RÜYA
Bir gün daha okul bitti akşam Mine 'nin evindeki partiye gidecektim dolabımdan giyebileceğim kıyafet arıyordum onların ortamına uydurabilecek bir kıyafetim yok. Geçen sene harçlıklarımı biriktirip aldığım kot elbisemi giyinecektim onlar gibi olamaz özentimde olmadı bunca zaman uzun saçlarımı saldım kızlarından birinden saçlarıma maşa yapmasını istedim. Saçlarım hazır olduğunda makyajımı yaptım yurta olmanın özelliklerinden biri kızların süslerine düşkün olmaları bütün aradığın herşeyi bulama imkanı yüksek.İnce topuklu ayakkabılarımı giyindikten sonra aşağı indim Mine şoför göndermişti kendim gelirim dediğim halde beni her zaman ki gibi dinlemeyişi arabanın arka kapısı şoför tarafından açıldı. Mine 'nin evine doğru yola çıkmıştık dışarıyı izliyordum İstanbul 'u dolaşma imkanım olmadı sadece yurt ile okul arasında mekik dokuyordum başka yer görmemiştim bu koca şehirde az kalsın unutuyorum görüp görebileceğim gizemli orman yollarını ezberlemek üzeriyim...
Evin büyük giriş kapısından araç içeri girmişti görkemli evi vardı zenginlerin olmazsa olmazı olan büyük gösterişli evler araç kapının girişinde durmuş kapım açılmıştı etrafa göz gezdiriyordum çok, çok büyük bir bahçe yeşillikle kaplı rengarenk çiçekler ağaçlarla donatılmış çiceklerin mis kokuları burnuma doluyor kokuları içime doldurdum sanki hiç kokularını bilmiyormuş gibi kapıda beni karşılayan yaramaz kız çocuğu karşılamıştı.
" dostum hoş geldin biran gelmeyeceksin sandım "
" senden kurtuluşum yok "
" olmasın zaten "
aramızda gülüşmeye başladık yanımdan geçip giden Abay 'ı görünce gülmem kesildi
" ondan hoşlanmıyorum babam ısrarı yüzünden onuda davet ettim birde kendini kolejin popileri sanan barbie bebeği burada "
" boşver "
içeri çekinerek girdim çünkü onların ortamına ayak uyduramazdım gerçi Mine farklı bir kız kot pantolan bir tshirt serseri çocuklar gibi giyinişi arkadaş ortamıda ondan farklı olsa bile serseri çocuklar gibi candan sevecenler tabi bir kaçı hariç parti dediğinde gözümü korkutmuştu ama şimdi gördüğüm manzara sıradan eğlence beni biraz olsun rahatlatıyor. Esin, Levent, Kadir selamlaşarak sohbet ediyorduk Mine ablası Damla ve müstakbel eniştesi Devran ile tanıştırdı. Damla, Mine 'nin tam tersi sakin aklı başında bir kız kısa sürede anlaşmıştık biz konuşurken Mine kolumdan çekiştirerek salonun ortasında dans etmeye başladık dans etmeyi seviyordum ama topluluk içinde dans etmedim. Biraz utanıyordum bu deli kız utanmamı bile unuttuyordu tepinmekten bozğazım kurumuştu evin bar kısmına doğru ilerledim orada Banu içeceğini yudumlarken husursuzca yanına gittim alkolsüz içecek istedim
" bakıyorum da kendini bu dünya ayak uydurdun "
" ne demek bu? "
" Mine şımarık çocuk eve beslemek için kedi getirir sıkılınca kapı dışarı eder sende "
dediğine anlam veremezken
" yani diyorum ki kendini fazla bizim dünyamıza alışırma evin beslemek istediği kedilerden bir tanesi sensin Mine heran beslemekten vazgeçebilir "
içtiğim şey boğazıma dolup taşıyordu son sözünü söylerek yanımdan çekip gitti gözlerim doluyordu masada duran içeceğimi tek seferde içtim boğazımı yakmıştı kimseye fark etmeden evin kapısına doğru ilerledim. Dışarı çıktığımda kaçar adımlarla uzaklaştım aklımda dönen o sözler canımı acıtmıştı yol boyu yürüyordum etraf karanlıktı anlamsız başım dönüyor gözlerim puslu olduğundan etrafı net göremez hale geldim. Ormanın yakınlarında olduğumu anladığımda beni çağrıyordu ağaçların aralarında geçip yolumu bulmaya çalışırken ses duymaya başladım ama halim yoktu ayaklarım taşıyamayacağını düşünürken ayağım takıldı düşeceğimi sanarken belime sarılan kol çığlık atıp çırpınıyordum.
" hey sakin ol "
sesi tanıdık geliyordu gözlerimi açıp ona baktım
" senn bay ukala korkuttun beni "
" senin burada tek başına ne işin var? "
bana yakınlaştı rüyamdaki gibiydi ama geri çekildi
" sen sarhoşsun "
" ne? bay ukala ben içmem "
" eminim alkol almıyorsun içki kokusu başka yerden gelmiştir "
alaycı tavırda konuşuyordu
kollarından sıyrıldım yürümeye çalışırken sendelerken tekrar belimi kavradı kucağına aldı
" bırak beni yüreyebilirim ve ben alkolsüz içecekten başka birşey içmedim "
cevap vermiyor ormanın içinde kucağında beni taşıyor
" neden bu kadar ukala ve sertsin? "
" çok fazla konuşanlardan nefret ederim "
" o zaman neden beni takip ettin ve kucağında taşıyorsun? bırak beni "
" herkes seni arıyor kıpırdamazsan iyi edersin? "
" kim arıyor ki beni? "
" arkadaş bildiğin insanlar "
" hmmm "
kucağında ormanın çıkışına geldiğimizde arabanın önünde indirdi beni cebinden telefonunu çıkardı
" onu buldum yurda bırakacağım "
dedi ve telefonunu cebine koydu
" hayır yurda gidemem yoksa beni oradan atarlar "
" beni alakadar etmez bin hadi "
arabaya zorla bindirdi oraya gidemezdim aklım bulanıktı zaten birde onu yanımda görürülerse kesin kovulurdum yurttan ne söylediysem dinlemedi. Yurdun önüne geldiğimizde beni arabadan indirip kucağına aldı gözlerim yarı açıktı kapıdaki güvenlik görevlisine zorluk çıkartarak içeri girdi peşimizden görevli ve yurdun müdür yardımcısı takip ediyor. Bana ne olduğunu sorduğunda ayılınca kendisine sorarsınız dedi bay ukala bunu neden yapıyor sanki buradan kovulmamı ister gibi hali vardı. Benden bu kadar neden nefret ediyor anlamış değilim ona bir şey yapmadım ki odamı biliyormuş gibi yatağıma yatırarak çekip gitti...
Sabah uyandığımda başımda bekleyen yurdun müdür yardımcısı Şeynay Hanım gözlerini bana dikmiş bakıyor
" sonunda uyanabildiniz küçük hanım "
yattığım yerden doğruldum
" şey efendim "
kekelemeye başladım
" bak kızım ilk gün uyardım seni diğerlerine benzemiyorsun saf bir kızsın derslerinde oldukça başarılısın dün gece olanları müdüre bildirmedim kurallara uymazsan başına gelecekleri bilyiyorsun bundan sonra dikkat et "
nazikçe uyarısını yaptı odadan çıkacakken Mine içeri girdi
" sakın Rüya kendine benzeterek hayatını yakmaya kalkma "
oda payına düşen uyarıyı aldı bizi yanlız bıraktığında yanıma gelip oturdu
" iyimisin? dün akşam "
" dün akşam ne oldu? "
olanları anlatmaya başladığında flim şeridi gibi gözümün önünden geçen karaler belirdi tepkisiz kaldım
" Rüya sana Banu ne söyledi? "
" hiç birşey "
" yalan söylemeyi bile beceremiyorsun onunla konuşurken şeklin değişti sonra sen farkına varmadan içeceğine alkol karıştırmış kamerada herşey açık "
bana söylediklerini aktardımda sinirlendi bana gönül koymadı diyemem ben hazırlanırken Banu 'ya ders vermek için plan yapıyordu. Hazır olduğumda birlikte okula gittik o Banu 'ya ders vermek için peşinden gitti bense Abay 'ı etrafta aramaya başladım soyunma odasında buldum önümden geçip gidecekken kolunu tutarak gitmesine engel olurken yüzüme bile bakmadı.
" senin derdin ne? "
" benim bir derdim yok ama senin olduğun kesin "
kolunu çekip yoluna devam edecekken önünde durdum gözlerinin içine baktım istemsiz beni derinlere götürüyordu
" yurda gitmek istemediğim halde neden beni oraya götürdün? beni olduğum yerde bıraksan daha iyi olurdu sen benden ne istiyorsun sana kötülük yapmışım gibi her defasında beni cezalandıryormuşsun gibi hisse kapılıyorum "
sorularım havada kalmış tek kelime etmeden beni es geçip gitti peşinden giderken ortalıktan birden kayboldu...