"Hani kötülükler karanlığa sığınır derler ya, ben Gece'ye aşık bir adamım..."

1146 Words
Bacak bacak üstüne attım ve telefonumu yapıştırdığım araba tavanına baktım. Saatlerdir evden kimse çıkmamıştı. Asır denen dalkavuk ise evin etrafını beş milyonuncu kez turlamak adına tekrar yürümeye başlamıştı. Asla ama asla pes etmiyordu. Kalkıp dövmek için sebep bulamıyordum da. Sinirle göz devirip bu seferde YouTube'ta vahşi doğada avlanıp böcek yiyen Tayland'lıları izliyordum. Biraderim sen git iki sebze ek, üç solucanla doyulur mu ya? Yediğine değmez. Derince bir nefes aldığım sıra bir çığlık sesi geldi. Merakla binaya bakarken Asır da duymuş olacak ki pencerenin altına geçmiş ve eve bakmaya başlamıştı. O sırada camdan aşağı uçan bir terlik alnının çatına vurunca götünün üstüne düşmüştü. "Ahahah, gerizekalı!" Oh olsun! Onun dumur olmuş ifadesine bir saat güldükten sonra evden ıpıslak çıkan Lina ile nefessiz kalana kadar öksürmeye başladım. "Lan!" Arabamın kapısını her yerden kitleyip kendimi dışarı atmamak için zor tuttum. Sakinim!!! Derince bir nefes aldım. Asır, Lina gelmeden hemen önce ayağa kalkmış ve üstünü başını düzeltmişti. Gevşek gevşek herifin hırkasını çıkartıp Lina'ya giydirmesini ve sonrasında sırtını duvara yaslamasını sessiz sessiz, uslu bir çocuk gibi izledim. Sadece ısırmaktan dolayı dudağım kanamaya başlamıştı, o kadar... Bir an sonra pencereden sarkıp bağıranlar ile Asır köşeyi döndü ve o sırada diğer çam yarması Buğra çıktı geldi. Biri gidiyor...biri geliyor... Kaşlarımı çattığım sıra Asır ile çarpışan Ufuk'u gördüm. Durun! Hangisine bakacağım? Buğra ve Lina izlemem için beni çok cezbetse de hızlıca arabamdan indim ve gözlüğümü takıp köşeye gittim. Sırtımı duvara yasladıktan sonra iyice kulak kabarttım. "Sen kimsin?" diyen Ufuk'tu sanırım. "Asıl sen kimsin?" Asır da agresif cevap verince araya girip onları tanıştırmayı çok istedim. "Gece'nin etrafında fazlaca dolandığını görüyorum."diyen Ufuk ile kaşlarımı çattım. Lina'nın takma adını kim koymuştu acaba? Aslında bir gece vakti beni kurtarmıştı... "Hayırdır, ben de seni çok fazla görüyorum." diyen Asır üzerine yürüyünce Ufuk mavi gözlerini sıktı. "Bela aramadan söyle. Ne istiyorsun kızdan?" Asır onun bu lafıyla kaşlarını çatınca ben de çattım. Aşırı derecede araya girmek istiyorum. Kız benimdir, ******** gidin! "Seni döverim." Asır da kabadayı çıkınca Ufuk güldü. "Ne o, çağdaşlığa bu kadar mı ayak uydurabiliyorsun?" Öyyy... "Bana çağdaşlıktan bahseden adam az önce bir kızı evine kadar takip ediyordu..." Vayyy... Tam kaşlarımı çatmıştım ki Ufuk da benim düşündüğüm şeyi dile getirerek ortamı aydınlattı. "Senin de aynı kızı takip ettiğini hesaba katarsak, kavga + takip, benden yine daha kötü oluyorsun. " Boşu boşuna tıp okumuyordu bu çocuk. "Benimle kızışmayı gerçekten istiyor gibi bir halin var." diyen Asır ile göz devirip yaslandığım duvardan ayrıldım. Daha fazla saçma kavgalarını dinlemek istemiyordum. Sessizce arabama döndüm ve gözlüğümü yan koltuğa fırlattım. Ergün Komutan'ı ararken işaret parmağımı ritmik bir şekilde direksiyona vuruyordum. "Efendim Dora. " Derince bir nefes çektim ve karşıdaki binaya bakarken anlattım ne alatacaksam. "Ufuk ve Asır birbirlerini buldular. Ama tam anlamıyla ne döndüğünü bilmedikleri açıkça belli." Karşıdan gelen derin nefes sesiyle alnımı kaşıdım. "Kavga ettiler mi?" "Sözlü olarak evet, fiziksel şiddet kısmına kadar dayanamadım. " dediğimde bir gülüş sesi geldi. "Tamam, iyi iş evlat. " "Başka bir şey yoksa, hafta sonuna kadar izin alabilir miyim?" dedim sıkıntıyla. Artık kafam kaldırmıyordu. "Tamam, sana bir adres vereceğim. Kılık değiştirmeye özen göster. Önemli bir durum." . . . Spor salonunun elektrik, su, doğalgaz, aidat...ne varsa ödemiş ve bitap düşmüştüm. Yeni gelen müşterilerin sözleşmelerini imzalamış, bir iki tane de yeni elaman almak için internette ilan sitelerine başvurmuştum. Bu gece, şu aptal adrese gitmem gerekiyordu. Uzun zamandır, Lina'dan bir haber alamıyordum. Aslında bir nebze de olsa deli ruhum dizginlenmişti. Etrafındaki onca erkek beni sadece çileden çıkarıyordu. Şık bir takım, siyah ama gri çizgileri olan bir kravat takıp aynanın karşısına geçtim. Mavi lensler takıp saçlarımı geçici sprey boya ile sarıya yatkın bir renge döndürdüm. Böyle de giderim var gibiydi. Siyah, kavisli köşeleri olan , bir gözlük takıp baktım kendime. Tamamdır, böyle hayatta tanınmam. Sanki normalde tanıyorlarmış gibi... Sinirle kendi kendime sövüp eşyalarımı aldığım gibi yola çıktım. Bahsedilen yere varmam bir iki saatimi almıştı resmen. Yorgunluktan esneyip arabamı park ettim ve garip insanların toplandığı yere ilerledim. Ne güzel bir parti(!) Telefonuma gelen fotoğraf ile kaşlarım havaya kalktı. Lina'nın kılık değiştirmiş hâlinden bir fotoğraftı. "Bu ne?" Sarı küt saçlar, siyah gözler ve deri bir etek? Pardon, kırmızı, deri bir etek? Bu hiç Lina'lık değil. Fotoğrafı yüzümü buruşturarak incelediğim sıra birkaç tane daha fotoğraf geldi. Ediz ve Deniz'in garson olduğu, Arda'nın vale olduğu ve Buğra'nın da barmen olduğu bir fotoğraf. Vay be! Vay be! Kılık değiştirmekte o kadar ustalar ki birbirlerini bile tanıyamıyorlar. Gerizekalılar... Lina hariç. O çok tatlı. Sessizce barmenin yanına gittim. Buğra haysiyetsizi... "Ben..." dedim elimi kaldırıp "...bir kokteyl alabilir miyim?" Bana kısa bir bakış atıp takma sakalını yalandan kaşıdı. "Tabii, efendim. " diyerek hızlıca birkaç şeyi karıştırıp çalkaladıktan sonra önüme koyunca çenemi kaldırıp yüzüne ters bir ifadeyle baktım. Turuncu sıvıdan bir yudum aldım ve tadının umulmadık bir şekilde güzel olmasına rağmen yüzümü buruşturdum. "Bu çok ılık, soğuk bir şeyler verin." diyerek elimin tersiyle geri ittirdiğimde kara gözlerini kısarak yüzüme baktı. Ben de sahte mavi gözlerimi inatla gözlerinde gezdirdim. Sen benim gözümün nuruna şekil şukul yaparken iyiydi Ankara bebesi... "Tabii." Bambaşka şeyleri bir kez daha çalkalayıp önüme bardağı iterken tek kaşını havaya kaldırmıştı. Hareketlere bak haspam. Bir de elmacık kemiğine yalandan ben koymuş. Türkan Şoray mısın sen? Bu sefer rengi mavi olan buzlu içecekten bir yudum alırken gözlerimi kıstım. Bunun da mayhoş ve hoş bir tadı vardı. Yine de yüzümü buruşturdum. "Bu ne böyle! Çok ekşi." diyerek gözlerimi kapattım ve elimin tersiyle ittirdim bardağı. Gözümden uzak bir yere, burun kıvıra kıvıra ittiriyordum üstelik. Kara gözlerini sinirle gözlerime çevirdiği de tek kaşını havaya kaldırdım. "Bir problem mi var?" dedim inatla. "Hayır, Efendim..." derken dişlerini sıkarak konuşuyordu. "Ne gibi bir problem olabilir?" Tekrardan bir şeyleri karıştırmaya başladığı sıra pişkin pişkin sırıtarak kızgın hallerini izliyordum. Bu işten böyle kurtulamazsın tabii ki. Önüme konan şeffaf sıvı ile tek kaşımı havaya kaldırdım. Bir tane de halka limonu vardı. Kibirli bir tavır ile bardağı döndürdüm ve sonrasında küçük bir yudum aldım. Ağzıma bir kamyon zehir dökülmüş gibi olduğunda ilk yaptığım şey, bardağın geri kalan kısmından biraz daha ağzıma doldurup hepsini bir anda Buğra'nın suratına püskürtmek oldu. "Bu ne böyle!" diye isyan ederken Buğra elini yüzünü silmeye çalışıyordu. O sırada gelen bir görevli bir Buğra'ya bakmış ve sonrasında dönüp bana bakmıştı. "Beyefendi, çalışanlarımıza böyle bir saygısızlık yapamazsınız!" dediğinde oturduğum yerden kalktım ve elimdeki bardağı önüne ittim. "Sen iç şunu, sonra konuş." Lafımın üzerine bardağa kısa bir bakış atıp Buğra'ya bakmıştı. Tezgahtaki bardağı alıp temkinli bir ifadeyle dudaklarına götürdü ve aldığı yudumu anında tükürdü. Bir lama gibi , öksüre öksüre, etrafa tükürürken birkaç kişi etrafında dönüyor ve su uzatıyorlardı. Ben de dönüp Buğra'ya baktıktan sonra yere tükürdüm. İğrenç! Şerefsiz, ağzıma kezzap döktü sanki. Adam ona uzatılan suları telaşla alıp bana verdiğinde tek kaşımı kaldırdım. "Çok özür dilerim, kusura bakmayın. Bir hata ettik. " dediğinde derince bir nefes aldım. "Elemanınıza cinayete teşebbüsten dava açacağım!" Dedim sinirle. Bir iki kişi gelip de Buğra'yı yaka paça dışarı çıkarınca bıyık altından gülerek dağılmış saçlarımı geriye attım. "Çok üzgünüm, beyefendi. Bugün bütün her şey size ikramımız olsun. " diyerek ellerini açtı. "Her şey bizden."
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD