TAKİP

1067 Words
GÖKALP Adımı kullanarak onu tehdit edenlerinin izini bulmamla soluğu Ayvalık 'ta aldım. Kimse benim adımı öne süremez cezasız kalmayacaklar ilk önce aklıma takılan sorularıma cevap bulmalıyım. " abi geldik " " adamlara söyle gürültü koparmadan işi bitirelim içeride çocukların olduğunu unutmayın ona göre hareket edin " Söylediğimi onaylayarak adamları bir araya toplandı evin dört bir yanını sarılmış kaçacak delik dahi kalmadı. Benden önce adamlarım bahçeden içeri girince arabadan indim içeri adım atarken sesler yükseliyor ne olduğunu anlam veremedikleri kesin adamlarım etkisiz hale getirilmişlerdi. Karşılarına geçtim içlerinde çocuklar eteklerinin altına saklamış korktukları belli bu evde kimlerin yaşadığından haberim vardı. Bu yüzden silahlarını ortaya çıkarmamalarını emrettim. " siz kimsiniz? bu şekilde evime girmeye nasıl cesaret edersiniz? " " şttt... sakin çocuklarının yanında sesini yükseltme onları korkutuyorsun sadece biraz konuşacağız " çocukların yanına gittim başını okşayarak " biz büyükler biraz konuşacağız bu gördüğünüz abileri istediğiniz yere götürebilirsiniz canınız ne yapmak istiyorsa özgürsünüz anlaştık mı? " Başını sallayarak onayladı adamlara işaret ettim çocukları vermek istemediler onlara belli etmeden silahımı gösterdim " burada olacaklara şahit olmalarını istemiyorsanız engel olmaya kalkmayın çocuklara zarar verecek kadar cani değilim " sözlerimin üstüne adamlarım çocukları evden uzaklaştırırken “ siz çok güzel eğlenirken bizde güzelce konuşalım “ " kimsin sen bizden ne istiyorsun? " " bana yükselen sesi keserim şimdi ben soracağım siz cevap vereceksiniz en ufak yalan söylemeyi demeyin yakarım " Atıf 'ın karşısına geçtim " Pınar ile alıp veremediğin ne var? " " o orospu mu seni gönderdi? " belimdeki silahı ona doğru tuttum Pınar için söylediği bütün hücrelerimi ele geçirmeye yetti öfkemi biraz olsun dizginlemeye çalışıyorum. Sorularıma cevap ararken şimdi onu öldüremezdim ama öldür diye yalvarıyor şerefsiz Pınar hakkında ağzına geleni söylerken daha fazla dayanamadım yumruğumu suratına geçirdim. Yere yığılmış ev ahalisi çığlık çılığa adamalarım kollarından tutarak ayağı kaldırdı. Gözünü benim üzerimden çekmiş başka yöne bakarak konuştu. Omzumun üzerinden baktım karşımda Pınar neden buraya geldi şok geçirdiği her halinden belli ama o amcası olacak itin söylediklerine sinirlendi. Hızlı adımlarla yanıma gelmiş bir hışımla elimdeki silahımı alıp ona doğru tuttu. Amcasına düşman olduğu belli aralarındaki konuşmada Pınar 'ın çocuğumu var? bakışını bana çevirdi. Konuşmalarını duymadığımdan emin olmak ister gibi bakışına karşılık belli etmedim. Hakkını istedi o şerefsiz kabul etmediği anda bacağına sıktı. Ona engel olmak isterken karışmamı istedi bu iş çok uzadı elinden silahımı alarak yerde kıvranan Atıf 'ın ağzına silahımı soktum imzalaması için evrakları uzattım sonunda evrakları imzaladı. Evraklarda mal varlıklarını Pınar 'a verdiğine dair yazı neden bunlara ihtiyacı olabilir? imzalar tamamlandığı sırada gidecekken engel oldum " ne yapmaya çalıştığını bilmiyorum ama yine görüşeceğiz " kolunu çekti " elinde silah adamlarınla neden burada olduğun beni ilgilendirmediği gibi benim ne yapmak istediğim seni ilgilendirmiyor yani görüşecek bir durum yok karşıma çıkma yeter " son sözünü söyleyerek ardına bakmadan gitti gidişini izlerken " istediğiniz oldu torunlarımı geri getirin ve artık evimi terk edin " bir hışımla ona döndüm " ben bitti demeden bitmez " " bizden ne istiyorsunuz? kimsin sen? " " Gökalp Hanoğlu nam-ı diğer Gölge yeterince açık oldu mu? şimdi sorularıma cevap ver " kim olduğumu öğrendiğinde yüzünün rengi attı. Hallerinden doğru iz peşinde olduğumun kanıtı sorularıma yalan yanlış cevap verdiği belli. Canını yakıp tehditlerimin ardından en başından anlatmaya başladı. Neden her defasında işi yokuşa sürerek insanı yoruyor tek, tek sorularım yanıt bulduğunda adamlarım çocukları getirdiler. Bahçeden içeri elleri dolu çocukların yüzündeki gülümsemeleri gördüler evin kapısından içeri girdiklerinde. " bundan sonra ondan uzak duracaksınız, benim adımı başka bir yerde kullanmayacaksınız, söylediklerimin dışına çıkarsanız hangi deliğe girerseniz girin sizi bulurum bu kadar sakin kalmam bunu iyice aklınıza kazıyın " son kez tehditti mi savurup onları geride bırakarak arabama bindim... Pınar 'ın attığı adımdan adamlarımdan haber almaya başladım. Hakkım olanı almaya geldim derken üzerine geçirdiği ne varsa vakit kaybetmeden değerin altında satışa çıkarmış. Sebebi girdiği ihaleleri kaybetmiş, kaskodan alacağı para zararını karşılamaya yetmemiş, iflasının eşiğine olması ile alacaklılar kapıya dayanması elinde ne varsa zararını kapatmak için değerin altında satışa çıkarmış. Neden batmış şirketin peşine düştü? bilemiyorum mutlaka mantıklı açıklaması vardır. Gerekli talimatları verdim satışa sunduğu her şeyi kimliğimi gizleyerek satın almaya başladım. Benim satın alacağımı öğrenirse geri çevireceğine eminim bu yüzden satışta kimliğimi gizli tutmalarını emrettim. O noterde satış işleri ile uğraşırken finans müdürü ile birlikte şirketine giriş yaptım. " hoş geldiniz size nasıl yardımcı olabilirim? " " finans müdürünüzle görüşmek istiyoruz " kadın şaşırmıştı " ben kendisine haber vereyim kim görüşmek istiyor " " Tugay Kılıç " kadın telefon ile geldiğimizi haber verdi sonra bizi yönlendirmesi ile odasına kadar eşlik etti içeri girdik " merhaba size nasıl yardımcı olabilirim?" " şirketin bilançosunu görmek istiyoruz borçların hepsi sıfırlamak istiyoruz " " anlamadım siz kimsiniz? " " kimse kim? sen istediklerimizi çıkar " sert çıkıştım " pardon ama Pınar Hanım ile görüşmem gerek " Onu arayacaktı elinden telefonu aldım " ne yaptığınızı sanıyorsunuz? " " kes sesini de dediğimizi yap " kükredim bilgisayarın başına geçti evrakların çıktılarını aldı. Tugay evraklara göz attı sonra bana gösterdi. " gerekeni yap " ilk olarak personellerin maaşından ödemeye başladı. Sonra piyasaya olan borçları kapatıldı. Yapılması gerekli ne var ise işleme alınırken bir hışımla içeri giren Pınar ile göz göze geldim burnundan soluyordu. " Pınar hanım ben..." " kes sesini seninle sonra konuşacağız " bana döndü " ne halt ediyorsanız buna son verin " " Pınar " kolumdan çekiştirerek odadan çıkardı herkesin gözü üzerimizde " ne bakıyorsunuz işinizin başına " bağırdığında meraklılar ortalıktan kayboldu beni peşinden sürükleyerek odanın içine adeta fırlattı ardımızdan kapı gürültü ile kapandı. " sen ne yapamaya çalışıyorsun? " " ben ne yapmışım ki? " " sana mı kaldı borçlarımı ödemek? ne hakla? " " sakin ol konuşalım " " sakin falan olmayacağım sen kendini ne sanıyorsun? adamını da al defol " " Pınar... " " hemen şirketimi terk et " " Pınar " aramızda sesler yükselmeye başladı kollarından tuttum " bırak beni git buradan " bırakmam için çırpınıyordu " sana sakin ol konuşalım diyorum " " seninle konuşacak hiçbir şeyim yok " direniyor beni dinlemiyordu onu zapt etmesi zordu birden kendime çekip dudaklarını mühürleyip öptüm çırpınması durmuştu. Beni kendinden uzaklaştırarak okkalı tokatını yüzüme geçirdi. Yana yatan yüzüm öfkesini görebiliyorum "sen beni ne sandın? borçlarımı kapatarak yatağını mı ısıtacağım mı? hepiniz aynısınız şirket senin olsun ama asla bu istediğin olmayacak hepinizden iğreniyorum " kapıyı çarparak odadan çıktı yumruk olmuş elimi sinirle duvara geçirdim ben ne halt ettim böyle düşünmesine sebep oldum hem söyledikleri ne demek istedi? peşinden gittim çoktan arabasına atladığı gibi uzaklaştı. Arabama bindim ardından takip ettim nereye gidiyor? bir süre sonra peşinden gittiğimi anlamış olmalı izini kaybettirdi...
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD