3
Aras önüne gelen taşı tekmeleyerek yürümeye devam etti. Çok sinirliydi . Neye Ya da kime olduğunu bilmiyordu. Ablasının haklı olduğunu biliyordu. Ama yine de annesinin başına gelenler için o kadını suçlamaktan alıkoyamıyordu kendini. Evine ve eşyalarına bakılırsa belli ki zengin bir kadındı ananesi. Eğer annesini reddetmiş olmasaydı annesi hayatta olabilirdi. Sırf babası ile evliliğini onaylamadığı için onu kapı dışarı etmiş ve iletişimi kesmiş bir kadındı o. Babası işçiydi ve hiç bir zaman maddi durumları iyi olmamıştı. Ama yine de kendi yağlarında kavrulup gidiyorlardı . Ta ki beş yıl önce babası trafik kazasında ölene kadar. İşte o zaman çatırdamaya başlamıştı aile saadetleri. Annesi kocasının ölümü üzerine hasta olmuştu . İşe gidemez duruma geldiğinde ablası hem okuyup hem çalışmış ailesine bakmıştı. Aras üniversiteyi kazandığında ise aynı şeyi yapmaya o başlamıştı. Bir şekilde bu günlere gelmişlerdi. Ama annesini tedavi ettirecek maddi güçleri olmamıştı hiç. Ve bu yüzden de ananesini affetmeyecekti hiç. Ona muhtaç duruma düşmüş olsa bile .
“ Hey çekilsene be . Ay ay aaaa.”
Aras daha ne olduğunu algılayamadan kendisine çarpan bisiklet ile hem kendisi hemde bisikletin sahibi kaldırıma düşmüştü bile.
“Ayy gitti çanak . Vallahi bu sefer kırıldı . Offf .”
Aras uzanıp kaldığı kaldırımdan doğrulmaya çalışırken hemen yanında yerde kıvranan kızı gördü.
“ İyi misiniz ?” derken bir yandan da ayağa kalkmaya çalıştı. Yerde acısı ile kıvranan sarışın kız gözlerini kısıp sinirle ona baktı.
“ Sence iyi miyim ? Sayende çanağı kırdık .”
Aras kaşlarını kaldırarak “ Çanak ?” derken sarışın kız dikkatini ondan çekip “ Ayyy bisikletim “ diye bağırarak ayaklandı . Tekerleği yamulmuş olan bisiklete hüzünle bakarken Aras kızın sarılığına tezat olm siyah saçlarını karıştırarak bir bisiklete bir ona baktı.
“ Ben tamir ederim istersen. “
Kız ilk aşkını kaybetmiş kalbi kırık sevgili gibi bisikletini izlerken tekrar ona döndü. Sanki onun yabancı olduğunu yeni fark ediyormuş gibiydi.
“ Sen kimsin ? Misafir misin burda ? Daha önce görmemiştim.”
Aras bir an ne diyeceğini bilemedi. Kendisini nasıl tanıtmalıydı ?
En sonunda “ Ben Zeliha Aydının torunuyum .” dediğinde kızın gözleri büyüdü. Bisiklete olan bütün ilgisini kaybedip ona dönmüştü şimdi .
“ Sen. Zeliha teyzenin . Torunusun .”
Tek tek kelimeleri bastırarak konuşan kıza olumlu anlamda kafasını sallarken bunu niye bu kadar ilginç bulduğunu anlayamadı.
“ E evet “
“ Öz be öz yani. Kanlı canlı . Aynı gen ?”
Aras kaşlarını çatarak kızın kafasını mı vurduğunu düşünürken başını olumlu anlamda salladı. Sonra da yerde ki tekerleğe bakıp “ Bisikletini tamir edebilirim istersen “ dediğinde kız heyecanla ellerini çırptı.
“ Bırak şimdi bisikleti. Sen nereye gidiyordun ? İşin var mı ?”
Aras şaşkın bir şekilde “ Yok öylesine yürüyordum .” dedi.
Kız birden elini uzattı.
“ Ben Ezgi . Sende ?”
Aras uzatılan eli sıkarak “ Aras “ dediğinde kız hızla elini çekti ve bisikletini kaldırmaya çalıştı . Bir yandan da “ Bi el at da kaldıralım .” diye söylendi. Aras neyin içine düştüğünü kestirtmezlen eğilip tek hamlede bisikleti kaldırdı. Boşta kalan kız gülümseyip yerdeki tekerleği aldı.
“ E hadi gel bakalım. Kahvaltı yaptın mı ?”
&&
Aras önüne koyulan tatlı ile bakışları tabağa kaydı. Garip bir karşılaşma ile tanıştığı Ezgi onu kafe gibi bir yere getirmişti. Ailesi ile işletiyordu burayı ve kız onu sürükleyerek içeri sokmuştu. İçerisi çok sade ve şirin döşenmişti. Sanırım bu ilçede yemek Ya da kahve molaları için gelinebilecek bir yerdi burası.
Ezgi ona kahvaltı hazırlamak istese de Aras tok olduğunu söyleyince bu Sefer de zorla tatlı getirmişti.
“ Teşekkürler. Hiç gerek yoktu. “
Ezgi gülümseyerek karşısına oturduğunda onun yanına da annesi oturmuştu. Şimdi ikisi de merakla Arası inceliyordu .
“ Hiç Zehraya benzemiyorsun ?”
Annesinin adını duyması ile azıcık olan iştahı da kapanan Aras derin bir nefes aldı.
“ Biz babama benziyoruz .”
Ezgi heyecanla “ Biz mi ? Kardeşin de mi var ?” dediğinde Aras “ Evet . Ablam İdil “ diye cevap verdi.
Onun cevabı ile Ezgi annesine dönüp sırıttı ve tekrar Arasa döndü.
“ Allah aşkına söyle. Sizden Simay belasının haberi var mı ?”
Aras kızın sözlerinden onun da Simayı sevmediğini anladı. Eh en azından Aras ilk görüşte hoşlanmadığı o Simayın hakkındaki tahminlerinin doğru olduğu anlaşılıyordu.
“ Evet. Aslında kapıyı bize o açtı. “
“ Ohaa. Ee sonra ?”
Annesi yanında ki Ezgi’nin omzuna vurup “ Düzgün konuş kız “ dedikten sonra Arasa dönüp konuştu.
“ Ee sonra ?”
Aras anne kızın meraklı hallerine içinden gülmek gelse de ciddiyetle anlatmayı sürdürdü.
“ Başta bizi eve almak istemedi sanki. Sonra ablam ‘ merhaba anane ‘ deyince suratı çarpıldı gibi oldu .”
Ezgi ve annesi bir kahkaha patlattığında Aras da kendisini gülerken buldu.
“ Keşke yüzünü görebilseydim Ya .”
Ezgi kendi kendine konuşurken annesi “ Peki sizi öğrendikten sonra ne yaptı ? Tepkisi nasıldı ?” diye sordu . Aras bu konuyu biraz düşündü. Simay ne tepki vermişti. Kesinlikle sevinmemişti. Ama sanki biraz “ Kızmış gibiydi “ diye cevap verdi düşüncelerini yarısında seslendirerek.
Ezgi bilmiş bir şekilde “ Kızar tabi . Onca yıllık hayalleri yıkıldı orosp-“ diyecekken annesinden aldığı darbe ile sustu . Sonra da acıyan kolunu ovarak “ Ne var yalan mı ?” diye söylendi.
“ Sus . Kimse için ağzını bozma . Çok dedikodu yaptık. Benim bir sürü işim var mutfakta. Size afiyet olsun. Bu arada hoş geldiniz oğlum. Zeliha ablanın yüzü artık biraz olsun güler umarım “ diyerek Yanlarından ayrıldı.
Onun gitmesinin ardından Aras Ezgi’ye döndü . Kızın sözleri içindeki merakı büyütmüştü.
“ Ne demek istedin az önce . Simay ile ilgili ? Neden hayalleri yıkılsın ?”
Ezgi önce annesinin gittiği yöne baktı sonra da önüne dönüp Arasa doğru eğildi.
“ O Simay kalt- tövbe tövbe . Günahım kadar sevmiyorum onu Ya. Neyse. Yıllardır Zeliha teyzenin yanında . Sürekli gider gelir. Vaktini onunla geçirir.”
Aras bunun neresi kötü diye düşünmeden edemedi. Yaşlı ve yalnız bir kadın ile ilgilenmek normalde iyi ve vicdanlı bir davranıştı .
“ Ama tabi bu dıştan görünen. Asıl nedeni bir kaç kişi biliyor işte . “
Aras iyice meraklanarak “ Neymiş asıl neden ?” diye sordu .
“ Tabi ki miras . Senin ananen bu ilçenin yarısına sahip oğlum. Ve tek çocuğunu da reddetmiş. Hiç akrabası yok. Üstelik de hasta. Bunca para , mal mülk kime kalacak ? “
Aras gözleri şokla açılarak farkında olmadan kıza doğru eğildiği konumdan geri çekildi. Ananesinin zengin olduğunu hiç bilmiyordu . Tamam varlıklı olduğunu öğrenmişti ama düşündüğünden daha fazlası vardı belli ki ? Ve tabi ki bu kadar paranın çektiği kurtlar da vardı.
“ Yani sadece para için mi onunla ilgileniyor? “
Ezgi omzunu silkerek geri yaslandı.
“ Başka ne olacaktı . Simay da ailesi de Paragözün tekidir. Zeliha teyze üç yıl önce hastalandı ve Simay o günden beri sizden çıkmıyor. Onunla sürekli ilgilenince mirasını kendisine bırakacağını düşünüyor . Aslında öyleydi de . Zeliha teyze bir kaç yerde kendi ağzıyla söylemiş. O kadar parayı mezara mı götüreceğim. Elbet vereceğim kişi belli falan demiş. Simayı kastederek. Ama şimdi siz çıkageldiniz. Bütün planları bozuldu .”
Kızın uzun açıklamasını dinledikten sonra içinde yükselen duyguları bir bir sindirmeye çalıştı. Önce bir heyecan , sonra bir öfke , merak ve korku.
“ Hastalığı ne ?”
Ezgi şaşırarak baktı bu sefer .
“ Bilmiyor musunuz ? Sanırım üzülmeyin diye söylememiştir. Üç yıl önce kalp krizi geçirdi. Ameliyat oldu. Çok şükür o günden beri bir şey olmadı ama yaşı da belli yani . Kaç yaşında kadın. “
Aras başka bir şey sormadan önünde ki tatlıya eğildi. Sonrasında sohbet ederek bir birlerini tanırken cafe de yavaş yavaş dolmaya başlamıştı. Aras en azından burada kaldığı süre boyunca vakit geçirebileceği bir arkadaş bulmanın rahatlığı ile otururken karşısındaki kızın birden gerildiğini hissetti.
“ Ne oldu ?”
Kız “ Yok bir şey “ dedikten sonra daha da kısık sesle ‘ Şıllık ‘ dediğinde onun direkt bir yere baktığını gördü. Kendisi de kafasını çevirince bir grup kızın onların masalarına doğru baktığını ve Arasın onlara dönmesi ile ayaklandıklarını gördü.
“ Bak ya. Terbiyesiz. “
Ezgi’nin kendi kendine söylenmeye devam ettiğini görünce “ Ne oldu ?” diye sordu. Ezgi ise kaşları çatık bir şekilde “ Hanım efendi bu geceki partnerinin bulmuş. Bu sen oluyorsun tabi ki .” dedi.
Aras ise tekrar onlara baktı. Evet kızların dudakları kıpırdıyordu ama kesinlikle duyabilecekleri mesafede değillerdi.
“ Sen nerden biliyorsun ne konuştuklarını ?”
Ezgi bir an panikler gibi oldu. Ne diyeceğini bilemedi. Sonrasında çekinerek “ Kulaklarım keskindir “ dedi sadece. Aras ise bu kadar mesafeden ne keskinliği diye düşünmeden edemedi.
“ Off buraya mı geliyorlar .”
Aras ne olduğunu anlamazken kızların yanlarına geldiğini fark etti. Üç kişiydiler ve pahalı kıyafetlerinden varlıklı oldukları anlaşılıyordu . Üstelik yüzlerinden akan kibirli ifade Ezgi’nin neden canının sıkıldığının kanıtıydı . Liderleri olduğu belli olan kız Arasa gülümseyerek “ Merhaba . Sen Zeliha teyzenin torunu olmalısın ? Ben Beste “ dediğinde Aras şaşkınlıkla ona bakakaldı. Kız ise onun haline gülerek “ Ay şaşırma . Sabahtan beri herkes sizi konuşuyor “ diyerek Ezgi’ye döndü.
“ Sen Ezik. BiZe üç kahve getir hemen. Hadi hadi hadi .”
Ezgi’yi kovalar gibi elini sallayan Besteye gıcık olan Aras tam bir şey söyleyecekken Ezgi’nin asık yüzü ile ayaklandığını ve kızların da onun kalktığı yere oturmaya yeltendiğini fark etti. Oldum olası sınıf ayrımcılığından nefret eden Aras kaşlarını çatarak Ezgi ile birlikte ayaklandı.
“ Size afiyet olsun. “ diyerek Ezgi’ye döndü.
“ Kahveleri annen getirse , Sen de beni az önce söz verdiğin yere götürsen ? “
Ezgi ağzı açık kalarak başını salladı ve kızlara arkasını dönüp ilerledi. Masada öylece kalan kızlar ise şaşkınlık ve öfke ile oldukları yerde kaldılar .
&&