4.BÖLÜM

1781 Words
Gamzeden... Çok heyecanlandım. İki senedir azgın bir şekilde dolaşıyordum. Beni tutup sert bir şekilde ağzını ağzıma dayayınca ne yapacağımı bilemedim. Yaptığımı sadece bu şekilde açıklayabilirim. Tekmeyi bacak arasına vurduğum gibi adam iki büklüm olup acıyla haykırdı. Kendimi emanete hıyanet etmiş gibi hissediyorum. O bana lazımdı ne yaptım ben. - Gamze ne yapıyorsun ahh. Bende bilmiyorum çok heyecanlandım Yağız. - Yağız iyi misin sen birden şey edince şey oldu ya şey ettim. Dur dur bir bakayım ne oldu? Ne diyorum ben ya. Elini üstüne kapatmış inliyordu. Sonra şaşkınlıkla bana baktı. - Yani hastaneye gitmek ister misin? - Arabayı sen kullan eve gidelim. Cebindeki anahtarı alıp bana uzattı. Hemen kapıyı açıp onun oturmasına yardım ettim. Koşarak diğer tarafa geçtim. Eliyle pantolonu üzerinden ovuşturup duruyordu orayı. Bana bir ateş bastı. Adamı uzak tutayım derken her şeyi berbat ettim. - Ovuşturup durmasana! - Bakmam lazım bu kadar ağrıması normal değil. - Neye bakman lazım ? Fermuarı indirdiği gibi direksiyonu kırdım. - Ne yapıyorsun? Dikkat et yola bak. - Asıl sen ne yapıyorsun? - Yola bak sen hay Allah'ım nasıl bir akşam bu böyle. Yağız nasıl yola bakayım. Direksiyonu sıkmaktan eklem yerlerim beyazlamıştı. Bir kere baksan ne olur? Bakma yola bak kaza yapacağız. Off keşke daha hızlı vursaydım Yağız ne biçim insansın sen? Bu bana yapılır mı? Gözüm seğire seğire bir bakış attım. Atmaz olaydım hâlâ üçüncü bacak gibi orada sallanıyor. Fermuarın kapatma sesiyle benim iç sesim yükseldi. Unutmadım, unutamam, kara sevdam merak etme. Yaşamaksa yaşadım zaten, canımın çoğu kaldı sende. Eve gelene kadar üç kere kalp krizi yedi kere panik atak geçirdim. Kesin şeker, tansiyon kalmadı bende. Ben bu hallere nasıl düştüm? Bir de adamın koluna girmiş onu eve taşıyordum. Kendimi eee nasılmış bir zarar var mı dememek için zor tutuyorum. - Babam geldi, babam geldi. Ziya oğlum sen ne ayaksın? Anne de yanında bak. - Baba ne oldu hasta mısın? - İyiyim oğlum bir şeyim yok. - Ayşe , Emineyle babaannen nerede? - Babaannem uyudu, Emine de yarın tiyatro seçmeleri için çalışıyor, kafaya taktı iyice, prenses olacakmış. Benim kızım zaten prenses. - Baba nasılsın, rengin atmış sanki. - İyiyim minik kelebeğim, birazcık ağrım var sadece. Ziya koşarak merdivenleri çıkıyordu. Ne oldu şimdi bu çocuğa ? Yağız kanepeye oturdu yüzü kızarmıştı adamın. - Babaaa bak ne getirdim. Çocuklar düştüğü zaman sürdüğüm krem değil mi o? - Annem bunu sürüp öperse hemen geçer ağrın. Otopsi sonucuma kendi tükürüğünden öldü yazacaklardı az daha, yutamadım, yutkunamadım. Oğlum sen ne diyorsun ne öpmesi, ne sürmesi ? - Evet baba annem bize hep öyle yapıyor, hiçbir şeyin kalmaz sihirli onun elleri dedi Ayşe. Şerefsiz nasıl gülüyor. - Bilirim ne kadar maharetli olduğunu annenizin. - Çocuklar tamam babanız iyi hadi siz de uyuyun. - İyi değil, kremi sürüp öpeceğine söz ver anne. - Evet anne ben de uyumayacağım. Ayşe sende mi kızım? Güvendiğim dağlara karlar yağdı. O karlarda millet kayak yaparken ben leğene oturmuş birinin ittirmesini bekliyor gibiyim. Yağıza bir şey söyle der gibi bakıyorum adamın keyfi yerinde. Ben krem sürüp öpmem, şeyi yani üçüncü bacağı. - Kızım sinirlendirmeyin beni hadi uyuyun. - Babam böyle hastayken uyumam dedi gözleri dolarak. Lanet olsun içimdeki merhamete. - Tamam hadi uyuyun ben krem sürüp öpeceğim. - Oleyyyy - Söz ver anne. Bu Ziya fazla oldu. Bunu kulağını çekme zamanı geldi. - Söz oğlum hadi. - Odanıza çıkaralım bizde oradan uyuruz dedi Ayşe. Bir de benim odamda mı uyuyacak? Hiç mi annenizi düşünmüyorsunuz? Sakin ol Gamze sakin ol. Yağızı odaya çıkardık. Çocuklar gidince onu yatağa attım. - Ahh Gamze elinin ayarı yok yemin ederim. - Sen çocukların yanında ne biçim konuşuyorsun, ovup durma bir de yaaa. - Ben konuşmadım hem mecbur değildin söz vermeseydin, üstelik acıyorrrr. Çarpacağım bir tane o olacak. - Yapmam zaten bekleme boşuna. - Bir şey beklediğim yok zaten sözünü tutmanı beklemiyorum özellikle. - O ne demekmiş. - Eski Gamze söz verdi mi yapardı, şimdi bilemem. - Hâlâ öyleyim sözümden dönmem ben Yağız efendi. - Yap o zaman. - Yaparım tabi, krem nerede? Hemen Ziyanı bıraktığı yerden aldım. Yatağa yaklaştım. Yağızla göz göze geldik. Olay mahali tam olarak şeyindeydi. Sanırım çok pis gaza geldim. Elimde krem öylece dona kaldım. Sürüp, öpeceğim mi dedim? Yağız pis pis gülüp bana bakıyordu. Elimi kaldırıp tokat atacaktım yana kaçtı bir de hastayım diyor. - Gamze vahşi kedim yapma acıyor. - Yağız öldürürüm bak seni benimle uğraşma diyerek atıldım ama yine döndü ben yatağın kenarında kaldım. Sinirle ona bakıyordum. Azgın olmam yetmedi artık sinirliydim de ama o tınlamıyordu. - Bu sözünü sakın unutma günün birinde yerine getireceksin. - Çok beklersin Yağız. - Bekleyeceğim ama değecek pastırmam. Sabah olmadı bana, günler doğmadı. Yağız yatakta yatınca bende ucunda kıvrıldım ama uykum gelmedi. Ağlamak istiyordum ama kimse görmesin diye içime attım. Sabaha hiçbir şey olmamış gibi Yağız işe gitti çocuklar dil kursuna ben de kendimi dışarı attım. Yağız bana iki sene sonra ilk defa pastırmam dedi. Pastırmam kelimesi benim için ne kadar özel biliyor musun? Gözlerim dolunca havaya baktım. Ne kadar yürüdüm bilmiyorum. Bir mahallede buldum kendimi. Nereye geldim ben ya? İçimin dolması yetmiyor bir de kayboldum. Ağlama kendine vurma sesi geliyordu. Lan yoksa biri birini mi öldürüyor? Yoksa taciz tecavüz falan mı var? Hemen müdahale etmeliyim diyerek tek katlı evin kapısına gittim. Kapısı açıktı, önünde bir sürü ayakkabı vardı. Toplu katliam mı var? - Hoşgeldin gel kızım taziye yeri burası? Kafamı salladım. Zaten ne zaman doğru anladım ki ben bu işleri. Berili de Ateş boğazlıyor sanmıştım meğer birbirinin dilini boğazına sokuyorlardı. Bu sefer de taziye evine geldim. Bu ne ben de ki şans? Ölümsüzlük hapı yutsam boğazıma takılır ölürüm ben bu şansla. Kadın buyur etti gitmesem olmaz. Çekinerek içeri girdim. Beyaz bir yazma verdiler ben de teşekkür ettim. - Gitti dağ gibi adam gitti oyy - Çok merhametliydi herkese yardım ederdi. Kadınlar birbirine vurup ağlıyordu. Yaaa ne kadar iyi bir adam. Gözlerim doldu ben de bir yere oturarak ağlamaya başladım. Yağızla bana pastırmam dedi oyy içim yanıyor. - Abla al peçete dedi biri. - Sağol canım diyerek aldım ağlamaya devam ettim. - Yetimleri doyururdu oyyy Bana pastırmam dediiii - Çok iyi bir adamdı - Bana pastırmam dediii Ayy iki sene önce boşanma davasında seni her zaman seveceğim demişti biraz da ona ağlayayım. Babaanneden kurulamadım bir nereye gitsem yanımda biraz da ona ağlayayım ağlamışken. Ayy biraz da kumar parası yüzünden çektiğim çilelere ağlayayım. Beril ve Selini çok özledim onları da aradan çıkarayım. En çok kendime ağlayacağım diye içim dışıma çıktı. İki saattir ben kesintisiz ağlıyorum kadınlar adamı öve öve bitiremediler. - Kesin cennetlikti. - Yuh abla Allah'ın işine de karışır oldunuz, alnında mı yazıyor cennetlik diye. Birden herkes susup bana baktı. - Ama yetimleri doyururdu ayy canım amcam erken gittin bu dünyadan diye ağlamaya başladım hepsi yine ağladı. Dilini tut Gamze fena olacak. - Ne erkeni kızım adam 96 yaşındaydı. Yuh yaş bırakmamış ömründe maşallah yani eski toprak kesin babaanne de bu kadat yaşar ayy biraz da buna ağlayayım. - Benim için gençti teyze ben doyamadım amcama. Neyse biraz daha ağladım, çocuklar kurstan gelecek şimdi. Ben kalkınca birkaç kadın daha kalktı. Herkese baş sağlığı dileyip sonunda evden çıkabildik. - Çok iyi ağladın aferin kız dedi yaşlı bir teyze, anlamadım. - Sen Mehmet abi iyi ağlayan birini göndereceğim dediği zaman inanmadım ama ben bile içten olduğuna inandım. Ne diyor bunlar? - Al bu parayı inşallah başka işlerde de karşılaşırız. Cebime para koydu ben donmuş teyzeye bakıyordum. - Ne yapıyorsun teyze yok ben yani bu ne parası ? - Yüze anlaştık biliyorum ama hakettin diyerek sırtımı sıvazlayarak onları bekleyen arabaya bindiler. Bir de bana el salladılar. Arabanın arkasında itinayla ağıt yakılır, cenazeniz varsa arayın yazıyordu. Ben nereye düştüm, hangi örgüte üye oldum elimde iki yüz tlyle öylece yolun ortasında kaldım. Kendime gelmem bir saatimi aldı. Yaşadığım şok bu bünyeye fazlaydı. Ama benden iyi ağıtçı olurmuş. İki tane ağla 200 tl kap, iyi para aslında. Acaba okulu bırakıp bu işe mi atılsam? - Anne nerede kaldın? Bak babam bize sürpriz yaptı, Emine yanıma gelip bana sarılınca ben de ona sarıldım. - Ne sürprizi kızım? Bugün yeterince şok yaşadım, bir tane daha kaldıramam. - Bizi tatile götürecekmiş barışmanızın şerefine öyle dedi. Yağıza hayırdır der gibi baktım. - İş için Azerbaycana gitmem lazım. Bu vesileyle siz de gelin birlikte olalım dedim. - Yağız haftaya okullar açılacak ne tatili sen git... Başka kim gelecek? - Babaannem gelmek istemedi, biz ve sekreterim gelecek. Şimdi biz gelmezsek bunlar baş başa mı gidecekler? - Tamam geliyoruz okul öncesi bize de tatil olur? Çocuklar sevinç naraları atıyordu. İyi yaptım iyi, kıskançlıkla alakası yok sadece çocukların düşündüm. Yağızdan... Ahh Gamze ahh neden bu kadar inatsın? Sende istiyorsun bunu gözlerinde görüyorum ama inatla seni istemiyorum, bana yaklaşma diye söyleniyordu. Dilinin ne söylediğine değil kalbinin ne söylediğine bakarım ben. Bu Alev işi iyi olmuştu. Gamze açık açık onu kıskanıyordu. Hiçbir şekilde Gamzeyle kıyaslanamaz bir kızdı. Gamzenin eşi ve benzeri yoktu. Azarbeycanda iki günlük işim vardı. Gence de ben işlerimi hallederken çocuklar kafa dağıtır Gamze hanımla da hesaplaşmamızı tamamlarız. Yaklaşık 4,5 saatlik uçuşumuza başladığımız zaman Gamze tam karşımdaydı. - Baba gideceğimiz yer güzel mi? dedi Emine. - Alev ben seni gezdiririm dedi Ziya. Ayşe ikisini susturmaya çalışıyordu. - Güzel kızım hep birlikte gideceğimiz için daha da güzel olacak. Gamze ayağıma tekme atmıştı. Ne dedim ben şimdi? - Yağız Bey yarın için dosyaları inceleyelim mi? - Tabi dedim yanımdaki Aleve. Gamze sakin bir şekilde bizi izliyordu. Alev bana eğilip sürekli saçlarını burnuma sokuyordu rahatsız olmuştum. - Öhö öhö. - Gamze iyi misin? - Yağız bu uçağı neden değiştirdin? Diğer uçakta çok güzel anılarımız vardı. Tatlı tatlı karşımda gülümsüyordu. O uçakta ilk defa Kayseriye giderken sevişmiştik. Sonra diğer yolculuklarda off Gamze nasıl unuturum. Aklıma gelen görüntülerle aletim kendini belli etmeye başlamıştı. - İstersen bunda da olabilir? - Bir gezdir bakalım belki olur dedi cilveyle. Kemeri çözüp hemen ayağa kalktım. - Yağız Bey dosyalar... - Alev çocuklar sana emanet arkamızdan gelmesinler. Gamzenin elini tutup yatak odasının olduğu yere doğru ilerledim. - Vay canına bu uçağın yatak odası da çok güzelmiş ben daha cevap vermeden beni kapıya yasladı. Kapıyla arasında kalmış, bedeniyle beni sıkıştırıyordu. Heyecandan ayaklarımın bağı çözüldü. Kalbim küt küt atıyordu, gözlerindeki açlık çok barizdi. - Bir anlaşmaya ne dersin? - Ne anlaşması dedim şaşırarak. - Senden birşey isteyeceğim yaparsan bir öpücük, her isteğime bir öpücük ne dersin? Aklını kullan Yağız eline geçen fırsatı tepme. - Öpüp çekilirsin sen öpücük derken ben ne zaman sonlandırsam o zaman biter öpücük. Yüzündeki ifadeye bakılırsa doğru yere parmak bastım. - Tamam Yağız kabul. - O zaman bir öpücükle önce beni ikna et sonra istediğin şeyi yapayım. - Ne olduğunu sormayacak mısın dedi gülümseyerek. Sen böyle gülsen ben kendimi uçaktan bile atarım. Omuz silktim. - Umurumda değil gel buraya Belinden tutarak kendime bastırdım. Ensesinden tutup delice öpmeye başladım susadığım o dudakları. Yumuşacık altımda eriyen o müthiş dudaklar aralanınca dilimi devreye soktum. Bu son şansım olabilir. Maharetlerimi kullanıp tekrar Gamzeyi kendime çekmeliydim...
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD