Siyah

2463 Words
Keyifli okumalar Masal baş ağrısı ile gözlerini açtığında odasında olduğunu fark etti. Gece en son nerede koptuğunu hiç hatırlamıyordu. Komodinin üstünde ki telefonu aldığında saat erken olsa da kalkması lazımdı. Babası ile konuşması gereken bir yarış ve gitmesi gerek bir pist vardı. Yastıktan kafasını kaldırdığında sonunda yataktan çıkabildi. Baş ucunda asılı olan tabloya baktığında yıllarca hayalini kurduğu piste baktı. Sonunda büyük bir yarışta adını duyuracaktı. Bugünden itibaren sıkı bir çalışma yapmalıydı. Başı ağrısa da enerji dolmuştu. Dolabından eşyalarını aldığı gibi kendini banyoya attı. Güzel bir banyo ve diş temizliğinden sonra çıkabildi. Babasını ikna etmek istiyorsa alkol kokmamalıydı. Odadan çıkmadan önce saçlarını ve üstünü kontrol etti. Hazır olduğuna emin olunca da vakit kaybetmeden aşağı indi. Salona girdiğinde ailesi kahvaltı masasına oturmuştu. -Günaydın!! Kuzey kızının sesini duyunca haliyle şaşırdı. Sabaha doğru geldiği için uyanması mümkün değildi. Mira ve Kartal da aynı şaşkınlığı yaşadığı için günaydın bile diyememişlerdi. Öğlenden önce nasıl kalkmıştı gerçekten merak ediyorlardı. Masal masaya oturduğu gibi tabağını doldurdu. Ailesine gülümseyerek "Nasılsınız?" dedi. -Biz iyiyiz de kızım. Asıl sen nasılsın? -Çok iyiyim baba. Mira kızına yaklaşıp ateşini kontrol etti. Her şey normal görünüyordu. "Saat kaç olduğunu biliyor musun?" Kartal araya girip "Bence bilmiyor anne."dedi. Ablasına bakıp "Bak bu kahvaltı masası. Ben daha okula gitmedim."diye tane tane anlattı. Masal kardeşinin şekilli saçlarını karıştırdı. Elinden kurtulmaya çalışsa da çekip kocaman öptü. Yetmedi diğer yanağını da öptü. -Seni okula bırakayım mı? Kuzey kızının iflah olmaz hallerini izlerken "Sen ne zaman gideceksin?"diye sordu. Masal yanlış yere konuya girdiğini anlayınca dönmek için "Kartal moralin bozuk mu?"diye atladı. Selin ile bir ara konuştuklarını göre sorabilirdi. Ablasına göz kaş işareti yapsa da umursamayan bakışları deli ediyordu. Hangi akılla hislerini anlatmıştı onu da bilmiyordu. Aşktan anlamadığı yetmiyor bir de kahvaltı masasın da konuyu açıyordu. Kuzey ve Mira oğullarına baktığında okul mevzusunu unutmuşlardı. Neden morali bozuk merak ediyorlardı. Masal çok bekletmeden kahvaltı yaparken "Oğlunuz ret edildi anlaşılan." dedi. -Abla!! Saniyeler içinde her şeyi dökmüştü. Annesine ve babasına baktığında telaşlı gözleri görünce açıklamak zorunda kaldı. -Abartacak bir şey yok. Siz ablama bakmayın. Kuzey daha dün Oğuz'dan oğlunun kimi sevdiğini öğrenmişti. Şimdi kızına göre ret edilmişti. Bu yaşlarda çok normal olsa da nasıl destek olabileceğini düşünüyordu. Mira ise oğlunun kimi sevdiğinden habersiz "Seni ret eden kendi düşünsün."dedi. Takmaması için söylese de Masal gülünce anlamayan gözlerle baktı. Yanlış bir şey mi demişti? -Zamanında babamıza az çektirmeyen annemiz mi bunu söylüyor? Eski defterler açılınca Mira kızına yok artık diye baksa da kocası da bıyık altından gülüyordu. Döndüğü gibi "Kuzey!"diye uyarsa da kendini tutamadığı belliydi. -Kartal bence sen babamdan taktik al. -Kapısında mı bekleyeyim? Kuzey çocuklarının alay konusu olduğunu fark edince "Deneme yorucu oluyor."dedi. Karısının bakışlarına da en içten gülümsemesini yolladı. -Tamam asıl konuya gelelim, bu kız kim? Mira'nın sorusu ile herkes birbirine baktı. Masal az önce konuyu açan olsa da bu kısımda yardımcı olmaya karar verdi. -Anne asıl dün ne oldu bir bilsen. Eda'ya talip çıktı. Gündem hızla değişirken Kuzey şaşkınlıkla "Kim?"dedi Kardeşi duyduğunda şok yaşayacaktı. Kızı artık çocuk değildi, ama kıyamıyordu. Bir de yanına kimseyi yakıştırmama olayı vardı. Kartal gülerek "Mekanın sahibi mi?"dedi. Adam tüm gece hayran hayran bakmıştı. Arkadaşı aklına gelince de "Adama neyle karşı karşıya olduğunu söyleseydin."dedi. -Söyledim ama dinlemiyor. Amcam seni öldürür demeye getirdim tık yok. Bende bıraktım. Kuzey bir amca olarak "Kızım şunu düzgün anlat. Kimin nesi bu çocuk?"dedi. İki gün sonra bir sıkıntı olursa kardeşi söylemedi diye kızardı. -Edric ile üniversite zamanı tanıştık. Bristol'dan geldi. Uğur'un doğum gününü kutladığımız mekanın sahibi. Kuzey duyduklarından pek memnun olmadı. Yabancıydı ve işi de gözünü tutmamıştı. Her gün değişik tiplerle bir arada olan biriydi. Oğluna baktığında ne diyorsun bakışı attı. -Adam manken gibi. Sarp yüzünden çok yanımızda kalamadığı için bir şey diyemeyeceğim. Masal babasının telaşını anlayınca "Edric çok farklı biri. Kaç yıldır arkadaşız sevgilisi bile olmadı. Mekanına bir sürü kız gelse de yüz vermiyor."dedi. -Kızım sana göre erkeklerin hepsi aynı. -Yok arada şerefsizler çıkıyor. Mira 'kızım' diye araya girdi. Çoğu huyu kendine benzese de bir duru olsun istiyordu. Eda'nın konusunu sonraya bırakıp "Senin hayatında kim var?"dedi. Bir düzgün ilişkisi olsa hayır demeyecekti. Kuzey da aynı şeyi istediği için "Evet senin aşk hayatın ne durumda?"dedi. Bir baba olarak bunu soracağını hiç düşünmezdi, ama kızı başka şans bırakmıyordu. Birini getirip erkek arkadaşım dese çok mutlu olacak haldeydi. Masal şok içinde ailesine bakarken konu hangi ara kendine geldi anlamıyordu. Hem aşk da neydi? Tiksinerek bakarken "Bunu duymadım sayıyorum."dedi. Kartal fırsatı kaçırmayıp "Zaten seni sevecek olanda yoktur."dedi. Ablasının dil çıkarmasına şaşırmadığı için annesine ve babasına gösterdi. Hala çocuk gibiydi ve tek bildiği arabaydı. -Kızım okuluna gitsen mezun olsan. Sonra da seni de baş göz etsek. Kuzey bunu gerçekten istiyordu. Kızının bu konulardan çok uzak olduğunu bilse de artık yarış pistlerinde olmasını istemiyordu. Oysa Masal konunun geldiği yerden hızla uzaklaşmak istiyordu. Hem daha önemli bir meselesi vardı. Toparlanıp "Babacığım..." dediğinde hepsi bir şey isteyeceğini çoktan anlamıştı. -Baba kesin yeni araba isteyecek. Kardeşine uyarı dolu bakışlarını attıktan sonra ailesine döndü. En ikna edici bakışlarıyla bakmaya çalıştı -İki ay sonra bir yarış var... Mira anında "Olmaz!"diye araya girdi. Kızını direksiyon başında gördüğü her saniye tansiyonları oynuyordu. Yavaşı yoktu ve yarış pisti tehlikeli geliyordu. Kuzey de aynı düşündüğü için "Bu güne kadar ne istesen tamam dedim, ama annen haklı. Olmaz kızım."dedi. Kendi araba kullanırken hiç yaşamadığı streslerin hepsini kızı ile tanımıştı. Kalbi ağzına geliyordu ve bir şey olacak diye korkuyordu. Olumsuz cevap alsa da vaz geçmeyecekti. "Ama bu yarış çok önemli. Uzun zamandır da bekliyorum. Baba lütfen..." Kızına kıyamasa da tekrar "Olmaz." dedi. -Neden olmaz? Kaç yıldır araba sürüyorum, bir kere kaza yapmadım. Hem en iyi şekilde hazırlanacağım. Kızının bir yarış için bu kadar istekli ve heyecanlı olması ikisini de üzüyordu. Ne okula ne de başka bir şeye böyle ilgisi vardı. Kuzey kabul etmeyeceğini bilerek "Okula gidersen düşünürüm."dedi. Mira kocasının yumuşamasına tepki verecekti ki kızının "Bu saatten sonra okulda ne yapacağım?" demesiyle gerek kalmadı. Zaten yapamayacağı bir şey istemişti. Kuzey daha fazla ısrar etmesin diye masadan kalktı. Kızının bakışları arasında "İzin vermedim. Gidersen düşüneceğim." dedi ve ayrıldı. Masal'ın tüm hayalleri uçup gitmek üzereydi. Annesine baktığında destek bekledi, ama o da babasının arkasından kalkmıştı. -Bu sefer işin zor. Kartal da okula yetişmesi gerektiği için kalkınca masa da tek başına kaldı. Ne olursa olsun bir yolu olmalıydı. Madem okulu şart koşmuşlardı bir ziyaret zamanı gelmişti. Kalktığı gibi geri odasına çıkıp üstünü değiştirdi. Babası okula git demişti, derse gir dememişti. Çıkmadan önce aynanın önüne geçtiğinde kendini gayet beğendi. Siyahlara bürünerek yeterli mesajı verdiğini düşünüyordu. Dudağına da siyah ruj çektikten sonra çantasını alıp aşağı indi. Babasının duyabileceği şekilde "Ben okula gidiyorum."diye bağırdı. Kuzey karısına döndüğünde "Doğru mu duydum?"dedi. Mira da emin olamıyordu. Bu kadar hızlı ikna olması mümkün değildi. Birlikte koridora çıktıklarında kızlarının kıyafetini görünce istemsiz gülümsediler. -Kızım baya özenmişsin. Annesine sitemle bakarken "Ne kadar üzgünüm siz anlayın. Baba sözünü unutma düşüneceksin."dedi ve evden çıktı. Bahçede gözünü gezdiğinde kırmızı arabası yoktu. Edric'in mekanında kaldığını anlayınca da siyah spor arabasına doğru yürüdü. Kıyafetine de uyumlu olduğu için iyi tercihti. Kuzey ve Mira pencereye yaklaştıklarında hala inanamıyorlardı. Mira "Gerçekten gidecek mi?"dedi. Kuzey yarışın baya önemli olduğunu anlamıştı. Yine de kızı her an vaz geçer diye telefonu çıkarıp Uğur'u aradı. -Efendim Kuzey amca. Uğur eve geç vardığı için okula da yorgun gelmişti. Kahve içtikten sonra biraz kendine gelmiş ve işinin başına geçmişti. -Uğur acil bir durum var. Masal okula diye çıkıyor. Duyduğu ile ayağa kalktı. Aylar sonra bu gelişi anlamadığı içinde "Emin misiniz?"diye sordu. Hem iyi bir haber miydi bilemiyordu. Derslere devam etmesini herkes istiyordu, ama Masal okula geldiğinde ortalık karışıyordu. Tüm dikkatler onun üstünde oluyordu ve ders adına bir şey kalmıyordu. -İşte bizde emin olmadığımız için seni aradık. Bir yarış varmış sanırım ona katılmak istiyor. Sen biliyor musun? Dün konuştukları konu olduğunu anlayınca "Biliyorum."dedi. -Senden yardım isteyecek, sakın kabul etme. Peşini bırakmayacağını bilse de "Siz merak etmeyin."dedi. -Tamam oğlum. Bir de okula gelirse bir zahmet haber ver. -Tabi amca. Görüşürüz diyerek telefonu kapattığında saate baktı. Telefon konuşmasından önce çıktıysa çok geçmeden okulda olurdu. Karşılamak için ceketini alıp bahçeye çıktı. Okulun otoparkına doğru yürürken çok geçmeden siyah spor araba giriş yaptı. Düşündüğü gibi de herkesin anında dikkatini çekmişti. Gözler o tarafa dönerken Masal arabasını park edip iniş yaptı. Baştan aşağı siyah giyindiğini görünce derin bir nefes alıp yürümeye devam etti. Sarı saçları rüzgarda uçarken hava kapalı olmasına rağmen gözlük takmayı unutmamıştı. Masal arabadan indiği anda sıkılmıştı. Babasını ikna etmek için dişini sıkmalıydı. Etrafa baktığında izleyen bir sürü gözleri gördü. Gözlüklerini çıkarırken Uğur'u fark var edince en ona önüne doğru yürüdü. En azından biraz onun odasında takılır sonra kaçardı. -Sen okulun yolunu bilir miydin? Suratını asarak yaklaşırken yine öpeceğini anlayınca geri adım attı. Etrafı gösterirken "Ne yapıyorsun?"dedi. Herkesin gözünde hocaydı ve siyah olmaya niyeti yoktu. Masal etrafa baktığında tek işleri merakla izlemek olan tiplere sinir oldu. Uğur'a döndüğünde "Bu haksızlık."diye sitem etti. Eskisi gibi ona yakın olmak istiyordu, ama gün geçtikçe uzaklaştığını hissediyordu. Eskiden her an yanında olurken şimdi okul, tez ya da başka şeyler engel oluyordu. Uğur aslında kendini zor tutuyordu. Eskiden temaslar sıkıntı olmuyordu, ama şimdi duygularını kontrol edemiyordu. Çözümü uzak durarak bulmaya çalışsa da böyle baktıkça çaresiz kalıyordu. Masal duygularından habersizdi ve eski Uğur'unu istiyordu. Gönlünü almak için "Ruj sürmediğin bir gün öpersin."dedi. Masal anında gülerken "Babama aramıştır. Yarışa izin vermedi. Okul şartı koydu."dedi. -Evet aradı. Ne yapacaksın? -Senin ofiste takılıp gideceğim. Uğur şaşkınlıktan diyecek kelime bulmakta zorlanıyordu. "Babanı mı kandıracaksın? Masal derse girip mezun olmanı istiyor..." Devam edemeden "Sen bari yapma. Herkes tutturmuş bir okul diye. Ben yarışmak istiyorum. İki ay sonra o kupayı kaldırmak için şu an piste olmam lazım."feryadını dinledi. Ne deseler dinlemeyeceğini biliyordu. Zaten bu zamana kadar aklına koyduğu neyi yapmamıştı. Kuzey amcası da biliyordu. Hayır dese de o yarışa hazırlanacaktı. Masal ellerini çenesinin altında birleştirdi. "Bana yardım et Uğur. Babama ben yanında giderim desen. Sen güzel konuşursun. Hem sen destek olursan hayır demez."diye yalvarmaya başladı. İşte yine yapıyordu. Yeşil gözleri kalbine işlerken masum bakışlarına çoktan ikna olmuştu. Kendine kızsa da ona hayır diyemiyordu. Dudaklarını büzmüş heyecanla cevabını bekleyişini izlemek bile dengesini alt üst ediyordu. Nefes alıp etrafa baktığında olmaz demesi gerekirken "Tamam." dedi. Masal havaya zıplarken yine boynuna atlayacaktı ki son anda frene basabildi. "Senin çalışma saatine göre ayarlama yaparız. Babama izledim desen bile yeter..." -Masal babana yalan söylemem. Arada gidip izleyeceğim diyeceğim. -Tamam sen nasıl istersen. Peki ne zaman konuşuyoruz? Ayak üstü yine kandırılmıştı. Kuzey amcası destek olma demişti değil mi? Kızı akıl mı bırakıyordu? -İşim bittiğinde. -Ben gideyim mi o zaman? Masal adım attığında Uğur "Dur orada! Baban okul dememiş miydi?"diye bağırdı. Uzak durmaya çalışsa da izin verdiği anda piste gideceğini biliyordu. -Akşam konuşacaksın.. -Masal ben yarışı konuşacağım. Okulu değil. Masal oflayarak önüne düşünce Uğur arkasından gülerek izledi. Derse gireceği yoktu, ama bir umuttu. Binaya yürürken yaklaşan grup "Ooo Masal gelmiş" diye bağırmaya başlayınca her şey bitmişti. Daha bir şey diyemeden "Ben seni çıkışta bulurum."diyerek hızla uzaklaşmıştı. Masal buydu, ama her defasında şu görüntüyü izlemek ağrına gidiyordu. Etrafını saran insanların arasında uzlaşmasını bir süre izledikten sonra odasına çıktı. Masasına oturduğunda kafasını ellerinin arasına aldığında ne yaptığını düşündü. Masal'ın o yarışa katılmasına yardım ederse izlemeye gidebilecek miydi? Yanındayken duygularını ne kadar kontrol edebilecekti? Çoktan pişman olsa da evet demişti ve geri dönüşü yoktu. Kuzey amcasına haber vermesi gerektiğini hatırlayınca mesaj yazıp yolladı. Sonra da tez çalışmasına dönüp aklında dönen düşüncelere ara vermeye çalıştı. Belki de kaçmanın en iyi yolu çalışmaya yoğunlaşmaktı. Zaman hızla geçerken çalan kapı ile doğruldu. Gel dediğinde açılan kapında Masal girince saate baktı. -Çıkmıyor muyuz? -Çıkalım. Kalkıp eşyalarını toplamaya başladığında Masal da yaklaşıp masaya dayandı. Yakınlaşması ile tedirgin olurken "Sen önden git."dedi. Masal önüne eğilirken hallerinde bir şey olduğunu anlamıştı. Yüzüne bakmıyordu ve göndermeye çalışıyordu. -Sen iyi misin? Uğur sonunda eşyalarını topladığında gülümsemeye çalıştı. "İyiyim. Hadi gidelim." Yanından geçtiği gibi kapıya varıp çıkmasını bekledi. Masal pek inanmasa şimdilik bir şey demeden kapıdan çıktı. Okuldan çıktıklarında Uğur önce eve uğrayalım dediği için hızla ilerledi. Gaza yüklense de hiç ses etmemesi de gözünden kaçmadı. Evin önünde frene baktığında inmesin diye kapıları kitledi. Uğur tam elini attığı anda duyduğu sesle dönüp baktı. Kalkan tek kaş yakalandığını gösteriyordu. Dengesizliği gözünden kaçmamıştı. Hemen normale dönmezse Masal peşini bırakmazdı. -Dökül çabuk. -Ne döküleyim? -Uğur! Ne oluyor çabuk söyle yoksa tüm gece arabada kalırsın. Bunu yapacağını biliyordu. Kollarını bağlaması ile de vaktim çok diyordu. Aklına ilk gelen ile "Tüm gün tez ile uğraştım ve yorgunum. Eve gidip dinlenmek istiyorum, ama ikna etmek gereken Kuzey amcam var. Haa bir de o yarışa katılmanı bende istemiyorum. Tabi bu bir şey ifade etmiyor." dedi. Masal kollarını çözerken bu sebebe ikna olmuştu. Uğur'un tüm kardeşlerine duyduğu sevgiyi de bildiği için elini tuttu. Onun için değerliydi ve gönlünü almalıydı. -Bu nasıl söz? Bir daha duymayayım. Uğur elini kavrayan parmakların varlığı altında eziliyordu. Şu anda tüm samimiyeti ile bakan gözler kalbinden geçenleri bilse ne derdi? Öz olmasa da onun abisi gibiydi. Sevgisinin şekli buyken elden ne gelirdi? -Tamam duyma, ama bu yarışların bir sonu var mı? -Bu sana okula gitme demek gibi? Sen yapabilir misin? Kazanamayacağı biri karşısında yarışmak gibiydi. Ne dese bir karşılığını bulacaktı. Bir de üstüne "Eskiden hep yanımda olurdun."diye sitem edince susup kalıyordu. -Yine yanındayım. Hissettikleri yüzünden bir çıkmazda olsa da aslında hep onunlaydı. Bunu hiçbir şey değiştiremezdi. Gülümseyerek "Hadi inelim."diye ekledi. Kapı kilidi açıldığında kendini dışarı attı. Havayı içine çekerken kaçıncı kez aldığı kararlara bir yenisini ekledi. Elinden geldiğince onun için Uğur abi olmaya devam edecekti. Beklediğini görünce yanına doğru yürüdü. Koluna girmesine izin verirken kalbine kulaklarını kapatmaya çalıştı. Apartmana girip yukarı çıktıklarında kapının önünde ki gördükleri ayakkabılar ile ikisi de güldü. Sözde Uğur yalnız yaşıyordu, ama kardeşleri canı sıkıldıkça evine geldiği için pek mümkün olmuyordu. Hepsi de kapının üstünde yedek anahtar olduğunu biliyordu. Masal ayakkabıları saymaya başladı. Uğur kapıyı açarken "Eksik yok gibi."dedi. İçeriden gelen sesler eşliğinde salona vardılar. -Hoş geldiniz! Uğur'un sesiyle gözler dönerken ilk Başak ayağa kalktı. Abisinin çantasını alıp "Asıl sen hoş geldin."dedi. Atakan ve Alper ayağa kalktığı gibi abilerinin koluna girip koltuğa oturttular. -Bende geldim millet!! Masal tüm ilgi Uğur da olunca isyan etti. Kartal ablasına bakıp "Sende hoş geldin." dedi. Abisine dönüp "Ablam derse girdi mi?"diye sordu. Uğur kollarını tutan Atakan ve Alper'den kurtulup "Bugünün konusu bu mu?"dedi. Selin ve Sedef bile gelmişti. Hepsinin onaylayan bakışlarını görünce güldü. -Farkında mısınız, ben buradayım. Masal görünmez gibi davranılmasına sinir olmaya başlamıştı. Hepsinin karşısına geçip dikildi. Kesin haberi kardeşi uçurduğu için sinirli bakışlarını yolladı. Sonra da "Okula gittim."diye cevabı kendi verdi. Hepsinin gözleri kocaman açılırken Uğur "Ama derse girmedi." diyerek açıklama yaptı. Kartal'ın yumruğu havaya kalkarken "İddiayı ben kazandım."diye bağırdı. Asıl konu ortaya çıkmıştı. -Benim üstümden iddiaya mı girdiniz? Başak "Kartal, ablam girmez dedi. Atakan, Alper ve ikizler ile girmiştir dedik."dedi. -Evet herkes paraları çıkarsın. Kartal toplamak için ayağa kalktığında Masal kolundan tutup engel oldu. "Dur orada para benim. Sonuçta benim üstümden kazandın." Kartal elinden kurtulmaya çalışsa da pek mümkün değildi. İki kardeşin çekişmesi Uğur'un telefonu ile durdu. Sakin olun uyarısından sonra çıkardığında Eda'nın aradığını gördü. Açtığında herkes burada diyemeden "Uğur abi hemen gelmen lazım." dedi. Sesinden ki telaş korkuturken hızla ayağa kalktı. -Ne oldu?! Arkadan gelen ses sorusuna cevap oldu. Sarp biriyle kavga ediyordu.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD