" Gök kalabalıksa, dibe kazarım..."

1243 Words
"Tanrım Allia!" diyerek bağıran Rose gözlerini dehşet içerisinde açmış, kırmızı rengin damla damla yere düşüşüne bakıyordu. Allia kıpkırmızı olmuş elleriyle anlamayarak Rose'a baktı. "Resim yeteneklerin berbat..." diyen Rose bir ıslak mendil çıkarttı ve genç kızın ellerini özenerek silmeye başladı. "Boyayı eline sıkıp tabloya sürtmek...güzel ama senin için çok ileri bir seviye tatlım." dedikten sonra yere damlayan boyaları da sınıfın köşesinde duran pas pas yardımıyla temizlemişti. Allia anlamayarak etrafa baktıktan sonra yan tarafta kendisine bakan garip üçlüyü gördü. Her zaman...ama her zaman...kendisine garip garip bakıyorlardı. "Yine bize bakıyor." diyen Tom ellerini gergince ovuşturdu. "Uğursuzluk geliyor..." diyerek Jacob tedirgince etrafa baktığı sıra Zack gözlerini devirdi. "Gençler sadece tesadüf diyorum. Şansızsınız..." dediği sıra sandalyesinin arka bacağı kırılan genç adam sırt üstü yere düştüğünde Tom hızla ayağa kalkmıştı. "Gördüm!" diye bağırmış ve gözlerini dehşet içerisinde açmıştı. "Gözleri mavi oldu! Bak ciddiyim!" diyerek yerde kıvranan Zack'in omuzlarını tutup sarsmaya başladı. "Lan oğlum, ben burda acı çekiyorum!" diyerek elini acıyan beline götürdüğü sıra Jacob köşede Tanrı'ya işlediği günahların tövbesini ediyordu. "Gördüm diyorum. Bir an gözleri mavi oldu." diyerek Zack'i kaldırdığı sıra Allia sırıtarak Rose'a döndü. Bu deliler ile uğraşmak son zamanlarda aşırı hoşuna gidiyordu. Birkaç şey öğrenmişti ve bunları kullanmak da eğlenceliydi. "Rose kantin?" dedi gülerek. Rose onun bu lafına küçük bir kahkaha attı ve elindeki paspası yerine bırakıp yanına geldi. "Öğrendiğim kelimeler hep işine gelen kelimeler gibi Allia?" dedikten sonra Allia'nın elini tuttu ve ayağa kaldırdı. Beraber atölyeden çıkarken karşılarına çıkan Mike ile Rose bir iki adım geri çekildi. Genç adam gözlerini devirip yanlarından geçtiğinde Allia kendisine bakan diğerine ters bir bakış attı. Ne zaman görse garip garip kendisine bakıyor ve dişlerini gösterip duruyordu. "Allia keşke beni anlasan. O zaman sana Jackson'ın sana yürüdüğünü anlatabilir ve beraber pijama partisi yaparken bunun dedikodusunu yapabilirdik." Merdivenleri çıkıp da kantine geldiklerinde Allia cebinden bir miktar para çıkartıp Rose'a verdi. Rose gülerek genç kızın kendisine verdiği parayı alıp kantine girip sırada durdu. Allia yanından geçip giden kişilere bakıyor ve hepsinin hareketlerini inceliyordu. En çok dikkatini çeken bazı dişi ve erkeklerin el ele tutuştuğuydu. Kafasının yanında hep bu durumu düşünen ve tartan bir kısım vardı. Acaba anlamı neydi? Genel olarak el ele tutulanlar sanki daha mutlu, çekingen? Tam olarak anlamlandıramıyordu ama kötü gözükmediği belliydi. O sırada Rose elinde latte ve çikolatalı gofret ile gelmişti. Allia resmen gözlerinin parladığını düşünüyordu. Dünya'daki en güzel şeydi bence yemek. İki kız atölyeye geri dönmüş ve tablolarını çizerken yiyip içmişlerdi. Allia ne yaptığını bilmeden boyaları zavallı tabloya atıp durmuş, Rose ise çok güzel bir deniz manzarası çizmişti. Allia en son dizlerini karnına çekmiş, genç kızın çizdiği şeyi izlemeye başlamıştı. Böyle yerler var mıydı cidden? Denize gitse sahildeki insanlar onu bir balık gibi avlarlar mıydı? Belki de kendi gezegenine dönmek için bir yol bulmalıydı? "Gel..." diyen Allia okul çıkışında Rose'un elini tutmuş ve onu Brett'in evine götürmek istemişti. O kadar içten ve o kadar samimi bir istekti ki bu Rose ise gülümseyerek kabul etmiş, hevesle genç kızın elini tutmuştu. "Mike." dedi Jackson gülümseyerek. "Ben bu kıza bitiyorum, gününü bana ayırır mısın?" Mike kahverengi gözlerini önden giden iki kızda gezdirdi. Rose ineği ve Allia ucubesi mi? "Bana onları takip edeceğimizi söyleme." diyerek yüzünü buruşturduğunda Jackson omuzlarını silkti. "Seni o kadar dövdüğü için bana, onun güzel olmadığını, söyleme." Mike, sinirle arkadaşına baktı. Biliyordu ki şu an Jackson tarafından gaza getiriliyordu ama asla altta da kalmak istemiyordu. "Bir kıza vurulmaz." diyerek yüzünü çevirdiğinde Jackson kahkaha attı. "Tabii tabii, yoksa dayak yemezdin." İkisi arasında geçen manidar bakışma sonrasında gülüşerek Rose ve Allia'nın peşine düşmüşlerdi. "Bakın!" diyerek kafasına tepegöz takan Tom ise bir eliyle Zack'i diğer eliyle Jacob'u tutup çekiştiriyor sinirle konuşuyordu. "Gördüm diyorum. Gözleri mavi oldu." Zack kolunu çekiştirse de arkadaşını geri çevirmek yerine Allia ve Rose'u takip eden Jackson ve Mike ikilisine gözleri takıldı. "Bunlar kızları mı takip ediyor?" demesiyle Jacob kaşlarını çatarak köşeyi dönen dörtlüye baktı. "Doğru dedin kardeşim. Bu yol onlar için ters yön." dediği sıra Tom ellerini çırptı. "Mevzu bu değil gençler, kendinize gelin!" dediğinde ikisi de Tom'u umursamamış ve Allia ile Rose'u takip eden Mike ve Jackson'ı takip etmeye başlamışlardı. Allia her zamanki yol üstünde gülerek yürürken kenardaki dükkandan çikolatalı birer süt almış ve Rose'a ikram etmişti. Rose çikolatalı sütünü içerken kutuya yapışmış not kağıdına kaşlarını çatarak baktı. "Her zamanki gibi yine çok güzelsin." "Tanrım! Ahhaha..." Rose'un birden bire gülmesiyle Allia kaşlarını çatarak baktı. "Gerçekten garip bir güzelliğin var Allia ve inan ben bile bazen bu kadar farklı bir güzelliğinin olmasına şaşırıyorum." demiş ve not kağıdını gülerek genç kızın çantasından içeri atmıştı. Allia çantasına atılan kağıda kısa bir bakış attı ve pipeti dudaklarının arasında almıştı ki yanlış tarafa döndüğünü fark ederek arkasını dönmüştü ancak birden bire kulakları şiddetli bir şekilde çınlamaya başladı. Elindeki süt kutusu yere düşerken ellerini kulağına dayamış, çınlayan kulaklarını durdurmak istercesine bastırmıştı. "Allia! Ne oldu?" diye bağıran Rose ile arkalarından gelen Jackson telaş içerisinde koşarak yanlarına gitmişti. "Allia?" dediğinde Rose bir anda yanlarında biten adamlara şaşkınca baktı. "Siz mi bir şey yaptınız!?" diyerek Jackson'ı ittirmiş ve Allia'yı korumak istercesine öne çıkmıştı. "Saçmalama..."diyerek sinirle araya girmek isteyen Mike ile arkadan gelen büyük bir gürültü dikkatlerini dağıttı. "S***yim!" Tom yuvarlanarak yere düştüğünde onun üstüne düşen Zack yüzüne yediği yumruk yüzünden kıvranıyordu. Peşi sıra Jacob düşmüş ve yerde sürünerek geri geri gitmişti. "Siz, ezikler!" diye bağıran Mike birkaç adım attı. "Ne halt ediyorsunuz orada?" Jacob olduğu yerden kalkarken Tom'un kolları altından tutup onu da kaldırmaya çalıştı. "Kaçın!" diye avazı çıktığı kadar bağırdığı sıra ellerinde silahlar ile köşeyi dönen garip giyinimli adamlar ile Mike anlamayarak etrafa bakmıştı ki. Rose korkarak geri çekilmiş, başını tutan ve burnundan siyah bir sıvı akan kıza dehşet içerisinde bakmıştı. "Allia?" diye fısıldadığı sıra patlayan silah sesiyle tiz bir çığlık duyuldu. Gençler ellerini başlarına koymuş, yere diz çökmüşlerdi ki Jacob bağırdı. "Vuruldum! Vuruldum!" Mike arkasındaki kızların üzerine geldi ve kendisini siper etmek istedi ancak Allia'nın eğilmediğini ve yere baktığını gördü. Halka isimli korku filmindeki, kuyudan çıkan kadın gibi, siyah saçları yüzünü kapatmış ve yere bakıyordu . Bir el daha ateş edildiğinde Rose çığlık atmıştı ki Tom olduğu yerden hareket bile etmeden duruyordu. Gözlerini sımsıkı kapatmış, üçüncü kurşunun kendisine gelmesini bekliyordu. "Ölmedim mi?" diyerek dünyadaki varlığını sorgulayan Jacob ile diğerleri yavaşça gözlerini açmışlardı ki havada asılı kalmış mermileri görüp daha da korkmuşlardı. Bağıra çağıra yerlerinden düşe kalka kaçmışlar ve diğerlerinin yanına gelmişlerdi. "Bence kendini daha fazla zorlamamalısın Canavar'cığım..." Mike çıkmaz sokağın etrafını saran adamlara bakarken kaşlarını çattı. Canavar? "Allia?" diyerek ağlayan Rose ellerini genç kızın omuzlarına koymuştu ki birden bire saçlarını geriye atan kız neon mavisi gözlerini karşısındaki adamlarda gezdirdi. "Tanrım, hiç değişmemişsin." diyerek öne çıkan kır saçlı adam ile Jackson bir adım geri gidip Rose'un kolunu tuttu. Şu an hiç kimse ama hiç kimse Allia'nın siyahlar içindeki yüzünü gördükten sonra ona yaklaşma cesareti gösteremiyordu. "Patron seni bekliyor, güzel oyuncağımız olmadığı için çok canı sıkılmış." diyerek birkaç adım daha atmıştı ki arkadan gelen bir silah sesi ile Allia elini kaldırdı. Havada diğerleri gibi asılı kalan mermi sonrasında rotasını değiştirmiş, hepsinin yönü adamlara dönmüştü. "Ne kadar güçlenmiş olabilirsin ki?" diyen adamın gülüşü sözü gibi sonu olmuştu. Allia dişlerine bulaşan siyah kanı ile gülümseyerek bie iki adım öne attı ve kendisine taramaya başlayan adamların önce mermilerini sonrasında ise elindeki silahları durdurmuştu. Arkasındaki gençler ise nefes bile almadan karşılarındaki sahneyi izliyorlardı. Belki de dilleri tutulmuştu. Karşıdan gelen adamın elindeki şırıngayı kendisine saplamak istemesiyle şırıngayı zihin gücüyle kavrayan Allia sonrasında şırınga iğnesini döndürüp az önce kendisiyle konuşma zahmeti göstermiş hadsiz adamın alnına sapladı. "Tanrım!" Rose'un attığı çığlık ile arkasına baktığı sıra ayaklarının altına, sesli bir şekilde yuvarlanarak, gelen top benzeri şey ile kaşlarını çatmıştı ki arkasındaki herkes çığlık attı. "ALLİA!"

Read on the App

Download by scanning the QR code to get countless free stories and daily updated books

Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD