Hayat
Bu gün benim için önemli bir gün. Kızımın baba dediği kişiyle tanışacağım. Kızıma nasıl davranıyordu? En önemlisi evlatlık mevzusunu nasıl konuşacaktım? Karşısına çıkıp bir anda o benim kızım diyemezdim. Kafamda ki bir sürü soru ile hazırlanmaya başladım.
Kıyafet olarak etek ve sevdiğim gömleği seçtim. Saçlarımı dikkat çekmemesi için düzleştirdim. Hafif makyaj ile hazırdım. İşin en zor kısmı toplantıya gitmekti.
İlk defa toplantı yapacaktım, Cengiz beni hep işlerden uzak tutmuştu. İster istemez erkeklere karşı bir ön yargım vardı. İşin arka planında kalmayı seviyordum.
Bu gün ise bir erkek ile toplantı yapacaktım. Hem de o kızıma babalık yapan kişiydi.
Sabah evden çıktım andan itibaren gergindim. Toplantı saatine kadar hiç bir şeye dikkatimi veremedim .
-Hayat hanım.
-Efendim Aylin
-İstediğimiz mallar gelmiş. Depoda kontrol için bekletiliyor. Ne yapmamızı istersiniz?
Bunlarla Cengiz ilgilenirdi. Malları kontrol ettirmeden koydurmazdı.
-Yarın ilgileneceğimi söyle.
-Tamam efendim.
Bu gün kafamı hiç bir şeyin meşgul etmesini istemiyordum.
Ofisten çıkıp şoförün açtığı kapıdan bindim. Salih bey de öne bindi.
Dakikalar sonra araba durduğu zaman binaya baktım.Salih bey çıkmış kapıyı açmış beni bekliyordu. Derin bir nefes aldım ve arabadan indim.
-İşimiz bitince haber veririz.
-Tamam Salih bey.
Şoför gittikten sonra tüm gücümü toplayarak binaya giriş yaptım. Sanki her adımda kızıma yaklaştığımı düşünüp heyecanlanıyordum. Salih bey Tuna beyin katını öğrendiğinde asansöre yöneldik. Her dakika ellerim titrerken kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum.
Asansör durup Salih bey 'buyrun' deyince adımımı attım. Tuna beyin odası karşıda olduğu çok belliydi. Adını asansörden indiğim gibi gördüm.
-Buyrun nasıl yardımcı olayım?
-Tuna beyle randevumüz vardı. Hayat Soylu.
-Hemen haber veriyorum.
Kız telefon açıp haber verdi. Girebilirsiniz deyince kapıya yöneldim.
-Hayat hanım gelmemi ister misiniz?
Salih beyin birinci görevi her yerde yanımda olmaktı. Cengiz' den sonra güvendiğim ikinci erkekti. İlk zamanlar çok zorlansamda zamanla güvenimi kazanmıştı. Cengiz tam olarak ne dedi bilmiyorum ama her zaman erkeklere karşı kalkanım oldu.
Şu an ne kadar istesemde içerideki adamı şüpelendirmem lazımdı.
-Siz burda bekleyin, bir şey olursa haber veririm.
-Tamam efendim.
Kapıyı tıklattım. 'Gel' sesinden sonra, başlıyoruz diyerek kapıyı açtım. İçeri girdiğim anda ne kadar gergin olsamda direk masaya baktım. Tuna bey hemen ayağa kalktı. Üzerine çok yakışan bir takım elbise giymişti. Beni görünce şaşırdığı belliydi. Beklediği ben değildim anlaşılan. Yüzü anında değişti. Ciddi yüz ifadesi ile bana doğru gelmeye başladı. Kendime sakin olma emirleri verirken biraz tebessüm etmeye çalıştım.
-Hoşgeldiniz...
Elini uzatmış beklerken adımı öğrenmek için baktığını anladım. Zorda olsa tokalaşma kısmını atlatabildik.
-Hayat... Hoşbulduk Tuna bey.
-Buyrun oturun lütfen.
Masanın karşısında ki koltuklardan birine oturduğunda o da masaya geçip oturdu. Bunu yapması beni rahatlatmıştı. Yanıma otursa ne yapacağımı bilemezdim.
-Kusura bakmayın ben Cengiz beyi bekliyordum.
Az önceki şaşırmasının sebebini anlamış oldum.
-Eşimi yakın zamanda kaybettik.
Şaşkınlık ile bir kez daha bakmaya başladı. Eşimin öldüğüne şaşırmayacağına göre bu sefer ne olmuştu?
-Başınız sağolsun, duymamıştım.
-Sağolun.
Sadece bu kadar konuşabilmiştim. Ne söyleyeceğimi bilmeden öylece kaldım. İkimiz birbirimize bakmış bekliyorduk.
-Ben Cengiz beyin evli olduğunu bilmiyordum.
Cengiz'in hiç yanında görünmediğim için bu normaldi. Anlaşılan hem evli olmasına hemde bu kadar genç olmama şaşırmıştı.
- Haklısınız ,Cengiz bu konuda konuşmak istemezdi.
Bir an önce bu konunun bitirip asıl konuya geçmemiz lazımdı. Gerginliğim ve heyecanım her dakika artıyordu.
-Anladım. O zaman bizimle görüşmek isteği sizden çıktı. Daha önce Cengiz bey bizi geri çevirmişti.
-Biliyorum, ama artık işleri ben devaldım. Yapacağımız iş ortaklığın iyi olacağını düşündüm.
Dediklerimi tartar gibi bir hali vardı. Şüphelenmemesi için sakin kalmaya çalıştım.
-Tabi buna seviniriz.
İşle ile ilgili konuları konuşmaya başladık. Bazen acaba nasıl davranıyor kızıma diye daldığım zamanlar oldu. Zar zor dikkatimi topladım.
Tuna beyin telefonu çalıca bir an gözü telefona kaydı. O anda yüz ifadesi tamamen değişti. Samimi bir gülümseme yer aldı suratında. Bana baktığında hala gülümsüyordu.
-Bu telefonu açabilir miyim?
Anlaşılan eşi arıyordu. Ne olursa olsun açmak istiyordu.
-Tabi buyurun.
Telefonu açıp hızla kulağına götürürken eşinin ne kadar şanslı olduğunu düşündüm. Az öncekinin aksine tamamen farkı bir Tuna izliyordum.
-Küçüğüm
-.......
-Şu anda görüşmedeyim
Küçüğüm diye seslenmesi bir an değişik geldi. Karısı ile mutlu ise kızıma iyi davranıyorlardır diye düşündüm. Ben böyle dalmışken Tuna'nın söyledikleri beni şok etti.
-Tamam Rüya getiririm.
-.......
-Tatlım...
Hem gülüyordu hem konuşuyordu. Şu anda konuştuğu benim kızımdı. Ben öylece Tuna'ya bakarken telefonu kapatıp bana baktı. Ben hala şaşkın ve heyecanla onu izliyordum. Birden kendimi toparladım.
Bir şey demek istedim, ama diyecek bir şey bulamadım. O da beni izlerken açılan kapı birbirimize bakmayı böldü.
-Abi ben-......
İkimiz kapıya bakarken fotoğraflardan gördüğüm Koray girdi. O da beni izliyordu.
-Kusura bakmayın birden daldım.
Koray kendini affettirmeye calışırken baya komik bir hal almıştı. Tuna'ya baktığımda kızmış şekilde kardeşine izliyordu.
-Kardeşimin kusuruna bakmayın.
-Önemli değil.
Koray bana bakarak konuşmaya çalıştı. İçten ve hareketli birine benziyordu. Abisine hiç benzemiyordu. Tuna ciddiydi, az önceki telefon konuşması hariç.
-Abi beni hanımefendi ile tanıştırmayacak mısın?
Koray elini uzatmış bana gülümsüyordu. Ona baktım sonra Tuna'ya, kardeşine sinirle bakmakla meşguldü.
-Ben Hayat Soylu, Cengiz Soylu'nun eşi.
Koray bir anda şok olmuş şekilde öylece kaldı.
-Cengiz beyin bu kadar genç eşi mi vardı?
-Koray!
Abisinin uyarısı ile geri çekildi. Yandaki koltuğa oturunca bende oturdum.
-Cengiz bey vefat etmiş, Hayat hanım işlerinin başına geçmiş. Hayat hanım kardeşim Koray birlikte çalışıyoruz.
Koray'ın gözü tamamen benim üzerimdeydi. Rahatsız edici değildi ama yinede gerildim.
-Başınız sağolsun. Bizimle çalışacağınıza sevindim.
-Sağolun ve teşekkür ederim. Tuna bey görüşmemiz bittiyse ben izninizi isteyeyim. En yakın zamanda mallarınızı bekliyorum.
-Tabi şu anlık bitti. Size göndereceklerimizi ayarlayıp yollarız. Peki kiminle muhatap olacağız?
Şu anlık yerime birini almadığım için yalnızdım. Bir an önce bunu çözmeliydim.
- Benimle.
Ayağa kalktım ikisi de kalktı.Tuna bey yanıma gelip beraber çıkmak için adım attı. Koray da abisinin peşinden adım atınca onlara ayak uydurdum. Tuna kapıyı açıp çıkmamı bekledi. Ben önde onlar arkada kapıdan çıktık. Salih bey kapının önünde beni bekliyordu.
Tuna ve Koray'a döndüğümde Salih beye baktıklarını gördüm. Daha fazla onlarla birlikte yürümek istemediğimi için Tuna'ya elimi uzattım.
-Zahmet etmeyin lütfen. Görüşme için teşekkür ederim.
Tuna, Salih beyden gözünü alıp bana baktı. Aynı ciddi ifadesi ile elini uzattı.
-Biz teşekkür ederiz. En yakın zamanda tekrar görüşeceğiz.
Bu beni rahatsız etsede kızıma yakın olmak için Tuna ile görüşmem gerekiyordu.
-Tabi.
-Tanıştığımız memnun oldum Hayat hanım
Koray yine gülümseyerek elini uzatmıştı. Bu sefer ona da elimi uzattım.
-Bende Koray bey ,iyi günler.
-İyi günler.
İkisiyle vedalaştıktan sonra Salih beye baktım. İkimiz birlikte asansöre geldiğimizde hala kapıdan baktıklarını biliyordum. Asansöre binip onlara dönünce göz göze geldik. Sanki zaman durmuş ve öylece bakışıyorduk. Kapının kapanması ile derin bir nefes aldım.
Kızıma ulaşmak için bu işe girmiştim ama kalbim ne kadar dayanacaktı o ayrı bir konuydu.