirip uyumaya devam edecekken Aras tekrar yatağı salladı. “ Abla uyan . Dün gece ceset bulduğunuz doğru mu ?” İdil oflayarak yatağında doğruldu . İki eli ile yüzünü sıvazlayıp kardeşine baktı. Merakla ona bakıyordu. “ Evet . “ dedi. Aras gözlerini sonuna kadar açarak ablasının yanına oturdu. Dün Ezgi ile bahçede ananesine yardım ettikten sonra Onurların yanına geçmişlerdi. Dördü gayet güzel vakit geçirmiş sonunda ise eve geri dönmüştü. Ablası gelmeden de uyuyan Aras sabah ananesinden yeni cinayet haberini duymuş ve soluğu ablasının yanında almıştı. “ Yine avcılar mı ?” İdil başını iki yana sallayarak “ Bilmiyorum “ dedi. Sonra da bakışlarını kaçırdı. Sinan ile olan yakınlaşmasından kardeşine bahsedip bahsetmemekte kararsız kaldı. Zaten aralarında adı konulmuş bir şey de yoktu. İki kere öpüşmüşlerdi ve sonra da Sinan onu eve bırakmıştı. Eve girmeden önce arabada bir kere daha öpülmüştü. Ama diğerlerinden daha kısaydı ve geç olduğu için konuşmadan direkt eve girmişti. Ablasını tanıyan Aras ise kaşlarını çatarak ona baktı. Kendisine söylemediği bir şey olduğunu anlamıştı. Cinayet ile ilgili olduğunu düşündü. “ Abla ? Ne oldu? Bir şey daha mı var ? “ “ Hayır .” “ Abla gözlerini kaçırıyorsun . Bana söylemediğin ne ? ?” İdil kardeşine kaçamak bir bakış attı. Onun Sinan’ı halen sevmediğini biliyordu. Zaten henüz kendi aralarında da konuşmamışlardı. Şu an için söylememeyi uygun buldu. Onun yerine diğer şeyi anlatmaya karar verdi. “ Sinan benim güçlerim olduğunu düşünüyor .” Aras bu sefer daha büyük bir şaşkınlıkla baktı ablasına . “ Nasıl ? Onun güçlerden haberi var mı ?” İdil ona gözlerini devirerek baktı. “Adam burada büyümüş Aras . Büyük ihtimalle bizden daha fazla şey biliyordur.” Aras suratını buruşturarak başını salladı. Ablası haklıydı. “ peki neden sende güç olduğunu düşünüyor ? “ “ Depremler yüzünden. Onları benim yaptığımı düşünüyor .” Aras kaşlarını çatarak “ Hangi depremler ?” dediğinde bu sefer de İdil kaşlarını çattı. “ Geldiğimizden beri olan depremler. En sonuncusu dün oldu .” Aras başını iki yana salladı. “ Ben bir şey hissetmedim. Hafif miydi ?” “ Hayır. Şiddetini bilmiyorum ama gayet güçlüydü.” Aras ablasına bir kaç saniye sessizce baktıktan sonra telefonunu çıkardı. Bir şeylere bakıp tekrar başını iki yana salladı. “ Dün deprem olmamış abla. Kayıtlarda yok en azından.” İdil içinde filizlenen korku ile pencereye baktı. Sinan ile konuşması gerekiyordu. && İdil hazırlanıp kapıdan çıktığında saatine baktı. Bu sefer erken çıkmıştı. Sinan ortalıkta görünmüyordu. Hızlı adımlarla Merdivenlere yöneldi. Kapıya vardığında beklemeden zile bastı. Bir kaç saniye içinde açılan kapıda yeni uyandığı belli olan Sinan göründü. “ İdil . Hoş geldin .” “ Konuşmamız lazım .” Sinan bir kaşını kaldırarak kapıyı tamamen açtı ve kızı içeri buyur etti. İdil daha önce geldiği salona doğru ilerlerken Sinan da arkasından ilerledi. Kız kafasında bin bir düşünce ile salonda ayakta duruyordu. “ Ne oldu ?” “ Aras depremleri hissetmemiş. “ Sinan ona iyice yaklaşıp tam karşısında durdu. Yüzünde anlayışlı bir ifade vardı. “ Çünkü sadece bizim olduğumuz bölgede oldu.” “ İnternetten baktık. Kayıtlı değildi. .” Sinan yüzünü buruşturup bir eli ile ensesini sıkıp geri bıraktı. “ Doğal afet değildi çünkü. Bu ilçe sınırlarında olan çoğu şey dışarıya çıkmaz.” İdil başını iki yana sallayarak konuştu. “ Anlamıyorum. O depremleri ben mi yaptım?” Sinan uzanıp kızın elini tuttu. Onun karmakarışık olmuş aklını görebiliyordu. “ Önce sakin ol. Kesin olmamakla birlikte ben öyle olduğunu düşünüyorum .” “ Ama nasıl ? Benim işaretim yok .” Sinan’ın da emin olamaması bu yüzdendi. “Bilmiyorum idil. Belki de sen görmedin. Vücudunu iyi tanıdığına emin misin ?” İdil kaşlarını çatarak elini adamdan kurtardı. “ Tabiki eminim . Baktım diyorum . Bende işaret falan yok.” “ İşaretlerin neye benzediğini biliyor musun ?” İdil onu onaylayacakken birden durdu. Biliyorum derse nerden bildiğini soracaktı. Arastan gördüğünü söyleyemezdi. Kardeşini ifşa etmek istemiyordu. Sinan’a güvendiğini hissediyordu ama yine de bazı şeyler için erkendi. Başını iki yana salladı. Sinan üzerindeki kazağı tek seferde çıkardı ve kıza doğru geldi. Eli ile omzunu gösterdi. İdil karşısında birden soyunan adam ile gözleri şaşkınca açıldı. Utanarak ona bakmak istemedi ama gözlerine söz geçiremedi. Kesinlikle adamın görülesi bir vücudu vardı. Bakışlarında ki kıvılcımı adamın fark etmesinden çekinerek sonunda başını çevireceklen onun eli ile bir yeri gösterdiğini fark etti. “ Bak . Herkeste farklı yerde olsa da görüntüsü aynıdır. “ İdil onun omzundaki işareti görünce şaşkınlıkla bakakaldı. Arasın işareti ile aynıydı. Önce adamın işaretine sonra onun yüzüne sonra da tekrar işaretine baktı. Bunun anlamı basitti. Sinan da bir işaretliydi . “ Sen , senin de , Sen de .” İdil cümle kıramayıp kekelediğinde Sinan dudakları kıvrılarak kıza baktı. Onun bu şaşkın hali hoşuna gidiyordu. “ Evet . Benim de işaretim var. “ İdil şaşkınlığını atıp sesini tekrar çıkarabildiğinde gözlerini adamın yüzüne dikti. “ Ne yapabiliyorsun ? Gücün ne ?” Sinan bir kaç saniye sessizlikten sonra kıza tekrar yaklaştı . “ Daha sonra gösteririm. İşareti gördün. Sen de de olmadığına emin misin ?” İdil gözlerini devirerek uzun bir nefes verdi. “ Ne dersem inanacaksın ? Yok işte .” Sinan gözlerini kısarak bir süre durdu. Sonra da dudağının bir kenarı yavaşça yukarı kalktı. “ Kendim bakarsam inanabilirim.” İdil adamın söylediklerini algıladığında gözlerini kocaman olarak hızla onun koluna vurdu. Aklına dolan düşünceler ile kızardığını hissetti. Yine. Onun bu hareketi ise adamı sadece güldürdü ve kollarını kızın beline sararak kendisine çekmesine neden oldu. Bu hareket ile İdil heyecanlanmasan edemedi. Dün her şey kötüleşmeden önce Suyun kenarında yaşadıkları anlar aklına geldiğine kalbinin hızlandığını fark etti. Sinan’ın üzerindeki etkisi çok fazlaydı. Adam sadece sarılmıştı ve İdil kalbinin hızına yetişemiyordu bile. Üstelik bir de kıza güzel bakan gözleri vardı ki İdil yutkunma ihtiyacı hissetti. Ne ara bu hale gelmişlerdi ? İdilin hiç bir fikri yoktu. Sinan ona olan bakışlarını kesip kıza eğildiğinde ise İdil beklenti ile onu karşıladı. Bu yaptığına şaşırmadı bile. Zaten rüyasında sabaha kadar bu adamı öpmemiş miydi ? Sinan ise dudağının altında ezilen dudakların kendisine verdiği karşılık ile mutlu oldu. Bu kızdan fena halde hoşlanıyordu. Ona karşı hissettiği arzuyu baskılamaktan yorulmuştu. Onu rahat rahat öpmek artık en sevdiği şey olacaktı. İdil geri çekildiğinde Sinan önce kendisinden uzaklaşan dudaklara sonra da o dudakların sahibine baktı. Kız ise kızarmış bir yüz ile Onan uzaklaşmaya çalışıyordu . “ Git giyin artık. Geç kalacağız .” Sinan kıza başını sallayıp hızlı bir öpücük daha kondurdu ve kollarını ondan çekti. Sonrada salondan çıktığında İdil kastığı bedenini anında gevşetip arkasını döndü. Elleri ile yüzüne yelpaze yaparak gözlerini kapatıp açtı. Adam onu öyle bir öpüyordu ki ayakta bütün enerjisini çekmişti sanki. “ Off bu nasıl bir şey Ya .” Havanın yetersiz olduğunu fark edip balkona doğru gitti. Sürgülü kapıyı çekip açtığında yüzüne çarpan hava ile biraz da olsa kendine geldiğini hissetti. Yüzünü yalayıp geçen rüzgar ile gülümserken gözleri bahçedeki hareketliliğe takıldı. Kaşlarını çatarak balkona çıktı ve aşağı baktı. Ananesi çardakta oturuyordu. Simay elinde taşıdığı tepsiyi ananesinin önüne koydu. Kahvaltı yapacaklardı . Ananesi kıza gülümserken Simay ayakta bir şeyler söyleyip kadının arkasına geçti. Elleri yaşlı kadının omuzlarına yerleşirken İdil şaşkınlıkla onun ananesine masaj yapmasını izledi. “Kıza bak hiç bir fırsatı kaçırmıyor Ya .” İdil içinde filizlenen kıskançlık ve sinir ile aşağıdaki manzarayı izlerken karnının üzerinde hissettiği kollarla sırtı adamın göğsüne yaslandı. Sinan ondan bir baş uzun olan boyu sayesinde aşağıdakileri gördüğünde kızın neden sinirlendiğini anladı. “ Ananen ile iyi anlaştığına göre Simaya kızgınsın ?” İdil sadece başını salladığında Sinan gülümseyerek bu sefer “Kıskançsın .” dedi. İdil oflayarak adamın kolları arasından çıktı ve arkasını döndü. Onun hazırlanmış halini görünce yüzündeki gülümseme ile “ Gencay Bey bana kızacak artık . Gidelim .” dedi. Sinan karşısındaki güzelin elini tutarak içeri çekti. Kapıya giderlerken Sinan “ Sence kardeşimin seni azarlamasına izin verir miyim ?” dedi. İdil ise sadece omzunu silkmekte yetindi. Sinan ile konuşmasalar da bir ilişkiye başlamışlardı ve Gencay, adamın kardeşi değil İdilin patronuydu kendi gözünde . İkisi merdivenleri inerken İdil çalan telefonu ile çantasını açtı. Ön bahçeye indiklerinde ekranda Harun’un adını görmesi ile içine sıkıntı girdi. Dün Harun ile randevuya çıkmış bu gün Sinan ile sevgili olmuştu. Bir an kendisine kızdı. Harun’a Ümit verip yarı yolda bırakmış gibi hissetti. Ama bunu isteyerek yapmamıştı. Harun’u sevmişti. İyi birine benziyordu. Arkadaş olmayı istemişti. Ama adamın gözlerindeki ilginin de farkındaydı . Yine de aralarına engel koymamıştı. İçi sıkıntı ile doldu. Kendini yanlış yapmış gibi hissediyordu ama Sinan ile aralarında bir şeyler olacağını nerden bilebilirdi. Tamam ilk gördüğünden beri onun yakışıklı olduğunu kabullenmişti. Üstelik gün geçtikçe de ondan hoşlanmıştı. Yine de onunla bir ilişkiye başlayabileceklerini hiç düşünmemişti. Sinan hep soğuk ve mesafeli biri gibi görünmüştü. Yani çoğu zaman. Onun ilişki adamı olabileceğini hiç düşünmemişti. Hissettiği etkinin tek taraflı olduğunu sanmıştı. “ Açacak mısın artık ?” İdil adamın sesi ile daldığı düşüncelerden çıktığında elindeki telefon halen çalıyordu. Adam dibine kadar girmiş ekrandaki isme bakıyordu. “ İstersen ben açayım ?” Tek kaşını kaldırarak Kıza bakınca ise İdil panikleyerek başını iki yana salladı ve hızla aramayı cevapladı. “ Harun ?” “ Bir an açmayacaksın sandım “ “ Kusura bakma . Müsait değildim .” “Anladım. Nasılsın ?” İdil adamın sesindeki merakı ve endişeyi hissettiğinde dudaklarını kemirdi. Kendisi için endişelenmesini istemiyordu. Tabi bunda dibinde durup telefondan dışarıya taşan sesleri dinleyen Sinan’ın da etkisi vardı. “ İyiyim Harun . Teşekkürler .” “ İyi olmana sevindim. Seni merak ettim. Dün gece arayacaktım ama bu yeni cinayet çok iş çıkardı başımıza . Müsait olduğumda da çok geç olmuştu . “ Adam Açıklama yapıyordu. İdil kendini daha da kötü hissetti. “ Önemli değil Harun. Tek başıma değildim. Sinan yanımdaydı. “ Karşı tarafta sessizlik olunca İdil dern bir nefes aldı. “Öyle ölmez füze atsaydın İdil “ diye içinden kendine kızarken dibindeki adamın keyifle dudaklarının kıvrıldığını gördü. “ Harun ?” “ Burdayım. Aslında seni başka bir şey için aramıştım . Karakola gelmen gerekiyor. Dün gece için ifade vermelisin .” “ Dün konuşmuştuk ama .” “ Resmî ifade vermen lazım İdil. Merak etme yanında ben olacağım. İşi çabucak hallederiz .” Yanındaki Sinan’ın yine huzursuzluk ile kaplanan yüzünü gördüğünde hızla cevapladı. “ Tamam. Birazdan gelirim. “ “ İdil . Sinan yanında mı ?” “ Evet “ “ Tamam .Ona söyler misin ? Simayın da ifadesi alınacak. Onu evden alsın getirsin. Ben de senin için araç yollayacağım .” Sinan sabır diler gibi başını havaya kaldırıp nefes verdiğinde İdil tekrar konuştu. “ Gerek yok Harun. Evdeyiz biz. Simay da burda . Geliriz birazdan .” “Tamam. Bekliyorum . “ “Görüşürüz .” “ İdil .” Kız tam kapatacakken durdu. “ Efendim .” “ Kendine dikkat et . “ İdil yan gözle Sinan’ın sinirlenmiş yüzüne bakıp “ Ederim .” diyerek telefonu kapattı. “ Kendime Dikkat et ‘ miş.” İdil kızgın duran adama gülümsemeye çalıştı. “ Sen arabayı çalıştır . Gencay Beye de haber ver. Ben de Simayı getireyim. “ İdil onu onaylayan adamdan uzaklaşıp hızla eve adımladı. Onları bahçede bulduğunda az önceki kıskançlık yine damarlarında gezindi. Üstelik onu gören Simayın yapmacık bir şekilde “ İdilciğim “ diyerek şakıması ile yüzünü buruşturmamak için zor durdu. Sonra da kısaca açıklama yapıp Simay ile birlikte ön tarafa geldiğinde yine aynı manzarayı gördü. Sinan arabaya yaslanmış parmaklarının ucundaki sigarayı dudaklarına götürüyordu. Tam adamın karizmasında eriyip gidecekken yanıbaşında duyduğu iç geçirme ile kaşları çatıldı. Simaya döndüğünde Sinan’a olan hayran bakışlarını görünce bu sefer de içinde sinir yükselmesi yaşadı. Simay onun erkeğine göz koyuyordu. Parmaklarının kaşındığını fark etti. Sanki elle tutulur bir elektrik akımı vardı ve İdil o akımı parmaklarında hissediyordu. Bir an da yerde ufak sarsıntı olduğunda Simay korku ile çığlık attı. Sinan ise sarsıntıyı hissettiği anda sigarasını atıp kızlara döndü. İdilin Simaya olan bakışlarını fark edip ona doğru adımladı. Kızın elini tuttuğu anda İdil konsantrasyonu bozulmuş gibi titredi ve adama döndü. Sarsıntılar geldiği gibi giderken ikili birbirlerinin gözlerine anlamını bildikleri bakışlar ile baktılar. Yanlarında duran Simay ise kalbini tutmuş “ Ay nasıl bir depremdi bu Ya . Ay çok korktum “ diye söyleniyordu. &&
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD