10

2198 Words
10 İdil bir sinirle Arasın odasına girdiğinde üstünü değiştiren oğlan “ Höh abla ya . Bi kapıyı çalsana .” siye söylendi. Ancak İdil onu umursamayarak kendi odasında olduğu gibi buraya da konmuş olan tekli koltuklardan birine oturdu. Ayak bileği çok acıyordu. Salondan çıkarken kendisini zorlamıştı. “ Bu Simay beni delirtiyor .” Aras gözlerini devirerek ablasının karşısına oturdu. “Beni de.” İdil oflayarak kardeşine baktı. “ Ananemi sürekli tersleyemezsin Aras .” Aras bıkkınlıkla geriye yaslandı. “ Biliyorum. Ama içimden ona sempati duymak gelmiyor.” “ Olabilir. Ama seni düşündüğü için öyle dedi. Sana kısıtlama koymak gibi bir derdi yok.” Aras yüzünü buruşturarak “ Vicdanımı sızlatmaya mı çalışıyorsun ?” dedi. İdil başka bir şey demeden kardeşine bakmaya devam edince Aras pes ederek ellerini kaldırdı. “ Tamam. Daha dikkatli olacağım bundan sonra.” İdil gülümseyerek geriye yaslandı ve “ Ee bana ne anlatacaktın bu gün ?” DiYe sordu. Aras öne doğru eğilip Onur ve Ezgi’nin anlattıklarını tek tek ablasına anlattı. İdil oğlanın sözlerini sonuna kadar dinleyip derin düşüncelere gömüldü. Kardeşinin gücünün ilk ortaya çıktığı zamanı hatırladı. Herhalde daha 6 yaşında falandı. Evdeki oyuncaklar hava da süzülene kadar kimse bunu fark etmemişti. Sonrasındaysa büyük gümbürtü kopmuştu. Annesi delirmişti. Kesinlikle bu gücü kullanmayı yasaklamıştı. O gün söylediği sözler dün gibi aklındaydı. Eğer bu laneti kullanırsan ölürüz. Aynen böyle demişti. Sonrasındaysa Aras o kadar korkmuştu ki asla bu gücü kullanmamıştı. İdil ise bu konu da daha rahattı. Onun hiç bir zaman Aras gibi güçleri olmamıştı. Ancak sabah olanlar aklına düştüğünde bi acaba demişti. On da da içinde bşr yerler de bir güç olabilir miydi? Ama sonra hemen bu düşünceden vazgeçti. Bu yaşına kadar olmayan güçler bu saatten sonra birden gelecek hali yoktu. “ Abla , hey .” İdil Arasın sesini duyduğunda daldığı düşüncelerden çıkıp kardeşine baktı. “ Diyorum ki acaba annem bu avcılar yüzünden mi bu gücü kullanmamı istemedi ?” İdil “ Olabilir “ derken sakince başını salladı. Düşününce mantıklıydı . “ Annem bu avcılardan bu kadar korktuysa dikkatli olmalısın Aras. Gerçekten tehlikeli olabilir. Ayrıca biliyorsun ki ananem haklı. Dışarıda bir katil var. Gencecik iki insanı öldürdüler. “ Aras o kızı hatırladığında yine içine bir ürperti doldu. Onunla konuştuktan saatler sonra ölü bulunmuştu. Bu çok garip ve kötü bir histi. “ Ben o kızla oğlanı görmüştüm abla.” İdil ilgi ile kardeşine baktı. Kaşları çatılmıştı. “ Nerede gördün?” “Dün gece takıldığımız mekanda. İkisi de çok sarhoştu. Kapıda çarpıştık. Sonra da gittiler .” İdil “ Herhalde nereye gittiklerini bilmiyorsundur ?” diye sorunca Aras başını iki yana salladı. “ Aras bu konu aramızda kalsın. Sen de çok dikkatli ol. Kim olursa olsunlar Onur da Ezgi de yabancı bizim için. Dikkatli ol.” İdil ayağa kalkıp topallayarak kardeşinin odasından çıktıktan sonra mutfağa uğradı. Yediği yemekler midesine oturmuş gibi hissediyordu. Evin sessizliği dikkatini çektiğinde Simay cadısının gittiğini fark etti. Ananesi ise salonda tek başına oturmuş öylece bahçeye açılan camdan dışarıya bakıyordu. İdil bütün günün yorgunluğu ile uyumak istese de vicdanının sesine kulak verip mutfağa girdi. Ananesine ve kendisine birer kahve yapıp tepsiye koydu. Cebine tıkıştırdığı çikolatayı çıkarıp yanına servis etti ve ayağına çok yüklenmeden onun yanına gitti. Sessizce kahveyi kadına uzattığında onu fark etmeyen yaşlı kadın bir an irkilse de çabucak gülümsedi . “ Yattığınızı düşünmüştüm .” İdil kendi kahvesini de alıp kadının karşısına oturduğunda “ Uyku tutmadı “ diye yalan söyledi. Aslında onu öyle tek başına görünce içinin sızladığını söylemeyecekti. İdil kahvesinden yudumlarken ananesine eşlik edip dışarıyı izledi. Anane torun arasında geçen sessizliği bozan İdil oldu. “ Neden annemi kovdun ?” İdil ağzından dökülen kelimeler ile içinde taşıdığı büyük yükü dışarı atmış gibi hissetti. Bu sorunun cevabını çok merak ediyordu. Bu zamana kadar sadece annesinin anlattıkları vardı. Ama İdil hep adaletli olan bir kızdı ve ananesinin de konuşma hakkının olduğunu düşünüyordu. Bakışları yaşlı kadına kaydığında onun gözlerinden akan sessiz gözyaşlarını görünce kalbinin sızladığını hissetti. Bu kadar üzüldüğüne göre onların bilmediği bir şeyler var olmalıydı. Dayanamayıp yerinden kalktı ve ona sarıldı. Kollarının kadına dolanması ile ananesinin titreyen elinin koluna tutunuşunu gördü. Kızı öyle bir sıkıyordu ki İdil bir an onun için korktu. Hasta olduğunu öğrenmişti ve bu kadar üzüntünün onu etkilemesinden endişelendi. “ Tamam. Sormadım. Lütfen ağlama .” Yaşlı kadın titreye titreye bir süre daha ağladıktan sonra yavaşça kızı bıraktı. İdil de kendini çekip ona baktı. Yaşlı kadın yüzündeki göz yaşlarını elleriyle silip ona gülümsedi. “ Ben anlatamam .” İdil başını sallayıp ona gülümsemeye çalıştı. Bu konunun onu ne kadar sarstığı ortadaydı. Sorusunun cevabını çok merak etse de kadını daha fazla üzmek istemedi. “ Ama zamanı geldiğinde sana cevap vereceğim. “ İdil duyduğu söz ile biraz olsun rahatladı. Şimdi olmasa bile ileride bu konuyu konuşacaklardı . && İdil sabah hazırlanıp kapıdan çıktığında yine aynı manzara ile karşılaştı. Sinan arabasının kaputuna yaslanmış elindeki sigarayı dudaklarına götürüyordu. Dün sabah düşündüğünü yine düşündü. Adam gerçekten de karizmatikti. Kahverengiye çalan kısa saçları ve kirli sakalıyla oldukça yakışıklıydı. Eskiden polis olduğunu da öğrenmişti. Belki de mesleği sayesinde geliştirdiği vücudu onu daha da çekici yapıyordu. İdil durduğu yerde adamı izlediğini fark ettiğinde kendini toparlayıp ona doğru yürüdü. Sonunda Sinan da onu fark edince elindeki sigarayı atıp ayakkabısıyla ezerek kıza başı ile selam verdi. İkisi sessizce arabaya bindiler. “ Ayağın nasıl ?” “ Daha iyi. Yardımsız yürüyorum en azından. Senin burnun nasıl ?” “ Halen nefes alıyorum .” İdil kısa bir gülüş sergileyip önüne döndü. Ancak adamın onun gülüşüne bir kaç saniyeliğine daldığını fark etmedi. Gazeteye geldiklerinde ArZuyu bilgisayarın başında buldular. Sinan direkt Gencayın odasına girdiğinde İdil Arzunun yanına oturdu. İkisi sohbet ederken elinde simitlerle Ali geldi. Hep beraber bir şeyler yedikten sonra Gencay İdilin cesetler hakkında bilgi alması için ilçede bulunan küçük hastaneye gitmesini istedi. “ Bu polisin işi değil mi ? Yani yasal mı bu bilgilere ulaşmamız ?” Gencay kızın iki kolundan yumuşakça tutup “ İdilcim artık büyükşehirde değilsin. Buranın kendi kuralları var. Ve ben git diyorsam gideceksin .” diyerek ellerini çekti. Gülümseyerek arkasını döndüğünde İdil nefesini vererek “ Pekala . “ dedi. Uzanıp masanın üzerindeki çantasını alarak gazeteden çıktı. Dün Sinan’ın onu götürdüğü hastaneye varması kısa sürmüştü. Daha önce de haber kovalamak için türlü mekanlara girmiş türlü insanlarla konuşmuştu. Ama bu sefer ki olay başkaydı. Polis soruşturmasının devam ettiği bir davaya müdehale ediyordu ve bu İdil’e sanki yanlış bir iş yapıyormuş hissi veriyordu. Ayrıca şimdi hastaneye girse ne diyecekti ? Cesetlerin otopsileri hakkında bilgi istiyorum mu diyecekti ? Üstelik kiminle konuşacaktı ? “ Off .” “ En azından kapıya gelebilmişsin.” İdil arkasında duyduğu ses ile irkilse de belli etmemek için kıpırdamadı. Sesi tanımıştı ve zaten sesin sahibi de bir kaç saniye sonra yanına gelmişti. “ Hayırdır ?” İdil tek kaşı havada Sinan’a baktığında adam sadece başını ona çevirdi. “ Gencay senin araştırmacı ruhuna sahip olduğunu düşünüyor. Belki de öylesindir. Ama Burası senin geldiğin yerden Farklıdır. Kiminle ne konuşacağını bilmezsen gideceğin yerde sadece kapısından bakarsın.” İdil adamın konuşması ile kıpkırmızı olduğunda dilini ısırdı. Ters bir laf etmek istemiyordu. Ya da istiyordu. “ Hadi beni takip et. Seni Gamze ile tanıştırayım .” İdil “ Kim ?” derken Sinan çoktan kapıya doğru harekete geçmişti. İdil arkasından söylene söylene onu takip ederken adamın önde sırıttığını göremedi. Hastaneye girdiklerinde hemen kapının karşısında duran kadının yanına gittiler. Danışman olan kadın Sinan’ı gördüğünde sırıtmaya başladı. “ Ne haber yakışıklı ?” Sinan bir dirseğini bankoya yaslayarak kıza göz kırptı. “ İyidir Seçil. Senden ?” “ İş güç ne olsun ?” Sinan ve Seçil sohbet ederken İdil hemen yanlarında onları kaşları çatık bir şekilde dinledi. Adamın her kapıyı yakışıklılığı ile açması bunun İdil’de işe yarayacağı anlamına gelmiyordu. Somurtmamak için kendini zor tuttu. Kızlarla flört ederek mi bilgi alıyordu yani ? Bu çok saçma geldi . “ Arkadaşım İdil. Bizim gazetede yeni başladı. “ İdil kendi isminin geçmesi ile dikleşip kendisine bakan kıza gülümsedi . “ Merhaba “ İdil de kıza karşılık verdiğinde Sinan “ Gamze nerede ?” diye sordu. “ Kendi mekanındadır. Aşağıda .” Sinan kızla vedalaşıp “ Eşine selam söyle. Çocukları da öp benim yerime “ diyerek hastanenin içerisinde ilerlediğinde İdil de onun arkasından ağır adımlarla ilerledi. Şaşırmıştı. Kadının evli olduğunu düşünmemişti. “Bi yavaş yürüsüne “ Sinan cevap vermese de adımları yavaşladı. Kızın bileğini unutmuştu. İdil ona yetiştiğinde merdiven yerine asansöre yöneldi. “ Seçil ve eşi ilkokul arkadaşım. Çoğu zaman bana yardımcı olur hastanede .” “ Hımm. Ben de her gördüğüne asılan biri olduğunu düşünmüştüm. Sonuçta kızlarla bilgi alabilmek için pek şansım olmaz .” Sinan tek kaşını havaya kaldırarak “ Sana asılmadım öyle değil mi ?” dediğinde İdil kulaklarına kadar kızardığını hissetti. Doğru söylüyordu. Sinan’ın kendisine karşı tek bir flörtöz bir tavrı olmamıştı. “ Ayrıca “ diye devam etti Sinan. “ Kızlar konusundaki şansını Gamze’yle tanışınca tekrar konuşalım .” diyerek cümlesini bitirdi. Asansöre binip aşağıya indiklerinde ısının düşmesi ile İdil üşüdüğünü hissetti. Sinan hiç durmadan ince koridoru aşıp bir kapıdan geçtiğinde İdil de onu takip etti. Sonunda hedeflerine ulaştıklarında İdil’in gözü sedyede yatan bedene eğilmiş olan beyaz önlüklü kızıl saçlı kızı gördü. Ona yaklaştığında ise sedyede yatan bedenin geçen gece bulunan iki sevgilinin cesedi olduğunu gördü. Gözleri bu sefer kapalıydı ama yine de o anları hatırlayan İdilin adımları durdu. Üzerlerinde beyaz örtü de olsa içinin ürpermesene engel olamayan kız nerede olduğunu bir anlığına unuttu. O an sadece İdil ve iki cansız beden vardı. Bu tutukluk Sinan’ın hızla bedenlerin yüzlerini örtmesine kadar devam etti. Kızın birden durması ile onun ölü bedenlerden etkilendiğini anlayan Sinan hemen yüzlerine kadar örtüleri çekmişti. Bir an içinden Gencaya küfretti. Ve İdil’e de kızmadan edemedi. Madem ölümden bu kadar etkileniyordu neden buraya gelmeye itiraz etmemişti ki ? “ Sinan ?” Gamze’nin gözleri İdil de Sinan’a seslenmesi ile İdil de kendine gelip Gamze’ye baktı. Sinan ölü bedenlerin yanında “ İdil . Yeni iş arkadaşım .” diyerek onu tanıttı. Gamze kızıl saçlarını eliyle düzelterek İdil’e doğru ilerleyerek elini uzattı. “ Ben Gamze .” İdil kızın elini sıkarken Sinan “ Ee Gamze . Bize ne anlatabilirsin ?” diye sorunca Gamze sıkkın bir şekilde Sinan’a baktı. “ Sinan vallaha bu sefer bir şey anlatamam.” “ Neden ?” “ Harun özellikle tembihledi. Hiç kimseyle bir bilgi paylaşmayacak mışım ?” Sinan gözlerini devirerek “ Tamam kızım ya. Harun’a bir şey demeyiz biz .” diyerek kızın cesedinin başında dikilmeye devam etti. “ Sinan. Gazete de yazacaksınız . Bu hiç kimseye bir şey söylememek mi oluyor ?” “ Sen anlat biz onu senden duymamış bir şekilde değiştiririz . Hadi kızım ya. Dışarıda bir katil var. Öldürme yöntemi nasıl ? Kimlere zarar veriyor ? Bunları bilirsek içimiz rahat eder .” Gamze kararsız bir şekilde Sinan’a bakıp İdile döndü. Kız da ona bakıyordu. Gamze’nin yutkunarak bakışlarını kaçırması İdilin düşünmesine yol açtı. Gamze’nin kendisine bakışları sanki Harun’un ona bakarken ki bakışlarına benziyordu. İdil birden idrak ettiği şey ile şokla kaldı. Ancak onun şaşırdığını fark eden Sinan yüz ifadesiyle kendisini toplamasını söyler bir şekilde bakınca boğazını temizleyerek yavaşça yürüdü. Biraz sonra üçü de ölen kızın baş ucundaydı. Gamze kızın yüzünü açacakken Sinan onun elini tuttu. “ Yüzünü açmadan anlat.” Gamzenin bakışları İdile kaydığında onun tedirginliğini fark etti ve başını salladı. Eline aldığı kağıda göz gezdirdi. “ Otopsisinde ilginç şeyler buldum.” “ Ne gibi ?” “ Öncelikle kız iç kanamadan ölmüş. Ama bütün vücuduna baktığımda bütün damarları tek tek patlamıştı. “ İdil kaşlarını çatarak “ Nasıl yani ?” dediğimde Gamze derin bir nefes ile “ Açıkçası daha önce böyle bir şey görmedim. Ama sanki biri içeriden tek tek damarlarını patlatmış. “ dedi. Sinan başını sallayarak diğer ölü bedene döndüğünde Gamze yine aynı şeyleri söyledi. “ Bu oğlanın da ölüm nedeni aynı. Ama biraz hırpalanmış. Bu yüzden katilin erkek olabileceğini düşünüyorum.” Sinan düşünceli bir şekilde Gamze’nin kulağına eğildi. İkisi bir şeyler fısıldarken İdil , üzeri örtülü cansız bedene bakmaya devam etti. Örtünün altından kurtulan çıplak kolu renksizdir. Bembeyaz ölüm soğukluğu vardı. Gencecik bir kıza bu renk hiç yakışmamıştı. İdil öylece kızcağızın koluna bakmaya devam etti. Çoktan kurumuş bir kaç sıyrık , bileğindeki garip dövme ve çamura bulanmış tırnakları. “ İdil , hadi.” İdil Sinan’ın sesi ile daldığı düşüncelerden çıkıp adama döndü. Sinan kıza teşekkür edip oradan ayrıldıklarında düşünceliydi. Hastaneden çıktıklarında ise koluna aldığı darbe ile düşüncelerinden sıyrıldı. “ Ne oluyor ?” Ona vuran İdil kızgın gözlerle Sinan’a bakıyordu. “Beni uyarabilirdin. Rezil oldum içeride.” Sinan bu sefer sırıtarak yürümeye devam etti. Ancak hızı yavaştı ve İdil ona çabucak yetişti. “ O zaman eğlenceli olmazdı. Ayrıca seni uyardım ama sen anlamadın . Gamze’nin cinsel tercihleri farklı. Ayrıca senden hoşlanmış gibiydi.” İdil “ Hah” larken “ Kusura bakmasın. Ben erkeklerden hoşlanıyorum .” diye devam etti. Sinan’ın yüzündeki sırıtmış küçük bir gülümsemeye dönerken arabanın kapısını açtı. İdil açılan kapıdan arabaya binerken neden bu adamın yanında sürekli sinirlendiğini sorguladı. Ancak bir cevap bulamadı. Yola çıktıklarında “ Nereye gidiyoruz ?” diye sordu. “ Seni gazeteye bırakacağım. Sonra karakola gideceğim. Bir şey bulmuşlar mı bakalım .“ İdil gözlerini kısarak “ Ben de seninle geleceğim. Karakol da hastanedekinden daha fazla şansım olur bence .” dediğinde adamın yüzünde ki gülümsemenin kaybolduğunu gördü. Bir yorum yapmadan direksiyonu karakola çeviren Sinan, onun haklı olduğunu biliyordu. Karakola her gittiğinde Harun ve diğerlerinin onunla dalga geçmelerine maruz kalıyordu ve bu sinirlerini zorluyordu. Derin bir nefes alarak arabayı karakolun önünde durdurdu. &&
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD