Duygular..

1995 Words
Saatler öncesi Edric kalktığı gibi Eda'nın dün gece yazdığı mesajı tekrar okudu. Dediği gibi eve varınca haber vermişti. Bu sayede de numarasını alabilmişti. Gece iyi geceler ile bitse de günaydın için heyecanlıydı. İşe gitmeden önce onu bir şekilde görmek istiyordu. Evin içinde dolaşırken telefona defalarca yazdığı ve sildiği mesajlardan birine daha baktı. Onun için gün yeni başlıyor olsa da aslında öğlenden sonra olmuştu. İşi olup olmadığını bilmediği için "Selam" yazıp bekledi. Kahvesini koymuştu ki mesaj sesiyle telefonu nasıl eline aldığını bilemedi. Mesaj Eda'dan geliyordu ve selam yazmıştı. Bu fırsatı kaçırmazdı. Nasılsın? Eda hemen cevap gelince gülümsedi. Dün gece eve varınca yazmak konusunda çok kararsız kalmıştı. Nereye varacağını bilmese de içinden geldiği gibi davranmıştı. Sabah uyandığında ise istemsiz şekilde gözü telefonda olmuştu. Saatler geçtikçe abarttığını düşünmeye başlıyordu ki mesaj gelmişti. Kafasını dağıtmak için tuvalin önüne otursa da yaptığı resme de dikkati verememişti. Biraz hava almak için biraz dışarı çıktı. Mesajına "İyiyim." yazıp yolladı. Fazla meraklı olmaya başladığını fark edince telefonu cebine atıyordu ki çalmaya başladı. Ekrana baktığında aradığını görünce haliyle şaşırdı. Açıp kulağına götürdüğünde "Tekrar selam." demesi gülümsetti. Ses tonundan heyecanı olduğu belliydi. İlgisi değişik gelse de "Selam." dedi. Edric evin içinde mutluluktan dönüp duruyordu. Ne olacaksa olsun dedi ve "Bir kahve için vaktin var mı?"diye sordu. Hayatını ertelemeyi sevmediği gibi Eda'yı görmek isteğinden de emindi. Onda kendini çeken bir şey vardı ve kaybetmeyecekti. Teklif şaşırtırken ne diyeceğini bilemedi. Konuyu değiştirmek içinde "İşe daha gitmedin sanırım."dedi. Her şey hızlı gidiyor gibiydi. Daha dün tanıştığı adamla kahve içmek biraz düşündürüyordu. Edric cevabı alamayınca biraz bozdu. "İşim gereği akşama ancak gidiyorum." Sessizlik oluşunca da "Öncesinde seni görmek istiyorum."dedi. Hala vaz geçmiş değildi ve açık olmayı seviyordu. Eda duyduğu ile kalırken cesareti şaşırttı. Düşünmekle ile bir yere varacağı yoktu. -Konum atıyorum. Gelince haber verirsin. Edric sevinçten gülerken "Hemen geliyorum."dedi. Telefonu kapattığı gibi de arabasının anahtarını alıp çıktı. Arabaya bindiğinde adresi girmeden önce Ersin'i aradı. Mekanı açtığı günden beri birlikteydiler. Burada işlerin nasıl yürüdüğü konusunda çok yardımı olmuştu. Yanlış bir şey yapmamak için desteğine ihtiyacı vardı. Masal'ı arardı, ama dün söyledikleri yüzünden yardım etmeyeceğini biliyordu. -Sen kimsin? Uykulu gelen sesle bakmadan açtığını anladı. İşten birlikte çıktıkları için daha uyanmaması normaldi. -Edric. Ersin gözlerini zorla açtığında saate baktı. Daha erken olduğunu görünce "Abi bu saatte neden arıyorsun?" diye isyan etti. -Sana gece bir kızdan bahsetmiştim... Dinlemeye çalışsa da uykusu olduğu için pek mümkün olmuyordu. Hem ne konuştuklarını bile hatırlamıyordu. -Abi konuya gel yoksa kapatacağım. -Sakın! Kızla buluşmaya gidiyorum, yardımın lazım. Ersin yataktan kalk. İsyan ederek doğruldu. Çabuk bitsin diye de "Benden ne istiyorsun?"dedi. -Kahve içme teklifimi kabul etti. Buluşmaya gidiyorum. Ne yapmam lazım? Ersin gözlerini ovuşturup biraz daha ayıldı. "Yapmışsın işte, bana ne soruyorsun?" -Ya siz ilk buluşmada ne yapıyorsunuz? Kıza bir şey almam lazım mı? Direk konuya gireyim mi? Türkler nasıl davranıyor anlat. Kendi gibi davranmayı sevse de Eda'ya acayip gelebilirdi. Masal çok değişik şeyler söylediği içinde işini sağlama almalıydı. Ersin arkadaşının telaşına güldü. "Abi ciddiysen hiç uzatma. Bizde bir şey vardır. Hayırlı işler uzatılmaz." Edric dediğini hiç anlamamıştı. "Hayırlı iş?" -Kısaca, açıkça duygularını söyle. -Bu kadar mı? -Bu kadar. Ben yatıyorum. Edric kapanan telefonla kalınca geriye gidecek adrese bakmak kalmıştı. O zaman çokta farklı değillerdi. Masal Türk babaları demişti, ama onu da hallederdi. Gaza bastığı gibi çok geçmeden konuma vardı. Arabadan indiğinde karşısında ki sanat evine baktı. Geldiğini haber vermek için telefonunu çıkardı. Eda camdan izlerken arabadan inen Edric'i görmüştü. Bu kadar çabuk gelmesini beklemiyordu. Karşılamak için merdivenlere yöneldiğinde telefonu çalmaya başladı. Onun aradığını bildiği için bakmadı, ama arayan Sarp'tı. Okuldan çıktıktan sonra ablasının yanına uğramak istemişti. Telefon açılmayınca hızlanarak devam etti. Edric de aynı anda aradığı için telefon meşgule düşmüştü. Ulaşamayınca etrafa baktığında kapından çıkan Eda'yı gördü. Yüzünde oluşan gülümseme ile sıcak karşılama için kollarını açıp yürüdü. Karşısında açılan kollar ve tüm yakışıklılığı ile gelen adamı görmek her kalbi etkilerdi. Masmavi gözlerin güzelliğine de dalmıştı ki "Abla!!" diye araya giren ses bütün büyüyü bozdu. Edric durup bir yere baktığını görünce sesin geldiği yere döndü. Dün akşam aralarına giren kardeşi olduğunu görünce kollarını indirdi. Daha Türk babasına gelmeden erkek kardeş ile anlaşması lazımdı. Üstüne doğru öfkeli bakışlarla gelmesine bakılırsa onu pek sevmemişti. Sarp o kolları kırmak için hızlandığında Eda koşarak aralarına girdi. -Abla çekil! Bu adamın burada ne işi var? Sen ablamı mı takip ediyorsun?!!! Edric başka biri olsa tek eli ile durdurabilirdi. Söz konusu Eda'nın kardeşi olduğu için "Konuşalım."diyerek arayı bulmaya çalıştı. -Sarp sakin olur musun? Eda engel olmaya çalışsa da kolundan tutup kenara alınmıştı. Edric kardeşi bile olsa yaptığını görünce telaşla yaklaştı. -İyi misin? Sarp gördükleri ile iyice çıldırmıştı. Ablasını korumak ona mı kalmıştı? Kendinden cüsse olarak büyük olsa da yakasından tutup karşısına dikildi. -Abamdan uzak dur! Eda korkuyla durumu izliyordu. Daha kötü olacak telaşıyla telefonuna sarıldı. Aklına gelen tek kişiyi aradı. Açıldığı gibi "Uğur abi hemen gelmen lazım."dedi. Sarp'ı bir tek o durdurabilirdi. -Ne oldu?! Uğur arkadan gelen sesleri duyunca Sarp'ın kavga ettiğini anlamıştı. Soruyu değiştirip "Neredesiniz?"dedi. -Sanat evindeyim. -Tamam canım geliyorum. Uğur telefonu kapattığında Masal "Eda'ya ne olmuş?"dedi. Diğerleri de merak içinde durumu öğrenmeyi bekliyorlardı. Zaman yoktu ve hemen çıkmalıydı. "Sarp biriyle kavga ediyor anlaşılan." Sedef duyduğu ile telaşla ayağa kalktı. Daha dün ilişkiye adım atmışlardı. Güzel bir gün geçirdikten sonra okul çıkışı ablamın yanına uğrayacağım demişti. Sevgilisinin başına ne gelmişti? -Abi bende geleyim. Uğur durumu bilmediği için "Herkes evine dağılıyor. Ben size haber vereceğim. Kartal benimle geliyorsun."dedi. Kapıya yöneldiğinde Masal "Herkes evine"diyerek peşlerine takıldı. Arabaya ihtiyaçları olacaktı ve onda vardı. Selin kardeşinin tedirgin olduğunu görünce ayağa kalkıp kolunu tuttu. Kendine dönen gözlere "Uğur abinin dediğini yapalım."dedi. Kartal da gittiği için aklına takılsa da şu anlık arkadaş olarak sınırlarını koruyorlardı. Başak da "Hadi herkes evine."dediğinde olayları sessizce izleyen Atakan ve Alper de onları takip ettiler. Ne olduğunu merak etseler de Uğur abilerden gelecek haberi bekleyeceklerdi. """ Uğur aşağı indiğinde arabasının olmadığını hatırladı. Kartal'a araban burada mı diye sormadan Masal "Atlayın."dedi. Şu anda hız aradıkları olduğu için itiraz etmeden bindiler. Masal arabayı çalıştırdığında gaza yüklendiği gibi en kısa yoldan sanat evinin önüne vardı. Küçük kalabalığı görünce hemen indiler. Uğur telaşla koşturduğunda Sarp'ı tutan iki kişiyi gördü. Kimle kavga ettiğine bakmak için döndüğünde Edric'i görünce şaşırdı. -Tamam bırakın dedim. Sarp kollarını tutanlardan kurtulmaya çalışsa da olmuyordu. Ablasının da o adamın yanında gördükçe sinirleri zıplıyordu. Masal ve Kartal da gördükleri kişiyle şaşırdılar. Kartal arkadaşının yanına koşturup "Ne oluyor?"diye sordu. Masal da kendi arkadaşının yanına yürürken kaşından akan kanı görünce güldü. Göz göze geldiklerinde "Sen dayak mı yedin?"dedi. Uğur ve Eda hayretle baktılar. Edric duruma gülünce ikisinin de aynı kafada olduğu ortadaydı. Kaşını tutmuş "Eli de ağırmış. Baya kötü görünüyor muyum?"diye soruyordu. Masal çenesini tutup yüzünü inceler gibi yaptı. "Hala giderin var. Sen yine de dikkat et." Eda korkudan titrerken gördüklerinden sonra "Size inanamıyorum."diye isyan etti. -Bende inanamıyorum. Sarp deli olmuş. Senin kaşın yarılmış. Hala şaka yapabiliyor musunuz? Uğur'un siteminden sonra Edric, Eda'ya baktı. Tedirgin olduğunu görünce gülümsedi. "Ben iyiyim." Ortamı yumuşatmak için demişti, ama pek işe yaramıyordu. -Tamam, bu sefer bende. Uğur dur diyemeden Masal yanlarından ayrıldı. Etrafta toplanan meraklı insanlara "Tamam sıkıntı yok. Yardımlarınız için sağ olun."diyerek dağılın demek istedi. Sarp'ı tutan iki gence de "Bize bırakın."dedi. Çekildikleri gibi gideceğini bildiği için kolunu tutup arabaya yürüttü. -Abla bırak, şuna günü göstereyim. Kartal da ikisini takip etti. Ablası arabanın kapısını açtığı gibi arkadaşını paket gibi atmıştı. Kapının kolunu tuttuğunda "Sarp her şeyin bir sınır olmalı. Ablan çocuk mu?"dediğinde ciddi hali şaşırtmıştı. Sarp ağzını açmaya kalktığında "Kartal arkadaşını eve götür."diye tehdit dolu bakışlarını yolladı. Kapısını kapattığında kardeşine dönüp yanaklarını sıktı. Kartal saniyede değişen ablasının hallerine alışmış olsa da sinirle elinden kurtulmaya çalıştı. "Bir kerede yapma şunu." Üstüne yanağından öpünce boşuna konuştuğu ortadaydı. -Arkadaşını eve götür ve sakinleştir. Ona nasıl kardeş olunur anlat tamam mı? Bir de babasına bir şey demesin, yoksa kulaklarını çekerim. -Oldu başka isteğin var mı abla? Ne bu çocuk azarlar gibi.. Kardeşinin eline anahtarı bırakıp "Sen beni anladın. Hadi yola düş. Hızlı kullan tamam mı?"dedi. Sorunu çözdüğüne göre arkadaşının yanına dönebilirdi. Kartal ablasının arkasından bakarken söylediklerine güldü. Milletin ailesi yavaş sür diye bir sürü uyarılar yapardı, ama söz konusu ablası ise tam eksi olurdu. Arkadaşı deli olmadan arabaya atladı ve uzaklaştırdı. Masal geri döndüğünde ellerini açıp "Oldu mu?"diye sordu. Eda ve Uğur konunun pek çözüldüğünü ummasalar da şu an Edric ile ilgilenmeleri lazımdı. -Gel şu kaşına pansuman yapalım. -Ben kendim hallederim. Eda'nın kızgın bakışlarını gördüğü anda "Yapmamam galiba."diye döndü. Masal hallerine gülerken Uğur'a yaklaştı. -Elin oğlunu iki dakika da mum etti. Bizim kızda hiç az değil. Uğur yana baktığında gülerek izleyen yüzü izledi. Hayatı bir şaka gibi yaşıyordu. Ciddi olduğu bir dakika bile yoktu. Daha dün hayatlarına giren Edric bile Eda'ya duygularını anlatabiliyordu, ama kendi bir adım yol alamıyordu. Ne yaparsa yapsın Masal'ın aklı çok farklı çalışıyordu. Anlamayacağını bilse de "Biz buna aşk diyoruz."dedi. Masal yüzünü buruşturarak Uğur'a baktı. "Yine başladın. Aşk ne ya? Neyse konumuz bu değil." Edric'e dönüp "Hadi düş önümüze."dedi. Tabi acayip bakışlardan sonra her şeyi anlamadığını hatırladı. -Yani gidelim de şu yüzünü toplayalım. Edric bu sefer itiraz etmedi. Eda'nın bakışları üstünde olduğu için tamam dedi. Birlikte en yakın eczaneye vardıklarında Uğur, Masal'ı durdurdu. -Bırak ikisi girsin. Eda korkmuştu ve yalnız kalıp konuşmaları daha iyi olurdu. İkisi içeri girince yana baktığında şaşkın bakan gözler ile karşılaştı. -Bu soğukta neden dışarıdan kaldık bir açıklaman var mı? -Az düşünceli olmayı denesen. İkisinin konuşması lazım. -Biz geçelim bir kenarda oturalım. Yalnız kalacaklar diye donalım mı? -İnce giyinmeseydin? Hem bu tip ne? Her yerin siyah. Sabah evden çıkış sebebini hatırlayınca "Okula gideceksin deyince bende ortama uygun giyindim."dedi. Uğur ceketini çıkarıp uzattı. Masal alıp giydiğinde dizlerinin üstüne gelince güldü. "Bu bana verdiğin kaçıncı ceketin? Dolabımda sana ait bir köşe oldu." Sarf ettiği kelimeler Uğur'un yutkunmasına neden oldu. Gözlerini kaçırıp eczaneye baktı. Eda ve Edric'i izlerken onlar gibi olmak istedi. Masal'a da kızamıyordu çünkü hep yakınlardı. Her şeylerini paylaşmışlardı ve hep yanında olmuştu. Değişen duyguları kendi çıkmazıydı. Masal neden durgunlaştığını anlamak için izlediği yere baktı. İkili yüzünden olduğunu sanıp "Salih amca duyarsa ne yapacağız?" diye sordu. Sarp'a anlatma demiş olsa da durmayacağını biliyordu. Arkadaşının da bunlarla başa çıkabilecek mi emin olamıyordu. Uğur bir rüyadan daha uyandı. Olmayacak hayallerini köşeye bırakıp asıl konuya odaklanmaya çalıştı. -Edric gerçekten Eda ile ilgileniyor gibi, ama onu tam tanımıyoruz. Salih amca duymadan önce bir konuşmak lazım. -Ben dün her şeyi söyledim. Zaten daha önce aileyi anlattığım içinde neredeyse hepimizi tanıyor. Eda'dan etkilendiği çok belli. -Ön yargılı olmak istemiyorum, ama işi ve yabacı olması durumu biraz karıştırıyor. -Sabah babamda aynısını dedi. Siz erkekler neden böyle siniz? Uğur şaşkınlıkla döndüğünde "Kuzey amca biliyor mu?"dedi. Onaylayan bakışları görünce "Masal neden söyledin?"demeden edemedi. -Bunda ne var? Hem Salih amcayı sakinleştirecek tek kişi babam olduğunu unutuyorsun. Bu doğru olsa da ortada daha bir ilişki olmadan herkes duymaya başlamıştı. Eda ve Edric nasıl etkilenecek kestiremiyordu. -Unutmuyorum, ama Salih amca Edric'in karşısına çıkarsa ne olacak bir düşün. Masal arkadaşını gösterip "Kendi kaşındı. Madem istiyor bizi tanısın."dedi. Uğur iflah olmaz hallerine deli olurken "Hiç anlamıyorsun."dedi. -Evet anlamıyorum, çünkü her şeyi büyütüyorsunuz. Denerler, olmazsa ayrılırlar. Eda küçük kız değil. Hem hayatında kimse olmayacak mı? -Aşk filozofu konuştu. -Aaa siz varken o bana düşer mi? Yine kavga etmeye başlamışlardı. Her konu da kedi köpek gibi olmalarına rağmen sevmesine de şaşıyordu. Düşünceleri tamamen zıttı, ama kalbine söz dinletemiyordu. Bu sırada işleri biten Eda ve Edric eczaneden çıkmışlardı. İkiliye yaklaşırken Uğur'un sinirle "Bence sen araba dışında başka bir şey ile ilgilenme."demesiyle durdular. Edric yana baktığında Eda'nın da şaşkın gözlerle izlediğini gördü. -Sizin benim arabalarım ile derdiniz ne? -Bir derdimiz yok! Eda bu kadar iyi anlaşıp hep kavga etmelerini hiç anlamıyordu. Müdahale etmek için araya girmeliydi. Yoksa sokak ortasında birbirlerine gireceklerdi. -Millet sakin oluyoruz. -Onu Uğur abine söyle. Yine bana abilik taslıyor. Ağzına kadar gelen kelimeleri yutmaktan bıkmıştı. "Ne halin varsa gör." Hızla uzaklaştığında Masal şok içinde kaldı. Tamam hep kavga ediyorlardı, ama Uğur çekip gitmezdi. -Eda gidiyor! Edric arkadaşına baktığında "Ne bekliyordun?" dedi. Masal'ı biliyordu ve Uğur kesin haklıydı. -Masal peşinden git, gönlünü al. -Ben mi? Tabi bunu da pek beceremediği için Eda da emin olamıyordu. Yine de sırtından destekleyip "Hadi çabuk."dedi. Masal ne yapacağını bilmeden Uğur'un peşinden koşturdu. Edric gülerek Eda'nın yanına vardığında "Sence başaracak mı?"diye sordu. -Başaramayacak, ama Uğur abi kıyamadığı için yine affedecek.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD