KARANLIĞIN GİZEMİ

KADER

RÜYA

Haftalar geçti onun yaptıklarının sınırı yoktu delirmemek elde değil her olayın içinden çıkıyordu en sonunda yıl sonunda yapılacak olan tiyatro gösterisine oyuncu olmayı zorla kendini kabul ettirdi. Birlikte başrol oynayacaktık benden hoşlanmadığı halde karşılıklı provalar yapıyor her devasında problem çıkıyordu birşey daha var ondan nefret edişim bir yandan istemsiz ona doğru çeken ne olduğunu anlayamıyorum.

" Rüya bu kadar maratonda gibi koşmanın ne gereği var? dur artık "

" ne yapayım öfkeme hakim olmanın tek yolu "

" gecenin karanlığında deli gibi koşmak mı sakinleştiriyor seni? off nasıl bir yöntem? benden bu kadar bacaklarım daha fazla kaldıramayacak "

söylenerek çalan telefonu cevap verdi biraz benden uzaklaştı

" ben koşmaya devam ediyorum "

koşmaya devam ederken karşımdan gelen tır yoldan çıkmış bana doğru hızla gelişi ne yapacağımız bilmez halde kal geldi olduğum yere çivilendim gözlerimi kapatmış çığlığım atıyordum.

" Rüyaaa "

Aynı anda Mine ve ani fren sesini işittim gözlerimi açtığımda karşılaştığım manza şok geçirmeme sebep oldu. Abay iki eli tırı durdumuş nasıl olabilir? şoför telaşla yanıma geldi.

" iyi misiniz? nasıl oldu bilmiyorum frenler tutmadı "

" Rüyaaa iyi misin? "

tek cevap veremezken Abay

" tamam sakin olun kimseye bir şey olmadı aracınızı bakırtasınız iyi olur "

adamı başımızdan gönderdi

" Rüya iyi misin? cevap ver korkutuyorsun "

" iyim "

dudağımdan çıkan tek kelime çıkarken aklımdan geçen karşılaştığım manzara gözlerim onu kitlerken benden gözlerini kaçırırken yanımızdan gitmek için adım attı

" hey senin ne işin burada? "

" sana hesap verecek değilim akşam vakti buralarda tek başınıza dolaşmazsanız iyi olur "

Mine ona bakmadan söyleniyordu göz hapsine aldığımdan ormanın içine doğru ilerleyerek birden kayboldu...

Kaç gün geçti o günü unutamıyordum bundan önceki tavırları puzzle gibi birleştirmeye çalışıyorum onda anlamadığım tuhaflık var. Derse başlamıştı yanımda oturuşu nefes alışı bile farklı neden bu kadar ormandaki gizem gibi onu aklıma takmıştım? derse dodaklanmakta zorluk çekiyorum. Sınıfın kapısı çalmış içeriye polisler girdi

" buyrun nasıl yardımcı olabilirim? "

" Rüya Aksu bu sınıfta mı? "

ayağı kalktım

" benim "

" uyuşturucu madde bulundurmak ve satmaktan göz altına alındınız bizimle merkeze geleceksiniz "

" ne? "

" bir yanlışlık var bu işte Rüya öyle bir değil "

" derdini merkezde anlatır "

polis yanıma gelerek kelepçeyi bileklerime geçirdi

" ee kimsesi yok böyle işlere kalkışması normal "

" seni parçalarım "

" Banu, Mine "

keskin dille uyarmıştı onları sınıftan çıkarken hoca ile göz göze geldim başımı iki yana salladım ben masumum bütün gözler bileğimde kelepçede benim için söylenenler o an sağır olmak istedim

" lütfen dinleyin ben masumum ben yapmadım kesin bir yanlışlık var "

" derdini gidince anlatırsın "

çaresiz gidiyordum başımı eğdim suçlamalar ağır gelmişti mekeze gittiğimizde ifademe baş vuruldu o sorgu odasına olmak bile ürkücü burnumu çeke, çeke defalarca aynı sorulan soruya tek bir cevabım ben masumum. İnanmadılar mahkemeye çıkarıltılacaktım ilk beni o parmakların arkasına haps ettiler. Parmakların arasında tek değildim tanımadığım bu kadınların arasında kaldım kimbilir ne suçtan buradalar? suçsuzluğum ıspatlanmazsa nasıl yaşayabilirim? üstelik suçum yokken...

Kaç saattir içerideyim bilemiyorum beni o parmakların arasından alarak bir odaya götürdüler köşede sessizce konuşulanları dinliyorum. Yurdun müdür yardımcı Şenay hanımda gelmiş yanında birlikte kaldığımız odadaki iki kızda yanında anlattıkları kulaklarıma inanmadım meğer yakalanacaklarını anladıklarından benim üzerime suç atmışlar. Yurtda olay duyulunca oda da arama yapılmış onların eşyalarının arasından uyuşurucu çıktığından suçlarını kabul etmişler.

" memur bey duydunuz gerçek suçlular itiraf etti Rüya 'yı serbest bırakılması taraftarıyım "

arkası dönük oturan adamı fark etmedim ama sesi tanıdık geliyor

" gerçek suçluları getirdiğiniz için teşekkür ederiz Asaf Çetin "

Asaf Çetin?

" rica ederim "

ayağı kalktı tokalaştıktan sonra bana döndü kalbime acı içinde kıvranıyordu baba

" Rüya kızım ben Mine 'nin babası Asaf suçsuz olduğun kanıtlandı şimdi kaldığın yere bırakıyım seni "

şuana şahit olmaktansa içeride kalmayı tercih ederdim

" ben kendim gidebilirim "

ufak tebessüm ederek güldü

" olur mu öyle şey? hem Mine canıma okur akşamın bir vaktinde seni yalnız gönderemem hadi gidelim "

peşinden gidiyor kalbim acı içinde kan ağlıyordu yıllar önce annemi beni bırakıp giden adam şimdi yanımda dostum dediğim Mine 'nin babası olarak onun yakasına tutup geçmişin hesabını sormak istiyordun. Bunu yapmayacağım bunca zaman bir kere bile beni aramayan babadan neyin hesabını soracaktım. Annem o gittikten sonra kansere yaklanmıştı o ise çoktan yeni hayat kurmuş kendine asla beni öğrenmeyecek ya da öğrense bile yüzüme bakarmı? yıllar önce öylece terk etti. Yurdun önüne geldiğimizde kuru teşekkür ederek arabadan indim yurtda ilerlerken Abay o da burada beni mi bekliyordu? onu fark ettiğimi anlayınca yine ortalıktan kayboldu.

" neden Asaf bunu bize yapıyorsun? "

" Sinem artık bizden bişey olmaz "

" şimdi mi aklına geldi bizden bir şey olmayacağını hadi benden vazgeçiyorsun peki kızın Rüya o ne olacak? nasıl yüzüne bakacaksın "

" sizi madur etmeyeceğim kızım beni anlayacaktır anlamaya çalış "

konuşmlarının arasına girmiştim en son yüzünü bizi bırakıp gittiği gün gördüm 8 yaşındaydım annemin gözü yaşlı o günden sonra elinde valizi beni kaçırır gibi kaldığımız yerden ayrılmış bir daha görmedim. Bir zaman sonra annem onun yüzünden üzüntüsünden kansere yakalandı gözümün önüne gelen bu sahne aklımdan silmek hiç kolay olmamıştı şimdi yine o perde açılmış sürekli tekrar ediyor. Pencerenin önüne geçtim nefes almak istiyorum derin soluk alışımın ardından bahçede penceremin altında bekleyen Abay baktığımı fark etmişti. Odadan kimseye görünmeden aşağı indim etrafa baktım yoktu

" ne istiyorsun benden? neden sürekli karşıma çıkıyorsun? sonrada ortalıktan kayboluyorsun "

etrafa iyice baktım omuzlarımı kaldırıp indirdim aklım bulanıkken bir de sen karıştıryorsun salınca geçip başımı gecenin ışıldayan yıldızlara gözlerimi kilitledim...

Kuşların cıvıltısına gözlerimi açtım çoktan hava aydınlamış uyuya kalmışım yerimde doğruldum ne zaman odama gelmiştim hatırlamıyorum.

" üzerime sinen bu koku yok o olamaz değil mi? "

" oo... bir gün içeride kaldın diye kendi kendine mi konuşmaya başladın? "

" ne? "

" diyorum ki kimle konuşuyorsun? "

ağzımı açıp konuşacakken cazgeçtim şimdi bunu anlatamazdım

" boşver şimdi neden geldin? "

" gerçekten soruyor musun? seni alıp birlikte okula gideriz diye düşündüm istemiyorsan? "

arkasını döndü

" Mine öyle demek istemedim hem o okula nasıl döneceğim? "

" neden dönemeyeceksin? "

" olanlardan sonra "

" Rüya suçsuz olduğun ortaya çıktı merak etme sen okula gitmeden haberin uçtu bile yani endişe edeceğin bir durum yok hadi hazırlan okula geç kalacağız "

zorla yataktan kaldırdı hazırlandığımda birlikte okulun yolunu tuttuk ona nasıl söylerdim ikimizin babası aynı kişi diye kısa sürede gerçek kardeşim olduğunu bilmeden sevdim bu kötülüğü ona yapamam gerçekleri öğrenmesini istemiyorum kimse bilmeyecek sırrım benimle mezara kadar gidecek...