Elleri elinden sakince ayrıldı. Yavaş dokunuşlarla parmakları teninde yukarı kayıyordu. Hafif dokunuşları omzuna kadar ulaştığında nefesini düzenli tutmak için uğraştı. Dokunduğu her santimi yanıp geçiyor adeta alev alıyordu. Eli omzunu kavradığı sırada teninde hissettiği nefes; kulağının hemen yanındaydı. Kulağına değen dudaklar, zihnini sabit ve sakin tutmasında zorluk çekmesine sebep oluyordu. Yumuşak ses en aykırı tonda fısıldadı. "Papatya yangını."
Dudaklarını kulağına sürttü. Kesik nefes alışını duyuyordu. Duraksadı ve zehir misali havayı zorlukla ciğerlerine çekişini dinlerken gözleri şuursuzca kapandı. "Bu yangın seni de, beni de yok edecek papatya." Yutkundu. "Bu öyle bir yangın ki; bizi yok edecek. Ve ben bu yangında, sen varsan cayır cayır yanmaya razıyım. Senin olmadığın her yer bana papatya yangını."
Nefesini verirken hücrelerinin titreyişini dinledi. Sevgisinin en değerli kanıtını. Ensesindeki omurilik başlangıç kemiğinin üzerinde hissettiği sert aynı zamanda yumuşak dokunuş hafifçe irkilmesine sebep oldu. Aynı yerin biraz sağında hissettiği sıcak ten onun dudaklarıydı.