4 Bölüm "İlk öpücük"

1500 Words
Murat O gece gözüme gram uyku girmedi. Neden böyle bir şey yapmıştım? Neden? soruları artık kafamı bozmuştu. Düşünemez olmuştum. Pişmanmıydım? Hayır tabii ki de. Ama neden o an öyle bir şey yaptım. Karşımda o ela gözleri görünce kendimi kaybetmiştim. Öyle şaşkın, öyle tatlı halde bakıyordu ki öpmeden duramadım. Yine olsa yine yapardım diye kendimi teselli ediyordum. Sabahı işe gitdim. Fakat gece uykusuz kaldığım işin öğlen yemeyinden sonra izin alıb eve gitdim. Kafam darmaduman haldeydi. Baharı aramaya, mesaj yazmaya yüzüm yokdu. Eve gidip uyudum. Uyandığımda akşam saat 8 olmuşdu. Eve yemek söyledim. Öğlen de fazla bir şey yememiştim. Yemeğimi yedikden sonra bir az kendime gelmiştim. Yarın Baharla buluşmak için kendimi ikna etmiştim. Umarım benle buluşurdu. Hem ben onu öptüğümde rahatsız olmadığını söyledi. O zaman yarın görüşücektim. Bir az televizyon izledikden sora yine uyudum. Yarın işim erken bitiyordu. O yüzden Bahar için bol vakit ayıra bilirdim. Bahar Sabah olunca Sevdayla birlikde üniversiteye gitdik. Ama gözüm hep telefondaydı. Dün beni öpmüşdü. Bugünse ortalarda yoktu. Kendime neden bu adamı düşünüyorum diye sorular sormaya başlamıştım. İçimde sanki kelebekler kanat çırparak "sen aşık oluyorsun"- diyordu. Ama tüm gün beni aramaması kelebekleri öldürmüştü. Sabah yine ders çıkışı Sevdayla birlikteydim. Karşımda bir anda yine onu gördüm. O karizmatik haliyle karşımda adeta bir yunan heykeli gibi durmuştu. Sevinmiş gibi bakdığımı anladığımda bakışlarımı başka yöne değiştirdim. Murat "Merhaba kızlar. Nasılsınız?" - dedi yüzünde aptal sırıtmasıyla. Sevda " İyiyiz, sende durumlar nasıl, kaçak?" Murat "Kaçak ne alaka?" Sevda " Geçen gün gitdin. Hiç vedalaşmadın bile. Pabucumun bu kadar erken dama atılacağını bilmezdim" diyerek bana laf atdı ve göz kırptı. Murat " Bahar, sen nasılsın? Hiç konuşmadın?" böylece onun da sesini duymak istemiştim. Bahar " İyilik, sen nasılsın?" - diyerek sorusunu yanıtladım. Murat "Teşekker ederim. İznin olursa ben seninle yemeye çıkmak istiyorum" diye bir anda ortaya söyledim. Bahar "Bilemedim ki" dedim, aslında Muratın gelmesi benim hoşuma gitmişdi. Sanki her gün daha fazla ona bağlanıyordum. "Sevdalara gidiyorum iyi olmaz" - dedim. Sevda "Gide bilirsin. Annemler zaten eve geç gelicekler bu gün". Murat " Lüften, kırma beni" Bahar " Peki, madem. Öyle olsun" dedim. Sanki o kadar da gitmek istemiyormuş edası yapdım. Ama aslında o geceden sonra görmediğim için tedirgin olmuştum. ..... Bahar Gel zaman, git zaman böyle görüşmeler yaparak 1 ayımızı doldurmuştuk. Ben artık evime geri dönmüştüm. 10 günün tamamında Arif bey beni arayıp evin tamamlandığını söylediği an çok sevinmiştim. Eşyalarım fazla değildi, ama Murat taşımama yardım etmişdi. Murat bazen bana sürprizler yapardı, bazen elinde çiçekle okulun kapısında dururdu. Ben artık bu adama aşık olduğumu kabul etmiştim. Fakat ona söylemekte zorluk yaşıyordum. Üstelik o geceden sonra bir daha ne elimi tutdu, ne de beni iznim olmadan öptü. Belki de hatasını anlamıştı. Ama benden aşkına bir karşılık bekliyordu. Haksız da değildi. O hep beni sevdiğini söylediyi zaman ben bir şey söylemezdim. Aslında seviyordum. Ama nasıl açıklanır onu bilmezdim. Mayıs ayının ilk 10 gününden hangisiydi tam hatırlamıyorum bir gün Murat beni aradı ve akşama yemeğe çıkabilirmiyiz diye sordu. Ben de kabul edince saat 6 ya anlaştık. Fakat ne kadar beklesem de Murat gelmedi. Beni evden alacağını söylemişti. Bir kaç defa arasam da aramalarıma cevap vermedi. Hatta böyle yaptığı için ona bir hayli kızmıştım. O akşamı sinirden daha sonra onu aramadım. Üstümü deyişip ekenden uyudum. "Nerden bile-bilirdim ki, sevdiğim adamın başına bunlar gelmiş. O yüzden gelmemiş". ***** Murat O gün Baharla konuşmazdan önce ona güzel bir kolye almıştım. Bahar kolye takmayı çok severdi. Az da olsa tarzını artık anlamıştım. O yüzden ben de ona hayatımda olduğu için bir hediye almak kararı aldım ve akşam buluşup kolyeni vermek istedim. Kolyeni arabada bırakmıştım. Ne de olsa bir azdan sahibini bulucaktı. Görüş saati yaklaştığıda evden çıkıp arabaya doğru gitdiğimde birinin arabanı zorla açmağa çalıştığını gördüm. O an kolyenin arabada olduğunu hatırlayıb adama doğru koştum. Hırsız bunu görünce hemen ne varsa götürüp kaçmaya çalıştı ve kolyeni de aldığını görüp sinirlendim. Kolyeni almak için mücadele verirken adama bir yumruk vurdum. Hırsız bundan sinirlenmişse cebinden bıçağını çıkarıp karnıma bıçağı soktu. O an yere yığılıp kaldım. Ne zaman kim gelib beni gördü, kim hastaneye götürdü hiç birinden haberim yoktu. Uyandığımda sabah olmuş ve ben hastanede hasta yatağında uzanmıştım. Annem de sağımda koltukda oturmuş. Eli dirseyinde uyuya kalmıştı. Elimi karnıma götürdüğümde bandajla sarıldığını gördüm. Galiba bu şerefsiz beni kötü bir yerden bıçaklamış. İlk uyandığımda ağrı hiss etmesem de, sonradan ağrı duymaya başlamıştım. Murat "Anne, anne" diye çağırdım. Annemin ismi Serpildi. Duymadı. Serpil hanım diye ilave etdim. Uykudan uyanıp baktığımı gördü. Yüzümü okşayıb öptü ve ağlamağa başladı. Murat "Anne, ağlama. Senin göz yaşına dayanamıyorum. Biliyorsun" Serpil "Senin için çok korktum oğlum. Ya sana bir şey olsaydı?" Murat "Ama olmadı. Bak iyiyim" Serpil "Ne iyisi. Haberini duyduğum an nasıl hastaneye geldik babanla hiç bilmiyorum. Ancak sağmısın diye sora bildim telefondaki polise. Evet polis beni senin telefonundan aramıştı. Seni sokak ortasında bıçaklayınca hırsız da korkup kaçmış, daha sonra oradan geçen bir araba seni yerde yatarken görmüş. Şükür ki erken görmüşler seni. Ya geç kalınsaydı" - diyerek yine gözleri doldu.Serpil " Ne vardı hırsızla kavga edicek. Ne istiyordu verseydin ya" Murat "Hayır, anne. Benim içim canımdan da deyerli bir eşyam vardı, ama onu kaybetdim " Serpil "Canından da deyerli olan ne öyle" diyerek annem imalı bir bakış atdı bana. Murat "Hiç bir şey, anne. Babam nerde?" Serpil "Dışarı çıkmıştı. Doktorla senin durumla ilgili konuşacaktı ki ne zaman uyanırsın diye. O da çok korktu " Murat "Peki anne. Babamı çağır gelsin. Ben artık uyandım. Anne, telefonum nerde? Göremiyorum da buralarda " Serpil "Bilmem. Polisdedir her halde. O beni aramıştı" Murat "Lütfen polisi bulun, bana telefonumu versin.Acil konuşmam gereken biri var" Serpil "Zaten sen uyandığında polis ifade vermen için gelicekti. Senin uyanmanı bekliyordu. Dışarıdadır. Sen bir yere gitme ben doktorla babanı çağırıp geliyorum. Durumuna baksın" Murat "Anne bu halde nereye gidicem ki" deyib güldüm. Serpil "Oğlum, bende kafamı kaldı. Çabucak gelicem. Sen meraklanma" Murat "Tamam anne" dedim. Ama içim rahat değildi. Hem kolyeyi kaptırmıştım, hem de Bahara haber verememiştim. Aceba benim durumumdan haberi varmı? Sevda bir şeyler söyledimi? Sevda nerde aceba? Gelmemiş olmazdı. Buralarda bir yerdedir kesin. Böyle düşünürken bir anda kapı açıldı ve gelen Sevdayla halamdı. Kafetaryaya çay içmeye getmişler. Annemden uyandığımı duyduklarında hemen yanıma geldiklerini söylediler. Halam yüzümden öperek "iyi ki bizi bırakmadın"- dedi. Ve annem gibi o da ağlamağa başladı. Sevda ise ağlamasının durması için onu sakinleştdirdi. Sevdaya gelince ise " Kefeni iyi yırtdın kuzen"- diyerek benimle alay etmeye başladı. Sonra da" çok korkutdun bizi"- diyerek iç çekdi. Murat "İyiyim ben, merak etmeyin. Hemen kalkar gezerim bir şeyim yok" dedim gülerek. Sonra halam annemin yanına gitdi. Derhal Sevdadan Baharla ilgili laf almalıydım. Murat "Bahar biliyormu durumumu?" Sevda "Evet, biliyor. Yanına gelirken arayıp söyledim. Hastaneye geliyor. Dün akşam söylemedim ki, korkar. O vakitde bura gelirse annemlere ne söylerdim. O yüzden senin uyandığını duyduğumda haber verdim. Gözün aydın kuzen. Hemşiren de hazır" diyerek güldüm. Sevda " Ben annemleri bir azdan eve göndericem üstlerini deyişmeleri için. O zaman rahatca görüşüb konuşursunuz" Murat "İyi ki varsın kuzen. Ben de nasıl yapıcam diye bir yol arıyordum " ***** Bahar O gece sinirden erkenden uyumuştum. Sabah kalktığımda da beni hiç aramamış, ne de bir mesaj atmışdı. Aklıma hiç kötü bir şey olacağı gelmemişti. Sevda beni arayıb bıçaklandığını ve hastanede olduğunu söylediğinde o bıçak sanki kalbime saplanmıştı. Kendimi suçluyordum. Sanki benim yüzümden olmuş gibi. "Ama gerçekten de Bahar tüm bunların onunla alakalı olduğunu bilmiyordu". Hastaneye vardığımda Sevdanı beni kapıda beklerken gördüm. Oda numarasını söyleyip beni odaya yolladı. Kendi bize çay getirecekmiş diye benimle gelmedi. Haberi aldığımdan bu yana çok heyecanlıydım. Ne yapıcağımı tutduramıyordum. Odaya yaklaştığım zaman kapının yarı açık olduğunu gördüm. İçeri girmek istesem de, polisin orada Muratdan ifade aldığını gördüğüm için bekledim. Murat "Her şey anlatdığım gibi efendim. Kız arkadaşıma aldığım kolyeni çalmağa çalıştığı için beni bıçakladı. Lütfen hırsızı yakaladığınızda madalyonlu kolyenin onda olub-olmadığına bakın. Benim için önemli" Bahar "Bu lafı duyduğum an kalbimden vurulmuş gibi oldum.. O an gözlerimden yaşlar istemsizce süzülmeye başladı. Benim yüzümden olmuştu. İçimdeki sıkıntının nedenini o an anlamış bulundum. Duyduklarımdan sonra onların yanına girmedim. Dışarıda polisin gitmesini bekledim. Fakat beklediğimde gözümden akan yaş akıb gitmeye devam ediyordu. Kendime hakim olamıyordum. "O şimdi iyi"- diye kendimi teselli ediyordum" Birden polisin çıktığını gördüm. Göz yaşlarımı silip odadan içeri girdim. Onu gördüğümde beni gördüğü için uzandığı yerden durmak istedi, ama bunu yaparken incindiğini gördüğüm için hemen yanına gidib ona sarıldım. Sarıldığımda kendimi tutamayıb ağlamağa başladım. Bahar " Ben özür dilerim, dün sana gelmediğin için kızmıştım. Ama bilmiyordum. Benim yüzümden başına gelmiş bunlar. Özür dilerim" diye tekrar söyledim. Murat " Ağlama, güzel yüzlüm. Bak iyiyim. Hırsız işte. Neden senin yüzünden olsun ki" Bahar "Ben polisle konuşduklarını duydum. Bana aldığın hediye yüzünden olmuş. Canından kıymetlimi neden böyle şeyler yapıyorsun. Ben sensiz ne yapardım diye ağlarken- beni kendinden bir az aralayıb yüzüne doğru yakınlaştırdı. Dudaklarımız arasında bir kaç sm vardı. Murat "Benim canım senden kıymetli değil, güzelim. Seni kendimden bile çok seviyorum. Bana gerçekten bir şey olmaz. Bana güvenmeni istiyorum" Bahar "Ben sana güveniyorum. Seni seviyorum" - diyerek dudaklarına yapıştım. Galiba bunu beklemiyordu. Bana karşılık verib öpmeye başladı. İlk öpücüğümün hastane odasında olacağı hiç aklıma gelmezdi. Sonra alnıma öpücük kondurub devam etdi- seni seviyorum, ne olursa olsun bunu unutma tamammı? Kafamı evet anlamında salladım.
Free reading for new users
Scan code to download app
Facebookexpand_more
  • author-avatar
    Writer
  • chap_listContents
  • likeADD