"İlham perileri kanatlarını çırptığında nefes alır bir yazar..."

1936 Words
"Jessie." Asır gözlerini devirdi ve bir bacağını diğer bacağını üzerine atarken içinden sinirle söylemenden edemedi. "İyi misin?" dedi Jessie telaşla ve endişeyle. Prens Leonardo can bulan bedenini iliklerine kadar hayat olgusunu hissediyordu. Yeniden doğmuş bir bebek kadar tertemiz ve bir o kadar da meraklı. Aldığı nefesin bile artık ciğerlerine verdiği tatlı bir esintisi vardı. Jessie'nin yeşil gözlerindeki endişe genç prensi biraz çocukluğa itti ve yalandan canı acırmış gibi yüzünü buruşturduğunda Jessie endişeyle yanağına sol elini yasladı ve baş parmağıyla yavaş yavaş okşadı. "Canın mı acıyor?" dediğinde Prens'in yaptığı çocukca numara içindeki haylaz duyguları kamçıladıkça kamçılamıştı. Hayatı boyunca böyle ilgi görecekse numara yapabilirdi. Başını aşağı yukarı salladı ve Jessie'nin ellerini tutup sıktı. Asır sinirle dudakları üzerinde dilini gezdirdi. "Şerefsize bak sen." diye mırıldandındığı sıra içinden bir ses "sen nasıl kaçırdın böyle bir fırsatı?" deyip duruyordu. Jessie kenardaki su kabından ıslak bezi aldı ve sıktığı suyundan sonra genç adamın yüzünü hafif ve nazik hareketlerle sildi. "Anne , sıcak ve güzel bir tavuk çorbası pişirebilir misin?" dedi prensin ellerini özenle silerken. Gabriella baş sallarken Sofia hemen peşine düştü ve mutfağa gidip yemek yapmasına yardımcı oldu. Jessie derince nefes aldı, neden böyle olmuştu. Asır'a kaçamak bir bakış attı. Rahat tavırları, siyah postallarını umursamadan bir ayağını dizinin üzerine atmış oturuyordu. Bu umursamaz ve gamsız hâli nedensizce Jessie'nin dikkatini çekmişti. Prens'in karşısında kendisi de gereksiz yere fazla rahat olsa da Asır'ın gamsızlığı çok daha başkaydı. Jessie tekrardan Prens'in yüzüne döndüğünde yemyeşil gözlerinin yüzünde gezindiğini görerek hafifçe kızarsa da kaşlarını çattı. "Gözün açılmış bakıyorum?" dedi yine asiliğini üstüne alarak. Prens'in hemen gözlerini kapatmasıyla istemsizce gülmüştü. Sarı hafif kıvırcık saçlarını geriye taradı ve üzerindeki pikeyi biraz üzerinden çekti. Yeterince sıcaktı. Asır en sonunda bir tepki göstermiş ve gözlerini prens Leonardo'nun yüzüne dikmişti. Prens Leonardo kendisine dik dik bakan Asır'a baktı ve hemen Jessie'yi kontrol etti. Genç kız bezleri su kabına sokuyordu. Dönüp aksi bir ifadeyle Asır'a bakıp kaşlarını çattı ve dudaklarını büzdüğünda Asır kaşlarını havaya kaldırdı. "Pişkin!" diyerek dudaklarını oynattığında Prens Leonardo böyle bir saygısızlık ile olduğu yerden kalkacak gibi olduğunda Jessie hemen dönüp ona baktı ve ellerini omuzlarına koydu. Prens Leonardo istemsizce numara yaptı ve sanki beli acıyormuş gibi elini beline atmıştı. Jessie uzanmasını sağladığında sinirli ve gizli bakışlarını Asır'a dikti kendisine alayla güldüğünü görerek sinirle dişlerini sıktı. Asır yarım yamalak gülse de içten içe iyice gıcık olmaya başlamıştı bu prens bozuntusuna. Bay Damon ve çok sevimli prensin uşağın da ortalarda yoktu. Umarım çok fazla kalmazlardı ama Asır bu acıdan sonra Prens'in tekrardan kaçamayacağını biliyordu. Resmen Jessie onların güneşiydi ve etrafında dönmezlerse donarak can vereceklerdi buna mecburlardı. Peki kim güneşten nefret edebilirdi ki? Asır etrafta kimsenin olmadığını iyice kontrol etti, hafif nasıl tutmuş ellerinin parmaklarını kıtlattı. "Çok dayanamamışsın." dediğinde Prens dişlerini sıktı. "Ben de ne zaman dönersin diye düşünüyordum." dedikten sonra hafifçe güldü ve kapkara bakışlarını Prens Leonardo'nun gözlerine çevirdi. "Aslına bakarsan bünyene göre bayağı dayanmışsın." dediğinde Prens Leonardo sinirle güldü. "Bana bunu hiç gidememiş olan sen mi söylüyor? Başın bile ağrımamıştır." dedi. Bu adama gerçekten sinir oluyordu. Nasıl olurdu da bunun gibi biriyle Jessie'nin muhafızı olabilirdi? "Ben onu "korumayacağım" demedim. " dedi Jessie'nin gözlerine bakarken. Genç kızın o anki bakışları Asır'ın başını çevirmesine sebep olmuştu. Minnet ve mutluluk çok garip birkaç duyguyu suyu yüzüne çıkarıyordu. "Şu kaplumbağayı görmemiz gerek." dedi Prens Leonardo kısık bir sesle. Jessie derince nefes aldı hâlâ tam olarak ne olduğunu bilmiyordu. İçindeki kıpır kıpır eden birkaç histen başka hiçbir şey düşünemiyordu. Arada bir Asır'a bakıyordu, arada bir prense. Nasıl bir ortamın içerisindeydi hiçbir fikri yoktu. Etrafta ise sürekli hayvanların konuşmalarını duyuyor, delirecek gibi oluyordu. "Tam olarak ne oluyor ben anlamadım?" dedi sinirle. Zaten bir çıkmazın tam ortasına düşmüştü ve çırpındıkça duvarlar üzerine üzerine geliyordu. Asır kapı eşiğinden geçmek üzere olan sarışın kız ile gözlerini pencereye çevirdi ve umursamaz kaba bir ses ile konuştu. "Konuşmanın yeri ve zamanı değil. " dediğinde Jessie sinirle Asır'a baksa da gelen genç kız ile sustu. Annesi masayaı kurmuştu ve bir tas çorbayı da Prens için Sofia ile göndermişti. Jessie, prensin doğrultup sırtının arkasına yastık koydu ve eline sıcak çorba tasını aldı. Prens heyecanla içine bir nefes çekti ve Jessie'nin kendisini beslemesi için yüzünü solgun tutmaya çalıştı. Asır bu sahneye daha da sinir oldu ve Bayan Gabriella ile göz göze geldi. Güzel kadın büyükçe gülümsedi. "Gel, sofra hazır. " Dediğinde karnının guruldamak üzere olduğunu düşündü. Pantolonunun kenalarını tuttu ve ayağa kalktı. Asır sofraya geçmiş yemek yemeye başladığı sıra masada oturan Bay Damon ve prensin korumasına hafifçe başını eğip selam verdi. Bay Damon, karşısındaki genç adam bir müddet baktı ve yemek yemeye başladı. Sessizce yenen yemek boyunca Jessie Prens'in karnını doyuruyordu. Prens Leonardo uzun zamandan sonra midesine inen leziz çorba ile keyfine diyecek yoktu. Kendisini harika hisssetse de bunu söyleyip bu ilgiden kaçamazdı. Bıyık altından hafif hafif gülerek genç kızın kendisine çorba içirişini izliyordu. Minik parmakları arasında tuttuğu kaşığı nazik nazik hareket ettirişini, her bir kaşık aldıktan sonra üfleyerek soğuttuğu için büzülen dudaklarına ve dikkatli bakışlarına bakıyordu. Bir bebek ile ilgilenir gibi kendisiyle ilgileniyordu. Bay Damon dün gece neler olduğunu deli gibi merak etse de sesini çıkaramıyor oluşunun hıncını yaşıyordu içten içe. Ne zaman ağzını açacak gibi olsa karısı ile göz göze geliyor ve kaşlarını kaldırıp indirişiyle ağzına attığı loklamalarla birlikte sözlerini de yutuyordu. Bay Damon derince nefes aldığı sıra Asır yemeğini hızlıca bitirmişti. "Ellerinize sağlık, efendim." dediğinde Gabriella genç adama gülümsedi. "Afiyet olsun. " Thomas kirpiklerinin altından karşısındaki adamı ablukaya alan bakışlarını gizliyordu. Sert çene hatları, yapılı hâli olmasına rağmen etrafa saçtığı sert tavrı aşırı gerici bir hava yaratmasına sebep oluyordu. Giyimi kuşamı da çok rahat bir hayat yaşamadığını açıkca belli ediyordu. Bir avcı olabilirdi ya da birilerinin koruması da. Geniş omuzları ve belirgin kemikleri onun gerçekten bir eğitimden geçtiğini fark ettiriyordu. Thomas'ı düşündüren burada bu yabancının ne işi olduğuydu? Jessie, son kaşıktan sonra bir mendil ile Prens Leonardo'nun dudaklarını kuruladığı sıra istemsizce geçmişine çekilmişti yine. "Koşma, bir prens için hiç uygun değil!" Ufak çocuk arkasını döndüğünde yeşil gözleri yaramazca parıldıyordu. "Onları görmüyor musun dadı? Onlara yakışıyor mu?" dedi isyankâr bir ifadeyle. Sarayın bahçesinde çamur içerisinde oynayan diğer çocukları gösterdi. "Onlar bir prens değiller. Yönetmenleri gerek bir ülke yok." dediğinde kollarını göğsünde kavuşturdu. "Ben daha beş yaşındayım! Yönetmem gerekmiyor şu an!" dedikten sonra kaçmak için saray kapısına koşmuştu ki muhafızlar tarafından kucaklanmış ve dersleri için özel odasına taşınmaya başlanmıştı. Prens Leonardo, Jessie'nin sıcak parmağını dudağı üzerinde hisserken gözlerinin parıldayışı ile iyice kalbinin hızlandığını fark etti. Az kalsın kalbi ağzından çıkacak etrafta deli danalar gibi koşturacaktı! Jessie'nin sonradan kendine gelişi ile bir büyü olduğunu anlasa da onun canını sıkmak istemedi. Yeterince başı dolu olmalıydı bu meseleler yüzüne. Jessie derince bir nefes aldı, biliyordu ki Prens Leonardo çocukluğunu ailesiyle mutlu mutlu yaşayamamıştı ama bunları görmek gerçekten boğulduğunu hissettiriyordu. Asır kapıdan geçip de birbirlerine bakan Prens ve Jessie'yr tepeden bir bakış attı. "Ben gidiyorum. Şu kaplumbağayı bulmam gerek. " dediğinde Jessie ayaklandı. "Ne yapacaksın tek başına?" dediğinde Asır sinirle Prens' e baktı. Ona neden bu kadar gıcık oluyordu hiçbir fikri yoktu ama oluyordu işte! "Savaşa gitmiyorum herhalde. Bir şey konuşacağım. " deyip kapıya yöneldiği sıra Jessie önüne geçti. "Ne konuşacaksın?" dediğinde Asır yüzüne çevirdi. "Sen hep böyle meraklı mısındır?" dediğinde Jessie sinirle çenesini kaldırdı. "Beni ilgilendiren konular da evet. " dediğinde Asır tek kaşını kaldırarak alaylı bir ifadeyle Jessie'ye baktı. "Seni ilgilendirdiğini de nerden çıkardın?" dediğinde Jessie sinirden kızardığını hissetti. "Kaplumbağa beni ilgilendiriyor!" dedi inatla. Asla altta kalamazdı! Asla! Asır başını yana yatırdı "ama ona soracaklarım seni ilgilendirmiyor." diyerek yanından geçeceği sıra kapının kırılacak gibi çalınmasıyla Bay Damon da dahil olmak üzere herkes salona toplanmıştı. "Bay Damon! Bay Damon!" diyerek bağıran bir erkeğin telaşlı sesi evin içinde yankılanıyordu. Asır herkese kısa bir bakış attı ve kapıyı açmadan önce yana çekilip kendine çekti. İçeri gözü morarmış ve dudağı patlamış Nicolas girdi. Jessie şaşkınlıktan dudakları aralanırken kaşlarını çattı. İşte şimdi ortalık karışacaktı. "Bay Damon!" Diyerek içeri dalan Nicolas gözlerindeki saf endişe ve öfkeli hallerle karşısındaki adama bakıyordu. Nefes nefese kalmış, karnındaki ve sırtındaki ağrıları hiçe saymış atına atladığı gibi buraya gelmişti. Kimin Jessie'yi kaçırdığını bilmiyordu ve en önemlisi onu kurtaramamıştı. "Jessie..." dedi soluklanmak için ellerini dizlerine koydu ve birkaç hızlı nefes aldı. "Onu biri kaçırdı! Durduramadım!" dediği sıra karşısındaki adamın kendine şaşkın ama tepkisiz baktığını görünce Nicolas kaşlarını çattı. "Onu kaçırdıkları o söylü-" cümlesini bitiremeyen genç adam yan tarafta kendisine ağzı açık bakan Jessie ile gözleri kocaman açıldı. "Seni kaçırdı ama... o aldı sırtına seni ben..." Nicolas şaşkınlıktan ne yapacağını bilemez bir ifadeyle etraftaki herkeste gözlerini gezdirdiği sıra Asır ile karşılaştı. Asır, patakladığı adama kaşlarını kaldırarak baktı. "Bu kadar erken toparlanman oldukça şaşırtıcı." diye mırıldandığında Nicolas bir adım geri attı. "Bu adam! Bu adam seni kaçırdı!" Diyerek Jessie'nin koluna girdi ve işaret parmağını Asır'ın yüzüne doğrulttu. Bay Damon karşısındaki sahneyi daha fazla izlemeye katlanamamıştı. "Yeter!" dedi sinirleri alt üst olarak. İçeride prens oturuyordu, kendisi burada deliler ile uğraşıyordu. Belki de artık kendisi de hu topluluğa mensuptur? "Önce geç içeri bir soluklan." dedi. Nicolas ters ters Asır'a baktı. Üzerine atlamak için çok büyükk bir heves besliyordu içinde. Asır , yan bir gülüş ile göz kırptıkan sonra Bay Damon ve Bayan Damon'a gülümseyip gitmek için izin istedi ancak Bay Damon kesin bir dille reddederek konuşmaları gerektiğini söyledi. Asır sıkıntıyla iç çekti ve içeri geçip en köşeye oturdu. Nicola evin içerisindeki herkesi incelemeye almıştı. Sanırım çok garip bir ortama düşmüştü. Özellikle sedirde uzanan kişinin bakışları Nicolas'ın ne düşüneceğini şaşırtıyordu. "Önce dün gece ne oldu, anlatın bakalım." dedi Bay Damon. Prens karşısında olmasa bacak bacak üzerine atacak, ahkam kesecekti. "Parti bir saldırıya uğradı. Suikastciler Jessie'yi öldürmeye çalıştı. Onları etkisiz hâle getirdiğimizde Jessi yaralanmıştı , o bayılınca alıp eve götürdüm ve tedavi etmek istedim." dediği sıra Jessie etrafa bakınıyordu. Görende kendisi tokatladı o kadar suikastciyi sanat. Hepsini Jessie halletmişken neden kendisi böbürlene böbürlene anlatıyordu? Vay uyanık! Jessie kendi içinden konuşurken Asır gözlerini karşısındaki adamın üzerinde gezdiriyordu. İçinden "keşke birkaç tane daha vuradaydım da kolay kolay uyanamasaydı" diye geçiriyordu. Nicolas sinirli bakışlarını Asır'a çevirdi. "Ama beni dövüp Jessie'yi kaçıran oydu. " dediğinde herkes Asır'a dönmüştü. Asır derince nefes alıp omuzlarını havaya kaldırdı. "Ben de senin onu kaçırdığı sandım." dediğinde Nicolas sinirle dişlerini sıktı. Prens Leonardo badminton izler gibi bir Asır'a bir Nicolas'a bakıyor ortada morarıp kızaran Jessie'yi ise kaşlarını çatarak izliyordu. Bu olaylar da neydi? Neyin suikastiydi bu? "Jessie anlatman gereken bir şey var sanırım. " Bay Damon sesindeki otoriteyi konrtol etmek istiyor gibiydi. Aşırı derecede öfkeliydi. Bu öfkesi birilerinin onu neden öldürmek istemesiydi. "Aslında..." diyerek yüzünü buruşturan Jessie nasıl kaçacağını bilmiyordu. Bay Damon kızının kurtulmak için bahane aradığını fark ederek kaşlarını çattı ve sinirle bağırdı. "Bahane arama bana!" dediğinde Jessie oturduğu yere iyice gömüldü. "Aslında Bay Damon, geçen haftalarda müttefik ülkeler ile bir anlaşma yapmak için bu köyden geçiyordum. Bunun haberini alan düşmanlarımız bir pusu kurmuşlardı. Şans ki Tanrı bize Jessie'yi yolladı." Dedi gözlerindeki açık bir hayranlığı ona çevirerek. "Bizi okları ve sapanıyla kurtardı. Ona kendi canımla birlikte canlar da borçluyum. Sanırım kendisinin yaptığı bu fedakarlık yüzünden başı dertte. Bunu için sizden bizzat özür diliyorum." dediğinde Bay Damon eli kolu bağlanmış hissetti. Prens'e karşı bir laf edemezdi. Asır, Bay Damon'nun Prens'in karşısındaki hâline burun kıvırdı. Şu prens bozuntusu gerçekten canını sıkmayı iyi beceriyordu. "Teşekkür ederim Jessie. " Dedi Prens Leonardo ve o an Asır Jessie'nin o gün atıyla kaçışını hatırladı. Asır en son sinirden bacağını sallarken gözü kızarmış Jessie'nin yüzünde gezdirdi. Şuna da bakın! Bayan çok inatçı keçi ezilip büzülüyor , şekilden şekile giriyordu. Asır iyice sinirlendiğini hissetti. Jessie derince nefes alıp çaktırmadan herkesin tepkisini izledi. Sanırım paçayı kurtarmıştı ? Tam rahatlamak için derin bir nefes alacaktı ki Mai'nin sesi kulaklarına doldu. Uluyan kurt salonda Prens, Asır ve Jessie dışında kimsenin dikkatini çekmemişti. Jessie, prens ve Asır ile göz göze geldiğinde içinde hafifçe bir telaş yeşermişti. "Efendim! Soysuz nesli kapıya geliyor! Diğer tarafa geçmeye çalışacaklar!" Jessie gözleri iri iri açılırken dudaklarını sessizce kıpırdattı. "Mahvolduk!"
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD