BARAN
Bugün ünlü iş adamlarının toplantı adının altında bir davet olacak bir iş toplantısı değil de böyle pazara çıkmış sağlam elma seçer gibi aralarından çürüklerini ayıklarken her ihtimale karşı içinden ya çürük çıkarsa hoşlanmıyorum bu ortamlardan ama yine de katılmam gerekli. Eda 'nın yanımda eşim olarak olması gerek herkes onu merak ediyordu adından söz ettirmeyi başarmıştı. Geçen defa misafir perverliğinden, konuşmalarından etkilendikleri yetmiyor muş gibi her tarafta anlatmışlar Eda'yı bu hoşuma gitmişti bir taraftan da rahatsız olmuştum. Onun adını her yerde geçmesinden huzursuz etti sonuçta benim karım. Eda bu davete gelmek istemediği için bir olay daha eklendi hayatımız çok normalmiş gibi sanki evdekileri zor zapt ediyordum. Zaten onun yüzünden en sonunda Derya 'nın ona söylediklerinden sonra davete gelmeyi kabul etmişti ondan hoşlanmadığını biliyordum bu yüzden ona meydan okuyordu. Tabi Derya'yı uyardım ne olursa olsun benim karım onunla öyle konuşmaya hakkı yok. Odaya girdim banyodan ses geliyordu kapıyı tıklattım
"Eda hazır mısın?"
" 5 dakika"
bu kadar niye uzun sürer ki hazırlanmaları?
" ben iniyorum aşağı çabuk ol"
diye sinirle söylenip durdum. Aşağı indimde
" o daha hazır değil mi? birde onu takıp koluna karım diye gezdireceksin cezalandırayım derken o istediğini yapıyor"
burnumdan soluyordum
" babaanne yeter artık bu konuyu kaç kere konuşmamız gerek sıkıldım ben cevabımı daha önce verdim benim sözüme söz yok"
" tabi sadece sen karar verirsin değil mi?"
" Cihannn şunu unutmayın o Baran Adalı'nın yani benim karım ona göre davranın"
" sürekli o katilin kızını koruyorsun"
Sakalımı sinirden karıştırıyordum
" yeter sus artık"
Öfkemin kurbanı olmaktan babaannem Cihan'ı alıp arabaya doğru götürdü nerede kaldı bu? Düşünceye dalarken kafamı merdivenlerden inerken gözlerim ona takıldı gece mavisi bir uzun bir elbise giyinmişti sırtına aldığı şalı saçı makyajı oldukça büyüleyici etkilenmemek elde değildi bir de o kokusu beni benden ediyordu. Kendimi toparladım o görmeden yoksa etkilendiğimi anlayacaktı yanıma geldiğinde arabaya ilerledik ayrı, ayrı arabalarla mekana yola çıktık. Eda benimle aynı arabada olması rağmen tek kelime etmeden sesini çıkmıyor arada ona bakıyordum o da dışarıya bakıyor.
EDA
Gözleri sürekli üzerimdeydi anlamadığımı sanıyor ama ben farkındaydım mekana geldiğimizde herkesin gözü bizim üzerimizde onun koluna girerek eş görevimi üstleniyorum Derya buna çıldırıyordu biliyorum o Baran'ı istiyor onunla evlenmiş olmasam belki ikisi evlenecekti ama onunda Derya'yı önemsemediği belli içeri girdiğimizde bize gösterilen yere doğru geçerek yerlerimizi aldık gelenin gidenin haddi hesabı yoktu çok sıkılmıştım masada duran şampanyadan içmeye başlamam ev ahalisi gözleri üzerimde ilk defa içtiğimi gözleri ile şahit oldular. Baran biliyordu bir kaç kez sarhoş eve dönmüştüm
" yavaş ol biraz"
diye uyarıcı ses tonu ile fısıldayan Baran'a döndüm gülerek
" başka türlü çekilmiyor sohbetleriniz iyi gelir sende bence denemelisin "
" Eda"
Diye sert tıslaması ama onu dinlemiyorum sonra karşıdan birini gördüm gözüm ona takılı kalmıştı resmen Baran nereye baktığımı anlamış bir kez daha uyarıcı bir tonla
"nereye bakıyorsun öyle?"
elimi yüzüme koydum
" adam gerçektende yürüyen efsaneymiş"
"ne diyorsun sen? kendine gel"
diye öyle bir tısladı ki Derya bile anlamıştı
" San Francisco'nun efsanesi burada Massimo"
dediğimde sanki bir kıskançlık kokusu aldım birden bileğimi kavradı
" sen nereden tanıyorsun?"
Gülerek ona baktım
" yürüyen efsaneyi kim tanımaz ki? "
delirdiği belliydi içimden keşke bu masaya gelsin diye geçirirken onun buraya geldiğini gördüm Baran'ın burnundan soluğunu fark etmiştim ama ona bakmıyorum bile adam gelip herkesle selamlaştı sonra iş konuşmaya başladılar tabi Derya da ondan iş koparmak derdindeydi. Biraz onların yaptığı işi anlıyorum bu yüzden Massimo ya öğle bir işle ilgili fikirler ortaya attığımda sazan misali oltaya geldi. Herkesin gözü üzerimde sunduğum fikirler onu etkilemişti sonra asistanına dönerek kendi dilinde konuşuyordu değerlendirmeye almasını Baran'ın firmasıyla çalmaya olumlu baktığını söylüyordu bende Fransızca bildiğimden onunla konuşmaya devam ettim. Dilimizi biliyor musun? dediğinde komik bir şey söylemiş gibi gülmeye başladım adam o kadar etkilenmişti Baran da öldürecek gibi bakmasını umursamadım masalardan biride
" o kadar akışkan konuşuyorsunuz ki kendi diliniz gibi hayran kaldım çok af ederiniz kaç dil biliyorsunuz? diye sorsam kabalık mı etmiş olurum?"
Eğlenmeye başladım dalga geçercesine cevap verdim
" teşekkür ederim düşüncelerinizden dolayı sormanızda bir sakıncası yok 6 dil biliyorum hepside ana dilim gibi hepsine hakimim "
kadın Baran' a döndü
"gerçekten anlatılanlar kadar harika bir eşiniz var hem güzel hem de bilgili fikirleri beni bile etkiledi doğrusu"
bozuntuya vermese bile sinirlendiğinin farkındaydım bende Bay Massimo ile onların anlamayacağı dilde konuşuyorduk adam geyik yapıyordu resmen sonra benimle dans etmek ister misin? Sorusuna beklediğim fırsat elime geçti sonra pardon ilk önce eşinden izin istemeliyim dedi Baran 'a sorduğunda aldığı surat ifadesi değişecekti ama ortamdan dolayı bozuntuya vermedi sonra bir anlayışlı bir birey gibi kabul etti daha doğrusu kabul etmek zorunda kaldı. Elimdeki kadehten bir yudum aldım sonra bana elini uzatan Massimo ya elimi uzatıp şalımı çıkarmamla yürümeye başladım Baran'ın şuan ki yüzü görmek için neleri vermezdim ki?
BARAN
Eda resmen beni delirtmek için uğraş veriyor o adamın resmen içine düşecekti benden utanmadan dans edebilir miyiz? sorusu şuan burada değil başka bir yerde olsa dalardım adama Eda beni çıldırmamı anladığından fırsat bilerek kabul etmişti birde karıma elini uzatmıştı hayır Eda bunu yapma beni delirtmek için yaptığını biliyorum adamın avucunun içine elini koydu şalını masaya bıraktı o an gördüğümde alevler içinde yanmaya başladım o giydiği neydi öyle? Şalla mı kapatıyordu sırtını? komple açıktı belindeki gamzeleri bile belliydi omzundaki dövmesi vardı kolunun üst tarafında farklı bir dövmesi kombai latin dansı yapıyordu nerden biliyordu ki bu dansı? sanki hep yapıyormuş gibi aralarındaki gülüşmeler ne konuşuyorlar öyle? adam resmen çıplak tenine elini değiyordu o ellerini kırmak istiyorum sadece o da değildi lanet olsun o elbisenin birde derin yırtmacıda var o yüzden mi sürekli eliyle tutuyordu bugün beni öldür diye bağırıyordu. Peş peşe iki dans ettikten sonra salsa yapmaya başladılar herkesin gözü üzerindeydi keyfide yerinde gözüküyor bende burada öldürmemek için kendimi zapt etmeye çalışıyordum müzik bitince herkes alkış yağmuruna tutmuştu masaya geri gelirken göz göze gelmiştik hiç bozuntuya vermiyordu eteğinden bile tutmadan kendin emin bir şekilde ayaklarını sağlam basıyordu görende podiuyum da yürüyor sanır bu gecenin hesabını vereceksin Eda Adalı masaya geldiklerinde bileğini iyice kavradım canı yanmıştı ki bacağıma tekmeyi bastı
" çok güzel dans ediyorsun bayıldım doğrusu başka danslarda bilginizi tahmin ediyorum"
Alaycı gülümsemesi ile
" teşekkür ederim dans etmeyi seviyorum her türlü danslara ilgim var"
birde böyle konuşuyor ya dayanamayıp bir bahane uydurdum bizimkileri bırakıp Eda'yı alıp mekan çıktım arabaya zorla bindirdim ne oluyor dercesine bakıyordu direksiyona geçip hesap sormaya başladım
" içeride ne yapmaya çalışıyorsun? amacın delirtmekse başardın"
gözlerimden alevler çıkıyordu
" hey, hey ağır ol ne yapmışım ben söylesene?"
bir de sorması iyice delirtiyor beni
"adamın resmen içine düşecektin"
Gülüyordu
" ben mi adamın içine düşecektim? sen ne dediğinin farkında mısın?"
diye tıslamaya başladı
" sen değil miydin? efsane falan diye konuşuyordun gözlerini ondan alamadın çok etkilenmiş gözüküyorsun danslarınız uyumluydu herkesin ilgisini çekmeyi başardın tebrik ederim ama bir şey daha var sen benim karımsın ona göre davran o üstündeki ne elbise demeye bin şahit lazım üzerinden çıkarmam dakikalarımı almaz"
çıldırmış gibi bana baktı
"öyle mi demek dakikalarını almaz bu elbiseyi çıkarman oldukça tecrübelisin de?"
devam etti
" sen bana ne ima ettiğin farkında mısın? ben nerede nasıl davranacağımı iyi biliyorum kimsenin içine düştüğüm yok kıyafetimle beni yargılayamazsın anladın mı? laflarına dikkat et bunun üzeri tek bir kelime dahi etme sonu kötü biter"
diye beni tehdit etti ama yine de atışmamız bitmemişti. Eve döndüğümüzde arabadan hızlıca inerek eve doğru ilerledi bu kadın beni öldür diye yalvarıyordu sanki...