. . . . . . . . . . . . . . . . . .
Düşüncelerimi açıkça belli ettikten sonra yüzlerine bakmaya başladım . Kimseden çıt çıkmıyordu .
O zaman gözlerinde , saygıyı ve korkuyu görmüştüm . Emma ve Barbara bile bana baş eğmişlerdi .
Herkese hakkettiğini vereceğim . Lily umarım ölürsün . Viviana'nın intikamını da almış olacağım .
Hiç kimsenin hayatı , benim hayatımdan daha önemli değil . Kazdığınız kuyular , sizin mezarınız olacak .
Şimdi gerçek Kraliçe olmuştum işte . Ayağa kalktım ve sadece önüme bakarak yürümeye başladım .
Kalabalığın arasından yürüyerek çıktım , kimseyle göz teması kurmayarak . Dışarda Lily'in sesi yankılanıyordu . Acı dolu çığlıkları tüm sarayı ele geçirmişti . Zaferle izliyordum bu görüntüyü . Hakketmişti . . .
Pencereden birinin baktığını gördüm . Daha dikkatli bakınca , eski Kraliçe olduğunu fark ettim . Yüzünde garip bir gülümseme vardı . Kızı gibi sevdiği Viviana'nın intikamını alıyordum . Benim gibi gelinden bu beklenirdi zaten . Yüzümde şeytani bir sırıtma vardı .
İşkence gören Lily’e yaklaştım . ‘ Ailem bunu yanınıza bırakmaz ! ’ Diye tıslıyordu .
‘ Ailen senden daha beter hale düşecek . ’ Dedim , gülümsemem yüzüme yayılırken . Bir anda kahkaha atmaya başladı ve ‘ Görürüz . ’ Dedi .
Başımı sağa sola salladım . ‘ Hayır sen görmeyeceksin tatlım . ’ Dedim ve geri çekildim .
Çiğlik atmasını izlerken , bir anda sustu .
‘ Öldü mü ? ’ dedim Jean'a . Çok hızlı oldu bu . İnsanlar çok dayanıksız olmalı .
Nabzını kontrol ettikten sonra muhafız , yanıma yaklaştı . ‘ Bayıldı Kraliçem . ’ Dedi .
‘ Uyandırın o zaman . ’ dedim kaşlarımı çatarak . Muhafız koşar adımlarla yanımdan ayrıldı .
Hadi öl biran önce . Daha sonra sana değerli zamanımı harcayamam ben . Şimdi ölmeli . İşimi yarım bırakmamalıyım . Sonra başıma dert olur . Bu yılanı öldürmem gerek .
Kafasına bir kova soğuk su döktüler ve uyanmasını beklediler . Uyandıktan sonra , yine devam ettiler . Her saniyesini dikkatle izledim . Hiç bir pişmanlığım yoktu . Kraliçe bile hala camdan bakıyordu . Kızının intikamın alıyormuşum gibi mutluydu .
Ve sonunda nefes almıyordu .
‘ Sonunda .’ deyip derin bir nefes aldım ve misafir kalabalığına , yüzümü döndüm .
Ziyafete gelen kişiler daha gitmemişti . Herkes dehşetle bana ve Lily'e bakıyorlardı .
Kimse benden böyle bir şey beklemiyordu . Narın , iyi kalpli olduğumu sandılar herhalde ama hayır . Ben sizin hayallerinizin bile ötesinden gelen biriyim .
Senden kurtulduğuma göre Lily , sırada ailen var .
Rahat durmayacaklar ve intikam isteyecekler . Onlara bu fırsatı vermeyeceğim . Senin yerinde ben olmayacağım . Bir an kendimi orada düşünürken , ürperdim . Asla öyle düşmeyeceğim . . .
Terleyen avuçlarımı , eteklerime sildim ve kalabalığa seslendim .
‘ Kralına ve Kraliçesine ihanet etmenin sonucu bu . Umarım atacağınız adımlara dikkat edersiniz . ’
Konuşmamdan sonra muhafızlara döndüm . ‘ Bu hainin cesedini , ailesinin kapısına bırakın . Herkes şahit oldu , onun beni zehirlemeye çalıştığına . Cesedi onlara geri verdiğime şükretsinler . ’ Demeyi de ihmal etmedim . Son derece merhametli davranıyorum . . .
Derin bir nefes alarak boş olan ziyafet salonuna yürüdüm . Misafirler gitmeye karar vermişlerdi sanırım , yada kaçmaya . Benden korktukları , açıkça yüzlerinden belliydi .
İçim rahat değildi birazcık . Tamam bu krallığın kraliçesiyim ama tek başıma karar verdim böyle bir şeye . Bunlardan kralın haberi yoktu . Tepkisi ne olur bilmiyordum . Artık onun ne düşündüğünü de kestiremiyordum .
Ama bildiğim bir şey vardı . Kras ailesinin intikam almak isteyeceği . Umarım Krala zarar verecek bir şey yapmazlar .
Ortalık toparlanırken , ben hala tahtım da oturuyordum . Güneş batmaya başlıyordu . Kızıl ışıklar , camlardan içeriye yansıyordu . Etrafta büyülü bir hava vardı . Gözlerim manzara karışında kapanır gibiydi . Uykum mu geliyor diye düşünürken , etraf bulanık bir hal alıyordu .
‘ Bizi yıkmaya çalışıyorlar Zoey . Aileler güçlenmeye başlıyor . Hepsini ailen kışkırtıyor . ’
Elime uzanan ele baktım . Yine o kralı görüyordum . Düşünceli ve yorgun gözüküyordu .
Elimi tuttuğunda buz gibiydi . Soğuğu iliklerime kadar hissetmiştim . ‘ Ben seni hep koruyacağım Sevgilim ama ailen için bunun sözünü veremem . ’
Yorgun siyah gözlerinde , kaybolurken , kendime geldim . Tuttuğu elim buz gibi olmaya başlamıştı . Etraf kızıldan , karanlığa dönmeye başlamıştı . Derin nefesler alıp verirken , hizmetkarlar mumları yakmaya başladı . Salon yeniden aydınlanıyordu .
‘ Kimsin sen ? ’ diye mırıldandım . Bir hayalet miydi o ?
Salonun dışından , sesler yükselirken , döndüklerini anladım . Kalbim hızla çarpmaya başlamıştı . Ayağa kalkıp salonun ortasında beklemeye başladım . Avuçlarım terlemeye başlamıştı bile . Kapılar açılınca John elinde tavşanla içeri girdi . Arkasınca Aden ve Alec . Bir anda gülümsemesi yok oldu ve etrafa bakmaya başladılar . Bana yakınlaşıp ‘ Misafirler nerede ? ’ dedi . Hepsini öldürüp , denize attım desem , nasıl olurdu acaba ?
‘ Ziyafet erken bitti . ’
Şüpheyle bana bakıyorlardı . Ben gerilmeye başlamıştım . John'un elinde tavşana uzandım ve aldım . Gözlerimi tavşana çevirmiştim . Onların bakışlarından , kaçmaya çalışıyordum .
Lily’i öldürdüğüm için pişman değildim . Getireceği sonuçlar moralimi bozuyordu . Ama bunu yaptıysam sonuçlarına da katlanmalıyım .
Beyaz ve kahverengi tonlarındaki tavşanı sevmeye başladım . Bir anlığına her şeyi unutmuştum . Sonra benden bir açıklama beklediklerini hatırladım . Bu çok zordu . Nasıl tepki verecek bilmiyordum .
‘ Lily beni zehirlemeye çalıştı . ’ dedim kafamı kaldırmayarak .
‘ Ne ? İyi misin sen ? ’ deyip , bana yaklaştı ve koluma dokundu . Elleri buz gibiydi . Aynı hissi vermişti .
‘ Biliyorduk böyle bir şey yapacağını . Kraliçeni hiç yalnız bırakmamalıydık . ’ Dedi Aden .
Lily’i öldürdüğümü söylesem , nasıl tepki verirler .
John'a kaldırdım bakışlarımı . ‘ Ben iyiyim . Sadece çalıştı zehirlemeye ama başaramadı . ’
Rahatlayan bir ifade vardı yüzünde . ‘ Ben . ’ Dedim ve derin bir nefes aldım . Üçü de bana dönmüştü . ‘ Ben Lily'i cezalandırdım ama işkenceye fazla dayanamadı ve öldü . ’ Dediğimde şoka girdikleri kesindi . Alec'in ağzı açık kalmıştı .
John alnına gelen saçlarını , geriye attı ve derin bir nefes aldı . Hayır , bilerek öldürülmesini istedim ama biraz aptal gibi davranmam gerek . Kendimi haklı çıkarmalıyım . .
Aden kendisini toparlayıp konuşmaya başladı .
‘ Bu iyi oldu . Hayır kötü oldu . Aileler baskı yapacak ve seni Kraliçelikten indirmeye çalışacaklar . Güçlerini kullanacaklar ve üstümüze gelecekler . Ne yapacağız ? ’ Diye etrafa göz atıyor yada dönüp duruyordu salonda . John daha bir şey söylememişti .
‘ Alec saraydaki muhafızları iki katına çıkart . Aileler üstümüze gelecekler , bu doğru . ’
‘ Neden gelsinler ki ? Lily'in beni zehirlemeye çalıştığını , tüm misafirler gördü . Herkesin önünde itiraf bile etti . ’ Dedim . Bana kanıtlarsam cezalandıra bileceğimi söylemişti John .
‘ Sizinle av hiç eğlenceli değildi . Keşke burada kalsaydım . ’ Dedi Alec gülerek ve ekledi . ‘ Nasıl yani itiraf mi etti ? Neler duyuyorum ben böyle . ‘
Sırıtması yüzüne yayılıyordu . ‘ İkiletme beni git ve muhafızlarla konuş . ’ Diye sinirle Alec'e döndü kral .
Alec bu sefer ikiletmeden salondan çıktı .
‘ Sana bir şey olmadığı için çok mutluyum ama artık kendini iki kat koru . ’ Deyip salondan ayrıldı , Aden ile birlikte . Boşuna strese girdim . Bence çok iyi karşıladı . Beklediğimden daha iyiydi .
Sinirli miydi giderken ? . Peşinden tahtıma oturdum ve tavşanı sevmeye devam ettim .
‘ Jean . ’ Diye seslendim sert bir şekilde . Elbette baskı olacaktı ama bu baskıyı hafifletmek için elimden geleni yapacaktım . Hiç kimse beni tahtımdan edemez . İstemediğim sürece inmeyeceğim bu tahtan .
Sana yârdim edeceğim John . Sana ya da bana böyle davranmalarına izin vermeyeceğim . Lily’in ölümünü , bize zarar gelmeden kapatacağım . Kimse tek kelime edemeyecek . Hiç kimse cüret edemeyecek !
Jean yanıma yaklaşıp baş eğdi . ‘ Aileler hakkında bilgi topla sabaha kadar . Her üyesini bilmek istiyorum . Küçüğünden , büyüğüne kadar . Biraz daha muhafıza ihtiyacım var . Masraftan kaçınma ve bana en iyilerini bul . ‘ dedim .
‘ Emrederdiniz Kraliçem . ’ Deyip yanımdan ayrıldı .
Kraliçelik unvanımı sonuna kadar kullanacağım . Gerekirse daha fazlasını yaparım . Olurda burada yaşamaya karar verirsem , tarihe bir tablo bırakmayacağım . Bir şaheser yaratacağım . Gelmiş geçmiş en güçlü Kraliçe olacağım . Bunu yapmaya gücüm var . Fazlasını da satın ala bilirim .
Ayağa kalkıp salondan çıkmadan önce tahtlara döndüm . ‘ Kraliçe Zoey senin sırrını da çözeceğim . Lanetini kaldırıp yüzüğünü alacağım . Çünkü çok hoşuma gitti lanetin . .
Yüzümde bir gülümsemeyle oradan ayrıldım . . .
. . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Odama gidip benim için toplanan taşları , altına dönüştürmeye başladım . Ne kadar fazla , o kadar iyi .
Maya ve Sara bana yemek sofrası kurunca , daldım yemeğe . Acayip acıkmıştım . Artık stres yoktu , plan vardı . Ama yemekten sonra .
‘ Maya herhangi bir gizli oda keşfettiniz mi . ? ’
‘ Maalesef Kraliçem . Her duvarın arkasına bakıyoruz . Elimizde mumla geziyoruz . Daha girmediğimiz bir çok oda var . ’
‘ Sizi zorlamıyorum ama en kısa zamanda bulun bana orayı . En önemlisi , o eşyalar lanetli . Ne kadar güzel gözükseler de dokunmayın . Sizleri kaybetmek istemiyorum . ’
‘ Ah bu çok korkunç . Sonra o hayalet bizi takip etmez umarım . ’ Dedi Sara gözlerini büyüterek .
‘ Hayır sanırım beni takip ediyor . Akli bendeyken size bakmaz . ’ Dedim kahkaha atarak . Umarım fazla korkup , aramaktan vazgeçmezler .
‘ Kraliçem peki o odayı bulunca ne yapacaksınız ? ’
Maya’nın sorusuyla düşünmeye başladım . Derin bir nefes aldım .
‘ Bilmiyorum . Gözüme gözükmelerinin bir sebebi olmalı . Cevaplar o odada olmalı diye umuyorum . ’
‘ Bulacağız her odayı ve her duvarı kontrol edeceğiz ‘ dedi Sara kararlı bir şekilde .
Kapı çalınca Sara ve Maya yemek masasını toparlayıp dışarı çıkmaya hazırlanıyorlardı .
‘ Gel . ' dedim ve üstümü düzeltmeye başladım .
John içeri girince , yutkundum . Gelmesini beklemiyordum . Acaba şimdi mi gelip kızacak bana . Aklımda kötü düşünceler yer edinirken , Sara ve Maya odadan çıkmıştı . Beni yalnız bırakmamalarını söylemeliydim .
‘ Umarım iyisin . ’ Dedi soğuk bir sesle . Kahverengi gözleri , daha da koyulaşmıştı . Yanıma yaklaşmıyor , uzaktan konuşuyordu .
‘ İyiyim . Bu gün biraz yorucuydu . ’ Dedim . Nefes almayı unutmuş gibiydim yanında . Şimdi mi kızacak bana , diye düşünmeden edemiyordum .
‘ Bu gün uyu rahat . Yarın büyük bir karmaşa bizi bekliyor . Ve altına ihtiyacım var . Vergileri azaltacağım . Halkımın sevgisini kazanmalıyım . En büyük sorun aileler . Hazineyi boşaltıyorlar . ’
Dediklerinden sonra derin bir nefes aldı ve ‘ İyi geceler . ’ Diyerek beni odada yalnız bıraktı .
Zor günler geçiriyor olmalı . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . .
Ayın ışığı karanlık koridorları aydınlatırken , sessiz adımlarla yürüyordu Kral . İçi rahat değildi , kalbi sürekli sıkışıyordu .
Saraydan çıkıp denizin kenarına yürüdü . Yorgun olmasına rağmen dinlenecek gibi hissetmiyordu . Kral olduğundan beri bir şeyler değişiyordu . Duygularını kaybediyor gibiydi . Ailelerin yönetiminde ezilirken , bir kaçış yolu arıyordu . Tanrı dualarını kabul etmişti sanıyordu . Ona Vivi'yi göndermişti . Her şey çok iyi olacak diye düşünürken , hatırlamaya başlamıştı . Aslında tanrı ona bir melek değil , bir şeytan göndermişti . 100 yıllar önce ölmesine sebep olan Kraliçesini . Ona ihanet eden karısını . . . Zoey'i göndermişti . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . .